Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İSLAM DEMEK BARIŞ DEMEKTİR (II)

Muharrem Günay 3 Temmuz 2010 Cumartesi 03:00:00
  Cenâb-ı Hak, cennete girecek olan kullarını barışı simgeleyen “selâm” sözüyle selamlanarak karşılanacaklarını söylemektedir:
“İnnelmüttegîne fî cennêtin ve uyûnin. üdhulûhê biselâmin êminîne “ “Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar. Onlara: “Selametle güven içinde oraya girin” denir.” (Hicr, 15/45-46)
Selâm, barışın, kardeşliğin ve karşılıklı güvende olmanın işareti olduğundan Müslümanlar, karşılaştıklarında birbirlerine “selâmün aleyküm” diye selâm veririler, verilen selâm ise “aleyküm selâm” diye alınır. Bunun içindir ki selam vermenin sünnet, almanın farz olduğu bütün Müslümanlarca kabul edilmiştir. Peygamber Efendimiz, Selâm vermeyi, Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakları arasında saymıştır. Selâm bir toplumu oluşturan bireyler arasındaki barış, sevgi ve kardeşlik köprüsüdür.
İslâmiyet’in ve İslâm ahlakının barış yolu olduğuna Kur’an’da şu ayette dikkat çekilir:
“Allah o kitabla rızasına uygun hareket edenleri barış yollarına iletir. Onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola sevk eder.” (Maide,5/16)
Bir başka ayette ise insanlar, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırılmaktadır. Bakara Suresi’nin 208. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Yâ eyyühellezîne âmenûdhulû fissilmi kâffeten. Velâ tettebiû hutuvâtişşeytâni. İnnehû leküm adüvvün mübinun.”
“Ey iman edenler! Hepiniz barış ve selamete (Silim’e, İslâm’a) girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin aranızı açan belli bir düşmandır.” (Kur’an/Bakara, 208)
Ayette görüldüğü gibi Allah, insanların “güvenliği”nin İslâm’ın ve İslâm ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir.
Barış içinde olmak, aynı zamanda barıştan yana olmak demek terbiye sahibi olmak demektir. İslam’da Allah’ın güzel isimlerinden birisi de “Rab” dır. Rab, en büyük terbiyeci ve yetiştirici” demektir. Yüce kitabımızda yaradanımızın özel adı olan Allah’tan sonra en çok kullanılan “güzel isim” Rab’dır. Rab, Allah’ın Kur’an’da geçen güzel adlarından-Esmâ-ı hüsnâ’sından biridir ve Kur’an’da 965 defa geçmektedir. Rab, adı Kur’an’da Allah’ın ilk emri olan “oku” ile birlikte geçer. (Bak,Alak suresi, 1-5) Demek ki okumaktan ve eğitim almaktan maksat aynı zamanda terbiye olmaktır. Yeterli bir eğitim ve terbiye almış bireylerin ve bu bireylerden oluşan toplulukların yer yüzünde bir birini öldürmeden barış içerisinde yaşaması gerekir. Bunu başaramadığımıza göre insanlığın yeterli bir eğitim ve terbiye almadığı ve insan olamadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Barışı beş ana başlıkta toplayabiliriz.
1.İnsanın kendi yaratanı ile, yâni Allah ile barışa girmesi
2.Müslüman’ın diğer Müslümanlarla barış içerisinde olması
3.Bütün insanlarla barış içerisinde olmak
4.Doğa ile barışık olmak, Ekolojik barış
5.Ekonomik ve sosyal barış. (SON)
Müslümanın, diğer Müslümanlarla barış
ve güven içerisinde olması
Peygamber Efendimiz Müslüman’ı: “ Men selimel müslimîne min lisânihî ve yedihî” (Müslüman: Müslümanın elinden ve dilinden sâlim olduğu (güven ve arış içinde olduğu) insandır” şeklinde tarif etmiştir.
Kur’an’da bir çok ayette Müslümanların kardeşliğine ve aralarındaki barışa dikkat çekilir:
“Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever.” (Hucurat/9)
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz.”(Hucurat/10)
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de, insanların arasını bulup düzeltmek için, söylenen uzlaştırıcı sözlerin yalan sayılmayacağını bildirmektedir. (Buhari, “Sulh”,3)
Kur’an-ı Kerim’de “Her kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi kalacağı cehennemdir” (Nisa, 4/93) buyrulmaktadır.
Yine bir başka hadisi şerifte Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“İki Müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya geldiklerinde hem öldüren hem de öldürülen cehennemdedir.” (Devamı yarın)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER