'İşe yaramanın, nasıl his olduğunu bilir misiniz?'
Sendikalara yönelik ağır eleştirilerde bulunan CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz'e Türk-İş cephesinden aynı ağırlıkta karşılık geldi. Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu: 'Asıl görev alanınızla ilgili olarak ülke geleceği için ne yapıyorsunuz Sayın Başkan. Bir işe yaramanın, nasıl bir his olduğunu bilir misiniz?' sorularını sordu Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, basın toplantısını [&hellip]
Sendikalara yönelik ağır eleştirilerde bulunan CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz’e Türk-İş cephesinden aynı ağırlıkta karşılık geldi. Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu: “Asıl görev alanınızla ilgili olarak ülke geleceği için ne yapıyorsunuz Sayın Başkan. Bir işe yaramanın, nasıl bir his olduğunu bilir misiniz?” sorularını sordu
Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, basın toplantısını konfederasyona bağlı sendikaların şube başkanlarının katılımı ile gerçekleştirdi.
HAKLI YÖNÜ YOK
Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün sendikalar hakkında ve şahsına yönelik, haddini aşan söylemleri nedeniyle, cevap hakkı doğduğu düşüncesi ile basın toplantısı düzenlediklerini belirtti. Uslu, Görgöz’ün son dönemde yaşanan bazı yerel ve ulusal olaylara sessiz kaldıklarını, aktif eylem sergilemediklerini, kendisi hakkında ise bir radyo programında konuştuğunu, maaşını nerden alıp, ne işe yaradığını irdelediğini belirtti. Görgöz’ün kendince fikirler beyan ettiğini söyleyen Uslu; “Öncelikle CHP ve bu partiye gönül vermiş samimi mensuplarını, bu konunun dışında tuttuğumu belirtmek isterim. Bu güne kadar emeğin ve emekçinin yanında yer alan yaklaşım ve duyarlılıkları nedeniyle de teşekkürlerimi sunarım. Sayın Görgöz’ün ‘Yerel ve ulusal olaylara duyarsız kalmak’ şeklindeki söylemlerinin de haklı bir yönü bulunmamaktadır. Çünkü gerek yerel gerekse ulusal boyuttaki tüm meselelerde, sendikamızın basın açıklamaları ve bir duruşu olmuştur.” dedi.
TÜRK-İŞ ARKA BAHÇE DEĞİL
Muharrem Uslu, kendilerinin, sendika olarak; tüm insanların ve ülkenin, menfaat ve görüşlerine de hassasiyetle yaklaşmaları gerektiğini, göz ardı etmediklerini söyledi. Kaptan’a kızıp, içinde bulundukları gemiyi batırmak gibi bir yöntemleri olamayacağını savunan Uslu; “Kaldı ki, Türk-İş, gerçek meselelerle suni gündem ve meseleleri bir birinden ayırabilecek ve ne yapılması gerektiğini kendisi karar verebilecek iradeye sahip, güçlü bir sivil toplum örgütü olup, hiçbir siyasi parti veya örgütün arka bahçesi de değildir. Askeri cephanelikte meydana gelen ve 25 evladımızı şehit verdiğimiz, bizleri de derinden üzen hadise nedeniyle, ihmali olan askeri personeller yargılanmaktadır. Afyonkarahisar Baro Başkanlığımız, Eskişehir’de görülmekte olan davayı, bizzat duruşmalara da iştirak ederek yakinen takip etmektedir. Hal böyle iken, yani; yetkili ve görevlilerce takibinin yapıldığı bir davada, işçi sendikası olarak hangi davranışımız bu davanın adil bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır?” diye sordu.
SINIF BİLİNCİ GEÇMİŞTE KALDI
“Sayın Başkan, sınıf bilincinin sendikalar tarafından bilinmediğini, 1 Mayıs’ın anlamını bilmediğimizi belirterek, bu kavramların anlamlarını da, kendince çok mükemmel bir şekilde cevaplandırmıştır.” diyen Uslu; “Günümüz dünyasında ve Türkiye’sinde, ‘sınıf bilinci’ kavramı eski önemini yitirmiştir. Çünkü sınıf bilincinin ortaya çıktığı dönemdeki, işçi-işveren ilişkileri, toplumsal yaşam kaliteleri, tamamen değişmiş böyle bir kavramın varlığına ihtiyaç, kendiliğinden sona ermiştir. Günümüzde işçi-işveren ilişkileri ve işçi hakları, uluslar arası ve ulusal yasalarla güvence altına alınmış, bu yasal düzenlemelerin hilafına olan uygulamalar ise, bağımsız mahkemelerce koruma altına alınmıştır. Türkiye, gerek kurumları gerekse insanı ile 60’lı yılların Türkiye’si değildir.” diye konuştu.
İKTİDARSIZLIK VEBALİNE DİKKAT
Türk insanının artık klişe cümlelerin, sloganların, avuttuğu bir toplum olmadığına vurgu yapan Muharrem Uslu, yerelde ve ülke yönetimine talip olan siyasilerin, hayatın ve ülke gerçeklerinden uzak s��ylemlerin, kuru vaatlerin; ülke insanı için, inandırıcı olmadığını idrak etmelerini istedi. Uslu; “65 Yıldır muhalefette kalan partinin tüm yöneticilerinin, partinin iktidara gelememesinde, Belediye Başkanlıklarını kazanamamasında vebali vardır. Ve bu vebal, tüm gelirlerini ülke hazinesinden aldıkları için, 75 milyon vatandaşımıza karşıdır. Evet, biz Türk-İş olarak, görev sahamızdaki tüm işyerlerinde, işçilerimizin, asgari ücretlilerin, taşeron işçilerimizin haklarını savunduk. Yasal platformlarda demokratik mücadelemizi verdik ve veriyoruz. Ayrıca, sorumlu bir sendikacılığın gereği olarak, işçi işveren ilişkilerinin yanı sıra, Afyon’umuzun, sağlık, çevre, eğitim ve sosyal-kültürel hayatına ait birçok konuda, sendikamızın görüş ve gayretlerinin olduğu, tüm kamuoyunun malumudur. Sendikacılığın bir gereği olarak, siyasi partilere ve diğer kurumlara olan mesafeli duruşumuzun, pasiflikle nitelendirilmesi de asla kabul edilemez.” şeklinde konuştu.
“PEKİ SİZ NE YAPIYORSUNUZ?”
Bu ülkede, her birimin, her kurumun ayrı ayrı görev ve sorumlulukları bulunduğundan söz eden Uslu sözlerine şöyle devam etti: “Hastanelerden şifa, adliyelerden hukuk, sendikalardan işçi haklarının savunulması beklenir. Peki, siyasi partilerden ve il yönetimlerinden ne beklenir Sayın Başkan? Ve siz asıl görev alanınızla ilgili olarak ne yapmaktasınız? Siz bu ülkenin geleceği için ne yapıyorsunuz Sayın Başkan. Bir işe yaramanın, nasıl bir his olduğunu bilir misiniz?” (Kocatepe)