• Haberler
  • Gündem
  • “İş yapmak ve yaşamak için” iller sıralamasında Afyon 53.

“İş yapmak ve yaşamak için” iller sıralamasında Afyon 53.

Forbes Dergisi bu yıl üçüncüsünü hazırladığı 'İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler' araştırmasını yayınladı. İller arasında bir çok kriteri göz önünde bulundurarak yapıldığı belirtilen araştırmayla ilgili olarak Forbes dergisi yöneticilesi Eyüp Karagüllü şu bilgileri aktarıyor:İller arasında rekabet hızlı. Öncelikle zirvede kalmayı hala başarmasına rağmen İstanbul'un hegemonyası tepetaklak. Artık Ankara ve İzmir'in nefesini daha [&hellip]

Forbes Dergisi bu yıl üçüncüsünü hazırladığı “İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler” araştırmasını yayınladı. İller arasında bir çok kriteri göz önünde bulundurarak yapıldığı belirtilen araştırmayla ilgili olarak Forbes dergisi yöneticilesi Eyüp Karagüllü şu bilgileri aktarıyor:
İller arasında rekabet hızlı. Öncelikle zirvede kalmayı hala başarmasına rağmen İstanbul’un hegemonyası tepetaklak. Artık Ankara ve İzmir’in nefesini daha yakından hissediyor. Yılın sürprizleri Tekirdağ ve Yalova. Ankara yaşam kalitesinde ilk sıraya çıkarken Eskişehir ve Antalya zirveyi zorluyor. Öte yandan Doğu ve Güneydoğu, İç Anadolu’nun kuzeyi ile Karadeniz’in güney bölgeleriyle Türkiye’nin geri kalanı arasındaki uçurum giderek belirginleşiyor.
2 YIL ÖNCE BAŞLADI
KRİTERLER ARTTI
Bundan iki yıl önce “Türkiye’nin Yaşamak ve İş yapmak İçin En İyi Kentleri” araştırmasını (bundan sonra kısaca İdeal Kentler diyeceğiz) hazırlarken FORBES yazıişleri olarak genel kanımız sonucun malumun ilanının ötesine geçemeyeceği yönündeydi. Tahmin edileceği üzere büyük kentlerin özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’in hemen her alanı domine edeceği, sanayileşmiş kentlerin de bu üçlüyü takip edeceğini öngörmüştük. İşin doğrusu, hazırladığımız ilk liste bizi haklı çıkardı. Yanılmamıştık; iş yapmak, para kazanmak ve modern hayatın imkanlarına her an erişebilmek istiyorsanız, büyükşehirlere yaşamak zorundaydınız ve üç büyük kent de size modern hayatın (Türkiye koşullarında) en iyisini sunuyordu. Üstelik genel puanlamada (bkz. Nasıl hazırladık) üç büyük kent ile diğer 78’i arasında (hatta İstanbul ve diğer ikisi arasında bile) ciddi bir uçurum oluşmuştu sonuncu ile birinci arasındaki baz puan farkı 55’ti.
İstatistik yalan söylemez ama ortada net bir açmaz vardı. İnsanlar; trafiğin olmadığı, işe gitmek için saatler harcanmadığı, havası temiz, suyu damacanayla almadığı, yeşil alanı bol kentlerde yaşamak istiyordu. Ama büyükşehirler fiiliyatta tam tersi bir tablo çiziyordu. Buna karşılık kentlere üşüşmeye devam ediyorduk. 55 yıl önce nüfusun sadece yüzde 15’i kentlerde yaşarken 2015 sayımına göre 78,7 milyonluk Türkiye içinde kent dışında hayatını sürdüren sadece 6,2 milyon insan var ki bu sadece geçen seneye göre 300 bin kişinin kente göç ettiği anlamına geliyor.
FORBES olarak metodolojimizi oluştururken “Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz?” sorusundan besleniyoruz. Varsayımımız “ideal kent”in hem iş yapmak hem de yaşamak için asgari standartlara sahip olması. Sadece yaşanılabilirlik ya da sadece iş imkanlarının fazlalığı bir kenti ne rekabetçi ne de kalkınmış yapıyor. Nihayetinde kalkınma, ekonominin yanında sosyal, kültürel ve siyasi bazı gelişmelerin birlikte oluşmasıyla gerçekleşen bir olay. Dolayısıyla ikinci sene, İdeal Kentler listesini hazırlarken metodolojimizi biraz değiştirdik. 94 maddelik veri seti içinde “yaşanılabilirlik” endeksinin payını ve içindeki 30 başlığın (2016 listesinde 35 başlık var) bazılarının ağırlık puanını artırdık. Kısacası “yaşam kalitesini” ön plana aldık.
NASIL HAZIRLANDI?
“İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler” araştırması, veri seti kompozisyonu açısından temelde Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) ile Deloitte’ın birlikte hazırladığı 2010 tarihli “İller Arası Rekabetçilik Endeksi”ne dayanıyor. Metodoloji olarak ise FORBES’un farklı konularda (genç profesyoneller, eğitim, çalışan aileler gibi) seçtiği “Amerika’nın en iyi şehirler” listeleri kullanıldı. URAK’ın veri seti 42 başlıktan oluşuyordu. FORBES olarak bu veri setini 77 ana ve alt maddelerle birlikte toplam 94 başlığa çıkardık. Veri kaynakları olarak ilgili kamu kurumunun ve TÜİK’in veri tabanından yararlandık. Ayrıca Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği gibi ilgili sivil toplum örgütlerinden de veri aldık. Öncelikle oluşan veri setini dört ana kategoriye ayırdık: “Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi”, “Markalaşma Becerisi ve Yenilikçilik”, “Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli”, “Erişilebilirlik”. Böylece kentin yaşanabilirlik, yenilikçilik, iş yapmak için yeterliliği, iletişim ve ulaşım konusundaki durumunu ortaya koymaya çalıştık. En çok veri 35 başlıkla “Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Endeksi’nde toplandı. Onu 21 ana başlıkla “Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli” izledi. Buradaki amaç ise araştırmamızın başlığındaki sonuca ulaşmaktı. Yani bir kentin “yaşama ve iş yapma” özelliklerini ne ölçüde birarada barındırabildiğini bulabilmekti… Buradaki mantık, en iyi kentlerin ikisini de birarada sunması gerektiği varsayımına dayanıyor. Hesaplamada ise her bir veri seti kendi içinde endekslendi. Ardından dört ana kategorinin her biri için ağırlıklandırma verilerek genel endeks puanına ulaşıldı. Ağrılıklandırma yapılırken yaşam kalitesi ön plana çıkarılmaya çalışıldı. Ama buradaki çarpan katsayısı çok uç noktalara götürülmedi. Böylece kentlerin bir özelliğinin çok iyi olmasının uç bir puan üreterek diğer verileri etkisizleştirmesinin önüne geçildi. Son olarak da her bir kentin kategori puanları yine ağırlıklandırılarak nihai sonuca ulaşıldı. Örneğin suç oranı, sağlık hizmetlerine erişim, hava kirliliği, işsizlik, nüfus yoğunluğu, yeşil alan, trafik, suya erişim gibi unsurların katsayısı eğitim durumu, otomobil sahipliği, AVM, otel gibi verilere göre yükseldi. Buna karşılık diğer 60’dan fazla veriden oluşan ve daha çok iş yapma potansiyelini gösteren üç ana kategoriyi bozmadık. Sonuç: Ana liste değişmedi. İstanbul zirvede Ankara ile İzmir takipteydi, aynı şekilde sanayi kentleri de. Ama yaşanılabilirlik endeksinin zirvesinde artık genel sıralamada altıncı olan Trabzon vardı. Eğitimli, sağlık imkanları iyi, kendine yetebilen; sosyal imkanlara erişim, yeşil alan ve su kullanımı nüfusuna göre yeterli, üniversitesi olan Trabzon, iş yapabilirlik konusunda bir Kocaeli değildi elbette ama potansiyele sahipti. “Yaşamak İçin En İyi Kent” sıralamasında Trabzon’u, Eskişehir ve Muğla izliyordu.
Burada özellikle vurgulamak gerekiyor ki FORBES’un araştırması ‘siyasi’ bir bakış açısını ya da dünya görüşünü hiçbir zaman yansıtmıyor, sadece ve sadece istatistiki olarak hesaplanabilir verileri baz alıyor. İller sıralamasının zirvedeki 10’u şöyle:
1. İstanbul: endeksi 68,9, 2. Ankara: endeksi 66,13, 3. İzmir: endeksi 62,39, 4. Tekirdağ 61,46, 5. Kocaeli 59,98, 6. Antalya 59,1, 7. Yalova 58,07, 8. Bursa 57,13, 9. Eskişehir 56,84, 10. Trabzon 53,38, Afyonkarahisar 53. Sırada.
İller arasında yapılan sıralamada Afyonkarahisar 53. sırada kendisine yer buldu. Afyonkarahisar’ın komşusu olan illerin durumları ise şu şekilde belirlendi:
53. Afyonkarahisar Genel Endeks Puanı: 41,24, 47. Burdur Genel Endeks Puanı: 42,68, 45. Uşak Genel Endeks Puanı: 42,79, 36. Isparta Genel Endeks Puanı: 45,47, 32. Kütahya Genel Endeks Puanı: 46,57, 26. Denizli Genel Endeks Puanı: 48,05, 24. Konya Genel Endeks Puanı: 48,88

Bakmadan Geçme