Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İNANÇ BAKIMINDAN İNSANLAR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 16 Şubat 2010 Salı 02:00:00
  Evet de ki peygamberim onlara, ister gönüllü, ister gönülsüz, ister isteyerek ister istemeyerek infakta bulunun. Kesinlikle bilesiniz ki bu infaklarınız sizden kabul edilmeyecek. Allah onu sizden kabul etmeyecektir. Çünkü sizler fâsıklar topluluğusunuz. Allah’a imandan, itaatten, kulluktan çıkmış bir topluluksunuz. Adamlar hem türlü türlü mâzeretlerin arkasına saklanarak Allah için çıkılacak bir cihaddan kaçmak istiyorlar hem de bu niyetlerini gizleyebilmek için mücahitlere maddî katkıda bulunmak, infakta bulunmak istiyorlardı. Siz yürüyün ey Müslümanlar, arkanızda biz varız diyorlardı. Sizi desteklemeye hazırız diyorlardı. Her ne kadar bizler sizlerle birlikte gelemiyorsak da paralarımızla yanınızdayız diyorlardı. Ama hainler Allah rızası değil de sadece insanlara gösteriş için hareket ediyorlardı. Bunun bir başka sebebi de:
Allah’ı ve peygamberini inkâr etmeleri, namaza tembel, tembel gelmeleri, istemeye, istemeye vermeleridir. Evet onlar namaza tembel ve isteksiz davranırlar. Namaza inanmadıklarından, namazla sevap beklemediklerinden zoraki kılarlar. İdama gidiyorlarmış gibi namaza giderler. Namazla çevrelerine karşı din kurtarma derdindedirler. Yâni adamlar Müslüman olmadıkları halde bir kısım menfaatler devşirmek ve de kendilerini Müslümanların elinden kurtarabilmek için çırpınan kimseler. Bunun için bu adamlar her gün Müslümanların mescidinde Müslümanlarla beraber olmak, Müslümanlarla beraber görünmek, Müslümanlarla beraber namaz kılmak zorunda kalıyorlardı. Aksi taktirde İslâm toplumunun bir üyesi olmaktan çıkmaları söz konusuydu. Onun için münâfıklar kendilerini ele vermemek için istemeye, istemeye namaz kılmak zorunda kalıyorlardı. İstemeye, istemeye infakta bulunmak zorunda kalıyorlardı. İnanmadıkları bir şeyi yapma azabına katlanmak zorunda kalıyorlardı. Onun içindir ki Rabbimiz ne namazlarının, ne de infaklarının onlardan asla kabul edilmeyeceğini söylüyor.
15-Onlar Çok Korkaktırlar
“Sizden olmadıkları halde, sizinle beraber olduklarına Allah’a yemin ederler. Oysa onlar korkak bir topluluktur. Bir sığınak veya mağara yahut girecek bir yer bulmuş olsalardı, çarçabuk oraya yönelirlerdi.” (Tevbe/56,57.)
Evet o münâfıklar, o inanmadıkları halde iman gösterisinde bulananlar, sizden olmadıkları halde sizden olduklarına, sizinle birlik olduklarına dair Allah adına yemin ederler. Vallahi de billahi de biz de Müslümanız, biz de sizdeniz diye yemin ederler. Halbuki onlar sizden değildirler. Kalpleri, duyguları, düşünceleriyle onlar kâfirlerdendirler. Kâfirlerden yanadırlar. Ancak sizden gelebilecek bir takım tehlikelerden korktukları için küfürlerini gizlemek ve sizden görünmek istiyor-lar.
Müslümanların güçsüz olduğu ortamlarda bunlar küfürlerini açıkça ortaya koyarlar. Böyle münâfıkça tavırlara ihtiyaç duymazlar. Ama Müslümanların güçlü oldukları ortamlarda bu tür insanlar inanmadıkları halde inanmış gibi görünürler ve için için kâfirlerle işbirliği içine girerek Müslümanları arkadan hançerlemeye çalışırlar. Kâfir güç odaklarıyla gizli gizli anlaşmalar yaparak Müslümanları yok etmenin hesabına girerler. Kâfirlerle birlikte hareket ederler ama aslında bu adamlar kâfirlerle de beraber değillerdir. Yâni bu münâfıkların asıl amacı küfür de değildir. Yâni bir kâfir gibi ideolojik bir küfür taraftarı da değillerdir. Müslüman da değillerdir. Bunlar kimliksiz insanlardır, dâvâsız insanlardır. Onların dinleri de, davaları da sadece menfaatleridir. Menfaatleri gereği bir sarkaç gibi bazen küfre ve kâfirlere bazen da imana ve Müslümanlara meylederler. Yâni hem iman safının, hem de küfür safının bu tür insanlardan ciddi bir fedâkarlık beklemeleri mümkün değildir.
16- Peygamberi, Dini ve Din adamalarını Durmadan Tenkit Eder ve Kötülerler
Tevbe suresi 61.ve 65. âyetlerde Münafıkların Hz. Peygamberimiz hakkında ileri geri konuştukları, alay ettikleri anlatılır:
Tevbe/61. “İkiyüzlülerin içinde “O her şeye kulak kesiliyor” diyerek peygamberi incitenler vardır. De ki: “O kulak, Allah’a ve mü’minlere inanan, sizin için hayırlı olan, içinizden inanan kimselere rahmet olan bir kulaktır. “Allah’ın peygamberlerini incitenlere can yakıcı azabı vardır.”
Tevbe/65. “Onlara soracak olursan, “Biz andolsun ki, eğlenip oynuyorduk” diyecekler; De ki: “Allah’la, âyetleriyle, peygamberiyle mi alay ediyorsunuz?”
Bu ayetten anladığımıza göre Peygamber Efendimiz ve dini hükümler hakkında ileri geri konuşmak ve alay etmek te münafıklık alâmetlerindendir.
17- Allah ve Resûlünü Bırakıp İnsanları Razı ve Hoşnut etmeye Çalışırlar.
Tevbe/ 62,63. “Sizi hoşnut etmek için Allah’a emin ederler. Eğer inanıyorlarsa Allah’ı ve peygamberini hoşnut etmeleri daha gereklidir. Allah’a ve peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedî kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik budur.” (Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER