Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İNANÇ BAKIMINDAN İNSANLAR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 8 Şubat 2010 Pazartesi 02:00:00
  İmanda önemli olan kalp ile tasdiktir. Bir kimse, Peygamberimizi, Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen her şeyde kalbi ile tasdik ediyor ve doğruluğuna inanıyorsa -bunu her hangi bir sebeple dili ile ikrar etmese de- Allah katında mü’mindir. Diliyle ikrar ettiği halde kalbi ile tasdik etmiyorsa, bu kimse her ne kadar insanlar yanında mü’min ise de, Allah katında gerçekten inanmış değildir.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:
“İnsanlardan öyle kimseler vardır ki Allah’a ve âhiret gününe iman ettik derler, halbuki onlar mü’min değillerdir.” (Bakara, 8.)
”Bedeviler, ‘İman ettik’ demektedirler. (Ey Muhammed) de ki, ‘Siz iman etmediniz fakat İslâm olduk deyin, çünkü iman henüz kalplerinize girmedi.” (Hucurat, 14)
Büyük Müfessir Mücahid (H.21-103) bu âyet-i kerimenin, Medine yakınında bulunan Benî Esed İbn-i Huzeyme kabilesi hakkında nâzil olduğunu söylemiştir. Bu kabile ganimet hevesiyle müslüman olduklarını söylemişlerdi. Bunlar bir kıtlık yılında Medine’ye gelmişler şehâdet kelimesini söylemişler ve Peygamberimize:
“- Biz, filân oğulları ve filân oğulları gibi size savaş açmadık, âilelerimizle geldik” dediler. Bu sözleri ile Peygamberimizden kendilerine sadaka yardımı yapılmasını istiyorlardı. Bunun üzerine bu âyet-i kerime indi. (Âlûsî, Ruhu’l-Meânî, Beyrut, c. XXVI, s.167, Mısır, 1353 H.)
Âyet-i kerimede Peygamberimize hitaben, onlara “Siz iman etmediniz de” denilmektedir. Çünkü iman “dil ile ikrar” değil, “kalp ile tasdiktir.”
Dil ile ikrar, dünyada Müslüman olduğunun bilinmesi ve kendisine (cenaze namazını kılmak ve müslüman mezarlığına defnetmek gibi) İslâm hükümlerinin uygulanması için, gereklidir. Eş’arî’lerin ihtiyarı da budur. Ebû Mansûr Mâturidî de bu görüştedir. (Şerhu Fıkhi’l-Ekber, s. 69.)
Halk arasında meşhur olan; “İman, kalp ile tasdik ve dil ile ikrardır” sözünün anlamı da budur. Yoksa bir insanın Allah katında Müslüman olması için kalp ile tasdik yeterlidir. –
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
“Bu dinin başı teslimiyettir. Allah’a teslim olan selamete erişir. Namaz, dinin direğidir. Ama en yüksek şeref ve derece Cihattır. Bu dereceye ancak en üstün Mü’minler ulaşır.” İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir Ve Tercümesi, Aydın Yayınevi: 1/36
Kur’an-ı Kerimde ise bu konuda şöyle buyrulur:
“… Hiç şüphesiz Allah’ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk.” (Enam Suresi, 71
Buna karşılık Rabbimiz, tam bir teslimiyetle Kendisi’ne teslim olan kullarını şöyle müjdelemektedir:
“Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah’a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah’a varır. ” (Lokman Suresi, 22) Ayrıca Bakara 136, lokman 22, Enam 71-72, neml 44, yunus 84 şuara 62. ayetlere bak
İmanın Geçerli Olmasının Şartları
İmanın sahih ve makbul olması için üç şartın bulunması gereklidir.
1. İman ümitsizlik halinde olmamalıdır.
Hayatı boyunca Müslüman olmamış bir insanın, yaşama ümidinin kalmadığı anda, can çekişirken iman etmiş olması geçerli değildir. Bu konuda Kur’an-ı kerim’de şöyle buyrulur:
“Günah işleyip de kendisine ölüm gelince ‘işte ben şimdi tövbe ettim’ diyen kimsenin tövbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tövbesi kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.” (Nisa, 18)
2. İnanmış olan kimse dinin hükümlerine toptan inanmalıdır. Dini hükümlerin bir kısmını kabul edip bir kısmını inkar eden insan Müslüman değildir. Sözgelimi, dini hükümlerden namaz, oruç, hac gibi hükümleri kabul edip, zekat hükmünü inkar eden insan dinden çıkar kâfir olur. Yine içki içmek haram değildir diyen kimse, içki içmese bile dince kesin olan bir hükmü inkar ettiğinden kâfir olur. Çünkü dinin hükümleri bir bütündür. Bunlardan birisini inkar tamamını inkar etmek gibidir. “İslâm” sözcüğünün “teslim olmak” mânasına gelmesi de buna işaret eder. Yâni ben îman ettim, Müslüman oldum diyen insan, “Allah’a teslim olan ve Allah’ın bildirdiği hükümlere toptan inanan” insandır. Bir Müslüman dinin bütün hükümlerine inandığı halde bunlardan bir kısmını yerine getirmese dinden çıkmış olmaz. Sözgelişi içki içen bir Müslüman, dinden çıkmaz, fakat büyük günah işlemiş olur. Müslüman’a tevbe kapısı her zaman açıktır. İçki içen bir Müslüman ileride tevbe eder, içkiyi bırakırsa İnşallah Allah tevbesini kabul edip, günahlarını bağışlar. Ama içki içmediği halde, içkinin haram olduğunu kabul etmeyen bir insan dinden çıkar.
3. Dindeki hükümlerin hepsinin güzel olduğunu kabul etmeli ve bunların arasında bir ayırım yapmamalıdır. Yine bir Müslüman dindeki hükümlerin, emir ve yasakların hepsini aynı derecede kabul ve tasdik etmelidir. Yani bütün emirler ve hükümler iyi ama, şu kumar oynamak veya zina etmek haram olmasa daha iyi olurdu gibi şeyler söyleyemeyiz.
(Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti