İlk sohbette zekât ve Ramazan ele alındı
Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi'nce bu yıl 7'ncisi organize edilen Türkiye de ilk olma özelliğini koruyan Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin birincisini adet olduğu üzere İl Müftüsü Şükrü Kabukçu 'Ramazan ve Zekât' başlığında verdi.'ÜÇ MÜFTÜ SKALASINDAREKOR KABUKÇU'DA'İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, Ramazan ayı ile 'Ramazan ve Zekât' başlıklı sohbetin bereketinden istifadenin nasip olmasını dileyerek sözlerine başladı. Ramazanda İkindi [&hellip]
Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi’nce bu yıl 7’ncisi organize edilen Türkiye de ilk olma özelliğini koruyan Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin birincisini adet olduğu üzere İl Müftüsü Şükrü Kabukçu “Ramazan ve Zekât” başlığında verdi.
“ÜÇ MÜFTÜ SKALASINDA
REKOR KABUKÇU’DA”
İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, Ramazan ayı ile “Ramazan ve Zekât” başlıklı sohbetin bereketinden istifadenin nasip olmasını dileyerek sözlerine başladı. Ramazanda İkindi Sohbetleri gibi bir güzelliği başlatan Ensar Vakfı yönetimine, katkı verenlere ve katılımcılara teşekkür eden Kabukçu, “İl Müftüsünün ilk sohbeti vermesi bir gelenek haline geldi. Benim Afyonkarahisar’da geçirdiğim 4,5’ncu Ramazan ayım. Bir Ramazan ayının yarısında gelmiştim. Şu anda beşinci Ramazan ayına devam ediyorum. Elhamdülillah son üç Müftü skalasında rekor bende. Ramazan’da gelip bir başka Ramazan’da gitmekte var. İlk sohbeti İl Müftüsüne verme nezaketlerinden dolayı da vakıf yöneticilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
“BU YILIN TEMASI RAMAZAN VE İNFAK”
Her toplum için şüphesiz sembol değerler bulunduğunu dile getiren Şükrü Kabukçu, Ramazan ayının Hac mevsimi ve Umre gibi temel değerlerde sembollerin iç içe geçtiği özel günler olduğunu belirtti. Ramazan ayında oruç, fidye, fitre, sahur, iftar, teravih namazı, mukabele, itikâf, imsakiye gibi değerlerimiz var. Kollarda ve duvarda bulunan saate rağmen illa ki imsakiye deniliyor. Çünkü imsakiyeyi duvara astığımızda o imsakiye bize bir ay boyunca Ramazan, Ramazan, Ramazan mesajını veriyor. Toplumu inşa eden sembol değerler bizim vazgeçilmezlerimizdir. Diyanet İşleri Başkanlığımız her yıl bir temayı öne çıkarıyor. Toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz en azından farkındalık olması için geçen yıllarda ‘Dünyamız İsraf Olmasın Üzerinde Her İnsanın Hakkı Var’ ‘Gelin Gönüller Yapalım’ ‘Vakit İyilik Vakti Gibi’ temalar işlenmişti. Bu yılda önce ‘Ramazan ve Zekât’ olarak ilan edildi. Ama daha bir üst başlık ‘Ramazan ve İnfak’ konusunu bir ay boyunca gündemde tutmaya gayret göstereceğiz.” diye konuştu.
“İNFAK MADDİ VE MANEVİDİR”
Şükrü Kabukçu, sohbet sunumun malumun ilanı olacağını, her bir kişinin ortak değeri olan kavramların, küçük yaştan itibaren yapılan okumaların, duyumların bunlar üzerine olduğunu söyledi. Paylaşacağı satır başlarının Ramazan bereketi olmasını dileyen Kabukçu, “İnfak kavramına dair kadim ulemanın verdiği çok değişik anlamlar var. Ben bazı alıntılar yaptım. Birkaç tanesi arz edeceğim. İnfak malı elden çıkarmak yani harcamaktır. Kişinin ailesinin geçimi için harcadığı mal olarak da tanımlanıyor. İnfak farz olsun, nafile olsun tüm hayır yollarına yapılan harcamadır. Elmalılı Hamdi Yazır, infakı maddi ve manevi olarak tanımlar. Maddi infak olarak zekât ve diğer sadakalar, armağanlar, yardımlar ve vakıf gibi fukaraya ve hayırlar için mal sarf etmek gibi tüm ibadetleri kapsamaktadır ki Kur’an-ı Kerim de ‘Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki, hayr olarak infak edeceğiniz anne, babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayr olarak her ne yaparsanız Allah onu kuşkusuz bilir’ gibi ayetlerle ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Manevi olarak infak ihlâs sahiplerine makamdan, ilimden, nasihatten, yol göstermeden, nefse hizmetten, izzet, ikram ve ağırlamaktan, kalp iradesinden hatta sevgi, saygı ve selamdan yapılan herhangi bir hayrı kapsamaktadır.” şeklinde konuştu.
“MÜLK KİMDE OLURSA OLSUN
TEK SAHİBİ ALLAH’TIR”
Temel inançlardan bir tanesinin de mülk sahibinin Allah olduğun vurgulayan Kabukçu sözlerine şöyle devam etti:
“Malik-i Mülk olan Cenab-ı Allah’tır. Anadolu’nun o güzel Türkçesiyle söylenmiş olan temel kavramlardan olan bazı hususlar vardır. Evinin önünde oturan bir yaşlıya ‘Amca burası kimindir?’ diye sorduğumuzda ‘Ben bekçisiyim yavrum’ cevabını veriyor. Bazen diyorum yeni yetmeler adamı sanki maaşlı bekçi zannediyor. Değil. Dilimize öyle bir yerleşmiş ki tevhit akidelerinin uzantıları, çocuğu ile yolda giden baba çocuğu için ‘Bu bizim emanet’ diyor. Benim oğlum, benim kızım demeyi edebe aykırı görmüş. Tabii ki bu büyük bir edeptir. İnfak kişinin kendisine ait bir şeyden vazgeçmesi değildir. Çünkü o kişi de emanettir. İnfak bir tür vazgeçmeyi içerir. Fakat bu sahip olunan şeyleri başkasına temlik etme anlamına gelmez. Tam tersine infak kişinin kendisinde bulunduğunda da başkasında bulunduğunda da mülkün sahibinin aynı olduğunu idrak etmesi demektir. Mesela bu haset duygusunu önleyen ahlaki duruşlardan birisidir. Dolayısıyla infakta temlik ya da temellik söz konusudur. Çünkü dolaşımda olan Allah’ın mülkü aynı kalır. Yani bende de olsa Allah’a ait başkasında da olsa Allah’a aittir. Kullara nispetinde değişiklik olmaktadır.”
“VAKIF MEDENİYETİ EN
BÜYÜK İNFAK ÖRNEĞİ”
İnfakın hem bir sükûn hem de bir hareket hali olduğunu aktaran Kabukçu şunları söyledi:
“İnfak edilen her ne ise Hakk’a nispetle daima sükûn halinde mahlûka nispette hareket halindedir. Bu sebeple infak tavşanın yuvasını değiştirmesi anlamına gelen nefeka kökünden türetilmiştir. Kur’an da aynı kökten münafık kelimesi de türetilmiştir. Bir kimsenin sürekli taraf değiştirmesi hangi grubun içerisinde ise o gruba mensup gibi davranması inkâr halinde kalması durumu münafık kelimesi ile anlatılmıştır. Bu kelimenin anlamı Kur’an da ki olumsuz kullanımıdır. Sonuç itibariyle infak; Allah’a itaat ve ibadet amacıyla genel olarak iyi niyetle yapılan kişinin kendisine, ailesine, akrabalarına, eşine, dostuna ve ihtiyaç sahiplerine kısacası İslam’a ve Müslümanlara ve tüm insanlığa faydası olması için yapılır. Tüm insanlığa faydalı olma halinin altını çizmek gerekir. Özellikle ecdadımızın kurmuş olduğu vakıf medeniyetinde hiçbir din ve ırk ayrımı yapmadan herkesin istifadesine sunmuşlardır.”
“İNFAK ZEKÂT VE MALİ İBADETLERİ
KAPSAYAN ÜST KAVRAM”
Şükrü Kabukçu, infakı; Mal, mülk, para, makam, ilim, nasihat, yol gösterme, nefse hizmet, izzet, ikram, ağırlama, kalp iradesi hatta sevgi, saygı ve selam gibi madde manevi her türlü hayrı, yardımı, harcamayı, davranışı içine alan zorunlu infak olan ailenin geçimi üzerine vücudiyet bulunduğunu söyledi. Kabukçu şöyle konuştu:
“Zekât farzdır, fıtır sadakası Hanifi de vaciptir. Gönüllü infak sadaka, yoksulu doyurma, vakıf gibi ibadetleri içine alan dini ve ahlaki davranış biçimidir. Bu sebeple infak zekât ve diğer mali ibadetleri içine alan bir üst kavramdır. İnfakı bir anlamda sadaka ile eşleştirmek mümkündür. Çünkü sadakanın genel anlamı zekâttan daha üst bir başlık olarak Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan her türlü eylemdir diyebiliriz.” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi