'İlim ile bilim aynı değildir'
Ensar Vakfı'nın Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin 24. gün konuşmacısı AKÜ İslami İlimler Fakültesi'nden Araştırma Görevlisi Enes Taş, 'İlim Kendini Bilmektir' başlıklı sunumunu yaptı. Kur'an-ı Kerim tilaveti aynı fakülteden Mustafa Can tarafından gerçekleştirildi.SIR İLİMBİLMEKTEAKÜ İslami İlimler Fakültesi'nden Araştırma Görevlisi Enes Taş, Ramazan ayının son günlerinin idrak edildiği zaman diliminde bayram arifesinde yaşanan İstanbul Atatürk Havalimanında yaşanan hain [&hellip]
Ensar Vakfı’nın Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 24. gün konuşmacısı AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Enes Taş, “İlim Kendini Bilmektir” başlıklı sunumunu yaptı. Kur’an-ı Kerim tilaveti aynı fakülteden Mustafa Can tarafından gerçekleştirildi.
SIR İLİM
BİLMEKTE
AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Enes Taş, Ramazan ayının son günlerinin idrak edildiği zaman diliminde bayram arifesinde yaşanan İstanbul Atatürk Havalimanında yaşanan hain saldırıyı göz önünde bulundurup, Rabbimizin, İslam’a, Müslümanlar’a ve ümmete bu sıkıntılı günlerde rahmeti ile muamele etmesini diledi. Allah-u Teala’nın her türlü saldırılardan ve bu tür ihanetlerden Müslümanlar’ı beri kılmasını temenni eden Taş; “Konuşma konumuzun başlığı ‘İlim Kendini Bilmektir’ olarak belirledik. Yunus Emre’nin bilinen meşhur bir dörtlüğü bizim konumuzu oluşturuyordu. Kendini bilmektirin sırrı birinci mısradaki ilim ilim bilmektedir de gizli olduğunu düşünüyoruz. Bu genellikle edebiyat yorumlarında ya da felsefi analizlerde, Yunus’un düşüncesi üzerine yapılan analizlerde, dörtlüğün en önemli mısrasının ilimin kendini bilmek olduğu belirtilir. Takdir edileceği üzere Hz. Peygamber’in (SAV) sözlerinden birisi olan ‘Kendini bilen Rabbini bilir’ sözüne atıf olduğu, kendini bilmenin mısranın özü olduğu belirtilir” dedi.
CEVAPLAR ÖZE ULAŞTIRIYOR
İlim ilim bilmektir ifadesinde genel olarak bilmenin bilmek gibi düşünüldüğünü kaydeden Enes Taş, öznenin ilim, bilmenin bilmeyi bilmek anlamına geldiğini dile getirdi. Zihinlerde bilmenin nasıl cerayan ettiği, bilmek söz konusu olduğunda insanın dışındaki varlıkların da bilebilir mi sorusunun gündeme geldiğini aktaran Taş; “Biz bu soruların cevabından aslında insanın da mahiyetine, özüne ulaşıyoruz. Bu sorgulama bize varlıklar arasında insanın yerini bulmamıza ve bu sayede de insanın kendisini bilmesini gösteriyor. Sohbetimiz de irdelemeye çalışacağımız kavramlar insana ait özellikler olan bilmek, ilim kavramı, kendi kavramı var. Yani benlik kavramı üzerinde biraz durursak insan olmanın hatta bilgi insan olmaktan yola çıkarak bilginin nesnesi yani bir nesne olarak bilginin ne olduğudur. Türkçe’de günümüzde ilimden farklı olarak bilim kavramını da kullanıyoruz. Bunlar aynı kavramları karşılar mı? Bunları ele alacağız” diye konuştu.
İLİM HAKİKATİ BULMA ARACI
Arapça’daki ilim kavramını Türkçe’de ki bilgi kavramı ile karşılaştırmanın mümkün olduğunu kaydeden Enes Taş, eşleştirme konusunda ise aynı şeyin söylenemeyeceğini ifade etti. Bilimin daha çok bilimsel bilgi olduğundan söz eden Taş; “İlimle kastettiğmiiz sadece bilgi değil onu da içine alan daha geniş bir bilgi yelpazesidir. Bilgiye konu olan nedir? Varlığa ilişkin her türlü insan edimine bilgi diyoruz. Bu felsefi, kelami, riyazi olabilir. Hatta vahiy bilgi olabilir. Fenne dayalı olarak mesela kimya olabilir. Riyaziyat dediğimiz matematikle ilgili olabilir. Bu noktada bilim kavramı sadece fen ile ilgili bilimleri karşılar. Halbuki bizim ilim kavramımız bunun daha ötesinde mesela vahiy bilgiyi de kapsar. Bu noktada ilimin, bilimden farkı; İlimde asıl olan hakikattir. Bir hakikat soruşturması olarak görülür. Hakikati bulma aracıdır. Fenne dayalı bilimsel bilgi de ise fen çok rahat sanatla eşdeğer görülür. Tekniğe yol açan bilgidir” şeklinde konuştu.
İLİM BİLİMDEN ÖNCE GELİR
Kendisinin mensubu olduğu fakülte isminin İslami Bilimler Fakültesi olmadığını, İslami İlimler Fakültesi olduğuna dikkat çeken Taş şöyle konuştu: “İslami Bilimler gibi bir ayrıştırmaya gidilmez. Matematik bilimlerin İslamcası, Hristiyancası olmaz. Matematik bilimler her yerde ayndır. Ama matematik bilimler, fenne dayalı bilimler ilim sözkonusu olduğunda alt şemsiye olarak kalacaktır. İlim onun üzerindedir. Matematik bilimlerin üzerindeki hakikatler. Kelami, nazari bilgiden hakikatin elde edilmesinden bahsettiğimizde bilim sadece bir yöntemdir. Matematiksel ilişkiler ağıyla sonuç elde etmeye yarayan ve bu sounçla da bir alet icat etmeyi sağlayan bilgiye biz bilimsel bilgi diyoruz. Bilimsel bilgi ilim ayrımından yola çıkarak ilimin bilimsel olabileceğini, bunun dışında vahiyn, felsefi, kelami olabileceğini söylediğimiz gibi, varlık mertebesi bilinen şeyle ilgili o varlığın da mertebesi farklı farklı olabilir. Varlık bir ayni düzeyde olabilir, bir zihni düzeyde olabilir. Zihni bir varlığa yönelik bilgiden bahsedebiliriz. Varlığın hakikatine yönelik bilgiden bahsedebiliriz. Onun zihinde ki yansıması hakikatine yönelik bilgi ayni varlık dediğimizdir. Zihindeki yansımanısa göre ve lisanda ki karşılığına göre bir bilgidir” >> Burcu AYDIN’ın Haberi