• Haberler
  • Gündem
  • 'İktidar imkanlarını bırakıp öyle karşımıza çıksınlar'

'İktidar imkanlarını bırakıp öyle karşımıza çıksınlar'

UYSAL'DAN 'HODRİ MEYDAN'İYİ Parti 5. Sıra Milletvekili adayı Merve Balandı, DP İl Başkanı Gürcan Şensoy, İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Celal Bursalıoğlu, DP İl yöneticisi Dinçay Doğar ve İyi Parti yöneticilerinden Sefa Değirmen ile birlikte Gazeteniz Kocatepe'yi ziyaret eden DP Genel Başkanı Gültekin Uysal iktidarın seçim için devlet imkanlarını kullanmasını eleştirdi. AK Parti kadrolarına meydan [&hellip]

UYSAL’DAN “HODRİ MEYDAN”
İYİ Parti 5. Sıra Milletvekili adayı Merve Balandı, DP İl Başkanı Gürcan Şensoy, İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Celal Bursalıoğlu, DP İl yöneticisi Dinçay Doğar ve İyi Parti yöneticilerinden Sefa Değirmen ile birlikte Gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret eden DP Genel Başkanı Gültekin Uysal iktidarın seçim için devlet imkanlarını kullanmasını eleştirdi. AK Parti kadrolarına meydan okuyan Uysal, “Altlarından iktidar gücünü ve parti gücünü alalım, siyasi sıfatlarımızı alalım yan yana koyalım bütün adayları. Ben varım buna. Bütün adaylarımız, bakanımız, adayımız Abdülkadir Akcan da dahil olmak üzere bütün adaylarımız var bu işe. Altlarından o koltukları çekelim, eşitliği, mukayeseyi görelim.” dedi.
“AYIP DENEN BİR ŞEY VAR”
Ülke genelinde seçim güvenliğiyle ilgili şüphe bulunduğunu, bu zamana kadar bu kadar büyük bir şüphe yaşanmadığını belirten Gültekin Uysal, “Bunun sebebi tamamen emir eri haline gelmiş. Parti ile bütünleşmiş bir devlet aygıtı var. Siz memurlardan Seçim Kurulu Başkanı atayacaksınız. Burada partilere büyük iş düşüyor. Sandık başında da, seçim sürecinde de, seçim sonrasında da bu sürecin takipçisi olacak. Hepten haksızlık yaparak Türkiye’de fiilen kamunun bütün kaynaklarını kullanacaksınız. Türkiye ilk defa bir iktidarın öncülüğünde seçime falan gidiyor değil. Kurulduğundan itibaren hep bir iktidar olmuş iktidarla beraber seçime gitmiş, iktidarlar zaman zaman o iktidar olmanın verdiği kamu gücü ile beraber bu işlerde avantajı olmuştur. Ama hiç bu kadar olmamıştı” dedi.
“Afyonkarahisar’da rektör bile seçim çalışmasının bir parçası olmuş” olmuş diyen Uysal “Yazık, günah kurumlarımıza, yazık zaten yapacağınızı yapıyorsunuz, ahlaksızlığın dibini bu kadar görmenize gerek yok. Ayıp denen bir şey var” dedi.
Bürokrasinin iktidara yaranma çabası içindi olduğunu hatırlatan Uysal, üniversitenin davetine yalnızca bir partinin adayının çağırılmasının yanlışlığına işaret ederek şöyle konuştu:
“Ben vatandaş olsam, hiçbir siyasi kimliğim olmasa seçime şöyle bakarım. Dengelemek lazım kardeşim, dengelemediğin müddetçe seni kimse kaale almaz. Şimdi iktidarın açık ara önde bir pozisyonu var. Öyle de yapsam alıyorum, böyle de yapsam alıyorum diye düşünüyorlar. Milletvekilliğinin bir değeri yok ki. Sınırda bir denge oluşsun da bakalım o zaman kendi grubundaki milletvekillerinin bile değerine. Onların bile değeri artar. Değeri yok, nasılsa atama düzeni var siyasette.”


MİLLET İTTİFAKI’NI BİLSELER YENİ DÜZENE GEÇMEZLERDİ
Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinden itibaren “kaybetme hakkı kalmadığı”nı anlatan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Bu gidişatın kendilerine de bir yararı yok. Daha da riski büyütecektir. 17-25 Aralık’tan itibaren Tayyip Bey’in kaybetme hakkı kalmadı. Ya sürekli iktidar olacak, ya da bir takım ithamlar dolayısıyla başka süreçlerle muhatap olacak. Devlet Bey’in de desteğiyle, Milliyetçi Hareket Partisi’nin irade, tercih değişikliği yapmasıyla beraber, Türkiye zaten problemli bir siyasal partiler düzenini daha da çarpık hale getirdi. Bunun için de olumlu diyebileceğiniz unsurlar yok mu? Öyle ya da böyle ittifak yasası. Eğer Tayyip Bey kendi karşısındakilerin millet ittifakı adını verdiğimiz bir birlikteliğin oluşabileceğini görseydi yüzde on barajını kaldırıp bu tercihi yapmazdı” dedi.
Ülkenin popülizm kıskacı içerisinde bulunduğunu anlatan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Her Parti konuşmalı. Kendi perspektifinden bir takım tekliflerini düşüncelerini ifade etmelik. Kimsenin böyle bir şeyi yok. Toz duman içerisinde ortalık. Vatandaş bulanık suyu berraklaştıracak da, bunlar da bulanık suda balık avlama telaşı içerisindeler. Vatandaşta gördüğüm, OHAL, 15 Temmuz, herkesin ensesinde sallandırılan FETÖ ilmiği. Bütün bunlar, vatandaşı birey haline getirebilmeyi engelliyor. Batıda demokrasinin gelişimine baktığınızda burjuvazinin kendi bağımsızlığını ilan etmesi ile beraber gelişmiştir. Biz de zenginleşenler iktidarın karşısında daha bağımsız ekonomik davranması gerekirken biraz daha eğiliyorlar. Bunun sebebi yok mu? Bir noktaya kadar mazur görebileceğim sebebi var. Hukuk teminatı olsa bu ülkede, süreçlere herkesin güveni olsa, iktidardan bağımsız olsa, başıma bir iş gelse ben gider yargılarım kardeşim diyebiliyor mu, kimse diyemiyor. Böyle bir dönemdeyiz” dedi.
“İKTİDAR BİR DAĞITIM MEKANİZMASI KURDU”
Afyonkarahisar’dan aday olmasının özelde kendisi için büyük önem taşıdığına işaret eden Gültekin Uysal, hem Millet İttifakı’ndan hem de memleketinden aday olması nedeniyle mutlu olduğunu dile getirdi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte böyle bir karar vardıklarını vurgulayan Uysal, “Hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de genel seçimlerinde Türkiye’yi iki kutupluluğa mahkum etmemek adına yürümeye çalışıyoruz. Çünkü iktidar istiyor ki, bir tarafta kendi olsun, yedeğine alabildiği bir takım siyasi partiler, onun karşısında da CHP’yi biraz daha HDP’ye doğru itmeyi istiyor. Onun dışında kalan siyasi partileri CHP’ye doğru itmek istiyor. Potansiyel suç çok memlekette. Dün Ergenekon’du, Balyoz’du, oydu buydu.” dedi.
Bu iktidarın her yaptığını, yani hukuksuzluğu, yolsuzluğu, yanlışı bir iman meselesi gibi görüp savunan insanlara da rastlamanın mümkün olduğunu belirten DP Genel Başkanı Uysal, “İktidar bir dağıtım mekanizması kurdu. Bunun da farkındayız. Türkiye’de yoksullaştırılmış, eğitimsiz bırakılmış, insanları ki, çok açık yüreklilikle söylüyorum bunu da, bir devlet olur mu ki kendi vatandaşını çalışmamaya teşvik etsin. Bütün bunların hepsi sosyal yardım adı altında Türkiye’nin hem milli gelirini arttırabilmesi hem bireysel manada kişi başına düşen gelirini arttırabilmesinin yolu istihdam süreçlerine bağlı. İşte kadın istihdamı yüzde otuzlar civarında. Hane halkı gelirini arttırabilmeniz için çok daha fazla kadın istihdamını arttırmanız lazım. Onun ötesinde topyekün istihdamı arttırmanız lazım. Ama devlete bağımlı bir kadrolu seçmen yaratmak gibi bir telaş var. Bunda da köy ve kasabalar özellikle daha çok belirli yaşın üzerindeki insanlarımızın hayatlarını sürdürdüğü yerler haline gelmiş. Afyon, et üretimi ile ilgili önemli bir merkez. İnsanlarla konuşuyoruz. İstikrarsız bir takım politikaların neticesinde ki bu bir zincir. Yani hayvancılıkla tarım birbiri içine girmiş. Bu zincir maalesef, sıkıştılar bunu işte enflasyon artıyor, vatandaşa pahalı et satılıyor diye bir takım imtiyazlı kişilere ithalat yetkisi verildi. İnsanlar, besicilik yapıyor, kurbana hazırlanıyor. Kurbanın öncesinde siz bir karar alıyorsunuz. Hadi kardeşim ben bir ithalat yapıyorum. Karkas et ithal ediyorum. Neye güvenerek insanlar besicilik yapsın ki? İnsanlar vazgeçmiş durumda. Türkiye’de bugün tarımın bir başka boyutta karşı karşıya kaldığı şey güçlü sermaye gruplarının bu sektöre giriyor olması. Piyasayı belirleyici hale geliyor olması. Yarın tarım sektörü ile ilgili Türkiye’nin önündeki en büyük yapısal problemlerden biri haline gelecek. Birleşmiş Milletler’in milenyum hedefleri içerisinde en önemli ortala koydukları hedeflerden biri aile tarımı. Türkiye bütün bunları yok etti” dedi.
“KOLAYINA KAÇMAYIP MEMLEKİTİMİ TERCİH ETTİM”
Afyonkarahisar’dan aday olmasıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Uysal, “Kolayına kaçıp başka şehirlerden aday olabilirdik. Hiç bu kadar da kendimizi yormazdık. Biz mahalden başladık siyaset yapmaya. Bundan da büyük memnuniyetim de var. Nerede olursak olalım mücadele vereceğiz. Bütün bunlar konuşuldu. Hem benim hem de Meral Hanım’ın tercihi Afyonkarahisar oldu. Burada İYİ Parti’de olan arkadaşlarımızın da telkini talebi olduğu. Böyle bir karar verdik” dedi.
Afyonkarahisar’da çok uzun bir süredir “kamuoyu” eksikliği yaşandığını belirten DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Afyonkarahisar’ın çok uzun süredir bir kamuoyu yok, iki sahibi yok. Yok maalesef” dedi.
Milletvekillerinin toplumla bir rabıtası kalmadığını, Milletvekilinin yaptırım gücü olmadığını anlatan Gültekin Uysal. “Dün akşam Anıtkaya beldemizdeydik. Orada bir vatandaş AK Parti üyesiyim dedi. 15 senedir maalesef Afyonkarahisar’dan milletvekili çıkmadı dedi, çıktı da çıkmadı dedi. Onun tespiti onun tabiriyle ifade edeyim sebebi şu. Yani vatandaşla seçim bölgeleri maalesef atama demokrasi dediğimiz bir model içerisinde seçilen milletvekillerinin bir sorumluluğu, kendisini seçen siyaset mekanizmasının bütün çarpıklığına rağmen netice itibariyle müteselsilen Türkiye’nin bütün meselelerine sorumluluğumuz var. Ama özelde seçildiğiniz seçim bölgenize karşı bir mesuliyetiniz var ve bu noktada ben açıkçası iyi niyetle çaba gösterenlere bir şey demiyorum. Ama geçmişte memleketimizin alışık olduğu birebir siyaset dediğimiz köyünde kasabasında muhatabını bilen bir anlayışın içerisinden geliyoruz. Bizim için şart bu zaten” dedi.
“VATANDAŞ BEKA SORUNUYLA TEHDİT EDİLİYOR”
Seçim öncesinde Şeker Fabrikaları ile ilgili bir özelleştirme süreci yaşandığını hatırlatan DP Genel Başkanı uysal, “Şeker İş Sendikası’nın, Türk-iş’in çabası oldu. Bir kısmının da yasak savma kabilinden bir çabası oldu. Afyon’da Türkiye’nin en karlı fabrikalarından biri. Farklı yatırımlarla 2, 3 yıllık karını eşdeğer bir noktada bu özelleştirmeyi yapıyorsunuz. Tabi gönlümüz arzu ederdi ki, Panko Birliğin hem yerel birliğin hem genel birliğin bu süreçte müdahil olsun. Başka başka sahalarda yatırımlar yapacağına asıl sorumlu olduğu sahasında piyasa yapıcılığı adına buralarda yatırımlar yapılmalıydı. Ama yapmadılar, bu sürece dahil olmadılar” dedi.
Uysal şöyle devam etti: “Yerelden bakımca bir çarpıklık görüyorum. İnanıyorum ki AK Parti Grubu’nun yüzde yüzü normal şartlar olsa bu tarzda bir özelleştirmeyi vicdanlarına sığdıramaz ve kabul etmez. Ama hiçbiri ağzını açamıyor. Meydanlarda İsrail diye atıp sıkacaksınız, mecliste ana muhalefet partileri İsrail’le yapılan anlaşmaları askıya almak noktasında teklif getirecek onun aleyhinde oy kullanacaksınız. Bunlar sanki bu memlekette olmamış gibi davranıyoruz. Tayyip Bey kendi siyasetine olumlu katkı sağlayacak ama Türkiye’ye büyük bir yara açacak bütün bu dini örgütlerle maalesef rant sürecine devleti ortak ettiği, netice itibariyle kendi siyasi veballerine de ortak etti. Vatandaşımız borçluluk oranlarının da artması nedeniyle vatandaşımız çevirebilir eşiğin ötesinde bir borçlulukla karşı karşıya. Sosyal yardım adı altında insanlar maalesef devletin rehini haline gelmiş. Bunların karşısında bizler başta olmak üzere piyasadan hayatını kazanan, vatandaşlık şuuru ile meseleleri değerlendiren, ülkenin hem bugün içinde olduğu hem orta vadede uzun vadede karşı karşıya kalacağı birçok riski, endişeyi, Türkiye’de beka sorununa sebep olanlar nasıl olacakta Türkiye’yi bu beka sendromunun içinden çıkartacaklar. Bununla vatandaşı tehdit ediyorsunuz. Aba altından sopa gösteriyorsunuz.
“İKTİDARI VE BAKANLIK’I BİR KENARA KOYUP VATANDAŞLA YÜZLEŞSİNLER”
Afyonkarahisar’da siyasi partilerin aday listelerini değerlendiren DP Genel Başkanı Gültekin Uysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“İktidarın şöyle bir zafiyeti var. 15 yılı aşan bir zamandır iktidarsınız. Binlerce kararname ile insan atamışsınız. Yüzlerce belediye başkanı seçmişsiniz. Afyon’dan pek çok milletvekili seçmişsiniz. Parti süreçlerinde yüzlerce insan görev almış. Şimdi bunların içersinde toplumun önünde etkin, söz söyleyici bir siyaset profili liste çıkarmakta zorlandıklarını görüyoruz. Bu sadece milletvekili listelerinde değil, ilçe kongrelerine bakın, il kongrelerine bakın bunu da görürsünüz zaten. Siyasetin insan devşirdiği merkezleri var. Buralardan bakınca bu zafiyeti görüyorlar ki bir takım insanları göstermelik de olsa aday adayı müracaatı yapması konusunda telkinlerde bulunduklarını bizler de genel kamu oyundan duyuyoruz. Afyon’da siyasi ağırlık siyasi geçmiş, netice itibariyle Bakan gücüyle ancak domine edebileceklerini düşündüklerini görüyorum. Yerel siyasetle, altlarından iktidar gücünü ve parti gücünü alalım, siyasi sıfatlarımızı alalım yan yana koyalım bütün adayları. Ben varım buna. Bütün adaylarımız, bakanımız adayımız Abdülkadir Akcan da dahil olmak üzere bütün adaylarımız var bu işe. Altlarından o koltukları çekelim, eşitliği, mukayeseyi görelim. Vatandaş siyasi tecrübeyi çok daha rahat görebilir. Siyasetin o süreçlerini yönlendirebilecek, alışa geldiğimiz bizim yapmak istediğimiz vatandaşla sağlıklı bir vekalet veren vekalet alan ilişkisinde siyasi süreçte vatandaşın tepkileri tercihleri, yön verebilecek bir mekanizmayı çalıştırabilecek bir aday profili olduğunu düşünüyorum. Karşımızdakiler fiili iktidar gücünü, bakanlık gücünü bir kenara koysun, vatandaşla bir yüz yüze gelsinler. Bir hayvan pazarının içine girsinler, esnafın içine girsinler bakalım. Tabloyu gördükleri kanaatindeyim. Bugün sayın Bakan gibi Allah herkese öyle siyaset yapmayı nasip etsin. Adaysınız, bir ay sonra milletvekilisiniz, bir ay sonra bakansınız ve 2007 yılından bugüne bakansınız. Afyon’un tarihinde de Türk siyaset tarihinde de az rastlanır. Bugünkü bakanlar kurulu içersinde de Sayın Bakanın önemli bir hüvviyetidir bu. Bu icraatıyla üniversitenin rektörünün bir takım kendisi ile ilgili zafiyetlerini kapatmak adına siyasete kendisini payanda yaparak iftar organizasyonları yapacaklarına çıksınlar meydanlarda bu işleri yapsınlar.
16 Nisan referandumu öncesinden itibaren bir planlama ile bir mutabakatla bu noktaya geldik. Hala o ümit içersinde bu mücadeleyi veriyoruz. Yani bu yürüyüş millet adına bir umut yürüyüşü. Bunu ifade etmem lazım. Bizim de vazifemiz korkutulmuş, sindirilmiş kitleleri, insanlarımızı cesaretlendirmek. Siyasetçinin en önemli vazifesi budur.” >> Ş. Cüneyt BURSALIOĞLU’nun Haberi

Bakmadan Geçme