İki kaymakam Eğitim Bir Sen'in merceğinde
Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan, İhsaniye ve Sultandağı Kaymakamları ile eğitim çalışanları arasında kıyafet konusunda yaşandığı iddia edilen olumsuzlukların hukuki boyutunu takip edeceklerini açıkladı Memur-Sen İl Temsilcisi Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan dün Cuma namazı öncesi sendika binasında düzenlediği basın toplantısında görevini kötüye kullananlara, yetkisini aşıp ahkâm kesenlere hadlerinin [&hellip]
Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan, İhsaniye ve Sultandağı Kaymakamları ile eğitim çalışanları arasında kıyafet konusunda yaşandığı iddia edilen olumsuzlukların hukuki boyutunu takip edeceklerini açıkladı
Memur-Sen İl Temsilcisi Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Arslan dün Cuma namazı öncesi sendika binasında düzenlediği basın toplantısında görevini kötüye kullananlara, yetkisini aşıp ahkâm kesenlere hadlerinin bildirilmesi gerektiğini dile getirdi.
“DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ
Mustafa Arslan, sözlerine Bahar Kalkanı harekâtı ile küresel ölçekte kurulan kumpasları boşa çıkarırken, milletçe bir ve beraber olmanın ne kadar önemli olduğunun görüldüğü tarihi bir sürecin yaşandığına değindi. Arslan , “Katil rejime karşı kararlı bir şekilde mücadele eden devletimizin, ordumuzun ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasındayız. Cenabı Hak içeride ve dışarıdaki şer odaklarının tuzaklarından ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin, ordumuzu muzaffer kılsın.” dedi.
“HAKSIZLIĞA KARŞI KAVİ DURDUK”
Eğitim-Bir-Sen’in kurulduğu günden beri eğitim çalışanlarının mali ve sosyal haklarının geliştirilmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için ter akıttığını dile getiren Arslan, “Özgürlüğün olmadığı, temel hakların kullanılmasına fırsat verilmediği yerde gelişmenin, başarının olmayacağına inanıyoruz. Bu bağlamda sendikal yolculuğumuzu iki kelimeyle, hak ve özgürlükler diye özetleyerek mücadele verdik, veriyoruz. 28 Şubat sürecinde ortaya koyduğumuz çaba tam da bunun içindi. Temel insan haklarının önündeki engellerin kaldırılması için çok bedel ödedik. Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı kavi duruşumuz, üye kazanarak büyümemize, ülke olarak özgürlüklerin sınırının genişlemesine vesile oldu.” diye konuştu.
“İHSANİYE KAYMAKAMI 28 ŞUBAT’I HATIRLATTI”
Serbest kıyafet eylemi kararını aldıkları günden bugüne, geçen yıllar zarfında darbe ürünü yönetmeliğin ön gördüğü kısıtlama ve yasaklamaların devam ettiğine değinen Arslan, “Kısıtlamaların ve yasaklamaların eni Türkiye’ye yakışmadığını; pantolonun kumaşı, kazağın yakası, ayakkabının topuk boyu, ense tıraşı ve bıyıkla ilgilenen bir yönetmeliği, antidemokratik dayatmayı kabul etmediğimizi defalarca dile getirdik. Eğitimcilerin neyi, nasıl giyeceğine karar verilmesi ayıbına bir an evvel son verilmesi çağrısında bulunduk. Türkiye’nin geçmişten günümüze birçok alanda kat ettiği mesafeler, çalışanların kazandığı haklar, milletin dirayetiyle kaldırılan vesayet odakları, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yüz edilen darbe ürünü mevzuatlar ülkemizi bugün herkes için ümit var bir eşiğe getirmiştir. Tüm bu değişimden ne hikmetse bir türlü nasibini alamayan bir kılık-kıyafet dayatmasıyla; İhsaniye ilçemizde Kaymakam marifetiyle 28 Şubat’ı hatırlatan hukuksuz uygulamalarla karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
“KAYMAKAM BAŞÇAVUŞTA KIYAFET RAPORU İSTİYOR”
“Bugün hâlâ okullara gidip eğitim çalışanlarının kıyafeti ile ilgili rapor tutuyoruz, diyerek fişleme imasında bulunan, eğitim çalışanlarını baskı altına almaya çalışan Jandarma Karakolu var.” diyen Arslan, “Daha vahim olanı ise Başçavuşun ilçe kaymakamının kendisinden kıyafetle ilgili rapor istediğini söylemesidir. Bu 28 Şubat darbesinin Batı Çalışma Grubu’nun rolünü üstlenmektir. Bu ülkemiz için bir garabettir, utançtır. Yıllardır uyguladığımız, toplumda kabul gören bir eylemi hedef alarak, kılık-kıyafet avcılığı yapanların Türkiye’nin geldiği nokta ile alakası yoktur. Tüm Türkiye’de devam eden kılık-kıyafet eylemimiz üzerinden baskı yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Yetkilerini hukuksuz bir şekilde baskı aracı olarak kullanan, 28 Şubat’ı hortlatmaya çalışan, aynı tavırla kamu çalışanlarına yıldırma politikası güdenler, 28 Şubatçıların akıbetinden ibret almalıdırlar.” ifadelerini kullandı.
“HAK HUKUK YOLUYLA SAVUNULACAK”
Sultandağı Kaymakamın; bir eğitim çalışanına ağza alınmayacak ifadelerle küfür savurup, mesai saatleri dışında adeta düelloya davet ettiğini iddia eden Arslan şöyle konuştu: “Devlet adamlığına yakışmayan bayağı tavrı asla kabul edilebilir değildir. Eğitim çalışanımızın hukuk yoluyla hakkını savunacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Devletin kendilerine verdiği yetki, eğitim çalışanları, kamu çalışanları üzerinde sopa olarak kullanılamaz, hakaret etme hakkı vermez. Yetkililerden, eğitim çalışanının verimliliği ile ilgilenmek varken, kıyafetin tam tekmilliği ile gündem tutan yönetim anlayışına; hukuksuz, kibirli, külhanbeyi tavırlarına bir an önce son vermelerini istiyoruz. Öğrencilerin serbest kıyafet hakkının olduğu yerde, öğretmene, kamu görevlisine ‘Ne giyeceğine karar veremeyen insan!’ muamelesi yapılmış olması kabul edilebilir bir şey değildir.”
“HEM GÜN HEM DE KOLTUK YÜZÜ GÖRMEMELİLER”
Kamu görevlileri kılık ve kıyafet özgürlüğüne kavuşuncaya, darbe ürünü Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği kaldırılıncaya kadar eylemi sürdüreceklerini belirten Arslan şunları söyledi: “Artık dış görünüşün değil, yapılan-üretilen işin değer bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Eğitim çalışanlarının, kamu çalışanlarının hak ettiği değeri bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Millete hizmet için verilen koltukları, yetkileri; güç devşirmek için kullananların, makamları babalarının çiftliği gibi görenlerin, hem gün yüzü hem de o koltukları bir daha görmeyeceği bir tutumun ortaya konulmasını istiyoruz. Her iki kaymakamla ilgili konunun ve hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna buradan deklare ediyoruz.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi