İki Kahramanın Hainlerin Elindeki Acı Hikayesi
22 Aralık 2016 tarihinde sosyal medyada yayılan ve tüm Türkiye'yi derinden sarsan bir video, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu iki askerin Suriye'de terör örgütü IŞİD tarafından yakılarak infaz edildiğini ortaya koydu.
Söz konusu video, Türkçe konuşan iki asker üzerinden Türkiye’yi tehdit eden mesajlar içerirken, olayın kamuoyunda duyulmasının ardından hükümet acil müdahalede bulundu. Ekşi Sözlük, Facebook, Twitter ve YouTube gibi sosyal medya platformlarına geçici olarak erişim engeli getirildi, ayrıca internet yavaşlatıldı. Hükümetin bu hamlesi, olaya ilişkin bilgi akışını sınırlandırmayı amaçlıyordu.
İnfaz edilen askerlerin kimlikleri kısa süre içerisinde ortaya çıktı. 26 yaşındaki Fethi Şahin ve 23 yaşındaki Sefter Taş, Suriye’de görevli iki Türk Silahlı Kuvvetleri personeliydi. İnfaz videosunda Fethi Şahin’in, 26. Jandarma İstihbarat Teşkilatı’nda subay olarak görev yaptığını belirttiği görülürken, Sefter Taş ise Kilis Hudut Karakolu’nda piyade er olarak görev yaptığını ifade ediyordu.
İkilinin, 29 Kasım 2016 tarihinde El-Bab yakınlarında bulunan El-Dana köyünde görevli Türk güçlerinin bir parçası olarak konuşlandırıldığı ve burada IŞİD güçleri tarafından esir alındıkları belirtildi. Aynı günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’de iki askerle temasın kesildiğini açıklamış, ancak kamuoyuna askerlerin kimlikleri hakkında bilgi verilmemişti.
Yakalanmalarının ardından Şahin ve Taş’ın El-Bab şehrine götürüldüğü, daha sonra ise Rakka’ya nakledildikleri ortaya çıktı. Burada IŞİD tarafından sözde bir mahkemeye çıkarılan askerlerin infazına, Suriye uyruklu terörist Jamal Abdulrahman Alwi tarafından karar verildi. Alwi, iki Türk askerinin canlı canlı yakılması emrini veren kişi olarak kayıtlara geçti.
İnfaz videosunda, askerlerin kafes içinde tutularak hayvan gibi zincirlenmiş halde, dört ayak üzerinde sürünmeye zorlandığı görüntüler yer aldı. Bu muamele, İslam inancında "necis" kabul edilen köpeklere atıfta bulunularak askerleri aşağılamayı hedefliyordu. Askerler daha sonra çıplak ayakla ve üniformalarıyla yan yana durduruldu. Vücutlarına sarılan zincirlerin üzerine yerleştirilen yanıcı bez, uzaktan kumandalı bir sistemle tutuşturuldu. Ateşin yayılmasıyla birlikte iki asker diri diri yakılarak şehit edildi.
İnfazın sorumluları kısa süre içinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından tespit edildi. İnfazı gerçekleştiren ana failin Talip Akkurt olduğu belirlendi. Videoda arka planda yer alan diğer iki terörist ise Hasan Aydın ve Muhittin Büyükyangöz olarak tanımlandı. Hasan Aydın’ın geçmişte iki kez gözaltına alındığı ancak serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Aydın, 2012 yılında Adana’da El Kaide üyelerine yönelik bir operasyonda gözaltına alınmış, fakat delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmıştı. 2015 yılında ise Hatay üzerinden Suriye’ye geçmeye çalışırken yakalanmış, aracında çalıntı askeri teçhizat ve insansız hava araçları (İHA) bulunmuş, buna rağmen yine adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Talip Akkurt’un ise uzun süre Türk yetkililerden kaçmayı başardığı, ancak Haziran 2018’de Suriye’de Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından düzenlenen bir operasyonda öldürüldüğü bildirildi. Öte yandan, Muhittin Büyükyangöz’ün hala firarda olduğu ve güvenlik güçleri tarafından arandığı biliniyor.
İnfaz emrini veren Jamal Abdulrahman Alwi’nin ise sonrasında mülteci olarak Türkiye’ye, Gaziantep’e geçtiği ve burada tutuklanarak cezaevine konulduğu açıklandı.
Türkiye’yi derinden yaralayan bu infaz, sadece asker ailelerini değil, toplumun tüm kesimlerini yasa boğdu. Bu olay, IŞİD’in vahşetini ve terör örgütlerinin acımasız yöntemlerini bir kez daha gözler önüne sererken, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarının ne denli zorlu koşullarda gerçekleştiğini de net bir şekilde ortaya koydu.
Bakmadan Geçme





