• Haberler
  • Genel
  • İbadet Allah’ı görüyormuş gibi yapılmalı

İbadet Allah’ı görüyormuş gibi yapılmalı

Mümini Allah rızasına götüren herşeyin ibadet olduğunu söyleyen Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, Allah’ın doğum ve ölüm arasındaki yolculukta kulları için koyduğu hedefi açıkladı. Kurt, kulun 24 saat Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmesi ve tüm mahlukata şefkatle yaklaşıp, salih amel işlemesinin doğum ve ölüm arasındaki yolculuk hedefi olduğunu anlattı Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi’nce bu yıl ikincisi [&hellip]

İbadet Allah'ı görüyormuş gibi yapılmalı

Mümini Allah rızasına götüren herşeyin ibadet olduğunu söyleyen Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, Allah’ın doğum ve ölüm arasındaki yolculukta kulları için koyduğu hedefi açıkladı. Kurt, kulun 24 saat Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmesi ve tüm mahlukata şefkatle yaklaşıp, salih amel işlemesinin doğum ve ölüm arasındaki yolculuk hedefi olduğunu anlattı

Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi’nce bu yıl ikincisi düzenlenen İkindi Sohbetlerinin ikinci konuşmacısı AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Yardımcı Doçent Eyüp Kurt oldu. Kurt, “Manevi Hayatımızda Ramazan” başlıklı bir sunum yaptı. Konuşma öncesi Kuran tilaveti gerçekleştirildi.
ALLAH BİR SİSTEM KURMUŞ
AKÜ İslami İlimler Fakültesi Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, insanın kendisi dışındaki varlıklardan bir farkı olduğunu dile getirdi. Allah’ın belirlediği ilkelere uygun hareket etmekle birlikte, aykırı hareket etmenin de mümkün olabileceğini ifade eden Kurt; “Yüce Rabbimiz bize bu şekilde bir özgürlük tanımış. Yalnız Yüce Rabbimiz demiş ki; ‘Bu dünyayı ben kurdum. Sizi doğum ile ölüm arasında bir yolculuğa çıkarıyorum. Bu yolculukta kuralları ben koyarım.’ Kuralları Yüce Rabbimizin koyduğu kurallar, ilkeler çerçevesinde yerine getirmemiz gerekiyor. Yani Yüce Rabbimiz bir çeşit sistem kurmuş. Kendisinin koyduğu kurallar çerçevesinde şayet bu sistem işlerse herşey tıkır tıkır hedefine ulaşır. Ancak bu sisteme aykırı işler olur ise bir yerde patlak verir. Bir yerde başarısızlığa uğrar. Bu yapıları inşa eden kimseler Yüce Rabbimizin belirlediği ilkelere uygun olarak hareket etmişlerdir.” dedi.
HAYATA YAKLAŞIM BÜTÜNCÜL
Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi’nin hizmet verdiği eski medreseye bakıldığında yanı başında imareti de olan bir camiinin inşa edildiğine değindi. Bu tür camiilere “taphaneli camiiler” diye adlandırıldığını ifade eden Kurt; “Bu camiilerde vaktinde fakire, fukaraya, yolculara yemek ikramı da yapılır. Bu tür camiiler bir çeşit mabedin yanında aşevi görevini de ifa ederler. Biraz ilerisine gittiğimizde hamam yapıldığını görüyoruz. Hayata bütüncül bakmışlar. Sadece bir yönünü değerlendirmemişler. Bir insanın ihtiyaçlarının neler olacağını ele almışlar. Bu tür yapılara külliye diyoruz. Bu tür yapılar yapılırken evveliyetle tuvalet ve hamamlar yapılır. Burada çalışacak olan insanların öncelikli ihtiyaçları bunlardır. Ondan sonra da mabede geçilir. Mabed de insanın bir ihtiyacıdır. Gerek eğitim öğretim çağında ki insanların yetiştirilmesi gerekse yetişkin insanların eğitimlerini almaları için medreseye ihtiyaç vardır. Bunların hepsi bir bütün olarak biraraya getirip bizim ecdadımız yapmıştır.” diye konuştu.
HEDEF İHSAN VE NUSLİH BİLİNCİ
Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, bireylerin biraz kendilerine bakmaları gerektiğini belirtti. Kurt, Allah’ın doğum ile ölüm arasındaki yolculuk sırasında insanları bekleyen bazı tehlikelerden söz etti. Allah’ın kullarına, “Ben sizi açlıkla, korkuyla, evlatla, varlıkla sınayacak, deneyeceğim.” diyerek kişilerin önlerine değişik engeller çıkaracağını dile getiren Kurt; “Allah sınadığı, deneği kullarına tüm bunları başarı ile geçenlere ‘müjdeler olsun.’ demektedir. İnişli, çıkışlı engelleri olan değişik şekillerde sınanmamıza vesile olacak olan bir yolculuktayız. Bu yolculukta ulaşılmak istenen hedef nedir? Bu yolculukta ne var? Bu yolculukta Yüce Rabbimizin bizim ulaşmamızı istediği nokta ihsan bilinci ve muslih bilincidir. İhsan bilinci ve muslih bilinciyle ne demek istiyoruz? Yüce Rabbimiz ‘Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım.’ Bizim yaratılış nedenimiz budur. Bir başka ayeti kerimede, ‘Hangizi daha iyi ameller işleyecektir. Bunu sınamak için ben sizi yarattım.’ diyor. Peygamber Efendimiz ihsanı, ‘Senin Allah’ı görüyormuşsundur gibi ibadet etmendir.’ şeklinde tanımlar. Efendimiz, ‘Sen Allah’ı görmüyorsan Allah seni görüyor.’ demiştir. İşte biz buna ihsan bilinci diyoruz.” şeklinde konuştu.
ALLAH RIZASINA
GÖTÜREN HERŞEY İBADET
Her zaman Allah’ın kişiyi gördüğü bilinci ile ibadetin esas olduğunu aktaran Yardımcı Doçent Eyüp Kurt, ibadetin sadece günlük vakit namazları, oruç, zekat, hac ile sınırlandırılamayacağını belirtti. Kurt, bu durumun insanın 24 saatini, her anını kapsadığının altını çizdi. Peygamber Efendimizin (SAV) “Oruçlunun uykusu ibadettir.” buyurduğunu dile getiren Kurt; “Bizi Allah rızasına götüren her şey ibadettir. Allah rızasını kazanmak için evden çıkıp camiilere gideriz. Bu bir yürüyüştür. Komşumuzda bu yolda ilerlerken camii yerine Allah rızasını içermeyen başka bir yere gidiyor. Biz attığımız her adımda sevap kazanırken o da attığı her adım ile günah kazanıyor. Yani Peygamber Efendimiz ibadeti namaz, oruç, hacla sınırlandırmıyor. Muslih bilincin söz ettik. İhsan bilinci bir insanın Allah ile olan iletişimi. Kişinin hayatı boyunca ergenlik çağına geldiği andan ölünceye kadar ki süreçte Yüce Rabbim beni görüyor bilinci ile hareket etmesidir.” ifadelerini kullandı.
MUSLİH BİLİNCİ BAŞKALARINA
İYİLİK YAPMAK
Allah’ın peygamberleri bir bölgeye gönderirken nasıl bir yöntem izleyecekleri konusunda bilgiler verdiğini belirten Eyüp Kurt, Allah’ın peygamberlerine, “Gittiğiniz yerde ki toplumun muslihleri ile yardımlaşın.” dediğini aktardı. İhsan bilincine sahip kişilerin kendilerine fayda gören davranışlar içerisinde olduklarını kaydeden Kurt; “İbadetler bu bilinçle daha kaliteli hale geliyor. Ama bu durumun kişinin kendisi dışında başkalarına faydası yoktur. Muslih bilinci başka kimselere de iyilik yapan demektir. Salih amel yapan demektir kısaca. Asr suresinde, ‘Bütün insanlar hüsrandadır.’ İstisna getiriyor Yüce Rabbimiz ‘İman edenler, salih amel işleyenler, Hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye eden kimseler.’ şeklinde. İman edenler kısmı kişi ile Allah arasındaki ilişkileri kapsar. Salih amel ve Hakkı tavsiye kısmı da muslih tarafını kapsar. Bu da bizimle bizim dışımızda ki insanlar arasındaki iletişimdir. Sadece insanlar değil bütün varlıklar.” iifadelerine yer verdi.
TAŞ MEDRESE’NİN ASLINA
DÖNÜŞÜ SALİH AMEL
Bir İslam büyüğünün İslam dinini tanımlarken; “Hakka tazim, mahluka şefkattir.” dediğini dile getiren Eyüp Kurt şöyle konuştu: “Hakka tazim; Yüce Rabbimizin var ve bir olduğu bilinci ile hareket etmektir. Bu da imana tekabül eder. Mahluka şefkat ise salih amele tekabül eder. Salih amel oldukça önemlidir. Biz Müslümanlar salih ameli ikinci plana atmışızdır. Ama bu oldukça yanlıştır. Övgü ile bahsettiğim vakfın hizmet verdiği Taş Medresenin asli hüviyetine dönüştürülmesi bir salih amel olarak değerlendirilecek bir davranıştır. Yüce Rabbimizin bizler için olmamızı istediği, çıkardığı yolculukta ulaşmamızı istediği nokta burasıdır. İhsan ve muslih bilinci. Bir insan ihsan bilinci ve muslih bilincine erişmiş ise Efendimiz (SAV) onu şöyle tanımlar. ‘Mümin o kimsedir ki elinden ve dilinden bütün insanların emniyette olduğu kimsedir.’ Dikkat edin Müslamanlar’ın değil bütün insanların emniyette olduğu kimsedir. Mümin gittiği yere emniyet götürür. Müslüman gittiği yere güven götürür. Mümin gittiği yere hainlik, ifsad, kötülük v.b şeyleri asla götürmez.”
>> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme