Hz. Muhammed'in Doğumundan 700 Yıl Önce Mektup Yazıldığını Biliyor Musunuz ?
Hz. Muhammed'in Doğumundan 700 Yıl Önce Mektup Yazıldığını Biliyor Musunuz ? İslam tarihi, yalnızca İslam'ın yükselişiyle değil, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatıyla şekillenen pek çok manevi olayla da şekillenmiştir. İnsanlık tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Hz. Muhammed (s.a.v.), doğmadan çok önce çeşitli işaretlerle müjdelenmiş ve hayatı boyunca etrafındaki insanlar tarafından beklenmiştir.
Bu ilahi işaretlerin en büyüğü, doğumundan tam 700 yıl önce yazılan bir mektuptur. Hem tarihsel hem de manevi açıdan büyük bir öneme sahip olan bu mektup, yalnızca bir peygamberin geleceğini değil, Allah’ın kudretinin ve planının ne kadar derin olduğunu gözler önüne sermektedir. Peki, bu mektup ne anlatıyordu ve nasıl bir hikaye ortaya çıkıyordu?
YEMEN KRALI TUBBA VE MEKTUBUN YAZILIŞI
Bu mektubun yazarı, Yemen’in eski hükümdarlarından Tubba’dır. Tubba, asıl adıyla Ebû Kerib Esad, Yemen’de büyük bir hükümdar olarak tanınır. Ancak onun tarih sahnesine çıkmasının en büyük nedeni, bir rüya sonucunda hayatında bir dönüm noktası yaşamasıydı. Rivayetlere göre, Tubba, Mekke’ye yaptığı bir ziyaret sırasında Kâbe’ye olan ilgisiyle dikkat çekmiştir. Bir gece, rüyasında Kâbe'ye bir örtü giydirdiğini görür ve ertesi gün rüyasında gördüğü örtüyü Kâbe'ye gerçekten giydirir. Sonraki günlerde rüyasında farklı örtüler gördükçe her birini Kâbe’ye gerçekte giydirir. Bu sebepten dolayı Kâbe'ye ilk örtü giydiren kişi olarak anılmaktadır.
Ancak Tubba'nın hayatındaki en önemli olay, kendisinin gelecekteki son peygamberin gelişini öğrenmesiydi. Yahudi ve Hristiyan alimleri, kutsal kitaplarında yer alan ayetlere dayanarak, Arap yarımadasında "Ahmet" ismiyle bilinen bir peygamberin geleceğini sürekli olarak anlatıyorlardı. Bu bilgiler, farklı din mensupları arasında nesilden nesile aktarılmıştır. Medine’deki Yahudi alimlerinin de beklediği bu peygamberin kim olacağına dair bilgi arayışı, Tubba’yı derinden etkilemişti. Bu alimlerle uzun sohbetler yaparak, onlardan Hz. Muhammed'in (s.a.v.) geleceğine dair çok önemli bilgiler almıştı.
MEDİNE’YE YOLCULUK VE HZ. MUHAMMED İÇİN EV İNŞASI
Tubba, aldığı bu bilgiler doğrultusunda Medine'yi ziyaret etmeye karar verdi. Medine'ye geldiğinde, oradaki Yahudi alimleri ona, şehrin korunmuş bir yer olduğunu ve burada bir peygamberin geleceğini söylediler. Bunun üzerine, Medine’yi işgal etmeyi bırakıp, Hz. Muhammed (s.a.v.) için bir ev yaptırma kararı aldı. Bu evin inşası tamamlandıktan sonra, Tubba, Yahudi alimlerine teşekkür ederek her birine birer ev ve cariye hediye etti.
Sonrasında, Yemen Kralı Tubba, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğumunu müjdeleyen bir mektup yazmaya karar verdi. Mektubunda, Allah’ın planını ve Hz. Muhammed’e olan inancını açıkça belirterek, "Şehadet ederim ki Hz. Ahmed Allah’ın Peygamberi’dir" diyordu. Bu mektup, aynı zamanda Tubba’nın imanını ve Hz. Muhammed'e olan derin saygısını ifade eden bir belge oluyordu. Mektubunu yazdıktan sonra, en güvenilir adamlarından birine bu mektubu teslim etti ve şöyle vasiyet etti: “Ben bu peygamberin hangi asırda geleceğini bilmiyorum, ama nesilden nesile bu mektup aktarılmalı ve mutlaka o peygambere ulaşacaktır.”
MEKTUBUN NESİLDEN NESİLE ULAŞMASI
Tubba'nın yazdığı bu mektup, nesiller boyunca elden ele geçerek sonunda Eyüp Sultan’a ulaşmıştır. Eyüp Sultan, bu mektubu bir süre sakladıktan sonra, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye doğru yol aldığını duyduğunda, mektubun ne kadar önemli bir bilgi taşıdığını fark etti. Eyüp Sultan, güvenilir adamlarından biri olan Ebu Leyla'yı görevlendirerek mektubu, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ulaştırmasını istedi.
EBU LEYLA'NIN GÖREVİ VE HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V.) MEKTUBU TANIMASI
Ebu Leyla, Medineli bir kişi olarak, Hicret yolundaki Hz. Muhammed (s.a.v.)’i yolda bulmuş ve mektubu teslim etmek için yola çıkmıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.), Ebu Leyla’yla karşılaştığında, Ebu Leyla'nın ismini doğru bir şekilde söylemiş ve mektubun ne olduğunu bildiğini ifade etmiştir. Bu durum, Ebu Leyla’yı derinden şaşırtmış ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) peygamberliğini bir kez daha kanıtlamıştır.
Mektubu alan Hz. Muhammed (s.a.v.), içeriğini okumak üzere Hz. Ebu Bekir'e teslim etti. Mektubun içeriği, Tubba'nın imanını ve Hz. Muhammed’e olan desteğini açıkça ortaya koyuyordu: “Şehadet ederim ki Hz. Ahmed Allah’ın Peygamberi’dir. Eğer ömrüm yeterse, O'na yardımcı olur ve O’nun yanında yer alırım.”
700 YIL SONRA GELEN İMAN BEYANI
Bu mektup yalnızca tarihi bir belge değil, aynı zamanda bir iman beyanıdır. 700 yıl önce, bir kralın Hz. Muhammed (s.a.v.)'e olan derin sevgisi ve O’na olan inancı, geleceği bilerek yazılmış bir müjdeydi. Hz. Muhammed (s.a.v.), Tubba hakkında şöyle buyurmuştur: “Sakın Tubba'ya küfretmeyin. O bir mümindir. Selam Tubba. Aramıza hoş geldin.”
ALLAH’IN PLANI VE HİKMETİ
Bu olay, Allah’ın hikmetinin ne kadar derin olduğunu ve O’nun her şeyi önceden nasıl mükemmel bir şekilde planladığını gösterir. 700 yıl önce yazılmış bir mektubun, bir kralın imanını ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) geleceğini nasıl şekillendirdiğini görmek, insanın imanını pekiştiren bir durumdur. Ayrıca, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Eyüp Sultan’ın evinde misafir olarak kalması da Yüce Rab’imizin ne kadar güzel bir planla her şeyi yerli yerine koyduğunu gözler önüne sermektedir. Bu büyük hikaye, sadece İslam’ın doğuşunu değil, aynı zamanda Allah’ın kudretini ve hikmetini de anlatan tarihi bir ders olarak karşımıza çıkmaktadır.
