Hukuk, bir mühendislik aracı olabilir mi?
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi, geleneksel hale gelen lisansüstü seminerlerinin onuncusunu gerçekleştirdi Ahmet Necdet Sezer Kampüsünde bulunan Hukuk Fakültesi Seminer Salonunda düzenlenene etkinlik, iki oturumdan oluştu. Birinci oturumun başkanlığını yapan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şafak Balı yaptığı açış konuşmasında '10.'sunu düzenlediğimiz seminerimizde dünyada ve Türkiye'de çok az konuşulan ve çalışılan bir konuya [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi, geleneksel hale gelen lisansüstü seminerlerinin onuncusunu gerçekleştirdi
Ahmet Necdet Sezer Kampüsünde bulunan Hukuk Fakültesi Seminer Salonunda düzenlenene etkinlik, iki oturumdan oluştu. Birinci oturumun başkanlığını yapan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şafak Balı yaptığı açış konuşmasında “10.’sunu düzenlediğimiz seminerimizde dünyada ve Türkiye’de çok az konuşulan ve çalışılan bir konuya değineceğiz. ‘Hukuk Politikası’ konumuzun alt başlığında ‘Çağdaş Dünyada Hukuk ve Siyaset’ başlığını seçtik. Biz bu dönem bu konuyu doktora ders döneminde çeşitli boyutlarıyla tartıştık. Fakat burada sunulacak konuların bir kısmını hiç konuşmadık. İlk defa burada dile gelecek bu konular” dedi.
BAŞVURULAN BİR YÖNTEM
Arş. Grv. Köroğlu Kaya, “Hukuk Yapımında Toplumsal Değerler” başlıklı bir sunum yaptı. Arş. Grv. Kaya, konuşmasında “Hukuk, bir toplumsal mühendislik aracı olabilir mi? Bir toplumsal mühendislik aracı olarak kullanılırsa, hukuk tarihsel, sosyolojik veriler ışığında anladığımız anlamıyla hukuk olabilir mi? Yanıt bulmaya çalıştığımız soru bu. Toplumsal mühendislik, bir toplumun sosyal yapısını, sosyal dokusunu, tarihten gelen kadim yapısını değiştirmek, şekil vermek, toplumsal değer ve dinamiklerini kontrol altında tutmak ve en nihayetinde yeni bir toplum inşa etmek şeklinde amacı olan çeşitli proje ve uygulamaları içeren bir faaliyettir” diye konuştu. Toplum mühendisliği ya da toplumsal mühendislik kavramına tarihsel süreç içinde rastlandığını ifade eden Kaya, “Toplumsal bilinç ya da sosyal yaşam mimarlığı yani sosyal yaşamı yeniden imar etmek, yeniden tasarımlamak şeklinde anlaşılabilecek olan bu kavram insanlık tarihinde, özellikle belirli bir aşamadan sonra sıklıkla kullanılan, başvurulan bir yöntem haline gelmiştir. Toplumları yönlendiren, onları şekillendiren politik söylemlerin, ideolojilerin ve kitle iletişim araçlarının ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla toplum mühendisliği, toplumlar üzerinde belirli bir plan uygulamak isteyen kişiler tarafından sıklıkla kullanılmış olan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.
TOPLUMSAL DEĞER KAVRAMI
Arş. Grv. İsmail Yazıcıoğlu ise “Hukuk Yapımında Toplumsal Değerler” konulu bir sunum yaptı. Arş. Grv. Yazıcıoğlu konuşmasında “değer” kavramının herhangi bir olguya yüklenen olumlu ya da olumsuz nitelik olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu, “Yağmurun yağması bir olgudur. Ama yağmurun yağmasına yüklenen iyi ya da kötü yönler ise bir değer yargısını ortaya koyar. Aslında bizi ilgilendiren kısım değerlerin toplumsal kısmıdır. Bu da bizi toplumsal değer kavramına götürüyor. Toplumsal değer, toplumun genel olarak kabul ettiği, geliştirmeye çalıştığı değer yargılarıdır” dedi.
İNSANA SAYGI ESAS
Toplumsal değerlerin kişilerin davranışlarının düzenlenmesinde etkili olduğunu anlatan Yazıcıoğlu şunları söyledi: “Kişilerin davranışlarının düzenlenmesinde etkili olması, toplumsal değerlerin toplumsal normlar gibi bir işleve sahip olmasını bize düşündürebilir. Çünkü baktığımızda hukuk kuralları da, ahlak kuralları da, örf adet kuralları da toplum hayatının düzenlenmesinde etkili. Peki, toplumsal değerlerin konu itibarıyla hukuk kuralları ile olan bağlantısı nedir? Değerler aslında daha geneldir. Hukuk kuralı ise, bu değerin bir normdaki görünümüdür. Mesela ‘insana saygı’ diye bir değer var. Ama bu değer göz önünde bulundurularak insanı öldürmenin yasaklanması ise bunun hukuk kuralındaki görünümüdür. Aslında mevzunun temelini de bu oluşturmaktadır.”
150 YILDA BÜYÜK DEĞİŞİM
Arş. Grv. Ömer Ünlü ise “Çok Hukukluluk” konusunda bir sunum yaptı. Arş. Grv. Ünlü, 100-150 yıl önce dünyadaki devletlerin kendi kafasındaki toplum ve değerler manzumesini oluşturarak halkın bunu kabullenmeye zorlandığını anlattı. Ünlü, “Modern devletin toplumu homojen bir yapı olarak algılamaya çalıştığı, bu noktada kendi halkını ikna etmeye çalışan devletlerle münasebetinin yavaş yavaş bozulduğu sona erdiği vurgusu yapıldı. O dönemde devlet, plastik bir toplum ve insan hayal edip, onu istediği gibi esnetebileceği, ona istediği gibi şekil verebileceği inancından hareketle bunu yapmaya çalışıyordu.”
Ünlü şöyle devam etti: “Bu 100-150 yıllık dönemde hukuki tek merkezci bir yaklaşımla birilerinin tasarladığı şeyin hayata geçirilmesi adına o değer ve kuralların kodifiye edilmek suretiyle başkalarına dayatılması ve o tek bir pota içerisinde o halkın eritilmesi suretiyle bir toplum yaratılacağı inancından hareketle bu 100 yıllık dönemde halklar hukukun çokluğunu reddeden ve çok fazla tutarlı davranamayan devletlerle karşı karşıya geldi.” Ünlü, konuşmasında hukukun tekdüze olarak uygulanması gerektiğini aksi takdirde adalet duygusunu zedeleyecek farklı uygulamaların ortaya çıkabileceği endişesinin de dile getirildiğini sözlerine ekledi.
BİREYLERE
YÖNELİK KURALLAR
Seminerin ilk oturumunda Arş. Grv. Saadet Kök de söz aldı. “Uluslararası Hukukun İç Hukuka Üstünlüğü” konusunda bilgi veren Kök, hukukun belirli bir toplumu oluşturan kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen kuralların bütünü olarak isimlendirildiğini belirtti ve “Buna göre uluslararası hukuk da devletlere, uluslararası örgütlere, devlet niteliği kazanamamış örgütlenmiş topluluklara ve uluslararası toplumun bütününün genel çıkarlarına ya da paylaştığı değerleri ilgilendiren bireylere ilişkin durumlarda doğrudan bireylere yönelik kurallar olarak tanımlanmaktadır” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)