Holokost Cenderesi Nedir

Başkan Erdoğan, Almanya’ya, “Biz Holokost cenderesinden geçmedik, İsrail’e borçlu olanlar rahat konuşamıyor” dedi. Peki Holokost nedir? Holokost katliamı ne zaman başladı?

Holokost terimi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde yaptığı açıklamalardan sonra yeniden gündeme geldi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı konuşma sırasında Almanya’yı kast ederek “Biz Holokost cenderesinden geçmedik, İsrail‘e borçlu olanlar rahat konuşamıyor” dedi.

Peki Holokost nedir? Holokost katliamı ne zaman başladı?
Holokost, Almanya’da yıllarca iktadarda kalıp tüm dünyayı kan ve ateşe boğan Nazi rejimi tarafından yaklaşık altı milyon Yahudi’nin öldürülmesi için kullanılan terimdir.

HOLOKOST NEDİR?

Haber

Holokost, Almanya‘da ve Avrupa’da Nazi rejimi, müttefikleri ve işbirlikçileri tarafından 6 milyon Yahudi’ye sistematik, devlet destekli uygulanan zulüm ve katliamdır.

Holokost , “ateşte kurban etme” manasına gelen Yunan kökenli bir sözcük olup, Ocak 1933’te Almanya’da iktidara gelen Naziler, Almanların “ırksal olarak üstün” olduğuna ve “aşağı” kabul edilen Yahudilerin sözde Alman ırkçı topluluğuna yabancı bir tehdit olduğuna inanıyorlardı.

Nazi döneminde Alman yetkililer, algılanan ırksal ve biyolojik aşağılıklarından dolayı diğer grupları da hedef aldı. Romanlar (Çingeneler), engelliler, bazı Slav halkları ( Polonyalılar, Ruslar ve diğerleri), Sovyet savaş esirleri ve Siyah insanlar bu grupların içerisinde yer alıyordu. Diğer gruplar, aralarında Komünistler, Sosyalistler, Yehova’nın Şahitleri ve eşcinsellerin de bulunduğu siyasi, ideolojik ve davranışsal gerekçelerle zulüm gördü. Nazilerin başını çektiği va Avrupa’nın büyük bir kısmına yayılan bu zulümleri tamamına “Holokost” adı verildi.

Haber

HOLOKOST KATLİAMI NE ZAMAN BAŞLADI?

Naziler iktidara geldikten kısa bir süre sonra, Yahudileri Alman ekonomik, sosyal ve kültürel hayatından dışlamak ve onları göç etmeye zorlamak için önlemler aldı. İkinci Dünya Savaşı, Nazi yetkililerine kapsamlı, “Yahudi sorununa nihai bir çözüm” bulma fırsatı verdi. Bu da Avrupa’daki tüm Yahudilerin öldürülmesiydi.

1933’te, Avrupa’daki Yahudi nüfusu dokuz milyonun üzerindeydi. Avrupalı Yahudilerin çoğu, Nazi Almanya’sının II. Dünya Savaşı sırasında işgal edeceği veya etkileyeceği ülkelerde yaşıyordu.

Nazi rejiminin ilk yıllarından itibaren Alman yetkililer, davranışları öngörülen sosyal normlara (dilenciler, alkolikler ve fahişeler gibi) uymayan eşcinsellere ve diğer Almanlara zulmetti. On binlerce kişiyi hapishanelerde ve toplama kamplarında hapsettiler. Alman polis yetkilileri benzer şekilde siyasi muhalifler (Komünistler, Sosyalistler, Masonlar ve sendikacılar dahil) ve dini muhalifler (Yehova’nın Şahitleri gibi) olarak görülen on binlerce Alman’a zulmettiler. Bu kişilerin çoğu kötü muamele ve cinayet sonucu öldü.

1945’teki savaşın sonunda, Almanlar ve onların müttefikleri ve işbirlikçileri, ” Nihai Çözüm ” kapsamında her üç Avrupalı Yahudi’den yaklaşık ikisini öldürdüler. Naziler, Yahudileri Alman Volk’una en ölümcül tehdit oluşturan aşağı ırk olarak görüyorlardı.

Bazı sağlam vücutlu Yahudiler, geçici olarak gettolarda zorunlu çalıştırma, Yahudiler için zorunlu çalışma kampları veya Nazi işgali altındaki Polonya ve Sovyetler Birliği’ndeki toplama kamplarında çalıştırılmaktan kurtuldu. Bu işçilerin çoğu açlıktan ve hastalıktan öldü ya da çalışamayacak kadar güçsüz kaldıklarında öldürüldü.

Yahudiler Nazi ırkçılığının öncelikli hedefi iken, Almanya‘daki diğer gruplar, Afro-Almanlar ve zihinsel veya fiziksel engelli insanlar, Çingene ve Romanlar da dahil olmak üzere ırksal nedenlerle zulüm gördü.  Savaşın sonunda Almanlar ve Mihver ortakları 250.000 ila 500.000 Romanı öldürdü. 1939 ile 1945 arasında, sözde Ötenazi Programı’nda, çoğu Alman olan ve kurumlarda yaşayan en az 250.000 zihinsel veya fiziksel engelli hastayı öldürdüler.

Nazi zulmü Avrupa’ya yayılırken, yaklaşık 3,3 milyon Sovyet savaş esiri açlık, hastalık, ihmal veya acımasız muameleden öldürüldü veya öldü. Almanlar, Polonya aydınlarının Yahudi olmayan on binlerce üyesini vurdular. Polonya ve Sovyetler Birliği’ndeki “pasifleştirme” baskınlarında yüzlerce köyün sakinlerini öldürdüler ve milyonlarca Polonyalı ve Sovyet sivili zorla çalıştırılmak üzere sınır dışı ettiler. Bu durum birçok kişinin ölmesine neden oldu.

Haber

.

Bakmadan Geçme