'Hicri Yılbaşı için Belediye'den etkinlik bekliyoruz'
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, Afyonkarahisar Belediyesi'nden Hicri Yılbaşına özel etkinlikler beklediklerini belirtti. Arslan, 'Zafer Haftası olması hasebiyle herhalde dikkatlerinden kaçtı. İnşallah seneye güzel bir program yaparlar' dedi   Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte dün öğlen partide basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. 'HİCRET CAHİLEYEYE KARŞI İSLAM [&hellip]
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, Afyonkarahisar Belediyesi’nden Hicri Yılbaşına özel etkinlikler beklediklerini belirtti. Arslan, “Zafer Haftası olması hasebiyle herhalde dikkatlerinden kaçtı. İnşallah seneye güzel bir program yaparlar” dedi
Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte dün öğlen partide basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi.
“HİCRET CAHİLEYEYE KARŞI
İSLAM MEDENİYETİ İNŞAASIDIR”
Geçtiğimiz Cumartesi günü, hicri takvime göre 1 Muharrem 1441 hicri yeni yılın başlangıç günü olduğunu belirten Orhan Arslan, Hicri 1441. yılın Türkiye’ye, İslam Âlemi’ne ve tüm insanlığa saadet getirmesini temenni etti. Hicri yılın, hicret hadisesini başlangıç kabul eden bir takvim olduğunu dile getiren Orhan Arslan, “Hepimizin bildiği gibi hicret, Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç etmesi hadisesidir. Bu göç zorluklar ve sıkıntılardan kaçmak olarak asla yorumlanamaz. Tam tersine inancı, idealleri, düşünceleri, ilkeleri için her şeyini feda edebileceğinin göstergesidir. Bir başka deyişle iktidarın gücüne, baskısına, zulmüne, ambargosuna, büyüklenmesine karşı, inancından ve ideallerinden vazgeçmemenin adıdır. Mekke’deki insanları açlığa, yoksulluğa, sömürüye, zulme mahkûm eden bu cahiliye düzenine karşı, adalet, sevgi, saygı, kardeşlik, şefkat, merhamet, adil paylaşım, ilim, irfan temelleri üzerinde, hakkı üstün tutan yeni bir dünya kurmak için, bütün engellere ve zorlamalara karşı çıkmanın adıdır hicret. Cahiliye toplumuna karşı bir İslam Medeniyeti inşa etmenin adıdır hicret. Zulümden adalete, cehaletten ilme, büyüklenmeden eşitliğe, sömürüden hakça paylaşıma, kötülükten iyiliğe, zararlıdan faydalıya göçün adıdır hicret. Yaşadığımız dünya ne acıdır ki onca teknolojik gelişmelere rağmen tam manasıyla bir cahiliye dönemidir. Müslümanlar olarak bizlere düşen görev, hicret hadisesini iyi anlayıp, dünyanın bu gidişatı karşısında toprak olarak değil ama fikir ve düşünce dünyamızda hicret ederek, yeni adil bir dünya kurmaktır.” dedi.
“İNŞALLAH SENEYE GÜZEL
BİR PROGRAM YAPILIR”
“İnsanın aklına şu soru da hemen geliyor. Hıristiyanların yılbaşısı olan Noel gününde pek çok etkinlik planlanırken, bizim kendi medeniyetimiz, kendi tarihimiz olan hicri yılbaşı için neden hiçbir şey yapılmıyor?” diyen Arslan, “Diyebilirsiniz ki miladi takvimi kullanıyoruz o etkinlikler onun için. Tamam, da hiç değilse ona yapılan hazırlığın onda biri hicret için yapılsın, o dahi yapılmıyor. Biz SP Merkez İlçe Başkanlığı olarak İmaret Camii’nde Yasin okutup, şeker ikramında bulunduk. Gönül arzu ederdi ki Belediyemizin de bazı etkinlikleri olsun. Ama Zafer Haftası olması hasebiyle herhalde dikkatlerinden kaçtı. İnşallah seneye güzel bir program yaparlar.” diye konuştu.
“MEMURA YÜZDE 4, DOĞALGAZA
YÜZDE 14 ZAM”
Geçen hafta memur ve memur emeklileri maaşlarına 2020 için 4+4, 2021 için 3+3 zam yapılması kararı alındığını belirten Arslan, “Yine geçtiğimiz hafta içinde doğalgaza yüzde 14 zam yapıldı. Ağustos ayı başında da yine yüzde 14 zam yapılmıştı. Sigaraya yüzde 25 zam geldi. Elektrik ve akaryakıt zamları ise sürekli yapılıyor. Neden yapılıyor bu zamlar? Hükümet giderleri karşılayamadığı için. Yani kasasında para yok. Bunun sebebi ne? Ekonomi politikalarının yanlış olmasıdır. Biz paramızı ve kaynaklarımızı üretime dayalı olarak kullanmaz, israfa, lükse ve şu anda ihtiyacımız olmayan sosyal yatırımlara harcamaya devam edersek bu zamlar devam eder. İktidar vereceğine 4, alacağına 14 zamda yapsa, vergileri de artırsa, yeni vergilerde koysa giderleri ve borçların faizini ödemesi mümkün değildir. Bir an önce üretim yatırımlarına dönmek mecburiyetindeyiz.” şeklinde konuştu.
“ŞİDDET İÇERİKLİ DİZİ VE
OYUNLAR KALDIRILMALI”
Her geçen gün tüyler ürperten cinayet haberleri ile karşılaşıldığını kaydeden Arslan şöyle konuştu:
“Bu cinayetler sadece kadın cinayetleri değil. Ülkemizde yaşanan erkek cinayeti, kadın cinayetinin 4 katı. Dolayısıyla meseleyi sadece kadın cinayeti olarak değil, bütün olarak ele almamız gerekmektedir. Bizce cinayetlerin artış göstermesinin en temel sebebi ahlak ve maneviyattan uzaklaşmamızdır. Her zaman söylediğimiz gibi ahlaki değerleri yüksek olan ve maneviyatı güçlü olan bir insan bırakın bir cinayet işlemeyi, bir karıncaya bile zarar vermekten çekinir. Onun içindir ki biz birinci sırada ahlak ve maneviyat diyoruz. Ayrıca televizyon dizileri ve filmlerde şiddeti adeta tavsiye eder gibi mesajlar verilmektedir. İnsanlarımızın ve özellikle gençlerimizin bu kabadayı, mafya, hoşuna gitmeyeni vuran, öldüren tipleri sanki iyi bir şey yapıyormuş gibi süslü ve çekici gösteren diziler ve filmler insanlarımızı olumsuz etkilemektedir. Gençlerimizin bilgisayar ya da cep telefonları ile oynadığı oyunların belki yüzde 90’ı insan öldürme oyunlarıdır. Bu şekilde bilinçaltımıza verilen mesajlar vesilesiyle insanlarımız şiddete meyilli oluyor ve karşılaştığı bir olay karşısında hiç şaşırmıyor. Sıradan bir şey gibi geliyor. Yardım edebileceği imkânı varken seyrediyor hatta cep telefonuyla kayıt yapmayı düşünebiliyor. Durum gün geçtikçe daha vahim bir yöne doğru gidiyor. Bu kötü gidişi değiştirmek için yapmamız gereken şey kendi inancımıza, kendi medeniyetimize sarılmamızdır. Televizyonlarda yayınlanan dizi ve filmlere acilen gerekli kısıtlamaları getirmeliyiz. Bilgisayar ve cep telefonlarındaki öldürme ve şiddet içerikli oyunların önüne geçmeliyiz.”
“HUZURUN ADRESİ İSLAM DİNİ”
Batı hayranlığı ile bir çözüm bulunamayacağını, önceliğin ahlak ve maneviyat prensibi ile hareket etmek olması gerektiğini kaydeden Arslan şunları söyledi:
“1 Eylül tarihi Dünya Barış Günü diye belirlenmiş. Şu anda dünyanın her tarafında ve özellikle İslam Ülkeleri’nde savaşlar ve işgaller devam ediyor. Mazlumların gözyaşları kurumuyor. Oluk oluk insan kanı akıyor. Dünyanın hâkimi olduğunu iddia eden güçler bir yandan barış, özgürlük, demokrasi mesajları vermeye devam ederken, bir yandan da bu vahşeti işlemeye devam ediyorlar. Bu hâkim güçlerin birinci önceliği menfaat olduğu için dünyaya barış ve huzur getirmeleri mümkün değildir. Kendilerini üstün ırk olarak görenlerin egemenliğindeki dünyada kan ve gözyaşı eksik olmaz. Barış ve huzur ancak çifte standart değil adalet, savaş değil barış, çatışma değil diyalog, sömürü değil adil paylaşım, tekebbür değil eşitlik ilkeleri üzerine bina edilmiş bir medeniyet olan İslam Medeniyeti ile mümkündür. Çünkü İslam Allah tarafından gönderilmiş son dindir. Bu sebeple mükemmeldir, eksiklik ve noksanlık bulunmaz. İslam kelimesi aynı zamanda barış, selam ve esenlik manalarına gelir. İşte bunun için deniliyor ki ‘Huzur İslam’dadır” >> Burcu AYDIN’ın Haberi