Nöbetçi Eczaneler
10 Aralık 2010 Cuma 02:00:00 İyi önlem almadan, ne edeceğini iyi düşünmeden bir iş girişiminde bulunan kişi, başarıya ulaşamaz; o iş için gerekli olan imkânları da yitirir.
İlimizde özel bir hastanede yapılan katarakt ameliyatı sonrasında 7 kişinin kör olduğu sağlık skandalıyla ilgili bir olay ortaya çıktı. Son model cihazlarla donalı bir sağlık kuruluşunun, günümüzde her yerde kolaylıkla yapılabilen basit bir “katarak ameliyat”ında yetersiz kalması, çok acı ve düşündürücü. Daha önce başarılı göz ameliyatı yapan kuruluş sahibinin böyle bir akıbete uğraması, talihsizlik.
Bir sene önce özel hastanelerden birine böbrek taşı kırılması için müracaat ettim. SGK’ca ödenen dışında hastane muhasebesine belirli bir ücret yatırıldı; tetkikler yapıldı “taş kırma ünitesine alındım. 5 seans uygulandı. Onca acı ve cefadan sonra: ”Taşınız kırılamaz” denildi. Halbuki, Daha önce, 6-7 sene aralıklarla Ankara’da ve Afyon Tıp Fakültesinde kırdırılan taşın; Özel hastanede kırılamaması düşündürücü.
Burada kırılamayan taşlar, Devlet hastanesinde 2 seansta kırıldı. Şifaya kavuştum. Peki; Devletin benim için verdiği sağlık yardımı ve benim ödediğim para, çektiğim eziyet, kaybedilen zamanın bedelini kim ödeyecek? İnsan ne kobay ne de tecrübe tahtası.
Vatandaş niçin özel hastaneyi seçer ? Kendine özellik tanınması, yapılacak tedavi ve operas-yonun daha özenli ve itinalı yapılması için.
Kışla, cami, okul, Hastane, resmi iş yeri gibi yerlerin, halkın burayı bulabilmesi ve işini rahatlıkla görebilmesi için; önlerinin geniş bir alana sahip olması gerekir. Mesela ; Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi – Zafer Camii önünde yer alan. Buralara güzellik katan Kurtuluş-İnönü kavşağında bulunan Park, şehir plancısı tarafından; düşünülerek isabetli bir kararla projelenmiş bir yapıya sahipti.
Geçmişte Belediye Başkanlığını yapan Rahmetli Erdal Akar, Ahde vefa göstermiş, kendinden önce, halkın iki dönem Belediye başkanlığı hizmetinde bulunan kişi adına şehrin en gözde yerine “Sami Öznur Parkı”nı inşa etmiş. Bu güzel ve örnek bir davranış. “At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.” Kişiyi seversiniz ya da sevmezsiniz. Önemli olan, çevreye güzellik katan parkı insanımızın hizmetine sunmak.
Sami Öznur Parkında:Fıskiyeli havuzun yıkılması, ağaçların kesilmesi, çiçeklerin sökülmesi, çimlerin, oturulan kanepelerin, çocukların bindiği salıncakların, tahterevallilerin kaldırılması, onca yeşil örtünün yok edilmesi hiç hoş olmadı.
Babalar, anneler, torununun gönlünü alan nineler, dedeler gece-gündüz buradan hiç eksik olmazdı. Burası cıvıl cıvıl çevreye neşe saçan insanların mekanıydı. Hizmeti herkes hayırla yad etti.
Şimdi; Hayır kapısı kapandı. Ezanı bekleyip camiye girecek. İstikamet caminin önü. Evinden camiye geçecek, yol kapalı, dolaşmak zorunda kalacak.Yol yorgunu, mola verecek biraz soluklanacak. “Hayır, burası yol geçen hanı değil. paralı denecek eziyet çekecek. Köyüne, ilçesine gidecek; bu güzergahtan minibüsünü, otobüsünü zorlukla gözleyecek.
Bir zamanlar avuç içi kadar Afyonkarahisar merkezinde bunun gibi 7 Tane park vardı. Rant sağlamak, bina yaparak gelir elde etme, zihniyeti taşıyan kimseler tarafından bu duruma geldik. Zamanımızda böyle yeşil alanlara hararetle ihtiyaç varken buranın özelleştirilerek yok edilmesi çok üzücü. Hükümet alanı açılması gibi, bu Parkın kapanması çelişki değil mi?
“Kişi noksanını bilmek kadar irfan olamaz.”
İnsan bir defa ölür. Bakın; geçmişte, Afjet , halen devam etmekte olan alt yapı ve yol çalışmalarından gına geldi. Onca insanın çektiği sıkıntı, çevre kirliliği vatandaşın psikolojisini bozdu. Nefes alamıyoruz. insana “Pes artık” dedirtti. Yapılan hizmet hezimete dönüştü. Toz, toprak, çamur, park eden araçları tanınmaz hale soktu. Yollar berbat ” Mal canın yongası” Bir araç kolay alınmıyor. Milli servet heder oluyor. Kaybedilen sağlık da kolay yerine gelmiyor. Yapılan çalışmalar, elbette bizlerin menfaatine olacak. Ama; Zamanlama, plansız, programsız, koordinesiz yapılan çalışmalar; maalesef yarar yerine zarar veriyor.
Kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
