Herkesin Şu Sıralar Yapmaya Doyamadığı Boykot Nereden Geliyormuş
Boykot, tarih boyunca siyasi, ekonomik ve toplumsal değişimlerin tetikleyicisi olmuş bir protesto yöntemidir.
Şiddet içermeyen, gönüllü bir uzak durma eylemi olarak tanımlanan boykot, bireylerin veya grupların bir ürün, kişi, kuruluş ya da ülkeye yönelik tepkisini göstermek amacıyla başvurdukları bir yöntemdir. Ahlaki, sosyal, politik veya çevresel nedenlerle yapılan boykotların amacı, hedef alınan kişi veya kuruluşun ekonomik kayıp yaşamasını sağlamak ya da toplum nezdinde bir tepki oluşturarak tartışmalı bir davranışın değiştirilmesini zorlamaktır.
BOYKOT KAVRAMININ KÖKENİ
Boykot kelimesi, 19. yüzyılda İrlanda'da yaşanan bir olaydan türemiştir. İrlanda Toprak Savaşı sırasında, Lord Erne adlı bir toprak sahibinin temsilcisi olarak görev yapan Yüzbaşı Charles Boycott, 1880 yılında yerel halkın toplumsal dışlanma kampanyasına hedef olmuştur. O yılın hasat dönemi oldukça kötü geçmiş ve Lord Erne, kiracılarına kira bedellerinde %10’luk bir indirim teklif etmişti. Ancak, kiracılar bu indirimi yetersiz bularak %25’lik bir indirim talebinde bulundular. Lord Erne bu teklifi reddedince, Yüzbaşı Boycott on bir kiracıyı topraklarından tahliye etmeye karar verdi.
Bu gelişmelerin ardından, İrlandalı milliyetçi lider Charles Stewart Parnell, toprak sahiplerine ve temsilcilerine karşı şiddet kullanmak yerine, toplumun onları tamamen dışlaması gerektiğini savundu. Parnell’in bu önerisi üzerine, halk Boycott’a karşı toplu bir eylem başlattı. Boycott’un çiftliklerinde çalışan işçiler iş bırakma eylemi yaparak tarlalardaki ürünleri hasat etmeyi reddetti. Yerel tüccarlar onunla ticaret yapmadı ve hatta postacılar bile ona posta ulaştırmayı kabul etmedi. Boycott’un kendi tarlalarındaki ürünleri toplayacak işçi bulamaması, ekonomik olarak büyük bir zarara uğramasına neden oldu.
Bu kitlesel dışlama hareketi kısa sürede uluslararası basının ilgisini çekti. New York Tribune muhabiri James Redpath, bu olayları dünyaya duyuran ilk gazetecilerden biri oldu. Olayın geniş yankı bulmasıyla birlikte "boykot" kelimesi, eylemi tanımlayan yeni bir kavram olarak kullanılmaya başlandı. İngiliz gazetesi The Times, 20 Kasım 1880'de terimi resmi olarak kullanarak kavramın yaygınlaşmasına katkı sağladı. Bir yıl içinde, kelime günlük hayatta mecazi anlamda da kullanılmaya başlandı.
BOYKOTUN KÜRESEL ETKİLERİ VE TARİHTEKİ ÖRNEKLERİ
Boykot, zaman içinde yalnızca bireysel veya yerel bir eylem olmaktan çıkıp küresel ölçekte etki yaratan bir protesto yöntemi haline gelmiştir.
• Gandhi ve Tuz Yürüyüşü (1930): Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesi sırasında Mahatma Gandhi, İngiliz sömürge yönetiminin tuz vergisini protesto etmek amacıyla ünlü Tuz Yürüyüşü’nü düzenledi. Bu eylem, Britanya’nın ekonomik çıkarlarına büyük zarar verdi ve boykot kavramının bağımsızlık mücadelesindeki etkisini gösterdi.
• Montgomery Otobüs Boykotu (1955-1956): Amerika Birleşik Devletleri’nde Rosa Parks’ın otobüste beyaz bir yolcuya yer vermeyi reddetmesi üzerine başlayan Montgomery Otobüs Boykotu, sivil haklar hareketinin dönüm noktalarından biri oldu. Siyahi halkın toplu taşıma sistemini boykot etmesi, ırk ayrımcılığı yasalarının değişmesine zemin hazırladı.
• Güney Afrika ve Apartheid Boykotları: 1980’lerde Güney Afrika’daki Apartheid rejimine karşı dünya çapında birçok ülke Güney Afrika ürünlerine ve şirketlerine boykot uyguladı. Bu uluslararası ekonomik baskılar, Apartheid rejiminin sona ermesine katkıda bulundu.
• BDS Hareketi (2005 - Günümüz): İsrail’in Filistin topraklarındaki politikalarına karşı başlatılan Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar (BDS) hareketi, uluslararası şirketlerin İsrail ile iş yapmasını engellemeyi ve İsrail’in politikalarına karşı bir ekonomik baskı oluşturmayı amaçlamaktadır.