Herkese aydın sıfatı verilemez – Kocatepe Gazetesi

Ensar Vakfı’nın Ramazan’da İkindi Sohbetle-rinin 17. gün İlim Yayma Cemiyeti adına AKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Çağan “Aydın ve Toplum Üzerindeki Etkisi” üzerine konuştu. AKÜ İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Emin Uz tarafından sunum ve Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.
AYDIN SÜREKLİ GÜNDEMDE
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Çağan, “Aydın ve Toplum Üzerindeki Etkisi” başlığında sunum yaptı. Ramazan-ı Şerif ayının mübarek olmasını dileyen Çağan, bu ayın inananlar için ruhlarda ve hayat genelinde bir inkılapa sebep olmasını niyaz etti. Ramazan ayının istikamet üzere ilerleme de vesile olmasını dileyen Çağan; “Ensar Vakfı Şubesi’nin Ramazanda İkindi Sohbetleri programında ilk kez bulunuyorum. Formatla ilgili çok sağlıklı bir bilgiye sahip değilim. Olabildiğince sıkmadan aydın üzerinde konuşacağım. Aydın meselesi son derece güncel, son derece tartışmaya açık bir konu. Hatta son zamanlarda çeşitli vesilelerle çok gündeme geldi. Özellikle son bir yıl içerisinde bazı akademisyenlerin imzalı bildirileri vardı. Son olarak Bilgi Üniversitesi’nden bir Profesör, Cumhurbaşkanına ettiği haraket nedeniyle gö-revinden uzaklaştırıldı. Bu ve benzeri olaylar aydını sürekli gündemde tutuyor. Aydın kimdir, ne iş yapar? Sorumlulukları nelerdir? Bunlar gündem konusu oluyor” dedi.
AYDIN (ENTELEKTÜEL)
ZİHİNLE İŞ YAPAR
Aydın meselesinde kavramsal bir kargaşa olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kenan Çağan, entelektüel, aydın, münevver hatta bunun yanında aydın, ulema gibi kavramların eklenebileceğini belirtti. Bunlar arasında etimolojik düzeyde yani kelimelerin anlamı üzerinde ciddi anlam farklılıkları bulunduğunu kaydeden Çağan; “Şahsi kanaatim uzun süredir bu konuda okuyup yazan birisi olarak bu kavramsal ayrıştırmanın bugün çok anlamlı olmadığı gibi bir sonuca ulaşıyorum. Aydın ve entelektüel kavramları sıklıkla kullanılıyor. Kendi yazılarımda aydın ve entelektüel kavramanı eş anlamlı olarak kullanıyorum. Hatta yoğun olarak entelektüel kavramını kullandığımı söyleyebilirim. Entelektüel kim dersek etimolojik anlamda akılla, zihinle iş yapan, bedensel iş yapmayan, zihni, aklı, idraki, şuuru ile iş yapan kişiye aydın deniliyor. Kavramları bunun üzerinde tanımladığınızda bizim yaşadığıımız dünya da zihinsel performansı ile varlık gösteren çok fazla meslek grubu var” diye konuştu.
HERKES AYDIN OLAMAZ
Aydın kavramının yeni bir kavram olduğundan söz eden Prof. Dr. Kenan Çağan, özellikle aydınlanmadan sonra batı da aydınlanma akımından sonra geliştiğini aktardı. Kavramın ortaya çıkmasında Direkfus Olayı olayı olduğunu belirten Çağan; “ Bu olayı bilenler vardır. Uzun uzudayı anlatarak sıkmak istemiyorum. Aydın kavramı bu olayla gündeme gelir. Kavram batıldıır. Bizim de modernleşme sürecimiz de fark etmeye kullanmaya başladığımız bir kavramdır. Vakıf üniversiteleri de dahil Türkiye de şu anda 200’ün civarında üniversite var. Örneğin AKÜ’de biz toplam bin 400 tane öğretim elemanıyız. Yaklaşık 600 civarında olan kısmı öğretim üyesidir. Bilgi ile uğraşmak bir adamı aydın yaparsa bütün bunları aydın diye tanımlamamız gerekir. Çok basit bir matematikle örneğin AKÜ’de bin 300 öğretim elemanı var. Türkiye de 200 civarında üniversite var. Ortalama olarak her üniversite de öğretim elemanı sayısını 500 kabul edersek yüz bin civarında sadece üniversite de hoca var. Bunun yanına öğretmenleri, din adamlarını eklersek bu sayıs hatırı sayılır şekilde yükselir. Aydın literatürünü taranırsa herkesin aydın olarak tanımlanmayıp herkese aydın sıfatı verilmediği görülür. Hatta çok sayıda sınırlı insandan aydın diye bahsedildiğini görürüz. Aydın’ın toplum üzerinde ciddi anlamda yönlendirici etkisi vardır” şeklinde konuştu. >> Burcu AYDIN’ın Haberi