Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kocatepe Gazetesi

Herkes evinde içsin çorbasını – Kocatepe Gazetesi

Kocatepe Gazetesi 19 Ocak 2010 Salı 02:00:00
  Gelenek, bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi, yani maddi olmayan kültürdür. Gelenekler yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi töre ve davranışların tümüdür.
Görenek ise bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığıdır. Öteden beri yapıla gelmekte olan, fakat henüz adet durumunu kazanmamış olan bu davranış biçimlerine grubun, toplumun gelişmesine uygun yenilikler eklenir.
Gelenek ile görenek arasındaki nüans; gelenekteki yapılmalı özelliği, görenekte yapılabilmeli özelliğini alır. Kırk yıl önce öğretmen okulu meslek dersleri kitabında herhangi bir bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçiminin en az 40-50 yıl uygulanması sonucunda gelenekleşebileceği, bu sürece gelinceye kadarki süreçteki uygulamaların görenek olduğu yazılmıştı.
Bu açıklayıcı bilgi ile ilimizde cenaze törenle-rine değinmek istiyoruz. İlimizdeki cenaze törenleri belki de Türkiye’ye örnek gösterilecek bir titiz-lik, ciddiyet ve dini sorumluluk bilinci ile gerçekleştiriliyor. Ancak bir husus var ki, henüz görenek halinde. Cenazenin defninden sonra (genelde öğne namazı sonrası) erkekler ölü evine giderek taziyede bulunuyorlar. Bu arada gelen konuklara helva, peynir, zeytin, pide ve meşrubat ikram ediliyor. Tabii bu arada cenaze sahibi ölüsüne mi ağlasın, misarifirini mi doyursun, şaşırıp kalıyor. Bunu herkes yapmıyor, bazıları yapıyor.
Geçen hafta bir cenaze defninin sabahı kabir ziyaretine gittik. Bu ziyaret belki başka illerde yapılmıyordur. Ama ilimizde sabah namazı sonrası ziyaret mutlak yapılıyor. Bu ziyaret gelenek halini almış. Ziyaret sonrası cemaat mezarlıktan çıkarken, bir kişi bir lokanta ismi vererek herkesi çorba içmeye davet eder. Bu kez ziyaret sonrası çorbalar falanca lokantadan diyen olmadı. İnanın o an çok sevindim. Yahu kardeşim adamın zaten canı ciğeri yanmış, bir de milleti lokantada ağırlamanın ne lüzumu var. Sabah ziyareti sonrası çorba olayı 20-30 yıl öncesine kadar yoktu. Bu olay görenekleşmeye başladı. Herkes çorbasını nerde içecekse içsin, cenaze sahibi de rahat bırakılsın. Ziyaret sonrası çorba ikramı katiyen gelenek değildir.
* *
Bir diğer konu da genelde cenazelerin İmaret Camii’nden kaldırılmasıdır. Her cenazede camide ve trafikte izdiham yaşanıyor. Cenaze konvoyu bölündüğü gibi, iki cenaze olunca da arabalar ve mezarlar karıştırılıyor. Özellikle de şehir trafiği alt üst oluyor.
Bu işi elbette yetkililer bilir ama onların da hiç kıpırdadığı yok. Yok mu Afyon’da şöyle trafiği alt üst etmeyecek konumda bir cami. Bir yer tespit edilsin ve cenazeler oradan kalksın da şehir de bir nefes alsın.
Şehir trafiğini alt üst etmeyecek bir cami tespit ederek cenazelerin oradan kaldırılması çok mu zor acaba?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER