'Her şey maddiyat değil. Toplum yapımızı ve medeniyetimizi korumalıyız'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Cemil Çoker, Büyük Birlik Partililer olarak siyaseti farklı okuduklarını dile getirerek, “Biz ahlaki yozlaşmayı engellemeye ve geleceğimizin teminatı çocuklarımızı maneviyattan nemalandırmaya çalışarak, Afyonkarahisar’ı medeniyet beşiği haline getireceğiz” dedi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Cemil Çoker Kocatepe Tv’de Kocatepe Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın’ın canlı yayın konuğu oldu. Çoker, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan 13. Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerine dair sürdürdükleri çalışmaları aktararak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

“BİZ SİYASETİ BİRAZ BİZ FARKLI OKUYORUZ”

Seçim çalışmalarında vatandaşların en çok siyasi dilin sertleşmesinden ve ekonomik endişelerden dert yandığını dile getiren Çoker şunları söyledi:

“Biz yola çıkarken Muhsin Yazıcıoğlu’nun 1999’da bir sloganımız vardı. ‘Bir kilimin desenleriyiz’ diye.  Biz siyasete vatandaşlarımıza böyle baktığımızdan dolayı öncelikle insanlarla iletişimi düzgün kurup, derdini meramına onların doğru düzgün dinleyip analiz ettiğimizde tabiher şeyden önce ekonomi insanları sıkıntıya sokuyor. Bunun serzenişini duyuyoruz. Eken, diken az para kazanan, konforundan biraz daha feragat etmiş olanlar ya da işte benzer konularla ilgili serzenişte bulunuyorlar. Ama öncelik nedir derseniz insanlar devletin bekası noktasında bir endişe taşıyorlar. Bu da sert söylemle birlikte siyasi arena hani tabiri caizse karpuz gibi iki yarıya ayrıldık. Cumhuriyet İttifakı ve Millet İttifakı olarak. Büyük Birlik Partisi’nin bir gönül vereni temsili bir sorumluluk sahibi bir makamında olan bir kardeşimiz olarak Milletvekili Adayı olarak Cemil başkan olarak biz siyaseti biraz farklı okuyoruz. Onu için değerlendirmeleri de farklı yapıyoruz. Biz siyaseti, insanlara hizmet ederek hakkın rızasını kazanma diye bakıyoruz. O sanatın adı diye bakıyoruz siyasete ama insanlar siyaseti daha başka algılıyorlar. Dolayısıyla toplumda herkesin yani gençlerin, orta yaşlıların, daha yaşlıların siyasete bakış açıları biraz farklı. Dolayısıyla bu bölünmüşlükten ben rahatsızım. Bu bölücüler hariç biz bölücülerin uzantısı yani PKK’nın uzantısı HDP ile ilgili kesin kapatılması lazım diyen tek siyasi partiyiz. Bu partiye seçim yardımının verilmemesi gerektiğini bunun hatta haram olduğuna dair Sayın Genel Başkanın Meclis konuşmasında söylemişti. Her türlü bölücülüğü bir kenara bırakırsak bu ülkede siyaset yapan her insanımız hangi siyasi partiye mensup olursa olsun biz bunların saygıdeğer olduğunu düşünüyoruz. Sahada insanların serzenişte bulunduğu önce siyasi üslup, siyasi dil, siyasi nezaket. Biz önce herkesin terörle arasına mesafe koyduğu sürece saygıyı hak ettiğini düşünüyorum ben. Ama bu kadar ayyuka çıkmış terörle de içli dışlı bir hale gelmiş bir ittifaka da şuan için benim saygı duymam söz konusu değil. Toplumdaki serzeniş bu minvalde ama Büyük Birlik Partisi olarak sahada çok güzel teveccüh görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞLA İKTİDAR ARASINDAKİ KÖPRÜ VAZİFESİNİ BİZ SAĞLAYACAĞIZ”

BBP olarak öncelikle istikrardan yana olduklarını belirten Çoker, “BBP ve şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşı ifadesini kullanınca insanların bize nasıl baktıklarını biz görüyoruz. Dolayısıyla bizim siyasete bakış açımız farklı öncelikle bize güvenilir, dürüst, samimi, sevecen, saran, sarmalayan,doğru muhalefet eden, eleştirdiği zaman üslupla eleştiren, sadece eleştiri değil yanına Büyük Birlik Parti’sinin kendi eleştirdiği konuyla alakalı çözümünü de yanında sunma cesaretini gösteren bir kimliğimiz olduğu için bize güveniyor vatandaş. Bizde bu güveni ittifak ortaklarımızla paylaşıyoruz. Cumhur İttifakı birlikteliği esasında işinde oluşmuş bir birliktelik değil, 15 Temmuz’da halkımızın, milletimizin alanda kurmuş olduğu bir birliktelik. Biz bunun siyasi arenade adını koymuş olduk.  Cumhur İttifakı’na niye oy vermesi lazım; yapılanı görmek lazım önce hem doğrusunu hem yanlışını hem eksiğini hem fazlasını görmek lazım şimdi muhalefeti şöyle bir dili var.’ Biz muhalefetiz. Siz ağzınızda kuşta tutsanız bizim için yanlıştır. Şimdi böyle bir söylemde olan bir muhalefetin ülkeye katacağı bir şey olmadığı gibi iktidarın yaptıklarını da insanlar görüyor. Şimdi biz istikrardan yanayız derken; biz esasında Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşları olarak Büyük Birlik Partilileri olarak Alperen’ler olarak şöyle bir şey söylüyoruz. Diyoruz ki; bizim için eğer konu vatan, Millet, din, devlet olunca biz hiçbir pazarlığın içerisine girmeyiz. Onun için biz bu ittifakın bu millete hayırlı hizmetler yapacağını düşünüyoruz. Şuana kadar da yaptığını düşünüyoruz. Eksikleri var mıdır? Vardır tabii ki ama eksiklerini Biz tamamlayacağız. Yanlışlarına biz yol göstereceğiz. Vatandaşla iktidar arasında ki köprü vazifesini biz sağlayacağız. Birçok meslek grubuyla Meclis’te kanun yapıcı ile sorumluluk sahibi ile aradaki köprü vazifesini Biz göreceğiz. Biz bunları görürken de milletin yüzü gülecek Onun için Cumhur ittifakına milletimiz oy verecek.” ifadelerinde bulundu.

“HİZBULLAH TERÖR ÖRGÜTÜ 23 YIL ÖNCE ORTADAN KALDIRILDI”

“HÜDA-PAR ile HDP’yi ben karşılaştırmam bile” diyen Çoker, “Bizim her söylemimiz nettir. Millet İttifakı bölücü terör örgütünün oyuna muhtaç olduğu için, PKK’ya boyun bükmek zorunda kaldıkları için o argümanla Cumhur İttifakına gönderme yapmaya çalışıyorlar. Şimdi şunu anlayalım ve tespitleri de doğru yapalım. HÜDA PAR’ı Hizbullah ile ilişkilendiriyorlar. Hizbullah 23 yıl önce devletin güvenlik güçleri tarafından tamamen ortadan kaldırılmış şuanda esamesi okunmayan, şuanda olmayan bir terör örgütü ve Cumhur İttifakı’nın 4 siyasi parti protokol yaptı. HÜDA PAR bu protokolün içerisinde yok. Bu manada Cumhur İttifakı’ndan bir şey koparamazlar bu konuda rahat olsun vatandaşımız. Millet İttifakı’da bu konudan yaklaşarak bize herhangi bir sıkıntı veremezler. Onlar önce HDP ile ilişkilerini kessinler, PKK ile aralarına mesafe Koysunlar. Önce vatandaşın önüne düzgün bir siyasi profille çıksınlar. Türkiye’de Cumhurbaşkanı olacak herkese normal şartlarda saygı duymam gerekiyor ama terör ile arasına mesafe koymamış bir kişiye nasıl saygı duyayım. ” Dedi

“BİZİM BÜTÜN MEVZUMUZ PARASAL DEĞİL, TOPLUMUN GENEL YAPISI BOZULUYOR”

“Afyonkarahisar’ı medeniyetin beşiği bir şehir haline getirmemiz gerekiyor” diyen Çoker sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şehirleşme deyince biz hep böyle çok katlı binalar, villalar çok güvenlikli evler aklımıza geliyor. Mesela bir Medine örneğimiz var bizim. Medine kutsal Beldemiz. Dünyadaki 3 kutsal mekandan biri. Mekke, Medine, Kudüs. Gönül coğrafyası insanların güzel olacak. O coğrafyadan nemalanmak. Biz esasında o beton yığınlarının içerisinde huzurlu bir hayatı yaşamıyoruz. Bizim birçok eksiğimiz var. Belediyecilik deyince kaldırım yapmak, sokak lambalarını takmaktan ziyade bir şehircilik anlayışından ziyade Mimar Turgut Cansever’in ifadesiyle; ‘Şehirleri imar ederken, neslimizi ihmal ederseniz. İhmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri berbat eder. Yok eder.’ Biz ahlaki yozlaşmayı engellemezsek, biz manevi hasretlerimize önem vererek yetişen çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğimizin teminatı dediğimiz o yavrularımıza manevi hazdan manevi menbadan nemalandırmazsak şuurlu bir gençlik yetiştirmezsek bizim o yapmış olduğumuz imar ettiğimiz şehri, ihmal ettiğimiz gençlerimiz yok eder. Kısmen bunu yaşıyoruz. Bizim Afyonkarahisar’ı huzurla yaşanabilecek şehir haline getirmemiz lazım. Bu yaparsak, insanımız aza kanaat getirip, az ile mutlu olmayı becerebilecek. Aile yapısı farklı olabilecek. Ailede de herkes elinde birer bilgisayar, birer telefonla sanal medyada dertlerine başkalarıyla dertleşeceği yerine kendi ailesinin içerisinde ailesi ile paylaşabilecek. Afyonkarahisar’a istihdam getireceğiz, gelir seviyesini yükselteceğiz gibi şeyleri söylemek çok basit şeyler.Biz bu insanlara önce dokunacağız. Bu insanlar önce siyasetçiden ne istiyor? Bir milletvekilinden ne istiyor? Bizim insanın huzuru için bir şey yapmamız lazım. Bizim geçmişimizle bir bağımız olacak gelir geleceğe umutla bakabilmemiz için geçmişimizde neler yapılmış, neler doğru yapılmış, eksikleri varsa onları bilmemiz gerekiyor. Esasında bizim geçmişte bağımızı kopardıkları için bizim başka dertlerimiz var. Bizim bütün mevzumuz parasal değil, toplumun genel yapısı bozuluyor. Bizim bu duruma bir fren vazifesi görmemiz lazım, bu bozulmayı devlet eliyle nasıl yaparız. Devletin sorumluluk mekanizmasının başında olanlar önce hem dinini, hem sağlığını güvence altına alması lazım eğitimin sağlaması lazım yani Anayasal olarak da yapmamız gerekeni doğru düzgün yaptığımız kanaatinde değilim. Bu toplumun yanlışı bunu düzeltmemiz lazım. Vatandaşlarımız milletvekillerinden çok şey istemiyorlar. Arada bir gelsin, çayımızı içsin, derdimizi dinlesin istiyorlar. Biz vatandaşımızı dinleyeceğiz, derdini anlayacağız, derdine nasıl çözüm bulabiliriz onu arkadaşlarımızla beraber oturup ona bir proje oluşturacağız. Bu projeyi nasıl uygularız devletin yetkili etkileriyle onu paylaşacağız. Ondan sonra da huzurlu bir hayatı bu kardeşlerimize sunacağız. Herkesin problemi var.  Biz önce ahlaklı olacağız. Kime karşı sorumluyuz bunu bileceğiz. Bu ülkeye be katabiliriz bununla ilgili kafa yoracağız.” dedi.

“MÜLTECİLER ÜLKELERİNE BİZE YAKIŞIR BİR ŞEKİLDE GÖNDERİLECEKLER”

Büyük Birlik Partisi’nin güçlü olursa mecliste ve iktidar erkenin içerisinde etkin olursa mültecilerin tamamı olabilecek en kısa sürede kendi ülkelerine dönmesini ağlayacaklarını belirten Çoker, “Mültecilerin ülkelerine bize yakışır bir şekilde dönmesini sağlayacağız. Müslüman Türk kimliğine yakışır bir şekilde bunu nasıl idrak edersek nasıl anlarsak öyle ifade edebiliriz. Bu mülteci kardeşlerimiz Türkiye’ye direkt alınmadan Biz BBP olarak Sayın Genel Başkanımızın nezdinde uyarılarımızı yaptık. Dedik ki; biz Suriye’nin içerisinde güvenlikli bir tampon bölge oluşturalım. Orada ikametgahlarını sağlayalım, ihtiyaçlarını orada karşılayalım. Onların hepsini alalım hemen seçimin ertesi günü hepsini sınır dışı edelim gibi bir şey yok. Biz Müslüman insanlarız. Bize sığınmış olanı can, mal emniyetini sağlamadan katil Esad’ın inisiyatifine terk edemeyiz. Avrupa bize bizim mültecilere verdiğimizin 10/1’ini bile vermiyor. Taahhüt etmesine rağmen vermiyor.” şeklinde konuştu.

“HEMŞERİLERİMİZ MECLİSTE SESİ SOLUĞU OLACAĞIZ”

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’ninBBP’nintek milletvekili olduğunu söyleyen Çoker, sözlerini şöyle tamamladı: “Daha önceki 2018’deki AK Parti’nin listesinden giren arkadaşlarımızın diğerleri seçilememişti. Şimdi mesela EYT’lilerle ilgili sayın genel başkanımızın çok büyük katkısı oldu. Vekil imamlara kadro verilmesiyle ilgili, aile hekimlerinin özlük haklarının düzenlenmesi ile ilgili, çiftçiye yapılan yardım desteğinin ürün bazında verilmesiyle alakalı. 12 tane kanun teklifi vermiş. Sayın Genel Başkanımız bir kişi olarak her programda yüzlerce vatandaşımızın insanımızın şu mevzuumuzu da dillendir dediği, en çok takip edilen Genel Başkanların en başında geliyor. Hemşehrilerimiz hiç endişe etmesin. BBP’nin Milletvekili Adayları Mecliste olursa her dertleri dillendirilecek. Biz onların sesi soluğu olacağız. Mevlana hazretlerinden bir kısayla konuyu tamamlayalım; Birisi gelip, Mevlana Hazretlerine diyor ki, üstad bu dininde bir haysiyeti, şerefi var. Sen herkese gel diyorsun. Mecûsîyi çağırıyorsun, putperest çağırıyorsun, yahudiyi, çağırıyorsun, katili çağırıyorsun, hırsızı çağırıyorsun neden böyle yapıyorsun? diyor. Üstad, çok veciz bir cevap veriyor. Sende gel diyor. Şimdi biz de diyoruz ki; hangi ilçeden olursan ol, hangi ilden olursan, hangi kasabadan, köyden olursan ol, hangi meslek grubundan olursan ol bu seçimde Büyük Birlik Partisi’ne gel. 14 Mayıs Pazar günü elinize mührü aldığınızda 6. Sırada Cumhur İttifakı bölümünü göreceksiniz orada BBP’nin Hilal’in içerisinde gülen yüzümüze mührü vuruyorsunuz. Cumhurbaşkanı seçimini de mevcut Cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a mührü vuruyorsunuz. Bizim sesimize ses oluyorsunuz. Bizde mecliste sizin sesinize ses oluyoruz.” >> Dilek ÇETİNKAYA’nın Haberi