Her Çinli’ye bir maden suyu

Geçmişi Frigler, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden bu yana en bilinen kaynağın Afyonkarahisar’da bulunduğunu ifade eden Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 1900’de Belçikalı bir hekimin, Sultan II. Abdülhamid’e Afyonkarahisar maden suyunu tavsiye etmesiyle bunun gün yüzüne çıktığını anlattı.Daha sonra Sultan II. Abdülhamid’in mineralli suyu tahlil ettirerek, suyun imtiyaz hakkının Şişli Etfal Hastanesine verildiğini [&hellip]

Geçmişi Frigler, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden bu yana en bilinen kaynağın Afyonkarahisar’da bulunduğunu ifade eden Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 1900’de Belçikalı bir hekimin, Sultan II. Abdülhamid’e Afyonkarahisar maden suyunu tavsiye etmesiyle bunun gün yüzüne çıktığını anlattı.
Daha sonra Sultan II. Abdülhamid’in mineralli suyu tahlil ettirerek, suyun imtiyaz hakkının Şişli Etfal Hastanesine verildiğini belirten Kınık, maden suyunun sonraki gelişime ilişkin bilgileri aktardı.
Kınık, “1926 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bu kaynak arz ediliyor ve 1926 yılından bu yana da Gazi’nin bize vermiş olduğu bu imtiyazla Afyonkarahisarlı Maden Suyu yeryüzüne Kızılay için, iyilik dağıtmak için çıkıyor. O tarihten bu yana Kızılay’ın en temel gelir kaynaklarından biri olarak bu mineralli su içeceğimiz, maden suyumuz tüketicilerimizin ihtiyaçları için piyasaya arz ediliyor” diye konuştu.
AFYON’DA SAATTE 160 BİN ŞİŞE
Erzincan Ekşi Su Havzasını da buna eklediklerini, bugün iki fabrikada mineralli su, maden su sektöründe pazar lideri olarak bu iki kıymetli havzayı tüketiciyle buluşturduklarını dile getiren Kınık, şöyle devam etti:
“Afyonkarahisar’da saatte 160 bin şişe, Erzincan’da saatte 50 bin şişe ürün üretebilme kapasitemiz var. Bu yıllık yaklaşık 1,1 milyar şişe ediyor. Bu ürünlerimizin çeşitliliğini ve farklı tüketici ve pazar segmentlerine yönelik ürün çeşitliliğini arttırmak için de çalışmalar yapıyoruz. Maden suyumuz doğal olarak yer yüzüne çıkıyor. Tektonik hareketler nedeniyle yeryüzünün farklı katmanlarından mineraller ve eser elementler olarak, zenginleşerek içinde doğal karbondioksit barındırarak, kaynak olarak dışarıya çıkıyor. Sodadan farkı budur. Soda daha çok laboratuvar ortamlarında yapılır., karbondioksit ve mineraller dışarıdan eklenir ama maden suyu dediğimiz, tamamen el değmeden, yer kürenin üzerine çıkan, şişelenen çok sağlıklı bir içecektir.”
Şişelerde klasik taç kapak denilen ve gazoz açacağı ile açılan kapağın dışında, çevirerek açılan kapak özelliğini uyguladıklarını anlatan Kınık, “Siz içince başkasına yarayan tek maden suyu, Kızılay Maden Suyu. Satın alıp içiyorsunuz, sıhhat buluyorsunuz ama bir de o para Kızılay’ın merkezine geliyor. O merkezde projelerimizle ya bir yoksulun ihtiyacı gideriliyor ya bir savaş mağduru yetimin, dulun ya bir evsizin, barksızın ihtiyacı gideriliyor. Dolayısıyla bir iyilik haline dönüşmüş oluyor” diye konuştu.
Kerem Kınık, Kızılay’ın sadece maden suyu alanında değil, ürün çeşitliliğini farklı alanlarda sürdürdüğünü belirterek şu anda 23 ülkeye ihracat yapıldığını, hem kendileri hem de Türkiye ekonomisi açısından önemli hedeflerinin olduğunu dile getirdi.
Kınık, “Her Çinliye bir Kızılay Maden Suyu içirmek gibi bir hedefimiz var. Dolayısıyla Çin pazarını da istiyoruz. Çin’e yönelik ihracat adımlarımızı da attık. Çin’de de kullanıldığında Çinlilerin iyilik yapabileceği bir kanal haline gelecek” değerlendirmesini yaptı.

Bakmadan Geçme