Helâl ve temiz gıda tüketilmeli

AKÇEVRE Derneğinin Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu'nun destekleriyle Özel Nar Tanesi Anaokulu'nda düzenlediği konferansta, gıda konusunda güncel konular ele alındı. Prof.Dr. Fatih Gültekin yaptığı 'Helâl ve Sağlıklı Gıda Seçimi- Gıdalardaki Katkı Maddeleri' konulu konferansta helâl ve sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı AKÇEVRE Derneğinin Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu'nun destekleriyle Özel Nar Tanesi Anaokulu'nda düzenlenen konferansta konuşan [&hellip]

Helâl ve temiz gıda tüketilmeli

AKÇEVRE Derneğinin Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu’nun destekleriyle Özel Nar Tanesi Anaokulu’nda düzenlediği konferansta, gıda konusunda güncel konular ele alındı. Prof.Dr. Fatih Gültekin yaptığı “Helâl ve Sağlıklı Gıda Seçimi- Gıdalardaki Katkı Maddeleri” konulu konferansta helâl ve sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı

AKÇEVRE Derneğinin Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu’nun destekleriyle Özel Nar Tanesi Anaokulu’nda düzenlenen konferansta konuşan Prof.Dr. Fatih Gültekin, ayetlerde sadece helâl vurgusunun yapılmadığını aynı zamanda “temiz” yiyeceğin de altının çizildiğini söyledi.
Prof. Dr. Gültekin, “Helal gıda secimi bilinci ayetlerle verilmiş. Peki, neden helal gıda? İnancımıza göre bazı kırmızı çizgilerimiz var. Haram yememek de bunların başında geliyor. Şuna inanıyoruz ki, yenilen haram ise dualarımız kabul olmaz. Ama bu, o konuda uzman yani din adamlarının fıkıhçıların ilgi alanı. Bizim görevimiz onlara yardımcı olmak ve yol göstermekle beraber asıl bu gıdalar beden sağlığımızı nasıl etkiliyor, bunu araştırmak ve tartışmak. Çünkü hazır gıdalardaki katkı maddeleri eğer dikkatli olmazsak sağlığımızı tehlikeye sokabiliyor. O yüzden besinleri doğru ve temiz almalıyız.” dedi.
Doğal ürünlerle beslenen insanı tabiî güzellikleri olan masmavi ve yemyeşil bir manzaraya benzeten Prof.Dr. Fatih Gültekin, hazır gıdalarla beslenen insanı ise sanayileşmiş bir şehrin is altındaki kirli ve gri görüntüsüne benzeterek helâl ve sağlıklı beslenmenin insandaki etkisini somutlaştırmaya çalıştı.
KATKI MADDELERİNE DİKKAT
Prof.Dr. Gültekin, “Elbette bu katkı maddelerinde izin verilen miktar güvenli kabul ediliyor. Ama sınırı aşınca sorunlara davetiye çıkmış oluyor. Örnek, yapay tatlandırıcı olan Siklamat maddesi yüksek miktarda vücuda girerse bağırsak kanserine neden olabiliyor.
Yine Sakarin de diyabet ürünlerde kullanılır ve bu da aşırı kullanımda kansere sebebiyet verebilir. Nitratların nitritlerin günde 100 gr kullanılması kanser riski bir anda yüzde 42 artırabiliyor” diye konuştu.
KOLADAN UZAK DURULMALI
Çocuklardaki hiperaktivite sorununa da değinen Prof.Dr. Gültekin, “Her hareketli çocuk hiperaktif değildir öncelikle. Eğer sosyalleşme sorunu varsa, dikkat eksikliği ve dağınıklığı varsa o zaman bir uzmana görünmek gerekir. Peki, gıdalardaki katkı maddelerinin buna etkisi var mı? Araştırmalar gösteriyor ki sentetik gıda boyaları buna yol açabiliyor. Bu bakımdan çocuklarımızın beslenmesine daha çok önem vermeliyiz. Yine bazı hastalıkları tetikleyen katkı maddeleri var. Mesela migreni ‘Aspartam, Sukraloz’ gibi maddeler tetikleyebiliyor. Yine kola içeceğinin kemik erimesine sebep olduğuna dair net araştırma sonuçları var. Kadınlara düzenli olarak günde 1 bardak verilen kolanın kemik erimesinde etkisi ispatlanmıştır. Başta da dediğimiz gibi, çoğu günde müsaade edilen düşük miktarda güvenli gözüküyor. Ama risk güvenli olsa da kanser için tehlike arz ediyor” ifadelerini kullandı.
AROMALI İÇECEKLERDE ŞÜPHE
Meyve sularındaki helâllik sorununa da değinen Gültekin, “Aromalar alkollü ortamlarda saklanıyor. Sıvı aromanın neredeyse tamamında alkol var. Binde bir, binde iki oranında alkol… Burada din adamlarımız farklı görüşler ortaya koyuyorlar. Diyorlar ki ‘Amaç içki değil, içen sarhoş olmuyor. Bu yüzden sorun olmaz. Turşuda, ekmekte, yoğurtta da var. Bunlar kendisinden oluşuyor.’ Karşı çıkan âlimlerimiz ise bahsedilen yiyeceklerdeki alkolün kendisinden oluştuğunu, dışarıdan katılmadığını vurguluyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığımız da bu konuda gerekli çalışmalar yapıyor. Yine Helâl ve Sağlıklı Gıda Platformumuz bu konuda kongreler düzenleyip din adamlarımızın görüşlerini alıyor. Burada önümüze İstihlak kavramı çıkıyor. Yani ‘Az olanın, çok olana katılması..’ Biz bunu, platform olarak 2011 yılında yaptığımız kongrede gündemimize almıştık. Geniş bilgi almak isteyenler www.helalvesaglikli.org adresimizden bu bilgilere ulaşabilirler” şeklinde konuştu.
“İnsan ne yese, onun şeklini alır” diye bir söz var; bunun hakkında ne dersiniz” şeklindeki soruyu da değerlendiren Gültekin, “Bu konuda kesin bir şey, bilimsel veriler elimizde yok. Ama şunu söyleyebilirim; hamilelik döneminde temel besinden yoksun olanların beyin gelişimi yetersiz kalmış, sosyal acıdan suça meyilli oldukları görülüyor. Yine hapishanedeki mahkûmlara vitamin ve mineral desteği yapılmış ve davranışlarında olumluluk gözlenmiştir.” dedi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme