• Haberler
  • Genel
  • Hekimlere “Tıp Nereye?” konferansı verildi

Hekimlere “Tıp Nereye?” konferansı verildi

“Tıp Nereye?” başlıklı konferansı veren SÜ Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Nazmi Zengin, hızla gelişen ve değişen dünyada hekimlerin en mutsuz meslek grubu sıralamasında başı çektiklerini, görevlerinin kutsal ve büyük özveriler istediğini hatırlattı Hekimin görevi kutsal Afyonkarahisar Tabib Odası tarafından düzenlenen “Tıp Nereye?” başlıklı konferans Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp [&hellip]

Hekimlere "Tıp Nereye?" konferansı verildi

“Tıp Nereye?” başlıklı konferansı veren SÜ Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Nazmi Zengin, hızla gelişen ve değişen dünyada hekimlerin en mutsuz meslek grubu sıralamasında başı çektiklerini, görevlerinin kutsal ve büyük özveriler istediğini hatırlattı

Hekimin görevi kutsal
Afyonkarahisar Tabib Odası tarafından düzenlenen “Tıp Nereye?” başlıklı konferans Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Türkiye Tabipler Birliği büyük kongre delegesi Prof..Dr. Nazmi Zengin tarafından verildi. Tabib Odası konferans salonunda saat 17.00’de başlayan konferansın açılış konuşmasını Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Dr. Kemal Demirkırkan yaptı. Demirkırkan, Zengin’in Tıp’bın nereden nereye doğru yol aldığını anlatacağını söyledi. Kendini tanıtarak konferansına başlayan Prof. Dr. Nazmi Zengin, 1983 yılı Ankara Tıp Fakültesi mezunu olduğunu belirtti. Zengin, Ankara Numune Hastanesi’nde göz hastalıkları ihtisasını tamamladığını kaydeden Prof. Dr. Nazmi Zengin, 1992 yılından beri Konya’da hizmet verdiğini ifade etti. Devlet hastanesi sistemi ile üniversite hastanesi sistemini görmesinin kendisi için şans olduğunu belirten Zengin; “Tüm üniversite hastanesinde çalışmak bazı gerçekleri görmemizi engelleyebiliyor. Tüm branşlardaki hekim arkadaşlarımız çok yoğun çalışıyorlar. İş yoğunluğu baskısı altındalar.” dedi. İnsanoğlu öyküsünün dokunmakla başlayıp daha sonra bir spermin ovumu dölleyip embriyonun gelişip fetüsü oluşturması ve hamilelik sürecinden sonra doğum olarak mucizevi bir olayla devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nazmi Zengin; “Doğum olayı olağanüstü bir sevinçle karşılanıyor. Dünyaya yeni bir bireyin gelmesi hele sağlıklı ise eski zamanlarda erkek ise olağanüstü sevindirici bir olaydı. Artık tabiki erkek kız ayrımı ne mutlu ki yapılmıyor. Hepsine insanlar eşit oranda seviniyor. Yeter ki sağlıklı olsun diye. Bundan sonraki süreç ölümle sonlanıyor. Dünyanın en kaçınılmaz gerçeği bu. Bizlerin hekimler olarak bu süreç içerisinde insanlara yardımcı olma onların acılarını dindirme, onların bu süreci sağlıklı geçirmeleri-ne yardımcı olmak gibi bir görevimiz var. Bu kutsal bir görev.” dedi.
En mutsuz grupta hekimler var
Bütün mesleklerde bir mutsuzluk bulunduğunu ancak en mutsuz meslek grupları sıralamasında birinci sırada olanların hekimler olduğunu kaydeden SÜ Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Prof..Dr. Nazmi Zengin, bunun nedeninin hekim konumunun değişen dünyada önemli oranda sarsıldığını ifade etti. Dünya da meydana gelen bir takım demografik değişiklikler bulunduğunu, yaşlı nüfusun giderek artmaya başladığını aktaran Prof. Dr Nazmi Zengin; “Artık orta taraf kalınlaşmaya başladı şişman hale geldi. Erkeklerde yaş ortalaması 70’lere doğru gidiyor. Bir takım sosyo ekonomik değişiklikler oldu. Çok daha ticari bir dünya ile karşı karşıyayız. Her şeyin ticaretle ölçüldüğü, ticari faaliyetlerin bütün toplumu yönlendirdiği bir süreç içine girdik. Meslek alanımızda ve özellikle de bilişimde devrim denebilecek hadiseler ortaya çıktı. İnternet diye bir teknolojinin ortaya çıkıp yayılması hastalarla aramızdaki ilişkiyi fevkalade değiştirdi. Artık hastaya birşey söylediğimizde ‘Ama ben falan yerde şöyle okudum.’ deyip tabiri yerinde ise bize akıl vermeye ukalalık yapmaya çalışabiliyor. Toplumun beklentileri çok değişti. Finans biçimi değişti özellikle sağlığın finansmanı yine yönetim anlayışında da ciddi bir takım değişiklikler ortaya çıktı. Bütün bunlar bizlere yeniden alışkın olduğumuz pozisyonu yeniden değerlendirmemiz gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Bir zamanlar kulağımızla hastaların akciğer testlerini dinliyorduk daha sonra steteskop icat edildi. Artık bunlar bile yeterli gelmiyor. Çok değişik yöntemlerle inceleyebildiğimiz gibi hastaları hiç görmeden, hastaneye gelmelerine gerek kalmadan, evlerinden bir takım tele tıp adını verdiğimiz uygulamalarla takip edebiliyoruz.” diye konuştu.
Savunuculukta biçilen rollerden biri
İleri uygulamaların gelecekteki yıllarda daha da ilerleyeceğinin tahmin edildiğini bildiren SÜ Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Prof..Dr. Nazmi Zengin, nano teknoloji adı verilen büyük bir gelişmeden söz etti. Nano teknolojinin enformasyon teknolojisi ile birleştiğinde hastaların damarlarına verilecek bir takım almaçların sürekli hastanın belli değerlerini monitörize edeceğini, oradan aldığı sonuçları bir kayıt merkezine göndereceğinin ciddi biçimde konuşulduğunu aktaran Zengin; “Bunlar acaba bir bilim kurgu olayı mı yoksa bazı belirtilere dayanan bir takım gelecek tahminleri mi? Bunun arasında bir ayırım yapmak gerekiyor. Cidden bu söylediklerimiz bir bilim kurgu olayı gibi gelsede bir takım işaretler var. Bazı firmalar bu konuda çok önemli çalışmalar yapmışlar ve süreci başlatmışlar. Bu değişen süreçte artık hekimin sadece bir tıp uzmanı olması yetmiyor. Daha Tıp Fakülteleri’nden mezun olarak onların aynı zamanda yönetici, iyi bir iletişimci, çeşitli branşlarla gerek tıbbın içinde ki branşlarla gerekse tıp dışı mesleklerde ki branşlarla işbirilği yapabilen, araştırma yapabilen illa üniversite de olması gerekmiyor bu araştırmanın her hekim kendi seviyesinde araştırabilen araştırmaların en azından sonuçlarını çok iyi değerlendirebilen birisi olması isteni-yor. Savunuculuk bize biçilen rollerden bir tanesi. Biz klasik olarak önce toplumun sağlığını sonra hastamızın sağlığın daha sonra da maalesef kendi haklarımızı savunmak durumunda kalan bir meslek grubuyuz. Bu hiçbir başka meslek grubunda herhalde böyle değildir. Yani muhatap olduğumuz kitleye verdiğimiz hizmetin önceliğini kendimizin ihtiyaçlarının önüne koymamız aslında çok büyük bir erdem. Ama göreceğiz ki bu erdem zaman zaman bizim başımıza çok ciddi sıkıntılar açabiliyor.” şeklinde konuştu. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme