• Haberler
  • Genel
  • Hekimler ile sağlık çalışanları da meydandaydı

Hekimler ile sağlık çalışanları da meydandaydı

663 Sayılı KHK’ye tepkiler devam ediyor. Başta eğitim ve sağlık çalışanları olmak üzere dün meydanlara çıkan kamu çalışanları bu kanun hükmündeki kararnamenin yürürlüğünün kaldırılmasını istedi Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan ve AKÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Necat Bıkmaz’ın sözcülüklerini yaptıkları açıklama sırasında oda üyeleri, sağlık çalışanları ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilci ve üyeleri [&hellip]

Hekimler ile sağlık çalışanları da meydandaydı

663 Sayılı KHK’ye tepkiler devam ediyor. Başta eğitim ve sağlık çalışanları olmak üzere dün meydanlara çıkan kamu çalışanları bu kanun hükmündeki kararnamenin yürürlüğünün kaldırılmasını istedi

Afyonkarahisar Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan ve AKÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Necat Bıkmaz’ın sözcülüklerini yaptıkları açıklama sırasında oda üyeleri, sağlık çalışanları ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilci ve üyeleri hazır bulundular. Açıklama Afyonkarahisar Devlet Hastanesi önünde gerçekleştirildi.
Yorgunuz mutsuzuz umutsuzuz
Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan, her işin başının sağlık olduğu hatırlatmasını yaparak kendilerinin, diş hekimi, eczacı, radyoloji teknisyeni, laborant, çevre sağlığı teknisyeni, hemşire, hekim, sosyal hizmet çalışanıyla; onların meslek örgütü, sendikası, derneğiyla bir araya geldiklerini söyledi. Her şeyin başının sağlık olduğunu söylerken bu işin başında kendilerinin bulunduğundan söz eden Dr. Demirkırkan; “İnsanların sağlığını korumak, acısını dindirmek ve meslektaşlarımızı kardeşimiz bileceğiz diye yemin ederek hekim olduk. Tıp sanatında öğrendiklerimizi, ne olursa olsun önce zarar vermeden, insanlığın yararına kullanacağımıza söz verdik. Bu söz her hekimin mesleki bir sorumluluğudur. Bu gün çalışma koşullan sorumluluklarımızı zorlamakta ve zorlaştırmaktadır. Son aylarda hükümet tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle ‘Sağlıkta Dönüşüm Programının’ mevzuat kısmı da tamamlanmıştır. Bu program yüzünden hem hastalar hem de sağlık hizmeti sunanlar zarar görmektedir. Hastaların cebinden daha çok para çıkarken, hekim ve diğer sağlık çalışanları güvencesiz şartlarda çalışmaya zorlanmakta ve iyi hekimlik yapma koşullarımız elimizden alınmaktadır. Kamuda performans, özelde ciro baskısı hekimleri ezmekte, değersizleştirmektedir. Birinci basamakta ceza puanları yüzünden kesintiler yapılı-yor. Kimse bir sonraki ay ne kadar ücret alacağını bilmiyor. Sonuçta, biz hekimler yorgunuz, mutsuzuz vs umutsuzuz.” dedi.
Daha fazla sömürü dayatılacak
Hekimlerin; performans, ciro endişesi yaşamadan ‘iyi hekimlik, nitelikli sağlık hizmeti sunmak’ ve karşılığında emekliliğe de yansıyacak bir ücreti almak için yıllardır mücadele ettiğinin altını çizen Dr. Kemal Demirkırkan; “Güvenli bir ortamda hastalarımıza yetetli süre ayırarak hata yapma riskimizi azalttığımız, meslektaşlarımızı rakip olarak görmediğimiz çalışma koşulları için her zamankinden daha fazla bir arada durmak zorundayız. Bu yıl 13 Mart mitingi öncesi böyle söylemiştik. Bizi görün, duyun, demiştik. Olmadı, daha ötesi artık gözleri kendilerinden başka kimseyi görmez, vicdanları sızlamaz oldu. Öyle ki artık TBMM de devre dışı. Artık devlet hastanelerinin yerini Kamu Hastane Birlikleri alıyor. Bu birlikler halkın sağlık hakkını değil kar etmeyi önceleyecekler. Kar için daha fazla ameliyat, daha fazla tasarruf, daha fazla çalışma, daha fazla sömürüyü dayatacaklar.” diye konuştu.
Tabip Odası Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan, kendilerinin; sağlığın en temel insan hakkı olduğu, herkese eşit ve ücretsiz sunulması gerektiği düşüncesinde olduklarını söyledi. Demirkırkan şöyle konuştu: “Bizler; sağlık hizmeti sunulurken öncelikle sağlığın korunması, geliştirilmesi; sağlığın bozulduğu durumlarda da hastalığın en uygun ve nitelikli bir şekilde tedavi edilmesi anlayışına göre planlanması, bakım ve tedavinin her aşamasında hizmet veren sağlık çalışanlarının bu hizmeti sunarken, insanlık onuruna yakışır bir yaşam sürebilecek bir gelire, iş güvencesine, esnek olmayan çalışma saatlerine sahip olması gerektiği inancındayız. 663 Sayılı KHK, bu sıralanan ilkelerin tümü ile çelişmektedir. Bu nedenle bizce bu KHK hükümsüzdür. 663 sayılı KHK’mn yürürlüğünün kaldırılmasını talep ediyor ve bu amaçla ortak hareket etme kararlılığımızı dile getiriyoruz.”
Geleceği kaygıyla bakılıyor
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi öğrencilerinden Necat Bıkmaz yaptığı açıklamada, 1980’lerden başlayan 2003’ten beri hızlanarak devam eden özelleştirme politikalarının sağlık ayağında oynanan senaryonun oyuncularının kendileri olduğunu söyledi. 2003 Yılından beri önce aile hekimliği uygulaması daha sonra tam gün ve performans yasaları, Kamu Hastaneleri Birliği yasa tasarısı ve son olarak 663 sayılı KHK ile sağlıkta özelleştirme çok daha hızlı ve çok daha tepeden inme yaşandığını belirten Bıkmaz; “Aile hekimliği süreciyle sevk zinciri iflas etti ve aile hekimleri küçük ticarethanelerde kar amacı güderek çalıştı. Tam gün ve performans yasaları ile hekimin emeği kapıdan giren hasta sayısıyla ölçüldü. Niteliksiz sağlık hizmeti verildi. Bu hızlı hasta döngüsünde biz öğrencilerin nitelikli eğitim alması önlendi. Kamu hastaneleri Birliği yasa tasarısı ile hastanelerin yönetimi 7 kişilik bir kurula devrediliyor. Bu 7 kişi vali, ticaret odası, il genel meclisi, Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşımla belirleniyor. Tasarladıkları yönetim kurulunda sağlık meslek örgütleri temsil edilmezken ilin ticaret odası temsil ediliyor. Hastaneler yalnızca kar amacı güden birer işletme haline dönüşüyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri tıbbın içinden olmayan insanlara emanet ediliyor ve biz tıp fakültesi öğrencilerinin de geleceğe kaygıyla bakmasına neden oluyor. Yeni çıkarılan KHK ile ‘serbest sağlık bölgeleri’ kuruluyor ilaç reklamları serbest bırakılıyor, yurt dışından hekim ve hemşire alımına başlanıyor. Bunların hepsi ‘sağlıkta özelleştirme’ ye giden yoldaki basamaklardır. Yani ‘Ne kadar paran varsa o kadar sağlık hakkın var’ anlayışıdır.” dedi.
Nitelikli eğitim talep ediliyor
Tıp Fakültesi öğrencisi Necat Bıkmaz, eskiden iş bulma kaygısı olmayan bir meslek olarak görülen hekimliğin şimdi sözleşmeli personel liğe geçtiğinden yakındı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Süreklilik arz eden görev pozisyonları ve-rimliliği azaltır.” diyerek her an sürülebilen bir siyasi memurluğu hekimler için öngördüğünü ifade eden Bıkmaz şunları söyledi: “Üniversite öğretim üyelerinin bir hastaya sağlık hizmeti sunarken maddi olarak sınırlandırılması hem sağlık hem de eğitim niteliğini ciddi biçimde düşürmektedir. Biz tıp fakültesi öğrencileri olarak özerk üniversitelerde nitelikli ve bilimsel eğitim almak istiyoruz. Ticarethane haline getirilmiş hastanelerde toplum yararına çalışmanın imkansız olduğunu ve bu özelleştirme politikasına bir son verilmesi gerektiğini söylüyoruz.” (Kocatepe)

Bakmadan Geçme