Hekimin otopark sorunu bile olmamalı

Tabip Odası’nın yeni yönetiminin planlamalarını konuştuğumuz Oda Başkanı Op. Dr. Murathan Leblebicioğlu, sağlık hizmeti zincirinde başı çeken hekimlerin zorlu bir mesleği icra ettiklerine değindi. Dr. Leblebicioğlu, hekimlerin maddi kaygıdan uzak, otopark sorunu bile olmadan rahat çalışmaları gerektiğini söyledi Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Murathan Leblebicioğlu, Oda’nın yeni yönetimi olarak planladıkları çalışmalar ve mesleğe bakış açısını [&hellip]

Hekimin otopark sorunu bile olmamalı

Tabip Odası’nın yeni yönetiminin planlamalarını konuştuğumuz Oda Başkanı Op. Dr. Murathan Leblebicioğlu, sağlık hizmeti zincirinde başı çeken hekimlerin zorlu bir mesleği icra ettiklerine değindi. Dr. Leblebicioğlu, hekimlerin maddi kaygıdan uzak, otopark sorunu bile olmadan rahat çalışmaları gerektiğini söyledi

Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Murathan Leblebicioğlu, Oda’nın yeni yönetimi olarak planladıkları çalışmalar ve mesleğe bakış açısını anlattı. Dr. Leblebicioğlu, Burcu Aydın’ın sorularını cevaplandırdı.
Burcu Aydın: Tabip Odası’nın olağan seçimli genel kurul toplantısı sonrası göreve seçildiniz. Ekibizine ve size hayırlı olmasını diliyoruz. Yeni yönetimin öncelikleri ve gündeminde neler olacak?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Teşekkür ederim. Bizler göreve gelirken Tabip Odası Yönetim Kurulu ve organlarının tüm hekimleri kucaklayıcı tarzda oluşmasına özen gösterdik. Tabip Odası bir meslek örgütüdür. Oda yönetimi olarak; İlk planda halk sağlığını korumak, halkın kaliteli, ulaşılabilir ve ekonomik bir sağlık hizmeti almasını sağlamak amacıyla yola çıkılmıştır. Tabip Odası’nın temel amaçlarından birisi de budur. Bizim Tabip Odamız 1982 yılından beri faaliyet gösteriyor. 1982 Yılından bu tarafa çok değerli arkadaşlarımız başkanlık görevini yürüttü. Çeşitli görevler üstlendiler. Oda’nın bugünkü fiziki durumunu bulunduğu pozisyona getirdiler. Onlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Burcu Aydın: Size göre camiada en büyük eksiklik nedir?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Tabip Odaları ard arda sıraladığım faktörlerin yanı sıra tıp eğitiminde de etkin rol oynaması gereken bir kurumdur. Tıp eğitiminin gelişmesine hem ülke bazında hem de yerel bazda katkı da bulunması gereken bir kurumdur. Ayrıca meslektaşlarımızın her türlü haklarını, hukuklarını koruma vazifesi Odaların görevi ve ana amaçları içerisindedir. Biz odamızın yönetimini oluştururken mümkün olduğunca hekim caimasını birleştirici bütünleştirici olmaya çalıştık. Yönetim kurulumuz da; Özel hastanelerden, kamu hastanesinden, üniversite hastanesinden toparlayıcı olmak için her sağlık kurumundan bir temsilciye yer vermeye özen gösterdik. Afyon çapında bence en büyük eksiklik gelişmeye karşılık kurumlar arasındaki iletişim eksikliğidir. Bu kişisel bir gözlem. İletişim kopukluğunun giderilmesini ilk etapta sağlamak istiyoruz.
Burcu Aydın: Sağlık alanında ki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Bizden meslek örgütü olarak şu anki sağlık sisteminde, camiamızın tüm sorunları ve işleyişe yönelik duyarsız olmamız beklenemez. Biz hekimlerimizin daha iyi şartlarda çalışarak, daha iyi ortamlarda, hastalarını en iyi tıbbi donanımlarla tedavi etmelerini istiyoruz. Ülkemizde sağlık alanında gerçekten gelişmeler var. Bunu kimsenin inkar etmemesi gerekiyor. Sağlık politikaları içerisinde eskiye yönelik basit bir örnek vermek isterim. Bir sigortalı vatandaş sadece sigorta hastanesine gidebiliyordu. Devlet hastanesine gidemiyordu. Böyle bir ayrım niçin oluyordu? Onun bilmek hakikaten zor. Bu ayırım kalktı. Herkes istediği hastaneye başvurabiliyor. Ama maalesef eğitim seviyemiz yeterli olmadığı için bu durum kötüye kullanılıyor. Suistimala açık bir konu. İlaç tasarrufu yönünden olsun, tetkiklerin, radyolojik ve kan tahlillerinin tasarufu yönünden olsun sıkıntılar yaşanabiliyor. Sistem içerisinde sıkıntıları giderecek sağlık politikalarının izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Burcu Aydın: Aile hekimliği müessesesi için neler söylersiniz?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Aslında aile hekimliği müessessi eskiden beri olması gereken bir müesseydi. Aile hekimliği uzmanlığı var. Pratisyen hekimlerimiz de bir takım eğitimlerden geçerek bundan yararlanıyorlar. Bu kurumların aktif olarak işletilmesi için doktor arkadaşlarımıza bu vesile ile seslenmek istiyorum. Doktorlar olarak bize düşen; hasta ve hasta yakınlarının doktorun sadece reçete yazmaktan ibaret olma algısını yıkmak olmalı. Hekimler olarak bizlerin dik durması gerekiyor. Bu dik duruş bir mağrur duruş anlamına gelmiyor. Bilgi ve donanım yeterliliğimizle hastalarımızı tedavi sürecinde ikna ederek gerektiğinde yönlendirmek durumundayız. Çoğu hekim arkadaşımızın zaten bu potansiyele sahip olduğunu biliyoruz. Amaç şu veya bu şekilde doktora karşı olan sözkonusu algının yıkılmasıdır. Hasta hekim arasında güven esasına her zaman azami özen ve dikkat gösterilmelidir. Hekimler kendilerini geliştirmekte zorunlu, psikolojik ve sosyal anlamda ilişkilerini sağlam temellere oturtmak zorundalar.
Burcu Aydın: Oda olarak hekimlerin kendilerini güncellemelerine yönelik tasarruflarınız olacak mı?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Tabip Odası olarak ilk etapta hekim arkadaşlarımıza yönelik, onların aktif katılımlarını isteyeceğimiz hekim büyüklerimizin, ilimiz üniversitesinde çalışan öğretim üyelerimiz ve diğer uzmanlarımızın hepimizin eğitimine katkı sunmalarını sağlayacağız. Bunu ilerleyen zamanlarda ulusal çapta da gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz. Pratik, şematik biçimde analiz ve sentez yapmaya yönelik sunumlar planlanabilir. Bilgi, birikim, deneyim paylaşımları ve net donelerin gündeme geleceği organizasyonlar gündeme gelecek. Bu eğitimler sayesinde hekimler arasında iletişimi sağlamış olacağız. Bu çalışma hekimlerimizin mezuniyet sonrası eğitimi dediğimiz kurslar ve toplantılar aracılığıyla gerçekleştirilen bir bölümüdür. Tanışıklık sağlayıp dayanışmayı artırmak için sosyal etkinliklerimizi sayıca artırmaya çalışacağız. Spor, sanat, kültür konularında bu tür paylaşımlar planlayacağız. Bir takım projelerimiz var. Şu anda bunların alt yapılarını dizayn ediyoruz.
Burcu Aydın: Önümüzdeki günler için oda yönetimi olarak neler planlıyorsunuz?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Toplantılar ve konferansların rahatça gerçekleştirilebileceği, yüz kişilik kapasitede odamızın bir salonu var. Orayı eğitim toplantıları için aktif olarak kullanmayı düşünüyoruz. Bunlar bir plan ve düzen halinde yapılacak. Sadece organizasyona imza atmak için değil, falanca ismin konuşma yapmasıyla sınırlı bir yaklaşımda bulunmayacağız. Bu çalışmaları sistematik bir şekilde yapmanın hesapları içerisindeyiz. Bunları sadece meslektaşlarımız için yapmayacağız. Halkın katılımı, konuya ilgi duyan kişilerin katılımlarına da özen göstereceğiz. Belli bir hastalık üzerine konuşuluyorsa bu hastalığa sahip kişiler ve yakınlarının katılacağı toplantılar düzenliyoruz. Herşeyin başı sağlık ikincisi eğitim. Sağlıksız bir birey hiçbir şey yapamaz. Türkiye’nin iki ana sorunu var. Birincisi sağlık ikincisi eğitim. Bu iki konuya gerçekçi hedefler konulup çözülürse Türkiye’nin sorunu çözülür. Ülkemizde kişi başına harcanan rakam halen daha çoğu ülkenin gerisindedir. Bu kadar yatırımlara, doktor sayımıza ve eğitimimize göre Türkiye olarak kişi başına harcanan miktarda çoğu ülkeden geri durumdayız.
Burcu Aydın: Hekimlerin sağlık politikalarına bakış açıları nedir? Eğitimden, mesleğe geçişteki sürece ilişkin neler söylersiniz?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Sağlık politikalarının belirlenmesinde Tabipler Birliği’nin aktif rol oynaması gerekir. Bizlerde hem lokal hem de ulusal manada aktif rol oynamak isteriz. Tabii ki önceliğimiz Afyon. Afyon kaliteli sağlık hizmetinden yararlanmasıdır. Ulaşılabilir şekilde, ekonomik olarak ilimiz genelinde insanlarımızın sağlık hizmetlerinden yararlanmasını arzu ediyoruz. Hekim adayı gençlerimiz gerçek anlamda zorlu bir eğitimden geçiyorlar. Geçtikleri süreç son derece zor. Doktor annesi, babası ve yakını olmayan kişilerin bu zorlukları anlaması mümkün değildir. Öylesine zor süreçlerden geçiliyor ki, zamanında mezarlıktan kemik çalan hekim adayları olduğunu bile duyduk. Bu süreci tamamlamak inanın hiç kolay değil.
Burcu Aydın: Hekimlerin korunup kollanmasının yanında olası yanlışlarına karşı tutumunuz ne olacak?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Hekim camiasında da çok iyi olabileceği kadar maalesef kötü örneklerde olabiliyor. Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde yaptğıım konuşmada vurguladığım üzere hekimlik ulvi bir meslek. Hekimlik yüce bir meslek. Bir sanatın icra edilmesinin yanı sıra onurla yapılması gereken bir işi anlatıyor. Ama madden, makam ve menfaatler için hekimlik yapılırsa bu iş hekimlik yapmaktan çıkar. Her meslekte görülebilecek kötü örnekler hekimlikte de var. İçimizde maalesef kötülerimiz de var. Biz hekim arkadaşlarımızın hakkını, hukukunu korurken, onların yanında olurken, olası yanlışlara ortak olup ört bas etme anlayışında olmayacağız. Hekimin elinde olmayan ve görülebilen durumları komplikasyon olarak tanımlarız. Hekim hatası ya da yanlış tedavi değerlendirmelerinde bunların net şekilde aydınlatılmasına yönelik çalışmalar yapacağız.
Burcu Aydın: Oda’nın yakın zamanda hayata geçireceği projeleri olacak mı?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Hekim arkadaşların görüşlerini belirtip paylaşımlarda bulunabilecekleri bilimsel makalelerin yanı sıra hayata dair unsurlara da yer verilecek bir dergi projemiz var. Daha önce de Odamızın yayınladığı bir dergi olmuş. Ama uzunca bir süre ara verilmiş. Bunları yaparak Afyon’da hekimlerimizi bir şemsiye altında toparlamak istiyoruz. Aklımızdan geçen çok şey var. Bunları hayata geçirmek için zaman ve zemin oluşturmaya gayret edeceğiz. Sıradan bir kültür gezisinin bile önemi var. Afyon’da üniversitede eğitim kadrosu belki bir miktar sabit olmakla birlikte, Devlet Hastanesi’nde çalışan arkadaşlarımız mecburi hizmet dönemlerini geçirdikten sonra konum değiştiriyorlar. Bu aslında doğal bir süreç. Kariyer planlaması vs. zorunluluklar oluyor. Ama sürekli doktor sürkilasyonu var. Doktor arkadaşlarımızla diyalogun sağlanıp, sağlık hizmeti verirken sistem işleyişindeki aksaklığın giderilmesi için bu organizasyonlara ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Burcu Aydın: Meslektaşlarınıza ve vatandaşlara vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mı?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Bir sanat olarak tanımlasak da hekimlik bir meslek. Bir kişi sağlık hizmeti verirken diğer kişi de bu hizmeti alıyor. Bu noktada benim vermek istediğim mesaj; Sağlık hizmeti alanla verenin empati yapabilmeleridir. Zor bir şeydir biliyorum. Ama hekimin de hastasına karşı güler yüzlü olması şarttır. Hekim de insandır. Onun da çözmesi gereken sıkıntıları oluyor. Maddi, manevi ve sağlıkla ilgili çeşitil sorunları var. Pek çok kişi hekimlerin maddi sıkıntısı olmadığı düşüncesinde. Ama yanılıyorlar çünkü var. Yaşamlarını sürdürebilmek için şu anda hekimlerin yüzde 85’nin mutlaka araç, konut ya da ihtiyaç kredileri var. Çok iyi paralar kazanan hekimlerimiz olmakla birlikte standardımız düşük. Bir hekim 18 yaşında bu mesleği yapmak için yola çıkıyor. Asgari uzmanlık süreniz 4 yıl. Hep başarılı olmak zorundasınız. İki yıl mecburi hizmet iki yılda askerlik görevinizi yapıyorsunuz. 14 Yıl boyunca aileniz size sürekli para veriyor. Bu rakamın toplamını bankadan 12 yıl içinde ödeyeceğinizi belirtip peşin olarak alınması halinde fabrika kurulur. Bulunduğumuz konumdan rahatsız değiliz. Mesleğimizi de severek yapıyoruz. Ama bir cerrahın, bir hekimin belki abartılı gelir ama otopark sorunu bile olmamalı. Her türlü imkan sunulan hekim görevini yapmaz ise böylesi bir durumda bizim o hekimi savunmamız da mümkün olmaz.
Burcu Aydın: Hekim hasta arasında ki diyalogun düzgün olması kadar hekime ulaşılabilirlik de son derece önemli. Bu noktada hekimin hastasına telefon numarasını vermeme tercihi var mı?
Dr. Murathan Leblebicioğlu: Bence hekimlerimizin böyle bir lüksü yok. Cep telefonu günümüz dünyasında yaygın. Hem telefon hem de görüşme ücretleri pahalı şeyler değil. Hekim özel cep telefonunu vermek istemiyorsa hastalarının kendisine sürekli ulaşabileceği bir ayrı telefon numarasını vermelidir. Bu benim fikrim. İster hastane isterse hastalara özel bir cep telefonu. Ev telefonunu da vermeyebilir. İki ayrı hat alınıp biri özel diğeri hastalarla olan görüşmelerde kullanılabilir. Ben kendi adıma Afyon’da yaşayan ve çalışan bir hekimim. Afyon’da olan hastalarım, ilçelerde olan hastalarım, il dışında hatta yurt dışında hastalarım da bulunuyor. Yurt dışında olanlar gurbetçi vatandaşlarımız. Ameliyatını planladığım ya da yaptığım, takip etmeniz gereken, problemli vakalar oluyor. Böyle bir durumda ben telefon numaramı vermem demek yalnış olduğu kadar bir o kadar da itici bir yaklaşım olur. Ek olarak eğer hasta acil vaka değil rutin ise işyerinizden ulaşabileceğinizi söylemeniz de mümkündür. Ben kendi adıma telefon numaramı hastalarımla paylaşırım. Böylece vicdani sorumluluğu yerine getirmiş oluyorum. Araya bir duvar örmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Şarj bitikliği hariç telefonum 24 saat açık. Telefonunu vermeyen, kapatıp ulaşılmasını istemeyen arkadaşlarıma da saygı duyuyorum.

Bakmadan Geçme