Hayvan Pazarı 'orta karar' – Kocatepe Gazetesi

Çayırbağ’daki Hayvan Pazarı, her Kurban Bayramı öncesinde olduğu gibi hareketli. Kimi satıcı “Satışlar çok güzel” derken kimisi “Geçen yılı arıyoruz” diyor

Murat ARISOY
Çayırbağ’da kurulan Hayvan Pazarı’nda Kurban Bayramı hareketliliği yaşanıyor. Vatandaşlar, hem Çayırbağ Belediyesi’nin toplu ulaşım araçlarıyla hem de özel otomobillerle geldikleri Hayvan Pazarı’nda “nabız” ölçüyor. “Nabız ölçüyor” diyoruz; zira kimi satıcı “Alıcı yok kardeşim, herkes fiyat soruyor” diyor. Halbuki bunda bir sorun yok. Çünkü kurban pazarlığı, zihnimizde yer alan en bilindik Kurban Bayramı görüntüsü. Vatandaş, soracak, soracak, en sonunda pazarlık yapılabilecek bir fiyat bulacak.
PAZARLIK PAYI VAR
Çayırbağ Hayvan Pazarı’nda büyükbaş da bulunuyor, küçükbaş da. Büyükbaş hayvanların kilosu, kasaptaki kıyma fiyatıyla neredeyse denkleştirilmiş. Pazar’da bir büyükbaşın kilosunun satış fiyatı 30 lira dolaylarında. Hayvanın toplam kilosuna göre büyükbaşın fiyatı değişiyor. 2 bin liraya da büyükbaş bulmak mümkün, 8 bin liraya da. Herkes, bütçesini kendine göre ayarlayacak. “Pazarlık payı var mı” diye soruyoruz; “Var, ama az” diyor satıcı. “Nasıl” diyoruz. Anlatıyorlar:
“Bir hayvanın yılın bütünündeki maliyetinin altına satamazsınız Hayvan Pazarı’nda. Maliyeti kurtaracak fiyat 4 bin lira ise 4 bin 500’den açılır pazarlık. 4 binde anlaşırsak zarar etmeyiz en azından.”
SU PARA EDİYOR,
SÜT PARA ETMİYOR
Sorunları da var büyükbaş hayvancıların. Özellikle de ithalat. “İthal mal, bizim elimizi güçsüzleştirdi” diye yakınıyor bir satıcı. Yakınmaya şöyle devam ediyor:
“İthal mal gelince bizim hayvanımızın değeri düşüyor. Bizim topluca para kazandığımız günler Kurban Bayramı’nda geliyor. Bütün yıl iple çektiğimiz Kurban Bayramı’nda beklediğimizi alamazsak sıkıntı yaşıyoruz. Çarşıda gidin bakın, yarım litre suyu 1 liraya satıyorlar. Benim hayvanımdan aldığım 1 litre süt, o kadar para etmiyor. Hayvancılık edeceğimize, sütle, besiyle uğraşacağımıza çarşıda su mu satalım?”
“HÂLİMİZDEN MEMNUNUZ” DİYEN DE VAR
Küçükbaş hayvancılar ise daha iyimser. “Allah bereket versin” diye başlıyor bir satıcı söze. “Fiyatlarımız 350 liradan başlıyor, 500 liraya kadar çıkıyor. 10-15 tane sattık, daha da satabiliriz. Allah bu hareketin bereketini veriyor. Hâlimizden memnunuz. Ekmeğimizin peşindeyiz” diye devam ediyor satıcı, hâlini aktarmaya. Olana bereket, olmayana şükürle, eli boş dönmüyor evine satıcı.
ASIL YOĞUNLUK ARİFE GÜNÜ
Hayvan Pazarı’ndaki ortak kanaat, Kurban Bayramı’ndaki asıl yoğunluğun Arife Günü yaşanacağı. Çünkü Hayvan Pazarı’ndan alacağı kurbanlığı barındıracak yeri yok çoğu alıcının. Alıcılar, hayvanı bir gün besleyip Bayram Namazı’nda hemen kesmeye koyulacak. Bir de “Son gün fiyatlar düşer” kanaati var. Bu kanaatin haklılığı ya da haksızlığı, son gün belli olacak. 4 bin liralık büyükbaşı 2 bin liraya mümkün olmayacak ama; “Buraya kadar geldik, bari elimizdeki hayvanları bitirelim” diyen satıcılar, zararına da olsa 3 bin 500 liraya kadar inebilecek. Belki de inmeyecek, zarar etmek istemeyecek.
İDRAR VE DIŞKI ARASINDA…
Hazır Çayırbağ Hayvan Pazarı’nı yazmışken bir sorunu daha aktaralım: Çayırbağ Hayvan Pazarı çok pis, sağlıksız. Hayvan Pazarı’na giderken Karayolları’nın eli değen yolu bitirdiğinizde, stabilize hâldeki yolla karşılaşıyorsunuz. Bu yolda yuttuğunuz toz, yanınıza kâr kalıyor. Hayvan Pazarı’nda ise hayvanların idrarları ve dışkıları birbirine karışıyor. Bir değil, iki değil… 100’lerce hayvanın dışkısı ve idrarından geçilmeyen bir ortamda bir taraftan üstünüzü-başınızı kontrol ediyorsunuz; diğer taraftan pazarlıkla hayvan almaya çalışıyorsunuz.