Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Havalanamadık

Havalar da bir türlü iyileşmedi. Aslında bu hâliyle de güzel, fazla sıcak, insanı yorar. Sonra şiirler peşine düşeriz “Beni bu havalar mahvetti” diyen.
Hava kelimesini cümleler içinde kullanmak istiyorum bugün.
Önemli elementlerimizden biri, ne de olsa “hava”.
“Havasını aldı” deriz mesela, hevesle beklenen bir olay gerçekleşmediğinde. Argodur bu, fakat kullanılır.
“Hava almaya” çıkarız, bunaldığımızda. Şehri dolanırız, bulduğumuz ne kadar temiz hava varsa ciğerlerimize çekeriz. Beynimize oksijen gider. Sıyrılırız sıkıntımızdan.
Birisi eğer bize yüksekten bakıyorsa, hemen “Havalı” sıfatını kullanıveririz. Hava ile yükseklik neredeyse eş değerdir bizim için. O “havalı” kişi, hata yaptığı zaman da “havası söndü” demek için beklerler çevresindekiler. “Havan batsın” diye kimi zaman sert, kimi zaman yumuşak söylemlere de şahit olmuşuzdur.
Eller havaya
Birbirine kızan iki delikanlının “Havan kime” diye çıkıştıklarına şahit olmuşsunuzdur.
Bir ara moda oldu, “eller havaya” diye şarkı söylettiler koca koca adamlara. Hatta bunun şarkısı bile yapıldı:
“Haydi şimdi bütün eller havaya…”
Sonra bu şarkı gitti, bir merkez sağ partisinin seçim şarkısı oldu. Bu şarkı ile başarı geldi mi, pek hatırlamıyorum doğrusu.
Ardından bir şarkı daha yapıldı: “Havam yerinde, alaturka oldum, oynamadan duramam…”
“Alaturka olma”nın ne anlama geldiğini sorgulamıyorum bile, ama belli ki söz yazarının neşeli anına rastgelmiş. “Havam yerinde” deyince oynamadan durulamayacağı anlaşılacakmış meğer.
Bunun zıttı olarak da “Havam kaçtı” ya da “Havamda değilim” cümleleri çıkar ağzımızdan.
Hava durumunu bilmek gerek
Hava durumu bizim için önemli. Hele küresel ısınmadan bahsedilen günümüzde mevsimsel karakterlerin “ekseni kaydı”. Nejat Uygur’un ünlü esprisinde olduğu gibi “Ağustos’ta kar yağacak” neredeyse. Gerçi çok uluslu şirketler için her daim “kâr” yağıyor. Ancak konumuz bu değil.
İçinde “hava” kelimesi geçen fakat aslında “hava” ile uzaktan yakından ilgisi olmayan de-yimler de kullanırız:
Havanda su dövmek, örneğin.
Burada kelime oyunu yapılıp “Senin havanda su dövelim” denilmiyor tabii ki. Havan denilen eşyada su dövmeye çalışan kişi ne kadar boşa çabalıyorsa, boş hayaller peşinde koşan kişi de o kadar anlamsızca debeleniyor, deniliyor.
Sivrisinek masalı anlatayım mı?
Niye bunları yazma ihtiyacı duydum ki bir-den?
Haa, hatırladım.
Küçükken beni oyalarlardı:
-Sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?
-Anlat.
-Anlat demekle olmaz.
-…
-Sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?
-Ya ama soruyorsun, anlat deyince de anlatmıyorsun…
-Ya ama soruyorsun, anlat deyince de anlatmıyorsun, demekle olmaz.
-Offff!
-Of demekle olmaz…
Hâlâ merak ederim o sivrisinek masalında ne olduğunu. Kimse anlatmadı zira.
Bu masalı, şehirler için de uyarlayabiliriz:
-Size bir havaalanı masalı anlatayım mı?
-Anlat.
-Anlat demekle olmaz. Size bir havaalanı masalı anlatayım mı?
-Vaat olarak mı?
-Vaat olarak mı, diye sormakla olmaz…
Sıradaki şarkı…
Özetle, Zafer Havaalanı İhalesi “yine” ve “yeniden” bir ay ertelendi. 28 Haziran 2010’da yapılması planlanan ihale, Temmuz sonunda gerçekleştirilecek… umarım.
O kadar “hava” demişken, Ankara’daki Afyonkarahisar milletvekillerine bir şarkı göndereyim:
“Hava nasıl oralarda, üşüyor musun?”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti