'Havaalanının açılması boynumuzun borcu'
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya gazeteniz Kocatepe'ye yaptığı ziyarette samimi sorulara samimi yanıtlar verdi. Siyasette kendisine yönelik girişimler olduğunu belirten Milletvekili Özkaya, 'İlçeden gelmiş birinin öne çıkmasını istemiyorlar. Gelen, giden bize vuruyor' dedi   TBMM Anayasa Komisyon Başkan Vekili Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, Gazeteniz Kocatepe'nin sorularını [&hellip]
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya gazeteniz Kocatepe’ye yaptığı ziyarette samimi sorulara samimi yanıtlar verdi. Siyasette kendisine yönelik girişimler olduğunu belirten Milletvekili Özkaya, “İlçeden gelmiş birinin öne çıkmasını istemiyorlar. Gelen, giden bize vuruyor” dedi
TBMM Anayasa Komisyon Başkan Vekili Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, Gazeteniz Kocatepe’nin sorularını cevaplandırdı.
“ADLİ TATİL MUTLAK ŞART”
Adli Tatil ve TBMM Tatiline gerek olmadığı tartışmalarına karşı hukukçu Milletvekili olarak düşüncesi sorulan Ali Özkaya şöyle konuştu:
“25 sene avukatlık yapmış bir kişi olarak adli tatilin mutlak şart olduğuna inanıyorum. Adli Tatil Cumhuriyet kurulduktan sonra 20 Temmuz-5 Eylül tarihlerinde başlamış. Sonra 7 Ağustos-1 Eylül yapıldı. Sonra olmayınca tekrar 20 Temmuz-1 Eylül olarak devam ediyor. 45 günlük süre 40 güne inmiş oldu. Büyük şehirlerde daha çok hissedilir. Her mahkemenin çok ciddi sayıda dosyası vardır. Hâkimler dosyalarını okuyarak günlerini ona göre tayin ediyor. O günde duruşmalar yapılıyor. Genelde hâkimler ya yıl sonunda Kasım ve Aralık aylarında çok karar verirler, ya da Temmuz ayında adli tatil öncesinde karar verirler. Karar verilecek dosyalar biriktirilir, okunur, tamamlanır, karar verilir. 1-15 Ocak tarihlerini devir olarak adlandırırız. Bir önceki yılın dosyaları devir eder, kayıt yapılır. O süreçte duruşma konulmaz hâkimlerde kararlarını yazarlar. Adli tatil sürecinde de dilekçeler yazılır. Toplu olarak tüm adli teşkilatların hepsini tatile gönderiyorsunuz. İki, üç hâkim nöbetçi kalarak işleri yürütüyor. Bu böyle olmazsa yıl içerisinde tüm hâkimler sürekli tatil kullanmak durumunda kalır. Mahkemelerde sürekli bir tatil hali oluşabilir. A Mahkemesi tatilde olursa onun dosyaları diğer hâkimlere tevzi edilince durum farklı bir hal alıyor. Dünya genelinde de adli tatil var. Toplu gönderme ve toplu başlama açısından bence fayda vardır.”
“MECLİS TATİLİNDE
MİLLETVEKİLİNİN YÜKÜ ARTIYOR”
Milletvekilleri için TBMM Tatili tartışmaları doğrultusunda görüş bildiren Özkaya şöyle konuştu: “Milletvekillerinin yükü tatil döneminde daha fazla artar. Milletvekili olarak şehrinizle ilgili doğru bir değerlendirme yaptıktan sonra karar verecekseniz gezmeden, sorunları mahallinde dinleyip insanları görmeden, tanımadan nasıl çözümler üreteceksiniz? Bu çözümleri Ankara’daki yürütme organına nasıl aktaracaksınız? Bence de üç ay fazladır. Benim milletvekilliğim döneminde üç ay tatil olmadı. Biz bu sefer 26 Temmuz tarihinde tatile girdik. 1 Ekim tarihi itibariyle iki ay olmuş olacak. AK Parti ihtiyaç olduğunda gerekli yasal düzenlemeleri yapıyor.”
“HUKUKÇULAR DİSİPLİNLE YETİŞTİRİLECEK”
“Biz AK Parti olarak 10 Eylül’den itibaren Grup Başkan Vekilimizle görüştük, Yargı Paketinin hazırlık çalışmalarına başlayacağız” diyen Milletvekili Ali Özkaya şu ifadeleri kullandı:
“Kendi grubumuzda konuyu iyice pişirip bu işin uzmanı milletvekili arkadaşlarımızla 1 Ekim tarihine kadar gerekli hazırlıkları yapacağız. Daha önceki çalışmalarımızı Meclis’e sunup yeni gelecek Yargı Strateji Reform Belgesini de ekleyip hedeflere yönelik kanun çalışmalarını da inşallah yapacağız. Hukuk Mesleğine Giriş Sınavı gibi temel bir sınav yapılacak. Hâkim, savcı, avukat ve noteri kapsayacak olan, hukuk fakültesi mezunu olan herkes bu sınava girmek ve başarılı olmak zorunda olacak. Bu sınavda başarılı olamayanlar sıraladığım mesleklerin stajlarına başlayamayacaklar. Daha disipline bir hal alacak.”
“EMEKLİLİKTE KANUN
ÜÇ KEZ DEĞİŞTİ”
Emeklilik ve sigorta durumunda yapılan üç ayrı kanun değişikliği sonucu istenmeyen bir hal oluştuğunu aktaran Özkaya, “4447 Sayılı Kanun, 4857 Sayılı Kanun, 5510 Sayılı Kanun ve bir kanun daha var. 17 Ağustos depreminden 10 gün sonra bir kanun çıkmıştı. O kanunla işçinin çalışırken aldığı en son maaşın yüzde 75’i emekli maaşı olarak bağlanırken bu oran yüzde 60 oldu. Son 3,5 yıldaki çalışmalarımız esas alınıyordu. Son 3,5 yıldaki primler toplanıp, o primler 3,5 yılın ayına bölünüyor. O ayın da kat sayısı yüzde 65-70’e çarpılarak maaş bulunuyordu. Temel maaşımız böyle belirleniyordu. Biz getirdiğimiz sistemde dedik ki, sosyal güvenlik bir gelir-gider havuzudur bu havuza para yatırılacak. Bu para ile giderler ona göre ödenecek. Eskiden insanlar diyelim ki 25 yılda emekli olurken 22 yıl asgari ücretten prim yatırıyordu. Biz bu sistemin dengesini bozduğunu söyleyip tüm 25 yılın primini toplayıp hepsini alın dedik.” ifadelerini kullandı.
“SEÇİLMEK YA DA
MİLLETVEKİLLİĞİ
HEPSİ KADERDİR”
“Ben herşeyi açık yapan bir adamım. Dar toplantıda bir şey söyleyip dışarıda başka bir şey söylemem” diyen Özkaya şöyle konuştu:
“Doğru bildiğimi sonuna kadar savunurum. Bazı arkadaşlar 10 yıldır yöneticilik yapmasına rağmen oturup bir sayfa yarına yönelik bir fikri ve projesi yok. Bir mevzuatı yenileme değiştirme çabası yok. Efendim ben yine bu koltukta oturayım. Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz’la da konuştum. Afyon’da kitap okuma sayısı ve süresi gerçekten Vali Beyin de ciddi katkısıyla artıyor. Eğitim başarı sıralamasında 60. sıra bize yakışmıyor. Bu bir gerçek bunu tekrarlamakta fayda görüyorum. Afyon tarım-hayvancılık coğrafyasının yoğun olup kırsal nüfusun fazla olduğu bir bölgedir. Eğitimden çok köyde kalıp işini yapmayı hedefleyen bir kitle de var. Bu çocuklarımız da sınava giriyor. Ama bu çocuklarımızın içerisinden de başarılı çok kişi çıkıyor. Bu kaderdir. Allah herkese adaleti de zekâyı da çalışmayı veriyor. Çalışıp çabalayan da başarılı oluyor. Sayın Milli Eğitim Bakanımızla özel bir samimiyetimizin olmasıyla eşimin de katkısı sonucu uzun yıllar sonra ilk defa 75 branş öğretmen ataması yapıldı. On yıldır atama yoktu. Bayat ve Hocalar ilçelerine uzun süredir branş öğretmenleri yoktu.”
“ÖNEMLİ OLAN ARTI
BİRŞEYLER KATILABİLMESİ”
Çalışmayan kişiden nefret ettiğini söyleyen Özkaya, “Ben çalışmayan, hırsız, mıymıntı adamdan nefret ediyorum. Eğer bir adam için hatıra binaen çalışmıyorsa görevde kalsın demem. Mesela İl Özel İdaresi Genel Sekreterimiz Recep Bey ile hiçbir sorunumuz yoktu. Denildi ki o Afyon çocuğuydu yerine görevlendirilen Sekreter Vekili Uşak’lı niye o tercih edildi denildi. Kardeşim, çalışmıyorsa, üretmiyorsa ne yapalım? Çalışmıyor ile kast edilen verilen işi yapıyor ama önemli olan artı bir şeyler katılmasıdır. Bir ufuk üretilmesi lazımdır. Uşaklı olan arkadaş geldi. Beş senedir bağırıyorum şu köylerin içme sularına bir şey yapalım diye adam geleli bir ay oldu oturup çalışmış, örnekler toplamış, yönetmelik yazmış. Tüm Afyon’un içme sularının bir kanalda toplanması gerektiğini, verimin arttırılması gerektiğini kurmuş. On yıldır bunları niye getirmediniz?” >> Burcu AYDIN’ın Haberi
“EŞİM MEB’DE, AFYONLA İLGİLİ BİRŞEYDEN HABERİ OLMAZ”
Kendisinin ve sendikanın Milli Eğitim atamalarında başrolde olduğu, Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri eşi Nur Özkaya’nın pozisyonunu da bu noktada kullandığı iddialarını yorumlayan Özkaya, “Bunlar doğru değil. Ben sadece liyakate, kişinin işini yapıp yapmadığına bakarım. Ancak liyakat esasında kendimizden arkadaşlarımızla çalışmamızdan doğal hiçbir şey yoktur. Atamalarda sadece Halk Eğitim Müdürü için hemfikir olduk. Başkaca bir durumumuz olmadı. O orkadaşı da hep birlikte fikir birliği ile atama yaptırdık” dedi. Eşi hanımefendinin Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapıyor olmasına rağmen Afyonkarahisar’la ilgili hiçbir işe karışmadığını, şehirde olup bitenden haberi olmadığını söyleyen Özkaya, “Benim eşimin Afyon’la ilgili tek bir şeyden bile haberi yoktur. Zaten hiçbir şeye karışmaz. Yapılması gereken işleriyle uğraşır. Sayın Bakan’ı kendisine verdiği görevleri yerine getirmeye çalışır. Bir Belediye Başkanı kafasına takmış Milli Eğitim Müdürünü yiyecek. Sen Belediye Başkanı mı Okul Müdürü müsün? Birisi kafasına birisini takıyor, onun ayağını nasıl kaydırabilirime yoğunlaşıyor.” İfadelerini kullandı.
“İKİ ASGARİ ÜCRETTEN FAZLA MAAŞI OLANA BAYRAM HARÇLIĞI VERİLMEMELİ”
Asgari ücretten primi yatanların asgari ücret oranında, yüksek oranda prim yatanların ise yüksek maaş aldıklarını belirten Özkaya sözlerine şöyle devam etti:
“Günümüzde asgari ücret 2 bin TL. İki bin TL’nin yüzde 60’ı bin 200 TL’dir. Bu en düşük maaş oranıdır. Sigortada bir üst maaş var. Bu oran 5 bin TL gösterildiğinde yüzde 60’ı 3 bin TL’dir. Artış oranları değişirken 2000’den sonrakilerde bir farklılıkta var. Aslında ilk 3 senede aldıklarının tamamını ödemiş durumdalar. Teknik olarak inip çıkacak. İlgili bakanımızla bunu konuşarak düzeltmemiz gerektiğini söyledim. Kadınlarda emeklilik yaşı 58, erkeklerde 60’dı. Biz onu 64 ve 65 yaptık. Benim kanaatim 64-65’e çıkartmayabilirdik. Bu yaş oranında ilk emekli 2043 yılında olacak. Ekmek ve köfte dengesini sağlamak gerektiği düşüncesindeyim. Şu anda emekli bir milletvekili 12 bin TL maaş alıyor. Emekli bir Vali ve Genel Müdür ise 10 bin TL maaş alıyor. Emekli işçi ise 2 bin TL maaş alıyor. Hepsine bayram harçlığı olarak bin TL veriliyor. Asgari ücret 2 bin TL olduğuna göre iki asgari ücretten fazla maaşı olanlara bu desteğin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sonuçta zayıfa yardımsa emekli bakan, emekli valiye, üst düzey yöneticiye, süper emekliye aynı yardımı yapmak uygun değil diye düşünüyorum. Bunun için kamuoyu oluşturmamız gerekiyor.”
“HAVALANI BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Askeri havaalanının sivil uçuşlara açılması konusunu değerlendiren Özkaya, “Birkaç gün önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Paşamıza ‘Allah razı olsun bizim Afyon seçimlerini kazanmamızda en temel göstergelerinden birisi sizin bize verdiğiniz söz doğrultusunda Afyon kamuoyuna askeri havaalanını sivil uçuşlara açılmasıdır’ dedim. Kendisi ‘Ali Bey biz sözümüzün arkasındayız onu takip ediyoruz’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanımıza da ilettik. Bakan bey de planlamasını aldılar. Onlar için Zafer Havaalanın gelir gider konusu var. O konuya bir başka çözüm bulun. Biz bunun açılmasını istiyoruz ve bu konuda ısrarcıyız dedik takipteyiz. Bu bizim boynumuzun borcudur. Afyon için ve Türkiye için bilhassa Afyon’un sağlık turizmindeki geleceği için bu çok önemlidir. İnşallah Allah bize dönemimizde bunu yapmayı nasip etsin.” dedi.
“DİNAR’DA REZERV ÇALIŞMALARI BİTTİ”
Dinar ilçesindeki kömür rezervi sahalarına yönelik çalışmaların ne aşamada olduğunu cevaplandıran Özkaya, “Enerji Bakanımızla da kömür rezervi konusunu beraber uzunca konuştuk. Dinar’da kömür rezerv çalışmaları bitti. Ama dünyada yer altından kömür çıkarmanın daha pahalı ve zor olduğu bir döneme rast geldik. Soma’daki maden kazasından sonra biz yer altı çalışmalarına yönelik kanunu çok sertleştirdik. Çalışma sürelerini kısaltıp ücretleri artırdık. Bu da maliyeti artırdı ve linyit kömürlerinin çıkarılmasıyla ilgili bir kısım sıkıntı yaşanıldı. Maliyeti büyük bir yatırım olduğundan belki parçalayarak yapabileceğimizi düşündük. Kendi içerisinde bir ihale sıralaması var. Topun ağzındayız inşallah Allah’ın izniyle olacak. Ama bu Türkiye’nin ekonomik gücüyle doğru orantılıdır.” diye konuştu.
“500 ÖĞRENCİ SIRALAMAYI DEĞİŞTİRDİ”
Eğitim başarısında 60. sırada yer almanın Afyonkarahisar’a hiç yakışmadığını belirten Özkaya eğitimdeki başarısızlık konusunda kendisine yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu söyledi. Milli Eğitim camiasını kendinin koruyup, kolladığı iddiaları bulunduğunun hatırlatılması üzerine Milletvekili Özkaya değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
“İl Milli Eğitim Müdürümüzü çalışkan ve gayretli bir arkadaş olarak biliyorum. Geçen yıl aynı Müdürle, aynı il yöneticileriyle, aynı okul müdürleri ve öğrencilerle Türkiye de 31. olurken bu sene yine 60. oluyoruz. Daha önce de 69’alrdaydık. Bir senede ne değişti? Eğer bizim sanıyorum 11 bin sınava giren öğrencimizden 500 öğrenci az girmiş olsaydı yine 30’lu sıralarda olacağımızı öğrendim. Bazı iller baştan zayıf olan öğrencileri sınava koymuyor. Bu durum otomatik olarak başarılarını üst noktaya çekiyor.”
MEHMET ZEYBEK İSMİNİ BEN VERDİM
Bazılarının siyasi kariyer planlamasında şahsını tehdit görerek kendine göre tedbir aldığını belirten Özkaya, “Bazı arkadaşlar kafaya koymuşlar Ali Bey engel olmasın, ben milletvekili olacağım düşüncesindeler. Tüm bunlar kaderdir. Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek aday adayı bile olmazken görev verildi. Sayın Cumhurbaşkanımız Burhanettin Bey değişecek dediğinde Belediye Başkan adayımız Mehmet Zeybek olsun diye ben söyledim. Üç kez aradım, voleybol oynuyormuş duymadı. Niye aday olmadığını sorduğumda, ‘Aday olup seçilemeyince insan üzülüyor. Belli bir yaştan sonra da kaldırılmıyor’ dedi. Biz arkadaşlarımızla münasip gördük sizi Belediye Başkanı yapmak istiyoruz dedim. Kendisi kabul etti. Sakın telefonunuzu yanınızdan ayırmayın Sayın Cumhurbaşkanımız arayabilir mahcup olmayalım demiştim. Biz önerdik. Ali Özkaya’ya rağmen olmuş gibi şeyler yazıldı. Ben bunları konuşmaya dahi utanırım. Bunu kendimize söylememiz uygun değil ama meyveli ağaç taşlanırmış. Allah’a hamd olsun ben 15 tane ilk defa konuşulan projeleyi düşündüm ve hayata geçirmeye çalışıyoruz.” dedi.
“GELEN DE GİDEN DE BİZE VURUYOR”
Afyonkarahisar’da ilaç konusunu milletvekili olduğu güne kadar kimsenin dile getirmediğine dikkat çeken Özkaya şunları söyledi:
“Bir dozu 90 bin euro olan MS hastaları için kullanılan ilaç hastaya bir yılda 6 doz veriliyor. Doksan bin çarpı 540 bin euro 2 yıl bir milyon euro bir hasta için ortaya çıkan rakamdır. Biz AFSÜ kanalıyla bir arkadaşımıza bu ilacı ürettirdik. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletin bilgisi dâhilindedir. Bunu duyan şirket ilacın fiyatını 20 bin euroya indirdi. Bu yılki karın 470 milyon euoru olduğunu öğrendik. İmalatı yapan arkadaş ‘Sizin sayenizde ben bu işe giriştim’ dedi. Merkezde bir nüfus var. İlçeden birisinin ön plana çıkmasını kabul etmiyor içlerine sindiremiyorlar. Akıllı çalışkan bir kişi bizim önümüze geçer mantığı hâkim. Bu bir kader ve nasip işidir. Olacaksa olur olmayacaksa olmaz. Onun için gelen giden bize vuruyor. Hiç de umurumda değil. Ben doğru bildiklerimi sonuna kadar yaparım. Gerisi Allah’ın takdiridir. Allah için, kızdığım adamı çizerim. Küsmem ama o benim için bitmiştir.”