'Hatırla, ricayla devlet yönetilmez'

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya Kocatepe Gazetesi'nde gündeme dair soruları cevapladı. Vali Gökmen Çiçek ile aralarında geçimsizlik değil muhteşem bir uyum olduğunu belirten Özkaya, 'Yeni Valimiz kendisini ispat etmiş bir hanımefendi. Halen başörtüsü takıntısından kurtulamayanlar var' dedi. 'Valiye sahip çıkamadınız' eleştirilerine karşı, 'Devlet yönetimi çocuk oyuncağı değildir, onun hatırına, bunun ricasına bakılmaz, karar verildiyse [&hellip]

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya Kocatepe Gazetesi’nde gündeme dair soruları cevapladı. Vali Gökmen Çiçek ile aralarında geçimsizlik değil muhteşem bir uyum olduğunu belirten Özkaya, “Yeni Valimiz kendisini ispat etmiş bir hanımefendi. Halen başörtüsü takıntısından kurtulamayanlar var” dedi. “Valiye sahip çıkamadınız” eleştirilerine karşı, “Devlet yönetimi çocuk oyuncağı değildir, onun hatırına, bunun ricasına bakılmaz, karar verildiyse uygulanır” değerlendirmesinde bulunan Özkaya, “Ekonomide sıkıntı yaşıyoruz ama iyi olacağız. Sağlık Endüstri Bölgesi için çalışıyoruz. Hızlı tren için Cumhurbaşkanımız da Afyon’a gelebilir. Dinar’daki kömür rezervinin değerlendirilmesi için proje geliştiriliyor. Büyükşehir meselesi 2023 sonrasına kaldı gibi” dedi. CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal’ı eleştiren Özkaya, “İşi gücü Afyon’u kötülemek. Nerede bir taş üstüne taş koymuş göstersin” dedi

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ziya Coşkun Karadeniz gazeteniz Kocatepe mensuplarını ziyaret ettiler. Özkaya, gündeme dair sorularımızı yanıtladı.
“VALİ BEY BENİM KARDEŞİM GİBİ OLDU”
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Vali Gökmen Çiçek’in gidişinde etken olduğu, Çiçek’le anlaşamadıkları yönündeki iddiaları değerlendirdi. Söz konusu iddiaların kendisini şaşırttığını söyleyen Özkaya, “Vallahi doğrusu ben de bunları sosyal medyada okuyunca çok şaşırdım. Vali bey adeta benim kardeşim gibi oldu. Evet, kendisiyle ilimize vali olarak atandıktan sonra tanıştık. Geçmişteki telefon görüşmelerimizin dışında bir tanışıklığımız yoktu. Ama bu süreçte öyle yakın bir çalışmamız oldu ki Vali- Milletvekili değil, ağabey-kardeş gibi olduk. Gün geldi bazen 20 kere telefonla konuşup istişareler yaptığımız oldu. Bu kadar yakın bir irtibatımız ve ilişkimiz oldu. Ben İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’dan adeta teminat almıştım. Bize ‘Benden kaynaklı olarak 2023 yılına kadar Afyon Valisi değişmeyecek.’ demişti. Ama son gün öğrendik ki Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir takdirleri ve tensipleri olmuş ve Valimiz terfi ederek Kayseri’ye tayini çıkmış. Gençlik ve Spor Bakanımız M. Muharrem Kasapoğlu ile ilimizdeyken akşam Vali beyle bir araya geldik. Neşesi yoktu yüzü değişikti. Ne oldu diye sorduğumda bir şey yok vekilim dedi. Sonra ‘Bana söz verin siz şimdi duramazsınız, mutlaka bir girişim yaparsınız’ dedi. Söz verdik durum nedir diye sorduğumda tayininin çıktığını söyledi. ‘Ne olur Allah rızası için bakanımızı arayıp bir şey söylemeyin’ dedi. Tabi bundan çok rahatsız olduk, üzüldük. Gençlik ve Spor Bakanımızı havaalanına götürürken ben ısrar ettim. İl Başkanımız Hüseyin Ceylan Uluçay şahittir. MHP Milletvekilimiz Mehmet Taytak, Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek şahitlerdir. Veysel Eroğlu bakanımız Sayın Hasan Doğan’ı telefonla aradı. Bizler o saat itibariyle Afyon’a kimin vali atanacağını da bilmiyorduk. Sadece vali beyin tayininin çıktığını biliyoruz. Sayın Doğan’a Eroğlu Bakanımız, ‘Lütfen Sayın Cumhurbaşkanımıza iletin. Biz Afyonkarahisar vekilleri olarak valimizden çok memnunuz ve seçim sonuna kadar çalışmak arzusundayız’ dedi. Hasan Doğan Bey az sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildiğine dair bir mesaj attı. Aynı gece saat 1.30’da beni İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu aradı. ‘Kusura bakmayın gerçekten bu bizden kaynaklanmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir takdiri ve tensipleri oldu’ dedi. Biz de bundan dolayı mutlu olduk. Çünkü valimiz terfi etti. Ama tabi gittiği için üzülüyoruz. Sonuçta Gökmen Çiçek, Türkiye’de tüm şehirlerde milletvekillerinin istediği, arzu ettikleri çalışmak istedikleri bir validir. Siyasetle, halkla son derece uyumlu, gayretli, çalışkan bir kardeşimiz.” dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ BİR HANIMEFENDİYE SADECE BAŞÖRTÜLÜ DİYE GÖREV VERMEZ”
Yeni Vali Kübra Yiğitbaşı ile ilgili eleştirileri hatırlattığımızda, “Bu beyefendilere sorduğunuzda Valimiz Gökmen Çiçek ilimize geldiğinde de eleştiriyorlardı. Bu kadar genç, hiç tecrübesi olmayan vali Afyon’a verilir mi diye eleştirenler şimdi de tersinden eleştiriyorlar. Bizim günahımızı alıyorlar” diyen Özkaya, “Meyve veren ağaç taşlanır atasözünün dışında birşey demeyeceğim. Şimdi de yeni Valimiz Sayın Doçent Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nı eleştiriyorlar. Efendim valimiz niye mülki idareden değil? Niye valilik tecrübesi olan bir kişi değil? Efendim illa başörtülü bir kişi vali olarak verildi. Başörtüsü alerjisi olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in memleketine başörütülü vali verildi denildi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir hanımefendiye sadece başörtülü diye görev vermez. Bunu düşünmek ve söylemek Sayın Cumhurbaşkanımızı tanımamak, bilmemek demektir. Sayın Cumhurbaşkanımız bir insanın birikimine, kabiliyetine, geçmiş tecrübelerine ve onun özgeçmişine bakarak görev verir. Sayın Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı Ankara İmam Hatip Lisesi, Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi’nin o zaman Basın Yayın sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Sinema Televizyon Bölümünden mezundur. Marmara Üniversitesi’nde akademik kariyer yapmış, doktorasını yapıp doçent olmuş, TÜRGEV’in kuruluşunda görev almıştır. Daha sonra da Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcılığı yapan bir kardeşimiz, saygıya değer bir bilim insanı, hanımefendidir.” diye konuştu.
“YENİ VALİMİZ DE BAŞARILI
İŞLERE İMZA ATACAK”
Vali Kübra Güran Yiğitbaşı ile tanıştıklarında babasının İstanbul Vali Yardımcılığı görevinden emekli olduğunu öğrendiğini aktaran Özkaya, “Sayın Valimizin çocukluğu, hayatı kaymakam lojmanlarında geçmiş, vali konaklarında büyümüş o kültürle yetiştirilmiştir. Kayınpederi de AKÜ kurucu Rektörü Prof. Dr. Şahabettin Yiğitbaşı gibi bir hocamızdır. Yani her taraftan asil, saygın, eğitimli bir hanımefendidir. İnşallah başarılı işlere imza atacak. Şehrimize gelir gelmez görevine hızlı başladı. Sayın İl Başkanımız şahit sabah namazında Mısri Camii’nde işe başlamış. Ben kendisini akşam saat 21.30 sularında Valilik’te hayırlı olsun ziyaretimin akabinde o saatten sonra Vali Yardımcılarıyla toplantı yapacaklardı. Neredeyse 20 saate yakın bir çalışma performansı ile göreve devam ediyorlar. İnşallah şunu görecekler, Afyonkarahisar yeni Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ile de bütün olacak. Tüm başlayan hizmetler artarak devam edecek. Bunların sonuna kadar takipçisi olacağız.” şeklinde konuştu.
“NEDEN KENDİLERİ İSYAN
BAYRAĞINI AÇIP ŞEHİT AİLESİNE KÜFÜR
EDENİN İHRACINI İSTEYEMİYORLAR?”
Vali Gökmen Çiçek’in tayininin durdurulabileceği, bu noktada Çiçek’e sahip çıkmayan milletvekillerinin vasıflarının, görevlerinin tartışılmaya başlandığını hatırlattığımız Milletvekili Özkaya şu ifadeleri kullandı: “O beyefendilerin kendilerine sormak lazım partilerinde bir sürü yanlış iş yapanları, hırsızlık yapanları, şehidin anasına, avradına küfür edenleri niye partiden ihraç edemiyorlar? Niye bu kişileri gönderemiyorlar? Niye isyan bayrağı açamıyorlar? Niye yiğit şehitler diyarı Afyonkarahisar’dan şehidin anasına, bacısına küfür edene ‘Ey Akşener sen bunu neden partiden ihraç etmiyorsun?’ diyemiyorlar. Bu devlet kuralları, kaideleri olan bir devlettir. Bunu başka yerde de söyledim. 15 Temmuz darbe kalkışması sürecinde Ankara’da çok büyük kahramanlıklar yapmış, gayretler sarf etmiş bir Emniyet Müdürü arkadaşımız vardı. Çok önemli bir doğu iline Emniyet Müdürü tayin edildi. Ama babası vefat etmiş ailesine bakmakla yükümlüydü. Bizler de tanıyoruz bizim gibi başka insanlara da söylenmiş. Bana geldi dedi. Çok zor bir şey bu, Sayın Cumhurbaşkanımız imzaladıktan sonra gerçekten sıkıntı olur dedim. O zamanki Cumhurbaşkanımızın sekreterine giderek durumu aktardım. ‘Ali bey bu kardeşimiz hakikaten düzgün, çalışkan, vatansever ve mazereti de çok meşru. Ama bu devlette imza atıldıktan sonra geriye dönüşü olmaz. Maalesef bu kardeşimiz gitmezse emekliye sevk edilecek.’ demişti. Emniyet Müdürü olan kardeşimiz sonuç itibariyle emekliye sevk edildi.”
“ÇOCUK OYUNCAĞI GİBİ DEVLET YÖNETMİYORUZ, İŞ BİLMEYENLER
BİZE İŞİMİZİ ÖĞRETMESİNLER”
Devlet adabını bilmeyenlerin ahkâm kestiklerini belirten Ali Özkaya, “Bu işleri bilmeyen insanlar buradan ahkâm kesiyorlar. İşte ‘Vali’nin tayinini durdursaydınız.’ Vali bey bir üst makama terfi etmiş. Bunlar konuşulmuş. Efendim çocuk oyuncağı gibi devlet yönetmiyoruz. O vali vazgeçti, bir müdür birisi istedi diye görevden alındı. Onun hatırı bunun hatırı diye böyle bir devlet yönetimi olmaz. O arkadaşlar önce kendi içlerindeki istifa ettirecekleri, engel olacakları kişilere baksınlar. Bizim işimizi bize öğretmesinler. Devlet kişi ile kaim değildir. Geçmiş yönetimimizde ne büyük kahramanlar ne büyük devlet adamlarımız gelmiştir yine gelecektir. Onun için biz üzülürüz. Zaten biz işin başında söyledik. Devlet bunu düşündü. Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın İçişleri Bakanımıza görev vermiş. İçişleri Bakanımız hem Bakanımız Veysel Eroğlu’nu hem de sağ olsun beni aradı. Dedi ki ‘Evet biz de sizin için üzüldük. Sonuçta bu bir devlet görevidir gidecek. Cumhurbaşkanı, vali ve büyükelçi bu üç büyük makam sadece makam aracına Türk bayrağını takabilir. Bu kadar önemli bir görevi devlet bir kişiye vermişse ölüm ya da istifa etmenin dışında bu görevden vazgeçilemez, dönüşü olmaz. Kural budur.” ifadelerini kullandı.
“ASIL KUTUPLAŞTIRANLAR, KUTUPLARI
BİZZAT PATLATANLARDIR. TÜM GÜCÜMÜZLE VALİMİZİN ARKASINDA DURACAĞIZ”
“Vali Doçent Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı göreve başladıktan sonra AK Parti cephesinde başörtüsü ön plana çıkarılarak vali hanımın sahiplenilmesi, kutuplaştırmayı artırıcı tavırlar olarak niteleniyor, ne dersiniz” sorumuzu yanıtlayan Milletvekili Ali Özkaya, “Kutuplaşmayı artırdılar diyenlerin tamamı kutupları patlatan insanlardır. Tüm ötekileştirmeyi Müslümanlar’ın kılık ve kıyafetlerine hakaret etmeyi, ondan dolayı küçümsemeyi kendilerine ilke edinmiş insanlardır. Mesela ben paylaşımlarımda başörtüsü ile ilgili tek bir kelime yazmadım. Sayın Valimize de sırf başörtülü olduğu için atandı demek o kişiye hakarettir. O kişinin eğitimini, bilimini, tecrübesini yok saymaktır. Onları görmezden gelmektir. İlk başörtülü vali olması bence bizim ilimizin bir onurudur. Afyonkarahisar muhafazakâr, milliyetçi, dindar bir şehirdir. Bu şehrin tabi gelenekleri, genleri son derece buna uygundur. Afyon’da buna çok uyumlu bir siyaset vardır. Bu uyumlu siyasette de Sayın Cumhurbaşkanımız ben inanıyorum ki bizlere, Afyon’un tüm insanlarına emanet etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Bu valinin arkasında durun ve Afyonkarahisar’ı çok daha ileriye taşıyın.’ demiştir. Ben öyle okuyorum kendime de bu şekilde ders çıkarıyorum. İnşallah tüm gücümüzle Sayın Valimizin arkasında duracağız.”
“EKONOMİDE GERÇEKÇİ OLUNMALI VATANDAŞ TENCERESİNİN KAYNADIĞINA ŞÜKREDİYOR”
Esnaf ziyaretlerinin ardından çektiği ekonomi fotoğrafından yansıyanlarını sorduğumuz Özkaya şöyle konuştu: “Ekonomi konusunda gerçekçi olmamız lazımdır. Akaryakıt fiyatlarının yüksekliği nedeniyle birçok sektör ister istemez geri duruyor. Aracıyla, otomobiliyle gezemiyor, taşımacılık zayıflıyor. Bu durum kaza v.d durumları azaltınca bu da sanayiye yansıyor. Bugün sanayide bu kısmından dolayı üzüldüm. Ama bir de mutlu olduğum bir durum oldu. İnsanlar ekmek ve aş sahibi oldukları için tencerelerinin kaynadıkları için şükür ediyorlar. ‘Elhamdülillah bununla ilgili bir sıkıntımız yok. Ancak işlerimiz zayıf.’ diyorlar. İşimiz yok, perişanız diyen kimseyle karşılaşmadık. Bir tek kişi durum çok kötü dedi. O kişi için de arkadaşlar OSB’de 10 bin metrekare kapalı alanda büyük bir fabrika yaptırıyor dediler. Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu eksiklerin olduğunu, yoğun ve büyük işler yapamadıklarını ama tencerenin kaynadığını bir sıkıntılarının olmadığını söylediler.”
“28 ŞUBAT’IN BİR KÖTÜLÜĞÜNDEN
DAHA KURTULUYORUZ. MESLEKİ
EĞİTİM SAHİBİ İNSANLARIMIZ OLACAK”
Geçen yıl çıkarılan kanunla Çıraklık Okullarının mesleki eğitim merkezi haline getirilmesiyle, çıraklara bir asgari ücret tutarında maaş verildiğini belirten Özkaya şunları söyledi: “Son sınıf öğrencileri yüzde 50 oranda maaş alıyorlar. Sanayi Çarşısı ziyaretimizde tüm tamirhanelerde çıraklar olduğunu gördüm. Hepsi de Türk çocuklarıydı. Hani hep diyorlar ya Suriye’li v.s diye. Bunlar yoktu. Sanayimizin geleceğinin olduğunu görmekten çok büyük bir mutluluk duyuyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız geçen yıl yaklaşık 130 bin olan bu sayıyı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ayırdığı kaynakla, kanun değişikliğiyle birlikte bu yıl şu anda 450 bini geçtik. Türkiye 28 Şubat sürecinin bu ülkeye yaptığı çok büyük kötülüklerden birinden daha kurtuluyor. Bunun sonucunda yetişmiş bir iş gücümüz olacaktır. Mesleki eğitim sahibi insanlarımız olacak. Ara eleman sıkıntısı yaşamayacağız. Herkes üniversite okuyayım deyip de işsiz üniversiteliler enflasyonundan da kurtulmuş olacağız. Bu ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. İnşallah bunu tüm Türkiye’de devam ettirerek faydalı olmak durumundayız. Esnaf ziyaretlerimizde gördüğüm en temel güzelliklerden birisi de buydu.”
“ÜRÜNLER TARLADAN ÇIKTIKÇA
FİYATLAR OTURACAK”
Yaz mevsiminin ekonomik açından nasıl geçeceğine yönelik değerlendirmede bulunan Özkaya, “Yaz başlangıcında şu anda gördüğüm şu; Sebze ve meyveler tarladan çıkmaya başladıkça fiyatlar normalleşiyor ve insanımız rahatlıyor. Bu bizim için çok büyük bir umut ve mutluluk. İkinci konu tarım ürünlerinin girdi maliyetleri bu yıl yüksek oldu. İnşallah ürünleri de yüksek fiyattan alacağız. Mesela çay fiyatları yüzde 74 artışla açıklandı. Geçen yıl 35-40 TL arasında olan et fiyatı şimdilerde 98-100 TL civarındadır. Geçen hafta 110 TL’ye kadar çıktı. Bu yüzde 200’e yakın fiyat artışları var. Evet, yem fiyatı pahalanıyor ama et fiyatı da ciddi şekilde artıyor. Süt geçen yıl 2,7 TL idi şu anda 6,7 TL oldu. Geçen hafta TMO Afyon’daki tüm besicilerimize, üreticilerimize 6 TL olan mısırı 4 TL’ye verdi. Bunun yüzde 35’ni hibe olarak karşıladık. Bu çok önemli bir rakamdır. Sadece bir çiftçimize o gün 2 milyon TL’lik destek yapmış olduk. Bu artışlar tüketiciye de yansıyor. Bu desteklemelerimiz olmasa fiyatlar çok daha yükselecek. İnşallah ürünler tarladan çıktıkça, vatandaşımız emeğinin karşılığını aldıkça fiyatlar oturacak. Savaşların azalıp dünya konjektöründeki soğuk-sıcak savaşlar azalırsa 111 dolar civarında olan petrol fiyatları inerse bizdeki akaryakıt fiyatları da inecek. Otomatik olarak herşey hızlı şeklide canlanmış olacak.” dedi.
“ASGARİ ÜCRETE MUTLAKA ZAM YAPILACAK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına çalışanların enflasyona ezdirilmeyeceği talimatını verdiğini belirten Özkaya, “Bununla ilgili enflasyon kadar asgari ücrete zam mutlaka yapılacak. Vatandaşımız şunu bilsin; Sıkıntı yaşayacağız. Ama bu sıkıntının karşılığını devlet olarak mutlak surette biz hükümet olarak üzerimize düşeni yapacağız. İnşallah onları adım adım rahatlatma sürecini hep beraber yaşatacağız.” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE İLK SAĞLIK
ENDÜSTRİ BÖLGESİNİ BİZ KURDUK”
Sağlık Endüstri Bölgesinin Afyonkarahisar için son derece önemli bir proje olduğunu ve bunun da takipçisi olduklarını vurgulayan Özkaya, “Sağlık Endüstri Bölgesi’nde 6 kurucu ortağımız vardır. Bunlar; AKÜ ve AFSÜ olmak üzere iki üniversitemiz, Belediye, Özel İdare, ATSO ve TOBB’dur. Sayın Cumhurbaşkanımızla görüştük Allah razı olsun kendileri hem Belediyemizin hem Özel İdaremizin kuruluş iznini verdi. Ticaret Bakanımız Mehmet Muş’a bu vesileyle teşekkür ediyorum. O da ATSO ve TOBB kuruluş iznini verdi. Şu anda resmi kuruluşları tamamlanmış oldu. Türkiye’de ilk defa bir Sağlık Endüstri Bölgesi yönetim şirketini biz kurduk. Bu durum Türkiye’de ilktir. Allah’ın izniyle bunun mevzuat alt yapı çalışmalarını düzenleme çalışmalarımız devam ediyor. Bakanlıkta bu süreçler oluşturuldu, bir adım sonra TBMM’den geçip, yönetim şeklide oluşturulduktan sonra, projelendirilmesi, daha sonra nasıl yapacağız, hangi projeyi nasıl uygulayacağımız adım adım bunları yürütüyoruz. İlk defa uygulanan bir proje olduğu için biraz yavaş yürüyor. Fakat ben inanıyorum ki bu hem Afyon’un hem Türkiye’nin önünü açacak bir projedir. Adım adım bir noktaya geliyoruz.” şeklinde konuştu.
“ULAŞTIRMA BAKANIMIZIN
YANI SIRA CUMHURBAŞKANIMIZIN DA
GELME İHTİMALİ VAR”
Sağlık Endüstri Bölgesi gibi Türkiye’de ilk olan bir projede Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesinin de son derece önem taşıdığını belirten Özkaya şöyle konuştu: “Hızlı tren bu konuda çok önemlidir. Sayın Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanımız tahminimce 15 gün veya bir ay içerisinde Afyonkarahisar’a gelecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın da gelme durumu vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızı davet ettik. Onun da bir düşüncesi vardır. Bu 22 milyar TL’lik çok büyük bir yatırımdır. Polatlı’dan İzmir’e kadar ki hızlı trenin kalan kısmının tamamlanması büyük projedir. Bunu yaptığımızda 2025 yılına kadar Ankara-İzmir hattı açılmış olacak. Afyon en az 1-1,5 yıl önce olur. Bizim için çok büyük bir değer olacak. Bu Sivas’tan İzmir’e kadar ki hattır. Tüm illeri kapsayacaktır. İstanbul-Konya, İstanbul-Antalya hatları yapılacak. Türkiye nüfusunun tahmin ediyorum ki yüzde 70’e yakını hızlı tren ile birbirine yakın mesafe ile bağlanmış olacak ve Afyon’dan geçecek. Yararlanma zamanımız tahmin ediyorum en geç Ankara-Afyon etabı için 2023 yılı sonuna doğru başlarız diye ümit ediyorum. Ondan sonra İstanbul-Antalya etabı olmak üzere yukarıdan aşağıya bir kuzey güney hattı var. Bu hatların hepsi birbirine entegre olacaktır. Öte yandan Konya-Karaman-Mersin-Adana ve Gaziantep hattının ihalesi yapıldı. Bunların hepsi düşünüldüğünde inanılmaz bir trafik olacak ve bunların hepsi de Afyon’da toplanacak. Çok büyük bir nimet olacak.”
“AFYON’DA KURULAN TIBBİ ALKOL ÜRETİM TESİSİ TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TESİSİ OLDU”
AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş’un danışmanlığında Tıbbi Alkol Üretme Tesisi kurulduğunu kaydeden Özkaya şunları söyledi: “Tıbbi Alkol Üretim fabrikasının kurulması için İstanbul’dan bir holding yüz milyon TL nakit para harcadı. Pancardan, patatesten, buğdaydan, mısırdan ve melastan alkol üretilecek Türkiye’nin en büyük tesisi oldu. Bunun bize faydası birincisi yeni istihdam sağlamasıdır. İkincisi üniversitemize buradan hiçbir sermaye koymadığı halde verdiğin danışmanlık hizmeti nedeniyle bir gelir elde edilecek. Çiftçimize en temel faydası pancar üretiminde burası 10 bin tondan 30 bin tona kadar kota aldı. B grubu pancar üreten çiftçimiz C grubu yani kota fazlası olan buraya getirecek. Patatesin, pancarın diğer ürünlerin çürüyenleri eskileri bile değerlendirilecek. Bunlar üretime geçecek. Bu durum bizim rekabet gücümüzü arttıracak. Ürünlerimizin bozulanını bile değerlendireceğiz. Diyelim ki yarın patates depolarında fiyat düşüklüğünden kalıp çürüyen patatesler bu tesiste değerlendirilip satılacak. İnşallah bu tesis ilimize çok önemli bir katkı sağlayacak.”
“BU TÜRKİYE BİRGÜN DİNAR
KARAKUYU’DAKİ KÖMÜRÜ DE ÇIKARACAK”
Dinar ilçesinde 1 milyar tonluk linyit kömür rezervinin durumu hakkında bilgi veren Özkaya şöyle konuştu: “Bu rezerv ile ilgili geçtiğimiz günlerde yetkililerle görüştük. Konuyu Sayın Bakanımızla da konuştuk. Mesele orada çok büyük miktarda suyun olmasıdır. Karakuyu gölümüzün altında bulunan linyit kömürümüzün çıkarılması çok ciddi bir rakam gerektiriyor. TÜBİTAK nezdinde yeni bir teknoloji geliştiriliyor. Yerin altında kömürün yakılarak gaz halinde çıkarılıp enerjiye dönüştürülmesi üzerinde çalışılıyor. Bu teknoloji için uğraşıyorlar. Eğer bu teknoloji geliştirilirse inşallah çok daha hızlı şeklide o rezervden yararlanılacak ve elektrik enerjisi de elde edilecek. Bugün itibariyle kömürün maliyeti ile kömürü çıkarma maliyeti arasındaki rakam birbirine çok yakın olduğundan çok ekonomik görülmüyor. Bunun için biraz zaman ve teknolojinin gelişmesi gerekiyor. Bazen ben de sosyal medya üzerinden görüyorum. ‘Var dediniz, enerji vardı dediniz.’ şeklindeki ifadeler oluyor. Evet var dedik ama yerin altını koşuyoruz. Yapılan etütte görülüyor. Ama etütü dünya piyasalarından finansman temin edip fabrika, termik santral kurmaya doğru gittiğinizde çok daha ileri etütler yapılması gerekiyor. O ileri etütler yapıldığında bu sıkıntılar görülüyor. Kömür miktarında ve kalitesinde hiçbir sorun yoktur. Kömür rezervimiz var bu Türkiye inşallah bu kömürü bir gün mutlaka çıkaracak. Ancak teknolojimizin biraz daha gelişmesi gerekiyor. Benim bugün gördüğüm ve uzmanlardan edindiğim intiba budur.”
“BİZE DUYAR KASAN CHP’NİN
BELEDİYESİ BİNLERCE AĞACI KESTİ”
Emirdağ yaylalarındaki altın rezervine yönelik muhalefetin tepkileriyle ilgili görüşlerini bildiren Özkaya sözlerine şöyle devam etti: “Emirdağ yaylalarını gerçekten hayvancılığa ve turizme açıyoruz. Bunu çok daha genişletip Afyon’un tüm yaylalarını turizme ve hayvancılığa açacağız. Tabi bazı yerlerde altın arama ile ilgili ruhsatlar veriliyor. Yok, altın siyanürle alınıyor, zehirliyor v.s külliyen yalandır. Mermercilerimiz hem Afyonkarahisar’da hem de Türkiye genelindeki mermeri çıkarmaktadırlar. Altını çıkarırken eğer bir tahribat varsa bu tahribat mermeri çıkarırken de vardır. Bu durum mermerde de diğer madenlerde de vardır. Bu bir zenginliktir. Dünya bugün büyük bir sefalete, enerji krizine doğru gitmektedir. Ne kadar çok altınınız varsa ve rezerviniz varsa o kadar güçlüsünüz çünkü altın gerçek bir kıymettir. Gerçek bir değerdir. Altınınız kadar borçlanabiliyorsunuz. 1972 yılına kadar dünyada ki petrol krizine kadar ABD altını kadar dolar basabilirdi. Ne zamanki bu krizden sonra altını esas almadan dolar basmaya başladı dünyanın dengesi o zaman değişti. Çevre duyarlılığı CHP’ye kalmış? Tüm ağaçları kesen tüm ormanları yok eden ve çevresini temizleyemen CHP’dir. İstanbul’da Beşiktaş’ta yüz yıllık çınar ağaçlarını kesen CHP’dir. Ağaçları söken CHP’dir. Kendi Belediyesi’nin yüzlerce, binlerce ağacı kestiğini görmezden gelip bize duyar kasıyorlar. Zenginliklerimizde, ormanlarımızda, meralarımızda bizimdir. Bunları kamusal menfaatler doğrultusunda ülkenin menfaatleri doğrultusunda kullanacağız. Kamusal menfaati aşan kötü kullanım varsa biz derhal onu durdururuz. Örneğin Sandıklı ilçemizin Ballık köyümüzde, Başmakçı ilçemizin Akpınar köyümüzde mermerciler tarafından ormanın kötü kullanımı nedeniyle her iki köyümüzdeki faaliyetlerini durdurduk. Kusura bakmayın burada dikkatli bir şekilde almanız lazımdır dedik. Hatta Akpınar köyündeki yakın arkadaşımız geçmişte bizim il yöneticiliğimizi yapmış bir arkadaşımızdı. Bizim için ormanın eğer o tarihi dokusu, o güzelliği altından çıkaracağımız mermerle kıyaslandığında kamusal menfaat o taraftaysa hiç teretdütsüz onu tercih ederiz. Uzmanların raporları esas almak zorundayız. Türkiye’nin refahı ve zenginliği herşeyin üzerindedir.”
“AFYON’UN BÜYÜKŞEHİR OLMA DURUMU
2023 SEÇİMLERİ SONRASINDA”
Afyonkarahisar’ın büyükşehir olma durumunun 2023 yılı seçimlerinden sonrasında gerçekleşecek gibi görüldüğünü açıklayan Özkaya, “Benim bugün anladığım kadarıyla şehrimizin büyükşehir olma durumu 2023 yılı seçimlerinden sonrası gibi gözükmektedir. Olmasını arzu edenler var, tereddütlü yaklaşanlar var. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz Ramazan ayındaki ziyaretimizde büyükşehir nüfus oranını bir milyon olarak düşündüğünü ifade etti. Bu oranı Afyon için mi yoksa tamamı için mi dedi bunu çok açık ve net şekilde söylemedi. Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu, ‘Sayın Cumhurbaşkanım biz 750 bin nüfusa ulaştık. Artık biz büyükşehir olmak istiyoruz.’ demesinin ardından Sayın Cumhurbaşkanımız bir milyon nüfusla büyükşehir düşündüğünü söyledi. Ama daha fazlada konuşmadı. O nedenle benim gördüğüm şehrimizin büyükşehir olma durumu sanki 2024 sonrasına kaldı gibi. Belki Sayın Cumhurbaşkanımız daha sonra farklı bir değerlendirrme yapar. Ama bugünkü gördüğüm 2024 yılı sonrası gibi görüyorum.”
“MİLLETİN TARTISI SAĞLAMDIR
KONUŞANI DA İŞ YAPANI DA BİLİR”
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal’ın Kocatepe’de Sezer Küçükkurt’la yaptığı röportajda hem milletvekilliğine hem de Belediye Başkanlığına adaylığını açıklaması hakkındaki görüşü sorulan Özkaya şunları söyledi: “Kararı halk verir. Afyonkarahisar halkının dirhemi belinde, terazisi elindedir derler. Herkesi tartar ona göre de notunu verir. Şüphesiz ki herkes her yere aday olabilir. Bu pek tabii bir haktır. Ama Afyon’u sürekli kötülemekle, sürekli yaraları kaşımakla, kanatmakla, her sorunu belki çok daha basit şekilde bir telefon açılarak çözülebilecekken ulusal medyaya, TBMM gündemine getirmekle ‘Afyon bir problemler merkeziymiş’ şeklinde algılatmakla bir yere varılmıyor. Hayatında çözdüğü bir tek sorunu göstersin. Hayatında yaptığı bir taş üstüne koyduğu taşı göstersin. Sürekli eleştirmekle sürekli bol keseden atmakla bunlar olacak işler değildir. Millet bu tür eleştirileri muhalefet partisi milletvekilinde alkışlar hoşuna da gider. Benim derdimi orada söyledi diye belki beğenebilir. Ama herkesin iş yapma kabiliyet ve kapasitesini de bilir. Konuşanı da bilir, iş yapanı da bilir. Milletimizin tartısı sağlamdır.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme