‘Hamam aralığı’
Unutulmuş Futbol Sahaları’nı ele aldığımız yazı dizimiz 6’ıncı haftasına girdi. Bu hafta da eski ismiyle ‘Gavur Hamamı’ şu an ki ‘Millet Hamamı’ diye bilinen sokak aralığını sayfalara taşıyoruz. ‘Sokak Futbolu’ ve ‘duvar pası’ kavramlarının futbol li-teratürüne girmediği dönemlerde çocuklar bu alanda akşam ezanlarına kadar top koştururlardı. ‘Top’ deyince bugünkü gibi düzgün su almayan vuruş kolaylığı [&hellip]
Unutulmuş Futbol Sahaları’nı ele aldığımız yazı dizimiz 6’ıncı haftasına girdi. Bu hafta da eski ismiyle ‘Gavur Hamamı’ şu an ki ‘Millet Hamamı’ diye bilinen sokak aralığını sayfalara taşıyoruz.
‘Sokak Futbolu’ ve ‘duvar pası’ kavramlarının futbol li-teratürüne girmediği dönemlerde çocuklar bu alanda akşam ezanlarına kadar top koştururlardı. ‘Top’ deyince bugünkü gibi düzgün su almayan vuruş kolaylığı olan bir nesne anlaşılmasın. O zamanki toplar yamalı, tekrar tekrar tamir edilmiş, oldukça ağır idiler. Bazen onu bile bulamaz içleri kavuçukla dolu olan küçük toplarla çocuklar futbol sevdalarını tatmin ederlerdi. Bu küçük toplar sayesinde o zamanki çocuklar futbol tekniği yönünden oldukça beceri kazanmışlardı. Bu sokak arası yaklaşık 60 metre boyunda 16-17 metre eninde dar bir alandı. 5’e 5, 6’ya 6, 7’ye 7’lik takımlarla maçlar yapılırdı. Kaleciler taş veya toprak zeminde gol yememek için kan revan içinde kalırlardı. Bu sokağa en çok gelen çocuklar arasında Agah Bıyıkoğlu, Mustafa Özgüven, Erol Özkandil, İhsan Mestçi, Ahmet Özbay, daha sonraları Lütfü ve Süleyman Özbay kardeşler, Güray Şallı, Mehmet Hızal (Memiş), Kaleci Asuman, Uğur Bilensoy, Aziz, Yılmaz Keser, Salim Hızır, Cevdet ve Şeref Donyağı kardeşler, Fatih Gümüş ve niceleri yer alıyordu. Bu alan sadece futbol değil çocukların aynı zamanda saklambaç, köşe kapmaca, uzuneşek gibi oyunları oynadığı bir yerdi. Çocuklar saklambaç oynarken Millet Hamamı etrafında ki evlerin aralıklarına saklanır, sobelerlerdi birbirlerini. Kışlar çok sert geçtiği için o yıllarda çocuklar, Kuyulu Camii’nin yanında ki yokuş karla dolar, çocuklar altlarına oturak koyarak aşağılara kadar kızak kayarlardı. Yukarı Pazar Mahallesi Mescidi’nin önünde toplanıp futbol oynamaya karar veren çocuklar bu alana gelip adımla adam seçimi yapar daha sonra top oynamaya dururlardı.
O alanda futbol oynayan çocuklar 15-16 yaşlarına geldiklerinde hemen hemen tamamı Afyon’da ki amatör takımlarda futbol oynamaya başladılar. Bu sahadan aldıkları ‘sokak futbolu’ becerisiyle amatör futbol yaşantılarında da başarılı olan bu futbolcular, yıllar sonra bile futboldan kopamadılar. O isimlerden birisi de yazı dizimizi beraber hazırladığımız Agah Bıyıkoğlu. Agah Hoca bu alan hakkında ki düşüncelerini şöyle belirtiyor; “Top oynadığımız bu dar sokaklar bizim futbolu sevmemizde büyük rol oynamıştır. Ogünlerde kazandığımız beceriler hala silinmedi. O alanlarda top oynarken çocuk çalımı kendiliğinden öğreniyor. Verkaçı ve isabetli pası, stopu kısacası top tekniğini oralarda kazanırdı bütün çocuklar. Ayrıca Arkadaşlık bağlarını pekiştirirdi bu takımdaşlık, mahalledaşlık. Şimdi oralarda futbol oynanmıyor. Sokak futbolundan bihaber büyüyor çocuklar. O günler, o günkü yaşayış mazinin gittikçe kalınlaşan sisleri arasında kalıyor. O günleri unutmak mümkün değil. Ancak yaşadığımız çağı teknolojiden ve uygarca bir yaşamdan soyutlayamayız. Çağa ayak uydurmak zorundayız artık. Bu anlayışla futbolumuzu yönetmek ve yönlendirmek en gerçekçi yoldur.”