• Haberler
  • Genel
  • Halkın karşısına çözüm önerisiyle çıkmalı

Halkın karşısına çözüm önerisiyle çıkmalı

MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimine adaylık noktasında, halkın karşısına gerçekçi bir çözüm önerisiyle çıkmak gerektiğini belirtti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, yakın zamana kadar hiç kimsenin birbirine mezhebi noktada Alevi, Sünni olup olmadığını, etnik noktada Kürt, Arap, Çerkez, Gürcü olup olmadıklarını yönünde sorular sormadığını kaydetti. Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik düşüncelerini paylaştı.TÜRKLÜK [&hellip]

Halkın karşısına çözüm önerisiyle çıkmalı

MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimine adaylık noktasında, halkın karşısına gerçekçi bir çözüm önerisiyle çıkmak gerektiğini belirtti

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, yakın zamana kadar hiç kimsenin birbirine mezhebi noktada Alevi, Sünni olup olmadığını, etnik noktada Kürt, Arap, Çerkez, Gürcü olup olmadıklarını yönünde sorular sormadığını kaydetti. Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik düşüncelerini paylaştı.
TÜRKLÜK TANIMI
ANAYASA’DA VAR
MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, etnik köken ve dini inanç noktasında mezhepsel ayrıma yönelik soru ve tutumların yakın dönemde kendini hissettirmesinden yakındı. Başbakan Erdoğan’ın 36 ayrı etnik yapıdan söz ettiğini, ancak hiçbir defa 36’ya kadar sayamadığını belirten Yılmaz; “Etnik köken olarak belki çok daha fazlası var. Çünkü Türkiye çok ciddi bir kültürel mirasa sahip. Biz kendimizi millet olarak Türk hissediyor ama nereden geldiğimizi biliyoruz. Geldiğimizde Anadolu coğrafyasında kimler vardı onları biliyoruz. Ama bizim bildiklerimiz kadar bilemediklerimizde oluyor. Dolayısıyla olaya insan odaklı yaklaşıyoruz. Rahmeti Atatürk’te bunun farkında ki Kurtuluş Savaşını gerçekleştirdikten sonra ‘Ne mutlu Türk olana diyebilirdi.’ Kimse buna itiraz edebilir miydi? Ya da Türkiye Cumhuriyeti yerine ‘Ben halifeliğimi ilan ettim.’ demesi halinde itiraz eden olur muydu? Kimse itiraz edemezdi. Ölçtü, biçti, tarttı. A’dan Z’ye kadar tartıp Türkiye’deki yapıyı inceledi, uluslararası gelişmeleri inceledi. Gençliğe Hitabı’nda bugünleri görebildiğinden dolayı tahminleri ile dedi ki ‘Ne mutlu Türküm diyene.’ Türkü tarif ederken mezhebi ve ırki noktada bir yapıdan söz etmedi. Kendisini Türk hissedenleri kast ederek vatandaşlık, Türklük tanımı Anayasamız da yer aldı.” dedi.
DOKUNULMADIK KUTSAL KALMADI
Kemalettin Yılmaz, gelinen noktada bölüp, parçalayan, ötekileştiren, kamplara bölen, daha da kötüsünün çok iyi bir toplum mühendisliği yaparak algı yönetimi ile karşı karşıya kalındığını söyledi. Sözünü ettiği algının milletin menfaatlerine yönelik, üniter devlet yapısının korunması, kollanması ve Türkiye’nin daha ileri ufuklara taşınması noktasında olması gerektiğini belirten Yılmaz; “Mevcut algı yönetimi maalesef BOP’un bölgedeki siyasi taşeronluğu için kullanılıyor. Onun için en ufak bir Gezi olayları karşısında yüzde 50’yi zor tutuyorum diyordu. Arkasında kesinlikle yüzde 50’lik bir oran yok. Yüzde 50 derken kafamızda öyle bir algı oluşturdu ki; karşımızda yüzde 50 var. Bunlar gerek ırki gerek mezhepi gerekse toplumsal çatışma noktasında yapılan iş ve icraatlar 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde yaşanan rezaletleri diyeceğim, bu rezaletleri bile gölge de bırakır. Dokunmadık kutsalımız, değer yargımız, milli, manevi değerlerimiz kalmadı. Milli bayramlarımız önemsizleştirilip, sıradanlaştırıldı. Dini bayramlarımız bile sıradanlaştırıldı.” diye konuştu.
DOMUZ ETİNE AŞIRI HASSASİYET
Bazı dini motiflerin iktidar aracılığıyla dejenere edildiği görüşünü aktaran MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, faiz ve kul hakkının, zina etmenin, şarap içmenin, domuz eti yemenin haram olduğunu vurguladı. Yılmaz, iktidarın domuz etine karşı gösterdiği hassasiyeti hiçbir şeye karşı göstermediğini ileri sürdü. İslam dininin bu kadar sığ kalıplar içerisine sığdırılamayacağını kaydeden Yılmaz; “İnsan odaklı, sevgi, saygı, hoşgörü hakim olmalıdır. Bunlar öyle bir hale geldi ki artık faiz tekrar yeniden yorumlama, zamanımızdaki hayat şartlarını Darül Harp noktasına getirmek ve kendilerinin dışında ki tüm güçlerin imkanlarını, malını, mülkünü hatta ırz ve namusunu bile ganimet gözüyle gören bir anlayış hakim olmaya çalışılıyor. Bunlar çok tehlikeli gidişler. Bugün fakir olabiliriz. Aracımız olmayabilir, masamız, büromuz vs olmayabilir. Yarın belli imkanlara kavuştuğumuzda bunları gerçekleştirebiliriz. Ama bizi biz yapan milli manevi değerlerin dejenere edilmesi halinde bunlar tekrar yerine koymak çok zordur. Hatta imkansız noktadadır. Tüm bunlar zannedilmesin ki tesadüfen yapılmıyor. Planlı, programlı, sistemli bir şekilde BOP’un siyasi taşeronluğunu yapıyorlar. Sayın Başbakan BOP’un eş başkanı olduğunu kendisi ifade ediyor. Bölge de siyasi taşeron AKP ve üst düzey yöneticileridir. Silahlı taşeron da Türkiye’de PKK, İran’da Pejak, Suriye’de PHY, Irak’ta Peşmergeler noktasında çok ciddi kuşatma ile karşı karşıya kalıyoruz.” şeklinde konuştu.
BİR TARAFTA GÜL BİR
TARAFTA ERDOĞAN
Türkiye için tehdit oluşturan güçleri bitkiye benzeten MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, bu bitkinin dibine su ve gübre verenin AK Parti hükümeti olduğunu söyledi. Hükümet edenlerin yaptıklarının ceremesini mutlaka çekmeleri gerektiğini kaydeden Yılmaz; “Bunların yaptıkları yanlarına kar kalmamalı. Ne adına kar kalmamalı; Ülkem adına, benim adıma, toplum adına, geleceğimiz adına. Hamasi nutuklar değil; Bizler adına, ülkemiz adına, şahsen benim adıma da yaptıkları yanlarına kar kalmamalı. Dolayısıyla bunları biliyorlar ve cumhurbaşkanlığı makamını çok önemsiyorlar. Herkes bilir cumhurbaşkanları sadece vatana ihanetten yargılanabilirler. Başka bir suçtan yargılanamazlar. Bu yargılanamama zırhı içerisine bürünerek kendisini kurtarmaya çalışıyor. Ama inşallah biz bu oyunu bozacağız kısmet olursa. Bir taraftan ciddi algı organizasyonu yaparken bir tarafta Sayın Gül bir tarafta Sayın Erdoğan. İkisinden birini tahterevallinin ucuna bindirmişler. Ya o ya da o. Bunların dışında 77 milyon içerisinde yok mu bir vatan evladı. Birlik, beraberlikten yana olan, üniter yapıdan yana olan, demokrat olan, insan haklarına saygılı olan, laik olan, milli ve manevi değerlere saygılı olan hiç mi kimse yok? Yüzlerce, binlerde, milyonlarca insan var.” ifadelerini kullandı.
KONUŞMAK TEK BAŞINA YETERSİZ
Türk halkının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ya da Başbakan Erdoğan’ı seçmeye mahkum ve mecbur olmadığını belirten Kemalettin Yılmaz, buna milleti layık görenlerin 77 milyon insana hakaret ettiğini söyledi. Yılmaz şöyle konuştu: “Yanlışlar, eksikler ve ihanet noktasına varan durumları anlatmak, konuşmak sağda solda beyanlar vermekle olmayacak. Bir harekete geçmek, bunun karşısında bir çözüm önerisi üretmek lazım. Sıkıntıları gidermek yetmiyor. Çözüm önerileri ile halkımızın karşısına çıkmak zorundayız. Madem insanlar sandık noktasında oy kullanacaklar, ilk kez temsil noktasında parlamento da değil halk cumhurbaşkanını seçecek. Sayın Tayyip Erdoğan ve beraberindekilerin cumhurbaşkanlığı makamına taşınmamasını bunun nedenini ve taşınmaması için izlenecek yol ve yönetmeleri anlatmamız lazım.” >> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme