Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Halk Elinde Islah projesi ile hayvancılığa büyük destek

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ)

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi öncülüğünde Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün destekleriyle Afyonkarahisar, Kütahya ve Eskişehir’de yürütülen “Halk Elinde Islah” projeleri bölge hayvancılığına önemli katkılar sağlıyor. 2006 yılında başlanan proje kapsamında koyunlar, koçlar ve mandalar yetiştirilip geliştiriliyor

 

“PIRLAKLARIN KARKAS RANDIMANINDA YÜZDE 50 SEVİYESİNE ULAŞILDI”
(Birinci Sayfadan Haberin Devamı) Bölgede yetiştirilen “Pırlak, Ramlıç ve Dağlıç” ırkı koyunların genel verim özelliklerini artırmayı hedeflediklerini belirten Tekerli, sürekli bir saf yetiştirme ve seleksiyon programları uyguladıklarını söyledi. Programı nasıl gerçekleştirdiklerini anlatan Tekerli, “Sahadaki teknik eleman arkadaşlarımız verileri topluyorlar, biz de saha çalışmalarına iştirak ediyoruz. Daha sonra veriler kendi geliştirdiğimiz bilgisayar programlarıyla işlenmek suretiyle damızlık olan hayvanların seçilmesi şeklinde oluyor. Seçtiğimiz damızlıkları yine teknik eleman arkadaşlarımızın eli ile üreticilere bildiriyoruz, üreticiler bu damızlıkları kendi yetiştirmelerinde tutuyorlar, kalan hayvanların ise satışına izin veriyoruz. Bu şekilde sürekli bir ilerleme elde ettik. Bugün sütten kesilme ağırlıklarında 120 günde pek çok sürümüzde özellikle Ramlıç sürülerimizde 30 kilogramı buldu. Hatta bu 30 kilogramı geçen sürülerimiz de var. Kuzularımız artık 4-4,5 kilogram ağırlığında doğuyorlar. Eskiden koçlarımızın en büyükleri 90 kilogram ancak olurkenki 90 kilograma bile ulaşmıyorlardı, bugün 150 kilograma yaklaşan koçlarımız var. Karkas randımanını da artırabilmek için çalışmalarımız devam ediyor. Bizim yerli Pırlaklarımız da bir zamanlar karkas randımanımız yüzde 40-44 seviyesindeyken bugün özellikle Emirdağ’da yaptığımız Halk Elinde Islah çalışmamızın bir yan çalışması olarak Pırlakların ilerletilmesi amacıyla TAGEM’in desteklediği Pırlakların gen havuzunu genişletmeye yönelik çalışmalar neticesinde de yüzde 47, yüzde 50 seviyelerinde karkas randımanına ulaşmış bulunmaktayız. Böylece çifte kaslanan daha etli, daha fazla randımanlı hayvanlar elde etmek üzere yola çıktık. Sonuçta da bu Halk Elinde Islah projeleriyle ve aynı zamanda da TAGEM projeleriyle bunu yaptık. Demin söylediğim gibi hem sayısal tekniklerden yararlandık hem de hayvanlarda burada bizim bir moleküler genetik laboratuvarımız var, orada da hayvanların genetik yapılarını inceledik. Genetik yapısı bizim ihtiyaçlarımıza en uygun olanları seçip bunların damızlıkta kullanılması şeklinde bir proje ile genetik yapılarını da geliştirdik, iyileştirdik. Bu sayede de hayvanlara ulaşmış bulunmaktayız.” şeklinde konuştu.
“AFYONKARAHİSAR EKONOMİSİNE
6-7 MİLYON LİRALIK KATKI SAĞLANIYOR”
Afyonkarahisar’daki mandalar sayesinde ekonomiye 6-7 milyon lira katkı yapıldığını belirten Tekerli, “Tabi bunları yaparken de Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nden maddi destek aldık. Şuanda halk elinde ıslah projelerinde yaklaşık olarak bizim yılda 8 projeye 5 milyon yakın, her proje de 5 yıl süreçle işlediği için 25 milyon geliyor. Bir de her sene mandalarla ilgili olarak da 1.2 milyon geliyor. Bin 577 manda var. 6 milyona böyle bir bütçemiz var. Bir de bu projelerle yürütüldüğü için AR-GE projelerimiz var bunu yanında. O projelerimiz de en küçüğü 300 bin liralık, en büyüğü de 3 milyon liralık olmak üzere yaklaşık olarak 3 tanesi bitti, bir tanesi devam eden 4 projemiz var. Mesela mandalardan gelen 1.2 milyon ki bu geçen senelerin rakamı bu seneninki çıkmadı. Bunun bir kısmı projenin kendi ihtiyaçlarına harcanırken önemli bir kısmı da halkın daha iyi manda beslemesi, ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla destek olarak üreticilere veriliyor. Üreticilere verildiği içinde Afyonkarahisar ekonomisine yaklaşık böyle bir 6-7 milyon liralık enjeksiyon yapılmış oluyor. Bu suretle de ekonomiyi tutuyoruz. Hatta bizim bir boğa depomuz var. Henüz bu sene itibari ile boğa depomuzu lav etmedik ama projenin gereklerinden dolayı biraz dondurduk. Oradan yaptığımız satışlar piyasayı hareketlendirebiliyor. Böyle bu şekilde fiyatları da belirleyebiliyoruz. Hatta üreticilerle yaptığımız görüştüğümüzde mesela Şuhut’ta projeden gelen kuzuların daha yüksek fiyatla satıldıkları, projelerdeki kuzunun küpesine bakmak suretiyle küpeler kuzunun projede olup olmadığını gösterir. Hemen fiyatının yükselmeye başladığını tespit ediyoruz. Bu sayede projelerle birlikte, proje dışı olan sürülerde de önemli artışlar ortaya çıkabiliyor.” ifadelerine yer verdi.
“BAYAT KİLİMLERİNİN
TEMELİNDE DAĞLIÇLARIN
YAPAĞISI ÖN PLANDA”
Bayat kilimlerinde kullanılan yapağının temelinde Afyonkarahisar’ın kendi yerli ırkı olan ve kuyruklu koyun olarak bilinen dağlıç koyunlarının yapağısının ön planda olduğunu aktaran Tekerli, “Biz örneğin mandalarla ilgili projeye başladığımızda iki bin kadar manda varken bugün 6 bin kadar manda var Afyonkarahisar’da. Afyon 700-800 bine varan bir koyun varlığına sahip. Bu rakam itibariyle de pek çok yüz ölçümü Afyonkarahisar’dan büyük olan orta ve doğu Anadolu ilinden daha fazla koyuna sahip. Bu neyi gösteriyor, bu memleketin bir hayvanlık şehri olduğunu ve hayvancılık kültürünün olduğunu gösteriyor. Biz Afyonkarahisar’ı kalkındırırken hayvancılığa büyük bir önem vermemiz gerekiyor. Şöyle düşünün mesela meşhur Bayat Kilimleri var. Bu Bayat Kilimleri’nin temelinde buranın kendi yerli ırkı olan birçok kimse de bilir bunu kuyruklu koyun denilen dağlıçların yapağısı ön plandadır. Bu yapağı kaba ve karışık yapıdadır, halı ve kilim dokumaya elverişlidir. Ama bu o kadar ekonomik ki ilk defa bu yapağıdan fibula kemiğini çıkartmışlar ve iğne yapmışlar. Böyle halı dokuma başlamış aslında. Sadece Asya’dan gelmemiş bu halı dokuma kültürü yerli halkta var zaten. Asya’dan kültürle birleşmiş. Mesela eli belinde kadın motifleri, buradaki halı kültüründe de var, Asya’daki halı kültüründe de var. Dolayısıyla Afyonkarahisar çok eskiden beri göçlere konaklık etmiş bir yer. Bu dağlıç yapağılarından üretilen kilim ve halıların ünleri Atina’dan duyulurmuş Frigya döneminde. Çok eski koyunculuğu olan bir şehir Afyonkarahisar.” ifadelerini kullandı.
“RAMLIÇLARIN YAPAĞI KALİTESİ
21 MİKRON SEVİYESİNDE”
Yapağı kalitesi olarak Ramlıç türü koyunların 21 mikron seviyesinde yapağıya sahip olduğunu söyleyen Tekerli, “Bugün biz bu yapağıyı daha kaliteli hale getirmeye çalışıyoruz. Ramlıçlarınyapağı kalitesi de yaklaşık olarak 21 mikron seviyesindedir. 15-16 mikronluk yapağı veren hayvanlarda var ki yapağı bakımından Afyonkarahisar çok öne çıkabilecek bir il aynı zamanda. Nedir 21 mikron yapağı sanayide kullanılabilecek üzerinize giydiğiniz yünlü dokumada da kullanılabilir ki Türkiye yünlü dokumada ithalat yapıyor. Yapağı ithalatı yapıldığı için de bizim bu üretimimiz önemli. Dünyanın en kaliteli yapağılarından bir tanesi de bizim geliştirdiğimiz koçun üzerinde.” diye konuştu.
“DAMIZLIK GELİŞTİRME
VE YETİŞTİRME SİSTEMİ
ORTAYA KOYDUK”
Damızlık yetiştirme ve geliştirme sistemini anlatan Tekerli, “Bu büyük bir imkan ve biz bu projelerle bunları bu şekle getirdik. Koyunlarımız sıradan 40-50 kilogram iken bugün 55-60 kilogramlık canlı ağırlığa ulaştılar. Koçlarımız 60-70 kilogram iken bugün en kötüsü 90 kilogram ve üzerine doğru geçiş yaptık. Böylece kendi bölgesel koyun ırklarımız olan Dağlıç, Pırlak ve Ramlıçların ülke içi ve ülke dışında rekabet edebilmelerini, ticari olarak önem kazanabilmelerini sağlayacak çalışmaları gerçekleştirdik. Üreticiler de oldukça bu çalışmalardan memnun. İşte bunları yaparken de az önce söylediğimiz gibi hem konvansiyonel teknikleri hem de hayvanların moleküler düzeyde genetik yapılarını incelemek suretiyle işimize en yarayacak hayvanları seçtik ve diğer hayvanların piyasaya sevk edilmesini sağladık. Böylece bir damızlık geliştirme ve yetiştirme sistemi ortaya koyduk.” dedi. >> Burak AYDIN’ın Haberi