Halk 15 Temmuz'da demokrasisini hak etti

Afyonkarahisar Valiliği ve AKÜ işbirliği ile 14 Temmuz Cuma akşamı ANS Yerleşkesi Atatürk Kongre Merkezi'nde '15 Temmuz Ruhu' isimli panel düzenlendi. Prof. Dr. Mehmet Karakaş'ın Moderatörlüğünde AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Şehit Babası Mehmet Bayrakçı '15 Temmuz Ruhu' konulu panelde konuşma yaptı.PANEL ÖNCESİ BELGESEL İZLENDİPanel başlangıcında saygı duruşu ve [&hellip]

Afyonkarahisar Valiliği ve AKÜ işbirliği ile 14 Temmuz Cuma akşamı ANS Yerleşkesi Atatürk Kongre Merkezi’nde “15 Temmuz Ruhu” isimli panel düzenlendi. Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ın Moderatörlüğünde; AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Şehit Babası Mehmet Bayrakçı “15 Temmuz Ruhu” konulu panelde konuşma yaptı.
PANEL ÖNCESİ BELGESEL İZLENDİ
Panel başlangıcında saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra AKÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Mustafa Can tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu. Anadolu Ajansı tarafından hazırlanan 15 Temmuz belgeseli izlendikten sonra AKÜ Rektör Yardımcısı Panel Moderatörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş açılış konuşması yaptı. “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” dizeleriyle sözlerine başlayan Karakaş, “15 Temmuz Şehitleri Anma Demokrasi Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında valiliğimiz ve üniversitemizce düzenlenen ’15 Temmuz Ruhu’ isimli panelde çok değerli üç panelistimiz bulunuyor. Kendileri tanınıyor ama adet üzere kısaca tanıtım yapacağım. AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Şehit Babası Mehmet Bayrakçı bizleri kırmayarak panelimize geldiler” dedi.
HALK SOYLU DİRENİŞ GÖSTERDİ
15 Temmuz gecesinde siyasette ve tarihte daha önce eşi benzeri görülmemiş bir ihanet yaşandığını belirten AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, bu ihanete karşı soylu bir direnişle karşılık verildiğini kaydetti. Bu durumun 15 Temmuz ruhunun ana gövdesini oluşturan ikinci unsurun da direniş olduğunu belirten Karakaş, “Direniş soylu bir direniştir. Çünkü milyonlarca insan meydanlara indi. Sokaklarda mücadele etti. Hiçbir taşkınlık yapmadan, döküp, kırmadan, yakmadan çıplak elleriyle silahlara, tanklara, uçaklara, mermilere karşı direniş ortaya koydular. Dolayısıyla 15 Temmuz’un ruhu bu soylu direnişle birlikte tecessüm etti. Üçüncüsü ise bu soylu direnişin neticesi olan ve büyük bir değişimi ifade eden şanlı halk geliyor. Büyük direniş sonrası meydana gelen gelişmelere, değişmelere baktığınız zaman ortaya çıkan yeni siyasal iklime ve değişime baktığınız zaman artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının işaretleri görülüyor. İhanet, direniş ve devrim kavramlarıyla 15 Temmuz soylu direnişini açıklayabilir, hatırlayabiliriz diye düşünüyorum” diye konuştu.
“ARZULADIKLARI TABLO BU DEĞİLDİ”
AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, 15 Temmuz’a yönelik sosyolojik değerlendirmelerini paylaştı. 15 Temmuz’un Türkiye’ye bir ruh getirdiğini belirten Aktay, “Keşke yaşanmasaydı diyerek sözümüze başlıyoruz. Öyle başlamalıyız. Mehmet Akif Ersoy muhteşem İstiklal Marşımızı yazdığı zaman birileri ona güzel bir İstiklal Marşı yazdığı iltifatını söylediğinde, ‘Aman Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ diyor. 15 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan tablo aslına bakarsanız darbeyi yapanların tahayyül edebildikleri, arzuladıkları hedefledikleri bir tablo değil. Onlar başka bir şeyi arzulayıp başka bir şeyi hedeflediler. Başka bir şey yapmak istediler. Karşılarında başka bir şey buldular. Bu ülke için çok daha başka bir planları vardı. Ama onların planları tutmadı. Tutmayınca dönüp dediler ki ‘Birileri bizi başka bir şeye mi sürüklediler’ demeye başladılar” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞ DEVLETİNE SAHİP”
Günümüz Türkiyesi’nde güçlü vatandaş profili ortaya çıktığına işaret eden Aktay sözlerine şöyle devam etti: “Vatandaşlarımız artık kendi devletine sahip çıkıyor. Eskiden devletinin kulu, kölesi olan vatandaş vardı, şimdi ise devletin sahibi olan vatandaş var. Bugün kimse kimseden fazla devlet değil. Hepimiz eşitiz, her bir vatandaşımız devletin eşit ortağı, eşit sahibi ve eşit sorumlusudur. Birileri bu devleti bizden çalmaya kalkışırsa, her vatandaş kendi malı, kendi gücü, kendi hakkı çalınmış gibi o devletine sahip çıkabilecek durumdadır. 15 Temmuz, 20-30 yıldır bu ülkede gelişmekte olan vatandaşlık sosyolojisinin zirvesine ulaştığımız bir gecedir.”
15 TEMMUZ’DA TÜRKİYE
 DEMOKRASİYİ HAK ETTİ
Darbenin kötü planlanmış bir darbe girişimi olmadığını, aksine çok iyi bir şekilde planlandığını aktaran Aktay şu ifadelere yer verdi: “50 yıldır devletin her kurumuna sinsice yerleşmeye çalışan ve son derece gizlilik prensibi ile hareket eden bu yapı; kar üzerinde yürüyüp izini belli etmeyen bir yapıdaydı. Planları çok iyi kurgulanmıştı. Darbe, bütün suçları ve cürümleri uhdesinde barındıran bir suçtur. İçerisinde hırsızlık ve gasp var. Çünkü size ait olmayan bir yetkiyi gasp ediyorsunuz. Neyle gasp ediyorsunuz? Size emanet edilmiş silahı kullanarak. Kim emanet etmiş? Halk emanet etmiş, halkın size emanet ettiği silahlarla yapıyorsunuz. 15 Temmuz Türkiye’nin kendi demokrasisini hak ettiği gündür. Bakın Amerika’da, Avrupa’da demokrasiler yukarıdan topluma empoze edilmiş sistemlerdir. Türkiye’de ise 15 Temmuz ile birlikte kendi demokrasisine, kendi iradesine sahip çıkan bir halk gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Kendi demokrasisini bu şekilde hak eden dünya milletleri içerisinde başka bir halk yoktur.”
SİLAH ZORUYLA KALKIŞMA
 HAREKETİNE GİRİŞİLDİ
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, 15 Temmuz’un sosyolojik ve siyasi boyutunun yanında hukuki değerlendirmelerde bulundu. 15 Temmuz’un anayasal sisteme yapılan en ağır darbe olduğunu ifade eden Özkaya, “Anayasa’nın giriş kısmında malum Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğu belirtilmektedir. Bunun yetkili organlar eliyle kullanılacağını, yetkili organların ise anayasa ile belirlenmiş hürriyetçi demokrasinin ve insan haklarının, hukukun evrensel ilkelerin dışına çıkmadan bu hakkı kullanacağını belirlemiştir. İkinci maddesi ile insan haklarına saygılı, demokratik hukuk devleti olarak tanımlamış, altıncı maddesinde de yine tekraren egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğunu bunun yetkili organlar eliyle kullanacağını, hiçbir zümreye, kişiye, gruba, zümreye egemenliğin asla devredilemeyeceği belirtilmiştir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü işte bu anayasa da konulan kural ve cumhuriyetin niteliklerini belirleyen 75’nci ve devam maddesinde ki yasama organını 101’nci ve devamında ki maddelerin yürütme organı Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, 138’nci madde ve devamında ki Yargı Organı Erkler Ayrılığını tamamen ortadan kaldırmaya kalkmıştır. Milletin vermediği bir yetkiyi silah zoruyla, bu yetkiyi halktan almadan, demokratik yollarla göreve gelmeden bunların tamamını gasp ederek bir zümreye, kişinin bağlı olduğu bir mutlak monarşiye dönüştürmek için bir kalkışma hareketine girişilmiştir” dedi.
“ÖNCEKİ DARBELEREDE ALKIŞ TUTTU”  
1966 yılında imamlık görevi ile başlayan ve hep korunarak bu günlere getirilen FETÖ’nün, Türk Milletinin dini duygularını istismar ettiğine değinen Özkaya, “Belirli bir zaman içerisinde devletle ve milletle birlikte gibi görünerek devletin bütün kılcal damarlarına yerleşmiştir. FETÖ lideri Türk siyasi tarihi boyunca gerçekleşen tüm askeri kalkışma ve darbe harekâtlarına alkış tutmuştur. Bu yapının lideri 1971’deki 12 Mart Muhtırasına da, 12 Eylül darbesine de, 1997’deki 28 Şubata da alkış tutmuş bir adamdır. Kendi örgütünü öyle bir yapı içerisinde büyütmüş ki, dünyadaki bütün terör örgütlerinden yararlanmış. Hasan Sabbah’ın haşhaşilerinden yararlanmış, Amerika’daki Opus Dei tarikatından yararlanmış, Avrupa’daki Tapınak Şövalyelerinden yararlanmış, doğudaki Zerdüştlükten ve İsmaili tarikatından yararlanmış, Hristiyanlıktan tutun da diğer dinlere ve inançlara kadar uygun gördüğü her sistemi alıp bir örgüt oluşturmuştur” diye konuştu.
SAPIK ÖRGÜT HİPNOZ İÇİNDE YETİŞTİRİYOR
Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) dünyada ki tüm terör örgütlerinden yararlandığına dikkat çeken Ali Özkaya, Haşşaşilerden, ABD’de bulunan bir tarikattan, Avrupa’da ki tapınak şövalyelerinden, doğu da ki Zerdüştlüğe kadar pek çok dinden yararlandığına dikkat çekti. Tüm Türkiye’de ki iddianamelerin tamamına yakınında FETÖ’nün 7 katmanlı olarak belirlendiğine işaret eden Özkaya şöyle konuştu: “En üsttekine arş dedikleri Kainat İmamının arşı katmanı dediklerinde FETÖ liderini en üste koyuyor. FETÖ lideri terörist başı sümme haşa doğrudan Allah ile görüşen Peygamberin bile üzerinde olan bir makama ulaştırıyor. Orada Allah ile görüşüyor, doğrudan güya kendisi vahiy alıyor. Helalleri haram, haramları bile helal kılma yetkisini kendisinde oluşturuyor. İşte bu sapık örgüt yetiştirdiği insanları kendisine kutsallık vehmettiği için bazen Mehdi bazen Mesih dedikleri için bu hipnoz içinde insanları yetiştiriyor.”
“BEYİNDE Kİ ÇİPE TALİMAT
GELİNCE ROBOTİK KATİL”
Sapkın FETÖ’nün yetiştirdiği ve kullandığı kişilerin adını sormaya bile cesaret edemediği kod isimli kişilerden emir ve talimat aldıklarını vurgulayan Özkaya şunları söyledi: “Yargılamalarla ilgili tüm davalara gidiyor ve dosyaları okuyoruz. Gerçekten insanın aklı, hayali, havsalası duruyor. Kocaman insanlar, Türkiye’nin en iyi okullarında okumuş, Türkiye’nin en iyi eğitimini almış insanların ‘Bana bir abi telefon açtı dedi ki, koş Genel Kurmaya git orada güvenlik tedbiri alacaksınız’ Genel Kurmaya saldırı var, tatbikat var. Bu kadar insan verilen talimatları yerine getiriyor. Ben diyorum ki bunlar çift karakterli insanlar. Normal hayatta baktığınızda sıradan, mülayim, çalışkan, ikili ilişkileri iyi, dürüst güya kibar bir kişilik. Ama beyninde ki çipe merkezden bir sms bir talimat geldiği an annesini, babasını, amirini, komutanını hiç kimseyi tanımayan robotik bir katile dönüşüyor.”
“LİSEDE Kİ ÖĞRETMEN KORGENERALİN ABİSİ”
Örgüt ele başanının kendisini peygamberden daha üstün gördüğünü belirten Özkaya, “FETÖ 7 katmana ayrılıyor. Yedi katmanda en üstte arş dedikleri yere FETÖ liderini koyuyorlar. Öyle bir yere koyuyorlar ki, bu örgütün lideri Allah ile görüşen, peygamberin bile üzerinde olan bir makama ulaşıyor. Orada Allah ile görüşüyor, güya vahiy alıyor ve haramları helal, helalleri ise haram kılma yetkisini kendisinde buluyor. İşte bu sapık tarikatın lideri yazdığı kitaplarda diyor ki; ‘Sizin bu dünyadaki rütbelerinizin bir kıymeti yoktur, en önemli rütbe sizin hizmetteki rütbenizdir’ böyle bir durumda da bakıyorsunuz bir lisedeki öğretmen, bir korgeneralin abisi ve üstü oluyor” ifadelerini kullandı.
DÖRT GEREKÇE DARBE NEDENİ
15 Temmuz darbe teşebbüsünün gerçekleşmesi ile ilgili 4 gerekçe gördüğünü ifade eden Özkaya, “İlk olarak İzmir Casusluk Davasında FETÖ’nün bu kumpası kurduğunun ortaya çıkması. İkinci husus, TBMM’de yüksek mahkemelerin üye sayılarının azaltılarak FETÖ mensuplarını buralardan tasfiye etmek için kabul ettiğimiz kanun. Üçüncü konu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ lideri ve üst yöneticisi 72 kişi hakkında açtığı dava. Son konu ise 1 Ağustos itibariyle toplanacak olan Yüksek Askeri Şurada, FETÖ’cü yöneticilerin tespit edilmiş olması itibariyle bu üyelerin tasfiye edilmesine yönelik alınacak kararlar. Bu 4 gerekçe bana göre FETÖ’nün darbe yapmaya karar verdiğini gösteriyor” dedi.
“HATIRLAMAK BİLE İSTEMİYORUM”
15 Temmuz Şehidi Şükrü Bayrakçı’nın babası Mehmet Bayrakçı oğlu ile yaşadığı son diyalogu panelde anlattı. Oğlu Şükrü Bayrakçı’nın tankları gördükten sonra aracıyla yolu kapattığını belirten Bayrakçı, “Alçakları yoldan geçirmemek için yolu kapatan oğlumun aracının üzerinden iki tane tank geçmiş. Bir daha telefonundan cevap alamadım. Hatırlamak bile istemiyorum” dedi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Afyon’un canlı yayına gecikmesi üzdü

AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece de Afyonkarahisar’da ki televizyonların hemen canlı yayına geçmemelerinin üzdüğünü belirtti

AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, 15 Temmuz 2016 gecesi Afyonkarahisar’da ki televizyon kanallarını canlı yayına geçmeleri konusunda aradığını ancak kanalların gece yarısından sonra saat 02.00 sularında canlı yayına geçebildiğini söyledi.
Milletvekili Ali Özkaya konu hakkında şöyle konuştu: “Acı bir gerçek değerli dostlar. Afyonkarahisar’da ki televizyon sahiplerini aradım. Televizyon yöneticilerimizi arayarak ‘Lütfen canlı yayına geçin. Darbeye karşı milleti sokağa çağırın’ diye. Kon TV’nin Genel Yayın Yönetmeni ve Anadolu Yayıncılar Birliği Başkanı Sinan Burhan Bey’i aradım. Sinan Bey ve bütün Türkiye’de ki televizyoncular Konya’da ki bir programda imiş. Onlara söyledik. Onlar canlı yayına geçti. Ama Afyon gece saat 02.00’ye kadar canlı yayına geçemedi. Bunu da bir üzüntü olarak o gece yaşadığımız bir sıkıntı olarak belirtmemiz lazım. O gün herkesin saat 23.00’de sokağa çıkmalı ve derhal bu darbeye karşı koymalıyız dedim” dedi.

Bakmadan Geçme