Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAÇLI ZİHNİYETİ SADECE FİLİSTİN’DE DEĞİL YUKARI KARABAĞ’DA, DOĞU TÜRKİSTAN’DA, IRAK’TA VE AFGANİSTAN’DA DA YAŞIYOR.. (II)

Muharrem Günay 2 Haziran 2010 Çarşamba 03:00:00
  Fakat Haçlıların asıl büyük ordusu yolda olup, henüz Anadolu’ya ulaşmamıştı. 600 bin kişilik Haçlı ordusu İznik’e kadar ulaşıp şehri kuşattı. Yapılan savaşta her iki taraf ta çok büyük kayıplar verdi. Bu kadar çok kalabalık bir orduyla başa çıkamayacağını anlayan I. Kılıç Arslan, Haçlı ordusuna sık sık baskınlar yaparak, güneye doğru ilerleyen Haçlılara büyük darbeler vurdu. Bu baskınlar sonucunda Haçlılar 500 bin kayıp verdiler.
Haçlı orduları ilerlemeye devam ederek, Antakya ve Kudüs’ü işgal ettiler. Haçlılar bu yerlerde on binlerce Müslüman’ı katlettiler. (1099)
Antakya çevresine yayılıp yağma eden, ya da zevk ve safaya dalan Haçlılar, Türkler tarafından dağıtılıyor, ya da kesilip yok ediliyorlardı.
İNSAN ETİ YEMEYE BAŞLADILAR
“Kıtlık ve açlık günden güne fecaat halini almaktaydı. Bu sefere katılmış olan Faucher de Chartres adındaki papazın ifadesine göre, Haçlılar çevrede yağma etmedik bir şey bırakmadıklarından, ot, ağaç kabuğu ve kökü, at, eşek, deve, köpek, hatta fareleri ve atların koşumlarını ve kayışlarını bile yiyorlardı. En had düzeye gelen açlık, zaten ahlakı zayıf olan bu güruhun bütün insanlık duygularını yok etti. Tek olanak olarak büyük bir hevesle, insan etiyle karınlarını doyurmaya başladılar.”(R.Erer, s:45, F.Funck Brentono’dan nakil)
Bu olay konusunda, sefere katılmış olan Richard de Pelerin (Hacı Rişar)’ın yazdığı Fransızlar’ın Milli Derstanı “Chanson d’Antioche” (Antakya Destanı) adındaki eserde görülen şiirlerin bazıları dikkate değecek kadar önemli olduğu için aşağıda sunulmaktadır:
“Asaletlü Piyer I’Ermit otağının önünde oturuyordu.
Kral Tafur bir çok adamları ile çıka geldi.
Bunlar bin kişiden fazla ve açlıktan şişmiştiler.
‘Asaletmeab! Rahmeti Rahman adına bana yol göster,
Zira açlıktan ve zayıflıktan ölüyoruz’ dedi.
Piyer cevap verdi: ‘Cebin (korkak, yüreksiz) olduğunuzdandır’ dedi.
Haydi şurada ölmüş yatan Türkleri toplayınız,
Tuzlar ve pişirirseniz, pekâlâ yenir onlar.
Kral Tafur, ‘Doğru söylüyorsunuz,’ dedi.
Otağdan ayrıldı, avanesini çağırdı,
Toplandıklarında on bin kişiden çoktular.
Türkler yüzüldü, barsakları çıkarıldı
Etlerinden haşlama ve kebap yapıldı.
Doyasıya yediler, amma ekmeksiz yediler
Bunu gören putperestler (Türkleri kasdediyor) pek korktular,
Et kokusundan hep duvarlara dayandılar.
Yirmi bin putperest, bu avaneyi seyretti;
Ağlamadık Türk kalmadı.” (Antakya Destanı, Brentano, 57–58) (R.Erer, s:45–46)
MEZARDAKİ ÖLÜLERİ BİLE YEDİLER
Avane bir birine şöyle diyordu: ”İşte karnavalın son günü olan Mardi Gra geldi. Şu Türk eti zeytinyağında pişmiş domuz sırtından ve Jambondan daha iyi olur.” Çayırlarda artık Türk ölüsü bulunmayınca:
“Mezarlıkta vardılar, ölüleri çıkardılar,
Hepsini üst üste yığarak bir tepe haline getirdiler,
Çürümüş olan barsakları Nehr-ül-As’a attılar;
Etlerin derilerini yüzüp rüzgârda kuruttular.” (Türklere Karşı Haçlı Seferleri, R.Erer, s:46) (F.Frunck Breatono, de l’institut, Le Croisades, Flammarion, Paris, 1934 “Antakya Destanı sayfa 58”).
Bir başka Batılı yazar ise bu vahşet hakkında şöyle diyor: “Bu rezilliğin sonucu olarak, artık Haçlı karargâhı bir ordu görünümünden çıkmıştı. Birçok Haçlı, bitap bir halde inlemekte, bir kısmı da civarda köpek leşi şeyler aramaktaydı. (R.Erer, s:46, Michaud’tan nakil) Bu olaylardan sonra başta Keşiş Piyer olmak üzere pek çok Haçlı askeri seferden ümitlerini kestiklerinden Haçlı sürüsünü terk ederek kaçtılar.
Bu olayı haber alan Haçlı ordusu komutanlarından Tencerede hemen izlemeye çıktı, Keşiş Piyer ile Dülger Charpentler’yi yakalayıp rezaletle geri getirdi. Ordu, “Ödlekler gibi kaçtığını” keşişin yüzüne vurarak, kendisinin telkin ve teşvik ettiği bir davadan asla geri dönmeyeceğine dair İncil üzerine yemin ettirdi.”(R.Erer, s:47, Michaud’tan nakil) Bu sefer sırasında erkek erkeğe ilişki dahil her türlü ahlaksızlığı yapan, bu Haçlı sürüsüne artık papazların telkinleri dahi etki etmiyordu. Açlık ve kıtlık çeken Haçlı askerleri çoğu Türk olmak üzere kendi asker ölüleri dahil çok sayıda insanı pişirerek yemişlerdir. Biz Türkleri Ermenilere soykırım yapmakla itham eden Batılıların insan eti yiyecek kadar alçaldıklarını göstermek açısından bu bilgileri burada aktarmak ihtiyacı uyduk… (Devamı yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti