“Güvenlik güçleri halkla bütünleşmeli” – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar Valiliğince İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü personeline yönelik olarak düzenlenen ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu tarafından verilen 'Halkla İlişkiler ve İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi' konulu eğitim seminerlerinin üçüncü ve son bölümü, AKÜ Atatürk Kültür Merkezi Ahmet Tunçer Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi Vali İrfan Balkanlıoğlu, İl [&hellip]
Afyonkarahisar Valiliğince İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü personeline yönelik olarak düzenlenen ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu tarafından verilen “Halkla İlişkiler ve İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi” konulu eğitim seminerlerinin üçüncü ve son bölümü, AKÜ Atatürk Kültür Merkezi Ahmet Tunçer Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi
Vali İrfan Balkanlıoğlu, İl Jandarma Komutanı Albay Okçin Akşit, Komutan Yardımcısı Yarbay Salih Akbaş ve Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli’nin de izlediği toplantıda, kolluk-vatandaş ilişkilerine değinen Doç. Dr. Nakilcioğlu, güvenlik güçlerinin halkla işbirliği ve bütünleşme konusunda yoğun çaba harcadığına değindi ve toplumda memnunluk uyandıran bu çabaların daha da artırılarak sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
“İletişim kazaları yaşanabiliyor”
Gerek jandarma gerekse emniyet güçlerinin yasalarla kendilerine verilmiş olan ağır görev ve sorumlulukları yerine getirmek için yoğun gayret gösterdiklerinin altını çizen Nakilcioğlu, “Bu görevlerin ifası sırasında kolluk kuvvetleri yalnızca yasalara saygılı vatandaş kesimiyle değil, suçlular ya da suçlu adaylarıyla da yüz yüze gelmektedir ve bu noktada kimi zaman iletişim sorunları hatta kazaları yaşanabilmektedir. Adli ve idari hizmetlerin yerine getirilmesinde görevlilerimiz stres, öfke ve saldırganlık gibi psiko sosyal nitelikli söz ve davranışlara muhatap olabilmekte ya da zaman zaman kendi bünyelerinde bunları yaşayabilmektedir. Bu nedenle stresi ortadan kaldırma, öfkeyi kontrol etme ve saldırganlığı önleme gibi davranış biçimleri önem kazanmaktadır. Burada temel amaç, saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanabilmesidir.” şeklinde konuştu.
“Bastırılan öfke depresyona neden olur”
Psikolojik sorunların nereden kaynaklandığı ve nasıl önlenmesi gerektiği konularına da değinen Doç. Dr. Nakilcioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Stresle baş etmenin en iyi yolu, kişinin kendisinde strese sebep olan şeyleri fark edip kontrol altına almasıdır. Pek çok insan stresin, çevresel etkenlerden kaynaklandığını düşünür. Aslında stresi oluşturan, bu çevresel etkileri, bireyin nasıl algıladığı ve yorumladığıdır. Aynı olay, aynı söz veya aynı davranış, farklı kişilerde değişik tepkilere yol açabilir. Öfke, hafif bir tepkiden hiddete kadar farklı yoğunlukta yaşanan bir duygudur. Eğer dinlemeyi biliyorsak, vücudumuz bize öfkeli olduğumuz konusunda yeterince sinyal ve bilgi verir. Öfke, insan sağlığını fiziksel olarak olumsuz yönde etkilediği gibi, ruhsal olarak da çeşitli sorunlara ortam hazırlayabilir. Bastırılan öfke, kişinin ruhunda kaygı ve depresyona neden olurken, düzgün biçimde dışa vurulamayan ve ifade edilmeyen öfke de münakaşa ve kavgaya neden olabilir.”
“Kızgın insan sağlıklı düşünemez”
Öfkeden kurtulma yöntemleri konusunda da bilgi veren Nakilcioğlu şöyle konuştu: “Psikolojik araştırmalar, toplumda var olan, ‘öfkenin mutlaka boşaltılması gerektiği’ şeklindeki inanışın yanlış hatta tehlikeli bir tutum olduğunu ortaya koyuyor. Öfkeyi boşaltmak amacıyla sesli ya da bedensel aşırı tepkide bulunmanın kişiye hiçbir yararı olmadığı, aksine, kızgınlık ve saldırganlığı daha çok artırdığı ileri sürülüyor. Öfke bize asla başkalarını incitme ruhsatı vermez ve çevreyi rahatsız edici davranışların mazereti olarak gösterilemez. Böyle durumlarda yapılacak iş, sakin olmaktır, öfkenin tohumunu, nedenlerini bulmaktır ve karşılaştığımız sorunu parçalara ayırarak onu çözmeye çalışmaktır. Amaç, üzüm yemek midir, yoksa bağcıyı dövmek midir? Öfke gelince, akıl gider. Kızgın insan hiçbir şekilde sağlıklı düşünemez, olayları abartıp çarpıtır ve sonradan çok pişman olacağı söz ve davranışlar sergileyebilir.Unutmayalım ki, kızmak, gideni geri getirmez. Olanla ölene çare bulunmaz demişler. Lütfen yangına körükle gitmeyelim, ateşe benzin dökmeyelim.”
“Öfkenizi sürekli dizginlemeye çalışın”
Öfkeyle başa çıkmak için çeşitli önerilerde bulunan Nakilcioğlu, şu ifadelere yer verdi: “Öfkenin ilacı sabır ve mantıktır. Öfkelendiğinizde o anda bulunduğunuz konumu değiştirin, koşuyorsanız durun; ayaktaysanız oturun; hatta bir süreliğine o mekândan ayrılın; gidin, elinizi, yüzünüzü yıkayın. Sinirliyken kesinlikle iletişim kurmayın. Eğer muhatabınız sinirliyse ona boş yere laf anlatmaya çalışmayın, onun biraz sakinleşmesini bekleyin. İnsana bir dil, iki dudak verilmiştir, karşınızdakine bir şey söylemeden önce lütfen iki defa düşünün. Usta pehlivan, rakibini değil, nefsini yenendir.
Kendi kendinize sabır teknikleri geliştirin, keyfiniz yerindeyken beyninizi eğitin, krizlere karşı hazırlıklı olun. Duygularınızı terbiye edin, muhtemel senaryolar hazırlayın, bunlara karşı mantıklı tepkiler geliştirin. Herhangi bir gösteride veya sokak hareketinde kışkırtmalara kapılmayın, başkalarının sizi çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyin. Öfkenizi sürekli dizginlemeye çalışın. Öfke baldan tatlıdır, ama öfkeyle kalkan, zararla oturur. Sokaktaki vatandaşla, aynı çalışma ortamındaki iş arkadaşlarımızla ya da evimizde aile bireyleriyle ilişkilerimizde insanları kırıcı, incitici tavır ve hareketlerden kaçınalım. Gönül kırmaya değil, gönül almaya çalışalım. Bilelim ki, gönül kristal vazoya benzer, kırılırsa tamiri çok zordur.”
“Güvenlik güçleri devletin vitrinidir”
Konuşmasında Türk Polis Teşkilatı’nın 167. kuruluş yıldönümünü kutladığını da belirten Nakilcioğlu, gerek bu türlü yıldönümleri sayesinde gerekse çeşitli vesilelerle güvenlik güçlerinin halkla bütünleşme çabalarının takdirle karşılandığını kaydederek şöyle dedi: “Güvenlik güçlerimiz devletin vitrinidir. Bu bilinçle atacağımız her olumlu adım, bu vitrinin güzelleşmesine, halkın devletle daha fazla bütünleşmesine yardımcı olacaktır; her hatalı davranış ise onu yapan bireye değil, kuruma ya da devlete mal edilecektir. O yüzden görevde iken de görev dışında olduğumuz zaman da söz ve davranışlarımıza aşırı özen göstermek zorundayız. Halkın gözünün her an üzerimizde olduğunu unutmayalım. Kolluğun temel görevleri, toplumun can ve mal güvenliğini korumak, suçu önlemek, suçların faillerini bulmak, toplumda huzurlu bir ortam oluşturmak ve kamu düzenini sağlamaktır. Ayrıca kolluk güçlerinin durdurma, arama, yakalama, kuvvet kullanma gibi yasal yetkileri de vardır. Bu yetkilerin kullanılmasındaki en belirleyici faktör ise insanların kolluk güçlerine güven duymasıdır. Halkla ilişkilerin temel amacı da toplumun bu güven ve desteğini sağlamaktır.”
“Vatandaşa potansiyel
suçlu muamelesi yapılmamalı”
Kolluğun halkla ilişkilerde uygulayacağı genel kurallara da değinen Doç. Dr. Nakilcioğlu, bu kuralları, herkese dürüst davranmak, uygun iletişim kurmak, inandırıcı olmak, kişileri olumlu yönlendirmek ve halka ‘doğru’ mesaj vermek şeklinde özetleyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Halkla İlişkilerin ana hedefi, kamuoyunu olumlu yönde etkilemek, onun desteğini ve güvenini kazanmaktır. Halkın benimsemediği hiçbir toplumsal proje başarılı olamaz. Halk, polis ve jandarmayı öcü gibi görmemeli; güvenlik güçleri de vatandaşa potansiyel suçlu muamelesi yapmamalıdır. Medya ile ilişkilerde de her iki taraf anayasal görev yaptığının bilinci içerisinde birbirinin çalışmalarını kolaylaştırmayı ilke olarak kabul etmelidir. Halkla iç içe olmak, kolluğun, dolayısıyla devletin imajını güçlendirmede en önemli etkenlerin başında gelir. Kişilerle ilişkilerimizde sevgi-saygı temeline dayalı, insan haklarına duyarlı, toplumun inanç, kültür ve değer yargılarına saygılı, tatlı dilli ve güler yüzlü bir iletişim anlayışı, tüm sorunları çözebilecek altın anahtardır. Düzenli eğitim seminerleri de kurumlarımızdaki toplam kalitenin yükseltilmesi için güzel birer fırsattır.”
Üç hafta boyunca devam eden ve İl Jandarma Komutanlığı ile İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çeşitli düzeylerde görev yapmakta olan 300’e yakın personele halkla ilişkiler, iletişim ve öfke kontrolü konularında verilmekte olan eğitim seminerleri bu toplantıyla tamamlanmış oldu. Katılımcıların kimi zaman gülerek kimi zaman duygulanarak izledikleri toplantı sonunda Vali İrfan Balkanlıoğlu tarafından Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu’na günün anısını yaşatmak üzere bir armağan verildi. (Kocatepe)