Günseli Başer Kimdir?
Cumhuriyet tarihinin unutulmaz kadın figürlerinden biri olan Günseli Başar, güzelliği, zarafeti ve sanata olan katkılarıyla sadece döneminin değil, bugün dahi hatırlanan öncü kadınlardan biri olmuştur.
Türkiye'nin ilk Avrupa Güzeli olan Başar, yalnızca bir güzellik yarışmasının galibi değil, aynı zamanda Türk kadınının Batı'daki temsiliyetinin öncüsü, sanata duyduğu saygıyla da örnek bir isimdir.
DİYARBAKIR’DAN AVRUPA’YA UZANAN BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ
22 Ocak 1932’de, subay olan babasının görevi nedeniyle bulundukları Diyarbakır’da dünyaya gelen Günseli Başar, ailesinin kökeni itibarıyla da Anadolu’nun mozaiğini yansıtmaktadır. Rumeli göçmeni bir ailenin kızı olan Başar’ın babaannesi ise Gürcü ve Kafkasya halklarından gelmektedir.
Sanat ve estetikle iç içe bir yaşam süren Başar, İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi’nde moda eğitimi almaya başladı. Henüz 19 yaşındayken, 1951 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması’na katıldı ve Türkiye Güzeli seçilerek dikkatleri üzerine çekti. Bu başarı, onun hayatında yeni bir dönemin kapısını aralayacaktı.
AVRUPA’DA BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİ
1952 yılında, İtalya’nın Napoli kentinde düzenlenen Avrupa Güzellik Yarışması’na Türkiye’yi temsilen katılan Günseli Başar, yarışmayı birincilikle tamamlayarak “Avrupa Güzeli” unvanını aldı. Bu unvanı kazanan ilk Türk kadını olarak, sadece kendisi adına değil, Türkiye adına da büyük bir gurur kaynağı oldu. Günseli Başar’ın bu başarısı, Türk kadınının modernleşen yüzünü Avrupa’ya tanıtan simgesel bir olay olarak tarihe geçti.
SANATA VE CUMHURİYET DEĞERLERİNE KATKISI
Güzelliğiyle olduğu kadar sanata ve Cumhuriyet değerlerine bağlılığıyla da bilinen Günseli Başar, 1955 yılında İstanbul Üniversitesi Merkez Binası bahçesine dikilen “Atatürk ve Türk Gençliği Anıtı”ndaki kadın figürünün modelliğini yaptı. O dönemde kendisine gelen bu anlamlı teklifi “ulvi bir görev” olarak nitelendiren Başar, bu süreci şöyle anlatmıştır:
“Bu kadar ulvi bir şeye hayır diyemezdim. Çünkü Ata'nın yanında bulunarak Türk genç kızını temsil etmek benim için bir onurdu.”
Yaklaşık bir yıl süren heykel çalışmaları sırasında, Helenistik bir elbise giyerek meşale tutar pozisyonda modellik yapan Başar’ın, kolları ve bacaklarının kalıpları alınarak figür tamamlandı. Yıllar sonra heykeli İstanbul Üniversitesi önünde gördüğünde duygularına hâkim olamayan Başar, “Bahçeye girip heykeli görünce ağlamaya başladım. Çünkü hepimiz Atatürk’ün çocuklarıyız ve onun yanında olabilmek benim için bir onurdu.” sözleriyle bu deneyimi anlatmıştır.
AİLE HAYATI VE BODRUM’DAKİ SESSİZ YILLARI
Günseli Başar, özel yaşamında iki evlilik yaptı. İlk evliliğini iş insanı Kutsi Beğdeş ile gerçekleştiren Başar, ikinci evliliğini ise dönemin İzmir Belediye Başkanı Faruk Tunca ile yaptı. Bu evlilikten bir kız çocuğu dünyaya geldi. İlerleyen yıllarda kızından iki torun sahibi oldu.
Hayatının son dönemini Muğla’nın Bodrum ilçesinde geçiren Günseli Başar, burada sakin ve huzurlu bir yaşam sürmeyi tercih etti. Ancak ilerleyen yaşlarında alzheimer hastalığına yakalandı. Hastalığının ilerlemesiyle birlikte tedavi amacıyla İstanbul’a, kızı Aslı Tunca’nın yanına taşındı. Durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye kaldırılan Başar, 20 Nisan 2013 tarihinde 81 yaşında hayata veda etti.
MİRASI VE HATIRASI
Günseli Başar, yalnızca bir güzellik yarışması galibi değil; çağının ötesinde bir vizyona sahip, Cumhuriyet değerlerine bağlı, sanat ve kültürle yoğrulmuş bir Türk kadını olarak hafızalara kazındı. Türkiye'nin ilk Avrupa Güzeli unvanıyla kadınlara ilham oldu, Atatürk heykelinde sembolleşti ve yaşamı boyunca zarafetin, duruşun ve toplumsal sorumluluğun temsilcisi oldu.
Bugün onun adı, bir dönemin zarafetini ve Türk kadınının dünyaya açılan yüzünü temsil etmeye devam ediyor.
Bakmadan Geçme





