• Haberler
  • Genel
  • Güngör: Sigaradan gelen karbonmonoksit, oksijeni engelliyor

Güngör: Sigaradan gelen karbonmonoksit, oksijeni engelliyor

Özel Park Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Uzm. Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, sigaranın neden olduğu karbonmonoksitin, dokulara oksijen girmesini engellediğini söyledi. Güngör, bu durumun organlarda işlev kayıplarına neden olabileceğine dikkat çekti. Afyonkarahisar’da 2005’ten bu yana, çeşitli kurum ve kuruluşlarda “Sigarayı Bırakma Semineri” düzenleyen Özel Park Hastanesi Özel Park Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve [&hellip]

Güngör: Sigaradan gelen karbonmonoksit, oksijeni engelliyor

Özel Park Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Uzm. Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, sigaranın neden olduğu karbonmonoksitin, dokulara oksijen girmesini engellediğini söyledi. Güngör, bu durumun organlarda işlev kayıplarına neden olabileceğine dikkat çekti.

Afyonkarahisar’da 2005’ten bu yana, çeşitli kurum ve kuruluşlarda “Sigarayı Bırakma Semineri” düzenleyen Özel Park Hastanesi Özel Park Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Uzm. Dr. Hafize Çobanoğlu Güngör, polikliniğe gelen hastalarına karbonmonoksit testi ile akciğer solunum testi uyguluyor. Bu uygulamanın çok yaygın olmadığını belirten Güngör, sigara içen kişiler ve soba zehirlenmesine maruz kalanların vücutlarında karbonmonoksit düzeyinin yüksek olduğunu kaydetti.
Normalde
bulunmayan bir gaz
Güngör, karbonmonoksitin aslında vücutta bulunmaması gereken bir gaz olduğunu belirterek “Karbonmonoksit normalde vücutta bulunmayan bir gazdır. Bu gaz, oksijenin hemoglobin tarafından dokulara bırakılmasını engelliyor. Örneğin açık havada piknik yaptınız. Ama piknikte sigara içtiniz. İçtiğiniz sigara nedeniyle dokular tarafından oksijen kullanılamaz. Oksijen beyin hücrelerine ulaşmadan karbondioksite dönüşüp vücuttan çıkar” dedi.
Cihaz, karbonmonoksiti ölçüyor
Karbonmonoksit ölçümünün küçük bir cihazla gerçekleştirildiğini hatırlatan Hafize Çobanoğlu Güngör, “Bu cihazla nefesi ölçerken ilk önce hastanın nefes almasını bekliyoruz. Nefes almasını beklerken buradaki değerler çıkıyor. Bu cihaza üflendiği zaman alkol testi gibi nefesinden çıkan karbonmonoksit cihaz tarafından ölçülüyor. Cihaz ekranının sağ tarafında ışıklar yanmaya başlıyor. Sıfır, normal demektir. Bir, normal hava kirliliği içerisindesiniz, 2, 3 ve yukarısı olduğu zaman, biz anlarız ki hasta, giderek artan bir düzeyde sigara içmekte ve sigara içilen ortamlarda yaşamakta” diye konuştu.
Oksijensiz yaşamaya adapte oluyoruz
Sigara içen kişilerde, soba zehirlenmesi yaşayanların vücudundaki karbonmonoksit miktarına yakın bir oran çıktığını hatırlatan Güngör, “Bunu acilde test ettik bir seferinde. Soba zehirlenmesiyle gelmiş bir hastada 30 seviyesine kadar çıktı. Yüzde 4,8 düzeyindeydi. Hasta, ileri düzeyde nefes yetmezliği içindeydi. Akut zehirlenme olmuştu. Karbonmonoksitin vücut içinde dolaşımı yüzde 5’e çıktığı zaman hayat sona eriyor. Sigara içenlerde ise yüzde 1,2’den başlıyor, yüzde 3,5, yüzde 4,2, hatta en son gördüğümüz vaka yüzde 4,6’ya kadar çıkmıştı. Neden öldürmüyor? Çünkü kronik seviyede devam edi-yor. Vücut buna alışma tepkisi gösteriyor. Vücut, oksijensiz yaşamaya adapte oluyor. Dokular, zehirin verdiği oksijensiz kalmaya alışıyor” ifadelerini kullandı.
Hücre kayıplarına neden oluyor
Karbonmonoksitin vücuttaki organları olumsuz yönde etkilediğini anımsatan Güngör, şöyle devam etti:
“Vücut oksijensiz yaşaya yaşaya hücrelerini zaman içerisinde hızla kaybediyor. Beyin hücreleri kayboluyor, böbrek hücreleri kayboluyor. Dokular, yapmaları gereken görevleri yerinde ve zamanında yapamadıkları için organ yetmezliklerine yol açılı-yor. Erken bunamalar, karar verme konsantras-yonunda bozulmalar, bir şeye adapte olmakta zorluk, hemen karar verilmesi gerektiğinde yavaş karar verilmesi gibi birtakım hayatın sosyal davranış olarak gerçekleşmesi gereken davranışlarının eksik kalmasına neden oluyor.”
Çocuklarda zeka geriliğine neden olabilir
Sigara konusunda pasif içiciliğin de büyük bir tehlike olduğuna işaret eden Güngör, özellikle çocuklarda sigaranın olumsuz etkilerinin daha net görüldüğünün altını çizdi. Güngör, “Çocuklar, pasif içici olarak büyüdükleri zaman bir ailenin içerisinde, onların etrafında dolaşan duman, beyin hücrelerinin eksik kalmasına, zekanın gelişmemesine neden oluyor. Yaşlılar için bu erken ölümlere sebep oluyor. Yaşayan gençler için ise hayatın sosyal davranışlarını geciktiren, adapte olmayı zorlaştıran, karar vermede zorluk yaratan birtakım sıkıntılara yol açıyor” dedi.
Sigara, çok yaygın bir uyuşturucu
Sigarayı bırakmak istemeyen kişilerin birtakım bahaneler ürettiklerini, ancak bu bahanelerle sigaranın zararlarının unutulamayacağını vurgulayan Güngör, sigara bağımlılığının tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Tedavi sürecinde alınacak ilaçların yan etkilerinin olabileceğini, ama bu yan etkilerle sigaranın meydana getireceği hastalıkların kıyaslanamayacağına dikkat çeken Güngör, “Bir esrar, bir eroin, bir morfin bağımlısını düşünün. Bir alkol bağımlısını düşünün. Sigaranın bunlardan ayrılan tek yönü vardır. Narkotiğin takip etmemesi” diye konuştu.(Kocetepe)

Zehirlenmek için günde 90 milyon lira

Bir ortamda içilen sigaranın 10’da 6’sının pasif içiciler tarafından da içildiğinin altını çizen Güngör, sigaranın mali olarak da zarar verdiğini söyledi. Türkiye’de 30 ilâ 35 milyon arasında sigara içicisi olduğunu belirten Güngör, “Bir paket sigara, dolarla hesaplarsak 3 dolar. Günde 30 ilâ 35 milyon kişi 1 paket sigara içse 90 ilâ 105 milyon dolar arasında bir parayı sadece zehirlenmek için veriyoruz. Bu maliyetin yanında bir de sigaranın sebep olduğu hastalıkların tedavisi ve ilaçlarına verilen parayı da hesaba katmak gerekir” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme