Güney Amerika'nın Gizemli ve Sıra Dışı Medeniyeti
İnsanlık tarihine yön veren medeniyetler arasında, gücü ve etkisiyle öne çıkan bazı toplumlar bulunmaktadır. Antik Mısır, Yunan ve Roma İmparatorluğu gibi medeniyetler bu güç simgelerindendir. Ancak dünya tarihinin derinliklerinde kaybolan ve sırlarla dolu olan bazı uygarlıklar da var. Güney Amerika'nın antik tarihine damgasını vuran Tiwanaku medeniyeti de bunlardan biridir.
Gelişmiş tarım sistemleri, benzersiz mimarisi ve mistik inançlarıyla kendine özgü bir yapıya sahip olan Tiwanaku uygarlığı, yıllarca bölgenin en güçlü merkezi oldu. Fakat 9. yüzyılda, açıklanamayan bir nedenle ortadan kayboldu. İşte tarih sahnesinden gizemli bir şekilde silinen Tiwanaku medeniyeti hakkında bilmeniz gerekenler…
TİWANAKU UYGARLIĞI’NIN YÜKSELİŞİ VE COĞRAFİ ETKİSİ
Tiwanaku uygarlığı, İnka İmparatorluğu'ndan önce Şili ve Peru’da yaşayan, aynı adla anılan kabileler tarafından kuruldu. And Dağları’nın üst kısımlarında farklı etnik gruplardan oluşan bu kadim toplum, kendi döneminin en önemli yerleşimlerinden birini oluşturdu. Bugünkü Bolivya’nın La Paz şehri yakınlarında, deniz seviyesinden 4000 metre yüksekte yer alan Tiwanaku kenti, medeniyetin başkenti olarak öne çıkıyordu. Şehrin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklar Tiwanaku'nun ilk olarak yaklaşık 4000 yıl önce yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlandığını ileri sürmektedir.
Medeniyet, en güçlü zamanında yaklaşık 10.000 ila 20.000 kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapıyordu. Tiwanaku’nun siyasi, sosyal ve kültürel etkisi yalnızca kendi sınırlarıyla sınırlı kalmamış; Arjantin, Şili, Bolivya ve Peru’nun geniş bir coğrafyasına ulaşmıştı. Bu kadim uygarlık, çevresindeki birçok topluma öncülük eden bir merkez haline gelmiş ve yüzyıllarca bölgenin en güçlü medeniyetlerinden biri olarak varlığını sürdürmüştü.
TİWANAKU MEDENİYETİNİN BENZERSİZ ÖZELLİKLERİ: YAZISIZ AMA GÜÇLÜ BİR KÜLTÜR
Tiwanaku uygarlığı, kendine has özellikleriyle dikkat çeker. Bu kadim toplumun yazı sistemine sahip olmadığı biliniyor. Yani Tiwanaku insanları, bilgilerini ve kültürlerini sözlü geleneklerle aktarıyorlardı. Aynı zamanda bir orduya sahip olmayan Tiwanakular, savaşsız bir toplum düzeniyle tarih sahnesinde yer almışlardır. Tiwanaku medeniyetinin yazı ve askeri sistemlerden yoksun oluşu, onu diğer büyük medeniyetlerden ayıran en önemli özelliklerden biridir. Ancak bu eksiklikler, medeniyetin zayıf olduğu anlamına gelmiyordu; aksine tarım ve inşaat teknolojisindeki gelişmişlikleriyle adeta bir güç simgesi haline gelmişlerdi.
İLERİ SEVİYE TARIM YÖNTEMLERİ: YÜKSELTİLMİŞ TARLALAR VE SULAMA SİSTEMLERİ
Tarım, Tiwanaku medeniyeti için hayati bir öneme sahipti. Bölgeye özgü iklim ve coğrafi şartlara uyum sağlamak için geliştirdikleri özgün tarım teknikleri, son derece verimli ve sürdürülebilir sonuçlar sağlıyordu. Başkent Tiwanaku’da yer alan yaklaşık 50.000 farklı tarım alanı, yükseltilmiş tarlalar ve kanallar kullanılarak kurulmuştu.
Bu yükseltilmiş tarlalar, toprağı daha verimli hale getirerek üretimi artırıyordu. Bölgedeki tarımsal üretim sistemi, yalnızca Tiwanaku halkının değil, sonraki medeniyetlerin de benimseyip geniş bir coğrafyada uyguladığı bir model haline geldi.
Tiwanaku'nun sulama kanalları, tarımsal üretimde önemli bir avantaj sağladı. And Dağları’nın zorlu koşullarına rağmen Tiwanaku halkı, bitkiler için gereken nemi sağlayarak tarımsal üretimde başarılı sonuçlar elde ettiler. Bu teknikler, tarım verimliliğini artırmış ve topluluğun gelişimine katkıda bulunmuştu.
TİWANAKU’NUN MİMARİ HARİKALARI VE İNŞAAT TEKNOLOJİSİ
Tiwanaku medeniyeti, inşaat teknolojisi ve mimarideki gelişmişlikleriyle de öne çıkmaktadır. Dönemin koşullarında kullanılan farklı yapı malzemeleri ve inşaat teknikleri, Tiwanaku kentinde bir araya gelmiştir. Günümüzde dahi ayakta duran antik tapınaklar, saraylar, heykeller ve su ile kanalizasyon sistemleri, Tiwanaku halkının inşaat teknolojisini ustalıkla kullandığını göstermektedir. Uzmanlar, Tiwanaku halkının o dönemdeki inşaat tekniklerini mükemmelleştirdiğini ve bunu ileri seviye bir mimari anlayışla birleştirdiğini ifade etmektedirler.
Şehrin en dikkat çekici yapıları arasında farklı tanrılar için inşa edilen tapınaklar ve toplumsal törenler için kullanılan geniş meydanlar yer alıyordu. Tiwanaku, yalnızca mimaride değil, toplumsal yapıda da özgün bir düzene sahipti. Dini törenler ve tapınaklar, toplum hayatında büyük bir öneme sahipti.
ÇOK TANRILI BİR İNANÇ SİSTEMİ: TİWANAKU’NUN DİNİ VE TOPLUMSAL YAPISI
Din, Tiwanaku toplumsal yaşamının merkezinde yer alıyordu. Tiwanaku insanları çok tanrılı bir inanç sistemine sahipti ve çeşitli tanrılar için tapınaklar inşa etmişlerdi. Şehrin merkezinde bulunan dini alanlar, hem toplumsal hem de bireysel yaşamda önemli bir yere sahipti. Dini törenlerin gerçekleştirildiği bu alanlar, toplumun bir arada kalmasını sağlayan en önemli unsurlardandı. Halk, inançları doğrultusunda kurban törenleri, dini festivaller ve diğer ritüellerle toplumsal bağlarını güçlendiriyordu.
Tiwanaku’nun kendine özgü dini yapısı, Güney Amerika’daki diğer topluluklara da esin kaynağı oldu. Tapınakların mimari yapısı ve dini törenlerin düzenlendiği geniş alanlar, medeniyetin gücünü ve inanç sisteminin derinliğini gösteren örneklerdir. 8. yüzyılda bölgenin egemen gücü haline gelen Tiwanaku, kültürel etkisiyle de dikkat çekti.
TİWANAKU’NUN GİZEMLİ ÇÖKÜŞÜ: KURAKLIK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Tiwanaku medeniyetinin tarih sahnesinden çekilişi, bilim insanları ve tarihçiler için hâlâ çözülememiş bir gizem olarak varlığını sürdürüyor. 9. yüzyıl civarında aniden ortadan kaybolan bu medeniyetin çöküşüne dair kesin bir bilgi bulunmuyor. Ancak tarihçilerin çoğu, bu gizemli yok oluşun bir iklim değişikliği veya şiddetli kuraklık sonucu meydana geldiğini öne sürüyor.
Uzmanlar, Milattan Sonra 950 yıllarında Titicaca havzasında meydana gelen büyük bir kuraklık sonucunda tarımsal üretimin durma noktasına geldiğini ve bu durumun Tiwanaku halkını farklı bölgelere göç etmeye zorladığını düşünüyor. Tiwanaku’nun sulama kanallarının çalışmaması, kuraklık sebebiyle yükseltilmiş tarlaların verim kaybetmesi, topluluğun tarımsal üretimini neredeyse imkânsız hale getirdi. Bu koşullar, toplumu parçalanmaya ve şehri terk etmeye mecbur bıraktı.
BİR MİRAS OLARAK TİWANAKU
Güney Amerika’nın bu gizemli medeniyeti, tarih boyunca pek çok sır barındırmış ve bıraktığı yapılarla bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Şehrin mimarisi, tarım yöntemleri ve dini yapısı, bugün Bolivya’nın La Paz kenti yakınlarında ziyaretçileri kendine çekmektedir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Tiwanaku, Güney Amerika’nın kültürel mirasının en değerli parçalarından biri olarak kabul ediliyor.
Tiwanaku medeniyetinin sırları hâlâ arkeologlar ve bilim insanları tarafından araştırılmaya devam etmektedir. Ancak şimdilik bildiğimiz bir şey var ki; Tiwanaku, yazısız, ordusuz bir toplum olmasına rağmen, güçlü bir medeniyet olarak Güney Amerika tarihine damgasını vurmuş ve günümüze kadar ulaşan bir miras bırakmıştır.