'Güçlü Türkiye istemeyenlerin oyunları devam edecek'
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Büyük Taarruz'un 91'inci yıldönümü dolayısıyla Kocatepe'de düzenlenen etkinliklere katıldı. Eroğlu, 'Bu coğrafyada güçlü bir Türkiye görmek istemeyenlerin oyunları hep devam edecektir' dedi Mustafa Kemal Paşa tarafından Kurtuluş Savaşı'nın son dönemeci olan Büyük Taarruz emrinin verilmesinin yıldönümü, Kocatepe'de kutlandı. Törene Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Afyonkarahisar [&hellip]
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Büyük Taarruz’un 91’inci yıldönümü dolayısıyla Kocatepe’de düzenlenen etkinliklere katıldı. Eroğlu, “Bu coğrafyada güçlü bir Türkiye görmek istemeyenlerin oyunları hep devam edecektir” dedi
Mustafa Kemal Paşa tarafından Kurtuluş Savaşı’nın son dönemeci olan Büyük Taarruz emrinin verilmesinin yıldönümü, Kocatepe’de kutlandı. Törene Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Afyonkarahisar protokolü ve Kuvvet Komutanlıkları’nı temsilen üst düzey subaylar katıldı.
TAARRUZ AFYON’DA BAŞLADI
Törende bir konuşma yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kurtuluş Savaşı’nın zor bir mücadele dönemi olduğunun altını çizdi. Eroğlu, “Anadolu’nun düşman çizmesinden kurtarılmasının tek yolunun, bu taarruz olduğunu anlamış ve inanmış olan Türk askerinin taarruzları, kuvvetlerin sıklet merkezi olarak seçilen Afyonkarahisar’da başlamış, 27 Ağustos’ta Afyonkarahisar düşman işgâlinden kurtarılarak düşman orduları darmadağın edilmiştir” dedi.
BİR ARADA,
YANYANA OLALIM
Bugün gelinen noktada birlik ve beraberlik içinde bütün engellerin aşılacağını kaydeden Eroğlu, “Bu coğrafyada güçlü bir Türkiye görmek istemeyenlerin oyunları hep devam edecektir. Bu sebeple; İstiklâl Harbi esnasında milletçe gösterdiğimiz mukavemet ve istikrarı muhafaza etmeye bugünlerde her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. İstikbâle giden yol, bir arada, yan yana, güç ve inanç birliği içinde, yorulmadan, usanmadan, istikametten sapmadan daima gayretle çalışmaktan geçer, bunu unutmamalıyız. Bu topraklarda şanlı bayrağımızın ilelebet dalgalanması için güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Büyük hedeflerimizin olması elzemdir” ifadelerini kullandı.
3 ÖNEMLİ HEDEF BELİRLENDİ
Türkiye için 3 önemli hedef belirlediklerini kaydeden Eroğlu, hedefi olmayan milletlerin yaşayamayacağını söyledi. Eroğlu, “Hedefi olmayanın muvaffakiyeti asla mümkün değildir. İşte bunun için kendimize ve ülkemize 3 önemli hedef belirledik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümü, 2023. İstanbul’un fethinin 600’üncü yıldönümü, 2053. Malazgirt’teki büyük zaferin bininci yıldönümü, 2071. Gayemiz bellidir, yol haritamız bellidir. İstikrarlı yükselişimizi engellemeye çalışan hiçbir şeye kulak asmadan, meselelere değil, meselelerin halline odaklanarak çalışmalı, yolumuza konan engellerle vakit kaybetmeden ilerlememize devam etmeliyiz” dedi.
CUMHURİYET’İ GÜÇLENDİRECEĞİZ
Cumhuriyet’i güçlendirmek ve yükseltmek için çalıştıklarını anlatan Eroğlu, “Bugün bizlerin vazifesi, bütün imkânsızlıklara, bütün yokluklara rağmen türlü zorlukları aşarak kurduğumuz Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberlik içinde, bin yıldan bu yana sürdürdüğümüz kardeşlik ruhu içinde daha da yüceltmek daha da güçlendirmektir” diye konuştu.
Törende konuşan Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Albay İsmet Gökhan Gülmez ise, Kurtuluş Savaşı şehitlerinin ülke bağımsızlığı için canlarını feda ettiklerini kaydetti. Piyade Binbaşı Tuncay Timoçin ise Büyük Taarruz ile ilgili bir sunum yaptı. (Kocatepe)
“VATANA SAHİP ÇIKIN”
Tören sırasında, Büyük Taarruz’la yaşıt olan Kadir Yılmaz, protokol üyelerinin yanına gelerek “Dedelerimiz büyük bir mücadele verdiler. Siz de vatanımıza, milletimize sahip çıkın” dedi. Kocatepe’deki törenin ardından Başkomutanlık Milli Parkı Şehitler Ormanı’na protokol üyeleri tarafından fidan dikildi. Etkinlikler çerçevesinde Büyükkalecik Beldesi’nde bulunan Yüzbaşı Agah Şehitliği de ziyaret edildi.
KİMLER KATILDI?
Kocatepe’deki törene Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen Tümgeneral Ali Seyri, Jandarma Genel Komutanlığı’nı temsilen Tuğgeneral Güray Alpar, Genelkurmay Başkanlığı’nı temsilen Tuğgeneral Halil Tamer Gedik, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen Tuğamiral Ercan İnceoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen Hava Tuğgeneral Reha Ufuker ile Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Daire Başkanı Tuğgeneral Zeki Gürcan katıldı.
91 YIL SONRA
AYNI HEYECAN
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysey Eroğlu’nun konuşması
Bu müstesna günde doğup büyüdüğüm bu güzel memlekette sizlerle birlikte olmaktan büyük sevinç ve onur duyuyorum, hepiniz hoş geldiniz…Safalar getirdiniz..Zafer Bayramınız kutlu olsun
İstiklâl Harbi’ni zaferle neticelendiren en mühim askerî harekâtın, Büyük Taarruz’un başladığı şehitler diyarındayız.
Millî zaferimizin 91. sene-î devriyesinde sizlerle buluşmanın heyecanını yaşıyorum…
Bin yıldır üzerinde yaşadığımız toprakları vatan olarak bize çok gören düşmanlar, Şark Meselesi adıyla ortaya attıkları menfur bir planla Osmanlı İmparatorluğunu Birinci Cihan Harbine girmeye sürüklemişler, yedi cephede çarpışan ordularımız çoğu yerde mağlup olarak Misak-ı Milli hudutlarına çekilmişlerdi.
1.Dünya Harbi’ni sona erdiren Mondros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918 tarihinde yürürlüğe girmesi ile İtilâf Devletleri türlü bahanelerle güzel yurdumuzu işgâle yönelmiş, Türk İstiklâl Harbi de Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmaları ile başlamıştı.
İstiklâl Harbi sırasında yurdun her tarafında işgâle karşı gösterilen kahramanca mukavemet ve yazılan destan tarihe geçmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi, Yunan ordularını Anadolu’yu tamamen işgâl etmekten vazgeçirmiş ve savunma hatlarını Afyonkarahisar-Eskişehir hattına çekmek mecburiyetinde bırakmıştır.
Nihayet 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 30 Ağustos’ta sona eren Büyük Taarruz Yunanlılar için kesin mağlûbiyeti getirmiş, 9 Eylül 1922’de İzmir’de düşman kuvvetlerinin denize dökülmesi ile de İstiklâl Harbi, kahraman ordumuzun zaferi ile neticelenmiştir.
Bu eşsiz zaferin temelinde, imkansızlıklar içinde bulunan milletin, istiklal ve hürriyet aşkı, kahraman ordumuzun cesaret ve fedakarlığı vardır.
Sayıca kat kat üstün bir ordu karşısında kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, bu gerçeğin en çarpıcı tezahürüdür.
Zira tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren daima hür yaşamış ve bütün dünyaya ders vermiş bir millet, esareti asla kabul edemezdi.
***
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’mızdaki
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”
***
mısralarıyla ölümsüzleştirdiği istiklâl ve hürriyet sevdası; ateş olup milletimizin yüreğini yakmış, sel olup düşmanlarımızı topraklarımızdan sürmüştür.
Bundan tam 91 sene evvel, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 25 Ağustos’u 26’ya bağlayan gece Şuhut’a gelmiş, beraberindeki Fevzi ve İsmet Paşalarla Kocatepe’ye yürümüş ve o meşhur “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!..’’ emrini burada vererek Büyük Taarruz’u başlatmıştır.
İstiklâl Harbi başkomutanı Mustafa Kemal Paşa’nın Batı cephesi birliklerine verdiği şu emir her şeyin özetidir:
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile sulamadıkça terk olunamaz…’’
Anadolu’nun düşman çizmesinden kurtarılmasının tek yolunun, bu taarruz olduğunu anlamış ve inanmış olan Türk askerinin taarruzları, kuvvetlerin sıklet merkezi olarak seçilen Afyonkarahisar’da başlamış, 27Ağustos’ta Afyonkarahisar düşman işgâlinden kurtarılarak düşman orduları darmadağın edilmiştir.
Şuhut’tan başlayıp Kocatepe’de sona eren bu 14 kilometrelik yol Türk milletinin istiklâl mücadelesinde, zaferin başlangıcı olmuştur. Bu yüzden aradan uzun seneler geçmiş olsa da burada aynı heyecan ve gururu paylaşıyoruz. Hepimize, Milletimize kutlu olsun…
Kıymetli Misafirler
Bu zafer, hiç şüphesiz ki sadece askerî bir zafer değil, aynı zamanda aziz milletimizin onca yokluk ve yoksunluk içinde, eşsiz bir iman ve azimle vermiş olduğu büyük bir mücadelenin de zaferidir.
Aynı zamanda bu zafer aynı hedefe yönelmiş olan, aynı gaye için varını-yoğunu ve canını vermekten çekinmeyen, bütün güçlük ve imkânsızlıklara rağmen, birlik ve beraberlik ruhuyla yurdunu müdafaa eden cesur ve kahraman bir milletin zaferidir.
Şimdi huzur ve emniyet ile üzerinde yaşadığımız bu topraklar Türk milletinin istiklâlinin ilanına sahne olmuş, binlerce insanın kanı ile sulanmış, en zorlu mücadeleleri yaşamış olan mübarek topraklardır.
Harp günleri artık tarihin sayfaları arasına karışmış olsa da, buralarda şimdi sulh ve huzur içinde yaşıyor olsak da, bu hakikati hafızalarımızdan çıkartmamamız icap eder. Bugün belki fiilî ve askerî harpler içinde değilsek de, millet olarak birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik başka gayretler mevzu bahistir.
Bu coğrafyada güçlü bir Türkiye görmek istemeyenlerin oyunları hep devam edecektir.
Bu sebeple; İstiklâl Harbi esnasında milletçe gösterdiğimiz mukavemet ve istikrarı muhafaza etmeye bugünlerde her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
İstikbâle giden yol, bir arada, yan yana, güç ve inanç birliği içinde, yorulmadan, usanmadan, istikametten sapmadan daima gayretle çalışmaktan geçer, bunu unutmamalıyız.
Bu topraklarda şanlı bayrağımızın ilelebet dalgalanması için güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Büyük hedeflerimizin olması elzemdir.
Hedefi olmayanın muvaffakiyeti asla mümkün değildir. İşte bunun için kendimize ve ülkemize 3 önemli hedef belirledik.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümü, 2023.
İstanbul’un fethinin 600’üncü yıldönümü, 2053.
Malazgirt’teki büyük zaferin bininci yıldönümü, 2071.
Gayemiz bellidir, yol haritamız bellidir. İstikrarlı yükselişimizi engellemeye çalışan hiçbir şeye kulak asmadan, meselelere değil, meselelerin halline odaklanarak çalışmalı, yolumuza konan engellerle vakit kaybetmeden ilerlememize devam etmeliyiz.
Bugün zafer sevinci ile burada bir aradaysak, hepimizin yüreğinde aynı gurur, aynı onur, aynı heyecan varsa; bunu kahraman şehitlerimize borçluyuz.
“İstiklâli olmayan milletlerin istikbâli” de olmaz diyerek çıktığımız yolda aynı şuur ve inançla yürüyeceğiz, el ele, yan yana, omuz omuza olarak, birbirimiz arasında hiçbir fark ve ayırım gözetmeden, hep birlikte çalışarak yükseleceğiz.
Bugün bizlerin vazifesi, bütün imkânsızlıklara, bütün yokluklara rağmen türlü zorlukları aşarak kurduğumuz Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberlik içinde, bin yıldan bu yana sürdürdüğümüz kardeşlik ruhu içinde daha da yüceltmek daha da güçlendirmektir.
Kıymetli Misafirler
Cumhuriyetin kazanıldığı topraklar olan Afyonkarahisar’da, istiklal mücadelesini anlatan Panoramik Müze bir inşa edeceğiz.
Bu bağlamda Aziz şehitlerimize ve her karışı şehit kanıyla sulanmış bu mübarek topraklara yakışır bir eser tesis etmek istiyoruz. Bu sebeple titiz çalışıyoruz.
26 Ağustos Tabiat Parkı bünyesinde inşa edeceğimiz, 31 bin metrekare alana sahip olacak panoramik müzenin fikir projesi tamamlanmış durumdadır. İnşallah kısa zamanda çalışmalara başlayacağız.
Bu müzeyle verilen eşsiz mücadeleyi gelecek nesillere aktararak, bu kutsal vatan topraklarının nasıl bir fedakârlıkla kazanıldığını göstermek istiyoruz.
Bu vesile ile Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum.
Kıymetli Misafirler
30 Ağustos’ta elde ettiğimiz destansı zaferle birlikte, hepimizin ortak mirası olan Cumhuriyetimizin temelleri de atılmıştır.
Milletimiz ve ülkemiz için tarihi bir dönüm noktasını ifade eden 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutluyor, birlik ve beraberliğimizin pekişmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Zaferimiz kutlu, yolumuz açık, istikbâlimiz aydınlık olsun. Hepinize en kalbî duygularla sevgi ve saygılarımı sunuyorum…
TÜRK MİLLETİ
ORDUSUNA DESTEĞİ ESİRGEMEDİ
İkmal ve Garzizon Komutanı Albay İsmet Gökhan Gülmez’in konuşması:
Bugün burada Türk Yurdu’nun uğradığı haksız, ahlaksız, anlamsız ve acımasız bir işgal eylemine karşı Ebedi Başkomutanımızın önderliğinde kahraman ordumuzun halkımızla birlikte verdiği mücadelenin ve düşmana vurduğu en güçlü yumruğun ve bunun sonucunda kazandığı Büyük Zafer’in 91’inci yıldönümünü kutlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bu zafer, Türk Milleti’nin yüceliğinin, haksızlığa ve dayatmalara boyun eğmeyen kişiliğinin ve vatan severliğinin en güzel bir yansımasıdır. Ahval ve şartlar ne olursa olsun, vatan, özgürlük ve egemenlik gibi kutsal değerler söz konusu olduğunda her Türk evladının gücünü ve imkanlarını sonuna kadar nasıl kullanabildiğini gösteren eşsiz bir örnektir 26 Ağustos 1922. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir konuşmasında ‘Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebeleri, Türk Ordusu’nun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek gücünü ve kahramanlığını, tarihte bir defa daha tespit eden, çok büyük bir eserdir. Bu eser, Türk Milleti’nin hürriyet ve istiklal fikrinin ölmez anıtıdır’ ifadelerini kullanmışlardır.
Değerli konuklar,
Vatanın bölünmez bütünlüğü, milletin birliği uğrunda kendisine verilen her türlü görevi üstün bir vazife anlayışı ve özveri ile yerine getirmeyi ilke edinen, tarihi şan, şereflerle ve zaferlerle dolu, gücünü Türk Ulusu’ndan alan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte olduğu gibi bugün de aynı heyecan ve sarsılmaz disipliniyle Türkiye Cumhuriyeti’ni her türlü tehdide karşı koruma azim ve kararlılığındadır. Bizler, bu zaferi kazanan asil Türk Milleti’nin ve kahraman Türk Ordusu’nun mensubu olmanın güvenini ve mutluluğunu duyuyor ve bununla da her zaman iftihar ediyoruz. Değerli konuklar, herbiri eşsiz birer kahramanlık destanı olan muharebelerin en çetini, en yoğunu 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da icra edilmiş, kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türk Ordusu’na Akdeniz yolu açılmıştır. Bu kapsamda kaçan düşmanı takip harekâtı başlatılmış, bu harekât, 9 Eylül günü ordumuzun İzmir’i düşman işgalinden kurtarmasıyla son bulmuştur. Atatürk 30 Ağustos günü tebrikleri kabul ederken Türk askerinin fedakarlığını şu sözlerle ifade etmiştir:
‘Bu zaferi kazanan ben değilim. Bunu asıl tel örgüleri hiçe sayarak, düşman üzerine atlayan, savaş meydanında can vererek Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır. Ne yazık ki onların herbirinin adını Kocatepe’nin sırtlarına yazmak mümkün değildir. Fakat hepsinin ortak bir adı vardır. Türk askeri. Tebriklerinizi onların adına kabul ediyorum.’
Her karış toprağının savunulması için canını hiç düşünmeden feda eden bu büyük zaferin gerçek sahipleri, aziz şehitlerimiz…
Hudutları şehit kemikleriyle çizilen alınteri gözyaşı ve kan dökerek kazanılan kutsal vatan toprağını ve son büyük Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatacağımızdan asla şüpheniz olmasın. Bu duygu ve düşüncelerle bugüne ulaşmamızı sağlayan başta Başkomutan Ulu Önder Atatürk ve O’nun silah arkadaşları olmak üzere bağımsızlık ve bölünmez bütünlüğümüz için hayatlarını seve seve feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyor, tarihi boyunca ordusundan desteğini esirgemeyen yüce Türk Ulusu’na minnetlerimizi ve saygılarımızı sunuyorum.