Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

GÖZ GÖRMEZ GÖNÜL KATLANIR – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 7 Ekim 2011 Cuma 03:00:00
  Nakliyeci ağabeyimiz anlatırdı: “Şu salçayı, şu meyve suyunun nasıl olduğunu gözünüzle görseniz. Bir daha ne yer, ne içerdiniz. Domateslerin içine çizmeleriyle giren ve meyve-ler üzerinde ayakkabısı ile dolaşan insanları bilseydiniz. O renkli kavanoz ve kutular içinde reklamı yapılarak satılan yiyecek ve içecekleri evinize sokmazdınız” derdi.
Ama, temizliğine o kadar itina gösterdiğimiz. Katkısız oluşuna o kadar hassas olduğumuz; maalesef el değdirilmeden üretildiğine, reklamlarda gördüğümüze inandığımız için hiç tereddüt etmeden tüketiyoruz.. “Göz görmez, gönül katlanır.” Sözünün anlamı işte bu.
Nerde Rahmetli canım anamın mahalle fırınında bir gün önce nöbet alıp, ertesi gün sabahın köründe kalkıp ettiği ekmekler, öğme-ler, haşgeşli pideler. Katmerler, bükmeler, ağzaçıklar fırından çıkınca buram buram tüter etrafa mis gibi koku saçar. “Gören gözün hakkı var. Kokusundan şurası burası şişer” ayağıyla. Eve gelinceye dek nerdeyse teknenin, tepsinin yarısı yolda; çoluğa çocuğa, konuya komşuya dağılır. Bereketi de içinde olurdu.
Fakirlik vardı ama: insanların o kadar hırsı yoktu. Gözü toktu. “Allah yenen yere verir.” denir, yine de o kalabalık nüfusu yedirir, içirirdi. Görgü vardı. Bir tekne ekmek 15-20 gün yeterdi.
Şimdi günlük aldığımız ekmek dışından kızarmış görünüyor. İçi hamur. Ağzınızda dolandırıp yutuyorsunuz hiçbir muamele görmeden midenize oturuyor. İçine yapılan katkıdan dolayı hem hamur özü yok. Ertesi gün yenmiyor. Keserken ya da bölerken çabucak ufalanıp, dağılıyor. Soframızdan hiç eksik etmediğimiz patates katkılı ev ekmeği tercih sebebinden dolayı, şehrimizde geçim kaynağı olan 2. bir sektör oluştu. Artan talebi karşılamak üzere bu sektöre el atan bazı sözde uyanık geçinen kişilerin ekmeği katkı maddeleri ile etmeleri nefasetini bozdu. Buna da güven kalmadı.
Halkımız yumurta tüketimine alıştı. Eskiden; Köy yumurtası – Çiftlik yumurtası ayırımı vardı. Artan talep, rekabet ve fiyat farkları bunu unutturdu. Herkes bulduğunu yiyor. Beyaz et –Kırmızı et derken arz talep arasındaki fiyat farkı tüketiciyi sıkıntıya soktu. Hükümet tüketiciyi korumak için çareyi dışarıdan et ithal etmekte buldu.
Yerli-ithal et ikilemi arasında il merkezimizde değişen 4-5 TL lik fiyat ve kalite farkı, serbest piyasada tüketiciyi tercih sebebi olarak etkilese de dışardan sığırın canlı olarak geti-rilmesi akla gelebilecek bazı şüpheleri ortadan kaldırdı.
Hayvani gıdalardan süt mamullerinde mesela peynirde görülen değişiklikler kuşku uyandırıyor. Peynir mi? Peynir ama; rengi daha beyaz. Kokusu olmasa da içinde bir katkı maddesi olduğu ağız tadından anlaşıyor. Çarşı-pazarda satılan bu tür gıdalar laboratuar tahlillerinde açığa çıkar. Ama bunu kim? Ne zaman yapar ? Bilinmez.
Alıştık İsrail tohumundan üretilen tadı lezzeti, kokusu olmayan domatesleri kıtır kıtır yemeğe.Görünüşü çok körpe olsa da turşusu eriyen hormonlu salatalıklar tüketmeye. Al-alma. Olan bu.
Bunu her zaman söyleriz: Memleketimiz 3 Tarafı denizle çevrili artı göllerimiz, artı akarsularımız var. Ama Kuzey Avrupa Ülkelerinden şoklanmış balık ithal edilir. Ucuz olduğu için vatandaşımız bunu kokmuş-bayat balığa tercih ederek tüketmektedir.
Okullar açıldı. Çocukların eline verilecek harçlık karın doyurma pahasına katkısı dışarıdan gelip insana zarar veren içinde katkısı bi-linmez maddelere gidiyor. Genç nesillerin:Yağlı cipsler, kolalar vb. asitli içecekler, renkli amba-lajlar içinde tutulan bazı yiyeceklerin zararından uzak tutulması gerekir.
Hani; “dışı seni yakar, içi beni yakar” derler. “Zehiri altın tasta sunarlar” sözünü akılda tutup, temkinli davranalım. Zira: “Can,boğazdan gelir, boğazdan da gider.” Unutmayalım.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti