• Haberler
  • Genel
  • Görgöz’den medyaya eleştiri bombardımanı – Kocatepe Gazetesi

Görgöz’den medyaya eleştiri bombardımanı – Kocatepe Gazetesi

CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, medyayı ağır bir dille eleştirerek son günlerdeki “yalaka basın” tartışmasının ana nedenlerini detaylarıyla anlattı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Yalçın Görgöz, partide düzenlediği basın toplantısında “Yalaka basın” açıklamasına gösterilen tepkileri ve medyaya yönelik düşüncelerini paylaştı. Toplantıya katılan muhabirlerle farklı bir basın toplantısı yapmak istediğini söyleyen Görgöz, karşılıklı konuşarak dialektik [&hellip]

Görgöz'den medyaya eleştiri bombardımanı

CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, medyayı ağır bir dille eleştirerek son günlerdeki “yalaka basın” tartışmasının ana nedenlerini detaylarıyla anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Yalçın Görgöz, partide düzenlediği basın toplantısında “Yalaka basın” açıklamasına gösterilen tepkileri ve medyaya yönelik düşüncelerini paylaştı. Toplantıya katılan muhabirlerle farklı bir basın toplantısı yapmak istediğini söyleyen Görgöz, karşılıklı konuşarak dialektik bir toplantı hedeflediğini belirtti.
“TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ VAR MI?”
14 Aralık 2012 Cuma günü, Karahisar TV’de CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan’la birlikte katıldıkları Yerel Gündem programında ülke gündemini değerlendirdiklerini belirten CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini değerlendirdi. Son günlerde Başbakan Erdoğan’ın “Demokrasi benim için amaç değil araçtır.” sözleri ile Başbakan’ın demokrasi şakülünün ne kadar kaydığının anlaşıldığını ifade etti. Türkiye’de demokrasinin olup olmadığını ortaokul döneminde okunan Yurttaşlık Bilgisi dersindeki demokrasi tanımı ile yorumlayan Görgöz; “Daha önce Türkiye’de eğitim milli iken çocuklarımızın aldığı Yurttaşlık Bilgisi dersinden bahsediyorum. Demokrasi var demek için; Ülke tam bağımsız olmalıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesine uyulmalıdır. Özgür yurttaşlık bilinci olmalıdır, yani biat kültürü olmamalıdır. Yargı bağımsız olmalıdır. Basın özgür olmalıdır. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi işlemelidir. Bunların hepsi Yurttaşlık Bilgisi dersinde talebe iken okuduğu bilgilerdir. 11 yıldır Türkiye’de tek başına iktidardasın. Astığın astık, kestiğin kestik. Ödeneğin örtülüsü de örtüsüzü de sende. Türkiye’de senin sözünün üzerine söz söyleyecek delikanlı yok. Kardeşin Abdullah bile senden fellik fellik kaçıyor. Uydunu fırlatmaya bile çağırmadın sesini çıkartamadı. ABD’nin 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek büyük BOP’nin eş başkanı olup o ülkenin taşeronluğunu yapan ülke bağımsız olabilir mi? ‘Kuvvetler ayrılığı ilkesi benim hizmet yapmamı engelliyor.’ anlayışının hakim olduğu ülkede demokrasi var mıdır? Biat kültürü ile yetişmiş karşı fikre en ufak saygısı olmayan, tartışmaya ilme kapalı kafaların yönettiği bir ülkede demokrasi yaşayabilir mi?” dedi.
“TAYYİP DEMOKRASİSİ VAR”
CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratlarının HSYK’nun üst yapısını oluşturduğu bir ülkede emir almadan görev yapabilen bağımsız yargı olabilir mi? sorusunu sordu. Görgöz, devlet bakanlıklarından verilen usülsüz kredilerle el değiştiren medya gruplarının olduğunu, medya patronlarının polis ve vergi denetim elemanları ile diz çöktürülüp, hapisteki gazeteciler sayısında dünya birincisi olan bir ülkede basın özgürlüğünden akıl sağlığı yerinde olan insanların söz edemeyeceğini savundu. Yalçın Görgöz; “Suçluların yerine savcıların yargılandığı, dolandırıcılıkla suçlananların devletin önemli kurumlarının başına getirildiği, ülkeyi yönetenlerin servet hesaplarının çocuklarının düğün takılarıyla açıklandığı, bakan çocuklarının birden bire ülkenin en zenginleri arasına katıldıkları bir düzende şeffaflık, hesap verilebilirlik olabilir mi? Kısaca Türkiye’de Tayyip demokrasisi vardır. 11 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarı hiç mi iyi şey yapmadı diye baktığımızda, kısa ondan söz etmek istiyorum. Son 11 yılda ekonomik kriz, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, açlık, terör, hukuksuzluk alıp başını gitmiştir. İktidarın ileri demokrasi adını verdiği rejim sadece AKP iktidarının istedikleri ile sınırlıdır. İstediklerinin dışına çıkılınca her türlü zulüm baskı sözkonusu olmaktadır. Siyasi iktidar Türkiye’yi dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi yapmakla övünüyor. Ancak ülkelerin gelişmişlikleri açısından yapılan sıralamada Türkiye’nin 134 ülke arasında 125’nci sırada olduğu görülmektedir.” diye konuştu.
“YALAKALIKTA AFYON DA SOYUTLANAMAZ”
Kendilerinin söylediklerinin basını ilgilendiren çok can alıcı noktalar olmasına rağmen kendi ağızlarından dahi basına yansımayışının topluma aktarılamayışını yadırgadığını, yakıştıramadığını vurgulayan Görgöz; “Dünya da Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi var. Bu komite tüm gazetecilerin özgürlük alanlarının ne kadar olduğunu, tutukluluk hallerini, gazetecilere yapılan baskı ve zulüm hallerini sıralıyor. Türkiye’de şu anda bu sıralamaya göre Türkiye en sonuncu sıradadır. Şu anda 76 gazeteci tutuklu, bununla beraber ülkemiz sonuncu sıradadır. Basın özgürlüğünün olmadığını, Tayyip Erdoğan’a karşı la diyenin tutuklandığı, ekmeğinden, aşından, işinden olduğu günleri yaşıyoruz. Benim canlı yayında aynen söylediğimi söylüyorum, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın diz çöktürdüğü, satın aldığı medya patronlarıyla ülke yönetiliyor.’ dedim. Bir basın mensubu arkadaşım, ‘Afyon’da da yalaka basın var mı?’ dediğinde ‘Afyon’u soyutlayamazsınız Türkiye’nin ortasında bir il aynı paralelde bundan etkilenmektedir.’ cevabını verdim. Afyon’da yalaka basının olup olmadığını burada vereceğimiz örneklerle birlikte karar verelim istiyorum. Afimed Başkanı Ömer Elçi, yani Afyon’daki internet medyasının başkanı açıklamasında, ‘Türkiye’deki durumu bilemem. Onu Sayın Başkan istediği gibi değerlendirebilir. Ama Afyon yerel medyasına böylesi ağır suçlamayı kabul etmek mümkün değil. Afyon’daki hangi internet medyası, yerel gazete ve televizyon kanalı Afyon CHP teşkilatının hangi faaliyetlerine sansür koymuştur? Hangisini yayınlamış, yayınlamamış, hangisini görmezden gelmiştir. Bunu sormak lazım.” demiştir. Bu açıklamaya ben biliyorum yüz kadar yorum yapılmıştır. Ancak bu yorumlardan sadece üçü yayınlanmıştır. Tarafsız yayın anlayışınız, şefaflığınız buysa lüften kendinizi bir gözden geçirin.” şeklinde konuştu.
HALKIMIZA DÜRÜST OLMAK ZORUNDAYIZ
Sansürsüz ve tarafsız yayıncılığın belli bir kişi ya da yayın kurumlarına ait bir özellik olamayacağını, bunun tüm medyaya ait bir zorunluluk olduğunu savunan CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz; “Elbette CHP İl Başkanının açıklamalarınıda sansürsüzce yazacaksınız. Biz size sansür uygulamıyoruz gibi lütufta bulunulmasına asla tahammül gösteremeyiz. Zaten göreviniz yazacaksınız. Ben bunları açık açık söylüyorum. Türkiye’de ve ilimizde birşeylerin değişmesi lazım. Herkes yüze başka arkadan başka oynadığı sürece netlikler ortaya çıkmıyor. Hep beraber doğruyu bulmakta zorluk çekiyoruz. Halkımıza dürüst olmak zorundayız. Herkes yaptığı görevi harfiyen yerine getirmek zorunda. Ben basın çalışanlarının duyarlılıklarını, ne kadar zor şartlarda çalıştıklarını biliyorum. Yalaka basın terimi asla ve asla basın çalışanları ve emekçilerini bağlamıyor. Buradan Yasin Köksal’a sesleniyorum. ‘Siz birilerine haddini bildirme makamında değilsiniz.’ Eğer öyle düşünüyorsanız kendizini ve sorumluluklarını tekrar gözden geçirin. Hiçbir basın da had bildirme makamı değildir. Sadece ve sadece sorumluluklarınızı, uyarma görevinizi yerine getirirsiniz. Basın hiçbir ortamda tehdit unsuru olamaz. Osmanlı’dan sonra kurtuluş aşamasında bile basının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Basın günümüzde de önemli ancak bu ülke gittiği zaman içinde basında gidecek.” ifadelerini kullandı.
“DERNEK BAŞKANLIĞINI HAK ETMİYORSUNUZ”
Afyon Gazetecileri Dayışma Derneği (AGD) Başkanı Mehmet Abdioğulları’nın konu hakkındaki açıklamasına değinerek eleştirilerini sıralayan Yalçın Görgöz şöyle konuştu: “Sayın Mehmet Abdioğlu, gazetelerdeki haberi bile yanlış aksettirmiş. Kendisi ya okumadı ya kulaktan dolma şekilde duydu ya da okuduğunu anlamadı. Ben cezaevlerindeki gazetecileri örnek göstermedim. Haberin içeriğinden haberiniz olmadığından ezbere eleştiri yaparak Dernek Başkanlığı görevinizi yerine getirmenizin rahatlığını taşıyorsunuz. Çalışanlarınızı da daha yakından tanırsanız endişe içerisinde olmadıklarını göreceksiniz. Bizi programına konuk eden televizyon kanalı sahibinin başka bir siyasi partide görev almasına rağmen bizi yayına çıkarmalarını bir lütuf gibi yansıtmanız da sizin şeffaf gazetecilik ve yayıncılık anlayışınızı bir kere daha ortaya koyuyor ve dernek başkanlığını hak etmediğinizi gösteriyorsunuz. Gündemi Türkiye’de CHP oluşturuyor, Afyon’da da oluşturmaya devam edecek. Buna Sayın Abdioğlu karar veremez.”
ÖNEMLİ OLAN NET İFADE EDEBİLMEK
Denge Gazetesi’nden Dinçay Doğar’ın konu hakkındaki açıklamasını yerinde bulan CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, toplantıya katılan basın mensuplarına Afyonkarahisar’da, Türkiye’de, dünya da yalaka basın olup olmadığını sordu. Bu soru üzerine cevap veren Kocatepe Gazetesi muhabiri Burcu Aydın; “Sayın Başkanım toplumun her kesiminde ve her meslek grubunda yanlış yapan insanlar vardır. Medya diye özetlediğimiz yazılı ve görsel yayın organlarında da bu var. Ama belli bir meslek grubunu ya da belli bir kesimi töhmet altında bırakmak yerine bunların hangi şahıslar ya da hangi kurumlar olduğunun net şekilde ifade edilmesi gerekir. Sıkça net olmaktan bahsediyorsunuz, bunda çokta haklısınız. Net bir şekilde bunun ifade edilmesidir önemli olan diye ben kendi adıma düşünüyorum.” dedi. Görgöz şunları söyledi: “Biz herhangi bir basını hedef almıyoruz. Biz ülke gündeminde sizlerin tartışmadıklarını tartışıyoruz. Her meslek grubunda hatalar vardır. Kendilerinin hatalarını görüp iyileşmeye gitmek durumundadırlar. Ülkemiz hiç iyi yönetilmiyor. Üç gün önce yaşanan olayda ODTÜ’ye gaz bombalarıyla giren, Rektörü azarlayan bir Başbakan var bu ülkede. Burada geleceğim nokta hangi basın mensubu arkadaşımız değerlendirmiştir. Doğruysa doğru yanlışsa yanlıştır denilmeli. Aynı ülkede yaşıyoruz. Basının belli bir kesimini değil geneli hedef alıyoruz. Kendisini öyle gören çeki düzen vermelidir. Öyle olmaktan mutluysa devam eder. Ana muhalefet partisi il başkanı olarak dikkatinizi buraya çekmek istiyorum.”
“ABDİOĞLU’NUN ŞEFFAF GAZETECİLİĞİ BU”
Dinçay Doğar’ın kendisini destekleyen yazısında medya mensuplarının kendi aralarında konuştuklarını Yalçın Görgöz’ün sözlü olarak ifade ettiğini anlatan Görgöz; “Mesela bir eğlence mekanında 200 TL’lik hesabı 100 TL’ye indiren AGD Başkanından söz ediliyor. Biz 200 TL’lik hesabı yüz TL yapamayız denildiğinde kendisinin basın mensubu olduğunu söylüyor. Olmaz öyle şey ya bizim misafirimiz olursun ya da 200 TL’yi ödersin denildiğinde 20 TL’de bahşiş bırakmış bu adam. Ondan sonra da Sayın Başkan cep telefonundan bulunduğu mekanda sigara içildiğini gerekli yerlere şikayet edip oraya 5 bin TL ceza yazdırıyor. Şeffaf gazetecilik anlayışının Abdioğlu için bu anlama geldiğini anlatmaya çalışıyorum. Basının içinde basını temsil eden cemiyet demiyorum bakın dernek başkanının nelere kadir olduğunu ortaya seriyorum. Dinçay hocama cevap vermek istiyorum. Bunun cevaplarını basına bırakıyorum, çünkü bu soruların hepsini basına soruyor. İşte biz de olması gereken ya da olamayan büyük bir kesimde olamayan entellektüel cesaret örneği budur. Kendisine teşekkür ediyor hayatının tamamında başarılar diliyorum.
“GÖREVİNİZİ DOĞRU DÜRÜST YAPMALISINIZ”
“Açıklamaları izlemeden, dinlemeden, muhatabına sorma gereği dahi duymadan, yakışmayan bir hafiflikle yorumlamak, ne zamandan beri ‘tarafsız gazetecilik’ oldu?” sorusunu soran CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, Türkiye’de bozuk düzene karşı oldukları için katledilen gazetecilerin olduğunu belirtti. Görgöz; “Abdi İpekçiler, Turan Dursun’lar, Uğur Mumcular, Çetin Emeçler, Onat Kutlarlar, Metin Göktepeler, Ahmet Taner Kışlalılar ne adına canlarından oldular. Bunlar da basın mensubuydu. Siz basın mensupları; bu olaylar sizi ne kadar ilgilendiriyor. Uğur Mumcu’nun 20 yıl öncesi kitaplarında yazdıkları bugün bizlere harfiyen uygulanıyor. 90 yıl öncesinin kini, nefreti ile ülke yönetiliyor. Dönüştürülmeye çalışılan bir ülkede yaşıyoruz. Elbette canınız yanacak, elbette üzüleceksiniz. Çünkü görevinizi doğru dürüst ilkeli yapmak zorundasınız. Eğer bu ülkenin bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığından, devamından yanaysanız. 2010 yılında daha dün gibi 12 Eylül referandumunu yaşadık. Bir yanda ülkenin sosyalist yapıdaki yazarları, ikinci cumhuriyetçiler, hepsi taraf değiştirdiler. Hepsi başka başka taraflara gittiler. İyi hatırlayın ogünkü iktidar yine bugünkü iktidardı. O günkü konumda boşluğu değerlendirmek ikinci cumhuriyetçilik adına, demokrasi, sözde insan hakları adına birşeylerin değişmesi için taraf değiştirdiler tarafa gittiler. Şimdi gelinen noktada hepsi patır patır patladı dağılıyorlar.” dedi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme