• Haberler
  • Genel
  • Görevimizi hakkıyla yerine getiriyoruz – Kocatepe Gazetesi

Görevimizi hakkıyla yerine getiriyoruz – Kocatepe Gazetesi

Vali Balkanlıoğlu ekonomiden spora, asayişten, yeni yatırımlara kadar bir çok bilgi aktardı. İşte Balkanlıoğlu'nun sözlerinden satır başları: 'Bu makam bizim şahsi rahatımız için değil, hizmet etmemiz için verildi. Valilik kapılarını halka açtık. Yolsuzlukları önledik. Termal kaynaklara çeki-düzen verdik. Yatırımcıları Afyonkarahisar'a çekiyoruz. Kentin trafik sorununun çözümü için eğitim ve zaman gerekli. Jeotermal alanda yeni kaynaklar arıyoruz. [&hellip]

Görevimizi hakkıyla yerine getiriyoruz

Vali Balkanlıoğlu ekonomiden spora, asayişten, yeni yatırımlara kadar bir çok bilgi aktardı.

İşte Balkanlıoğlu’nun sözlerinden satır başları: “Bu makam bizim şahsi rahatımız için değil, hizmet etmemiz için verildi. Valilik kapılarını halka açtık. Yolsuzlukları önledik. Termal kaynaklara çeki-düzen verdik. Yatırımcıları Afyonkarahisar’a çekiyoruz. Kentin trafik sorununun çözümü için eğitim ve zaman gerekli. Jeotermal alanda yeni kaynaklar arıyoruz. Afyonkarahisar bir huzur kenti olmayı sürdürüyor. Kent olarak geleceğe umutla bakıyoruz. Afyonkarahisar 50 yıllık uykusundan uyandı. Alkolle ilgili sıkı uygulamada büyük destek gördük. Hazin patlama olayında biraz ‘cambaza bak’ durumuna düştük. Acı olayda görevimi tam manasıyla yaptığıma inanıyorum. Canımı hiçe sayarak çalıştık. Ben Afyonkarahisarspor için dilencilik yapamam ama, kentin takımına sahip çıkması gerekir. Zafer Havalimanı konusunda Kütahya’nın ismi fazlaca geçince doğal olarak rahatsızlık uyandı”

Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, 2012 yılının son röportajını Kocatepe Gazetesi muhabiri Burcu Aydın’a verdi. Burcu Aydın’ın soruları ve Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun cevapları şöyle:
RUTİNİ İDARE İÇİN DEĞİL,
HİZMET İÇİN BURADAYIZ
B.A: Yaklaşık iki yıl önce başladığınız Afyonkarahisar Valiliği göreviniz itibariyle şehrin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz. Hedefleriniz tuttu mu?
Vali Balkanlıoğlu: 4 Ocak 2010 tarihinde Afyonkarahisar Valiliği görevine başladım. 4 Ocak 2013’de göreve başlayalı iki yıl olacak. Özellikle son dönemin çağdaş idarecileri olarak rutini idare etmek yerine bulunduğumuz yeri bir adım daha ileriye götürmek ve asli fonsiyonları ifa etmekle mükellef sayarız kendimizi. Bize söylenen, dikte edilen ve bizden beklenen bu. Çağdaş bir idareci rutini idare etmez. Bulunduğu yeri aldığı yerden daha ilerilere götürür. Biz de Afyonkarahisar’da olabildiğince bir adım, iki adım, yüz adım, bin adım, kilometrelerce ileriye götürmek için çabalıyoruz. Çıtayı yükseltmek amacımız. İşgal ettiğimiz, atandığımız makam ve mevkilerin ana gayesi budur. Bizler bunu defalarca değişik platformlarda söylediğimiz gibi şahsımıza rahat etmemiz için verilmiş yerler değil. Sonuçta hizmet etmek için buradayız. Bizden beklenen de sadece rutin çarkı döndürmemiz değildir. Daha ileriye götürme gayreti içerisindeyiz. Bu röportajı yapmadan önce Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerini ziyaret ettim. Eğitimde seviyeyi acaba yükseltebilir miyiz, sağlıkta seviye yükselebilir mi? Eğitim, sağlık, güvenlik, halkla ilişkiler, halkın devletle kaynaşması, devlet millet işbirliği her konuda ekonomik sosyal her açıdan ilin daha rahat ve huzurlu, daha gelişmiş, müreffeh, vatandaşların yaşamaktan ve bulunmaktan keyif aldığı bir ortam oluşturmak istiyoruz.
VALİLİK KAPILARINI HALKA AÇTIK
Bu ortamın oluşması için de bizzat bazı şeyleri organize ederek, işi yapacak kurum ve kuruluşlara moral verip motive ederek, bazen denetleyerek, bazen gereken işlemleri zamanında yaparak sağlamak durumundayız. Valilik orkestra şefliği gibidir, koordine görevidir. Bütün kurum ve kuruluşları, daireleri koordine eder, halkla ilişkileri düzenler, dizayn eder. Malum olduğu üzere biz bunun gayreti içerisinde olduk. Geldikten sonra valilik kapılarını halka açtık. Herkes her istediği zaman valiliğe ulaşabildi. Gelemediği durumlarda da kasabalara, köylere tek tek ziyaretler gerçekleştirdik. Bunu yaparken de yanımızda daire amirleri bulundu. Köyleri daha yaşanabilir kılmak için asfalt kalitesini artırdık ve kaldırım miktarlarını çoğalttık. Yetersiz içme sularını yeterli hale getirildi. Maalesef bölgemize gelen mevsimlik tarım işçileri çok kötü koşullarda kalıyorlardı. Onlar için kalıcı tesisler yaptık. Bir çok açıdan düşünmek zorundayız. Denetlediğimiz birimlerde bazı yolsuzluk olaylarını ortaya çıkardık. Malum gelir gelmez denetledik. Yolsuzluğu yapan şahıs yargılandı, şu an tutuklu, içeride. Büyük bir memnuniyet sağlandı. Tüm yaşlıları müracaat olmadan tek tek evlerinde ziyaret edip mağdur olanlara yardımcı olundu. Özürlüler tek tek evlerinde ziyaret edilip mağdur olanlara yardımcı olmaya devam ediyoruz.
TERMAL KAYNAKLARA
ÇEKİ-DÜZEN SAĞLADIK
Termal tesislerimiz nedeniyle Afyonkarahisar’a termalin başkenti deniliyor. Bu sularımızın israf edilmemesi ve ortak kullanımın sağlanması için Türkiye’de ilk kez, Termal Su Birliği oluşturup bütün kaplıca otelleri ve turizm sahasını tek bir merkezden sevk ve idare edilir duruma getirdik. Finansmanını da oradaki faydalanıcılardan bir nevi ödünç almak üzere suretiyle devlete yüklemeden sağladık. Biraz da zorlanarak onları ikna sürecinden geçirdik. Şimdi artık otellerimizin ayrı ayrı çalışan kuyuları yok. Hepsinin önünde bizim 90 ile 95 derece arasında sıcak suyumuz var. Bu neyi sağladı? Geleceğe güvenle bakmamıza, su israfının önlenmesine, ısıtmada kullanılan suyun geri reenjekte edilmesine, üniversitemiz dahil oradaki spor tesisleri, Afet Acil Durum ve oradaki bazı binaların tamamı sıcak termal suya kavuştular. Bu önceden yoktu. Bizzat Hollanda firmasına biz yaptırdık. Gazlıgöl’de de benzeri çalışma devam ediyor. Orada da mutlu sona ulaşmaya artık az kaldı. Orada da defalarca toplantılar yapıldı. İnsanlarımızın iknası Afyon için son derece önemliydi.
YATIRIMCILARI
AFYONKARAHİSAR’A ÇEKİYORUZ
Afyonkarahisar için mermerinde başkenti diyoruz. Mermerci arkadaşlarımızın bir çoğunun fabrikalarını ziyaret ettik, atölyelerine gittik. Ocaklarına kadar gittim. Mermerciliğin Afyon için ne gibi önemi var, Türkiye mermer sanayisinin neresinde, mermerin geleceği açısından valilik olarak ne yapmamız lazım? Hatta yurt içi yurt dışı fuarlarına katılarak onlara moral motivasyon verip devamlı yanlarında olduk. Buraya sürekli yatırımcı çekmenin peşinde gezdik. Yakında Özgörköy firması ile Ata Yatırım grubunun yapacağı büyük bir patates fabrikası söz konusu. Türkiye’deki patates işleyen fabrikaların tamamının kapasitesi kadar, ne kadar fabrika varsa hepsinin ürettiğinden daha fazla üretim yapacak. Başlangıçta 2 yüz bin ton kapasiteli olup sonra arttırılabilecek. Bu yatırımı ilimize çektik. Bu çabamızın da hakikaten her türlü takdirin üzerinde olduğu söyleniyor. Bu sadece 300-500 kişinin istihdam edildiği bir fabrika olmayacak. Binlerce çifti ailesinin hayatını kurtaracak. Malum basında sıkça yer alır üretilen patateslerin elde kalıp toplamaya bile değmeceği gündeme gelir. İki yüz bin ton patatesin fabrikada işlenmesi üreticinin patatesini satabilmesi anlamına gelir. Sanayi istihdam nasıl artar, yurt içi ve dışında bunun peşinde olduk.
SAĞLIKTA ATILIM YAŞIYORUZ
Eğitim kurumları, sağlık teşkilatının hizmetleri ile yakından ilgilendik. Ağız ve Diş Sağlığı hastanemiz berbat durumdaydı. Alelacele Sağlık Bakanlığı’ndan onay beklemeden ben onay vereceğim gidin taşının dedim. Halen daha onay almadan taşındırttık. Daha temiz ve şık bir görümde hastalarımıza hizmet veriliyor. Orayı da ziyaret ettim. Eskiye göre kıyas kabul etmez ama inşallah daha da modernize olacak. Her açıdan sürekli bir devinim, çaba içerisinde olduk. Emniyet ve asayiş açısından, trafik düzenlemesi açısından, emniyet kemeri kullanımında örnek gösterilir duruma geldik.
TRAFİKTE SORUN ÇOK,
EĞİTİM VE ZAMAN LAZIM
B.A: Şehir içi trafik ve toplu taşımacılık hakkında neler düşünüyorsunuz?
Vali Balkanlıoğlu: Toplu taşımacılıkta bazı açmazlar var. Hepsi bizim valilik olarak sorumluluğunda yürüyen işler değil. Belediye zamanında ihtiyaç oldukça yeni hatlar, yeni minibüsler vere vere sayıyı 500’lere çıkarmış. Öyle olunca sayı az, müşteri fazla. Kavga kaçınılmaz oluyor. Onları birleştirmeye çalışıyoruz. Trafik denetimlerini arttırıyoruz. Vatandaş şikayetlerini asgariye indirmeye gayret ediyoruz. Arkadaşlarımız şehir içi trafikle ilgileniyorlar. Araç sayısı fazla, otopark sayısı yetersiz. Toplu taşıt araçları sayıca fazla. Müşteri kapma yarışından dolayı trafiği de ağırlaştırıyorlar. Önde boş mesafe olsa bile boş gidiyor ki o esnada yolcular kenara gelebilsinler gibi birçok sorunlarımız var. Yol kenarlarını otopark haline getirme zorunluluğu doğmuş. Dolayısıyla bir sıkıntı var. Emniyet’ten arkadaşlar ellerinden geldiği kadar gayret ediyorlar. Cezaların caydırıcılığından istifade edilmeye çalışılıyor. Emniyet kemerinde nasıl ki Türkiye ortalaması üzerinde bir yere varmışsak, kamera kayıtları sayesinde hatalı parkların önüne geçilmeye çalışılıyor. Bir de bunu yaparken aşırıya gidildiğinde emniyet mensuplarıyla vatandaş arasında tartışmalar olabiliyor. Gereksiz polemiklerle maalesef devlete olan inancını sorgulamaya kadar gidebiliyor. Vatandaş polisi Ahmet, Mehmet olarak değil devlet olarak görüyor. Cezayı da devletten yediği, devletin bir muamelesi gibi. O yüzden yumuşama ortamında insanlara çok gidilemiyor. Ancak halimize şükür edelim çok daha berbat şeyler var. İnşallah otopark kültürü de oluşur. Otoparklarda boş olduğu halde maalesef vatandaşta bazen park etmiyor. Eğitim ve zamanla bu sorununda aşılacağı yönünde gayretimiz var.
AFJET’İ BAŞTAN SONA YENİLEDİK
B.A: Termal su kaynağı ile ilgili endişeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Vali Balkanlıoğlu: Termal suyun miktarı ve geleceğine yönelik termal suda birlik sorunun çözümü için elbette yeterli. Biz hep bir çaba içerisindeyiz, teknolojinin nimetlerini kullanarak termal su israfının önüne geçmeye çalışıyoruz. Malum olduğu üzere ZEKA ile müşterek yaptığımız bir proje var. İki dönemdir başkanlığını ben yürütüyorum. Sabit ısı değişken debi sisteminin dünyanın ve Türkiye’nin ulaştığı en modern tesisleri burada kurduk. Şu anda AFJET geleceğe güvenle bakan Afyonkarahisar’ın en büyük yatırımı ve şirketi olma yolunda ilerliyor. Bütün sistemi yeniledik. Halk biraz şikayet etti, fazla kazıldı, yollar bozuldu denildi ama bugüne kadar döşenen bütün boruları atmak suretiyle yeniden sistem döşemesi yaptık. Bankadan kredi kullandık. En modern ısı kaybı en minimum düzeyde sistemi komple yeniledik. Ben bazen AFJET’le ısınan evlere gidiyorum, eğer evin yalıtımında pek bir problem yoksa sıcaktan cam açıyorlar. Sabit ısı değişken debi Afyon’a gelen suyun dönüş sıcaklığını mesela 50-60 derecede sabitliyoruz. Tüm Afyon ısıtılıp en son çıkış noktasında 60 derece ısıda sabit. Eğer hava sıcaksa borularda daha az su dönüyor, hava çok soğuksa daha çok su dönüyor. Hava çok sıcakken lüzumsuz yere fazla su çekilip enerji maliyetlerini yüzde 30 azalttığımız gibi su israfını da böylece önlemiş olduk. Bu yenilenme bizim dönemimizde oldu. Personel sayısı 60’a yakın. Çoğu uzman mühendis, kuyulardan elektrik ödüyoruz. Tüm sistemin tamamını yeniledik. Bu yenileme için bankalardan kredi aldık. Kredi borçlarımızı zamanında tıkır tıkır ödüyoruz.
TERMAL REZERVLERE HAKİMİZ
AFJET’in tüm personelinin sigorta, vergi vs standardın az üzerindeki maaşlarını zamanında ödüyoruz. Elektrik su paralarını zamanında ödüyoruz. Hiçbir borcumuz olmadığı gibi iyi ve tasarruflu idaremiz sayesinde her türlü israf kayıp kaçakları önlemek suretiyle hiçbir sorunumuz olmadan kenarda ihtiyaten bir paramız da bulunarak sistemi yürütüyoruz. Jeolojik etütler yaptırmak suretiyle yeni bölgeler yeni kaynaklar arıyoruz. Yeni özel idareden kaynaklarla AFJET olarak satın aldığımız yeni sahamızda çok güzel sıcak su bulduk. Binlerce dönüm alanda artık termal enerji ile ısıtılan modern seracılık yapma imkanı doğdu. Afyon termal seracılığında başkenti olma yolunda. Belki onlarca tır buradan sera ürünleri taşıyacak. Suyu ölçüyoruz, gözlem kuyuları da açtırdık. Bu kuyulardan su hangi seviyelerde çekiliyor, yaz boyunca, kış boyunca hangi seviyeye inmiş bire bir takip ediliyor. Kış geçtikten sonra suyun hangi aşamaya yükseldiği, sistem takip ediliyor. Rezervde ne kadar suyun olduğunu bilimsel anlamda ölçümünü yapıyoruz. Elimizde net veriler var. Havzadaki su miktarı gözlem kuyularıyla ölçülüyor. Sistem sürekli kontrol altında.
AFYONKARAHİSAR HUZUR KENTİ
OLMAYI SÜRDÜRÜYOR
B.A: Şehrin asayişi, güvenlik durumu size göre nasıl?
Vali Balkanlıoğlu: Afyonkarahisar bölgedeki en huzurlu kentlerden biri olma özelliğini koruyor. Afyonkarahisar’da bir genç kız elini kolunu sallayarak rahatça gece gündüz her yere gidebilir. Bende halkın arasında sıkça dolaştığımdan bu durumu net gözlemleyebiliyorum. Kapkaç, soygun, hırsızlık, haydutluk gibi herkesin suç işleme özgürlüğü var. Ama Türk polisi ne yapar, yakalar. Şu anda faili meçhul cinayetler yok denecek düzeyde. Köylerimizde dönem dönem cehaletten dolayı cinayetler olabiliyor. Ancak faili meçhul, soygun, hırsızlık, kin, nefret taşımadığı halde intikam amacı yokken sırf terör olsun veya birilerini keyif için öldürelim diye bir durum yok. Arkadaş kavgası gibi, mal, mülk şeyi gibi her yerde olabilecek şeyler var. Siz de Afyon’da yaşayan bir bireysiniz. Kendinizi Afyon’da güvensiz mi hissediyorsunuz? Evinize hırsız girebilir, her an başınıza bir şey gelebilir gibi bir endişe ile Afyon’da duran var mı? Ben hiç öyle bir şey hissetmedim. Ben halkın içinde olduğum için biliyorum. Bunun en iyi ölçütü de suç istatistikleridir. İstatistiklere baktığımızda bölgemizdeki şehirlere göre asayişte avantajlı durumdayız. Şehirde 37 bin öğrenci var, bunların çoğu dışarıdan gelmiş. Bazen tatil dönemlerinde buradan yüz bine yakın araç geçiyor. Birçok araç park eder, araçta, konutta hırsızlık gibi olaylar olabilir. Alınan önlemler sayesinde halkımızın polis, jandarma ile yaptığı işbirliği sayesinde ihbar mekanizması, komşuluk ilişkileri sayesinde vatandaşlarımıza da hassasiyetleri için teşekkür ediyoruz. Böylece Afyon huzurlu bir il olmaya devam ediyor. Ancak benim yine tavsiyem tüm vatandaşlarımızın güvenlik güçlerimizle işbirliği yapmaları, çevrelerinde oluşabilecek olumsuzlukları anında ihbar etmeleridir. Bu hasletlerine devam etmelerini istiyoruz.
AFYON 50 YILLIK UYKUSUNDAN UYANDI
B.A: Afyonkarahisar mevcut potansiyeli ile nerede olmalı?
Vali Balkanlıoğlu: Bu memleketin önünü açan insanlar var. Rahmetli Özal kim ne derse desin bir çığır açmıştı. Milletin gözünü açtı, insanlar ihracaatı keşfetti. Şehirlerde bir dönüşüm ve kentleşme hamlesi başladı. Ondan sonra artarak azalarak devam etti, krizler geçirdik. Ancak bölünmüş yollar, havaalanları, trenler, paramızın değer kazanması, insanımızın dünyaya açılması, ihracaat potansiyeli ile iş yapar duruma gelinmesi Türkiye’yi dünyanın en güçlü 16’ncı ekonomik gücü haline getirdi. Hedefimiz ilk 10’a girmektir. Çalışmalar devam ediyor. Tabii bu geleceğe güvenle bakılan hava Afyon’a da yansıyor. Afyon’da da insanlar artık yatırım yapma gereği, yatırımları modernize etme gereği üzerinde duruyorlar. İnsanlarımız yurt içi ve dışı seyahatleri ekonomik alım gücü artınca turizmi de keşfettiler. Bugün 5 yıldızlı otellerimiz doluluk kapasitesi bakımından Türkiye standartlarının çok üzerindedir. Bazen biz rezerve için ricacı olmak durumunda kalabiliyoruz. Bu da Afyon’da turizmin patlamasına yol açıyor. Havaalanının yapılması, hızlı trenin devreye girecek olması geleceği gören işadamlarımızın termal turizm yatırımlarını artırmalarına neden oldu. Önümüzdeki dönemlerde çok daha fazla artacağını zannediyorum. Tarıma dayalı sanayilerimiz, patates işleyecek fabrikanın gelmesi et entegre tesislerinin modernize edilmesi, bu konulardaki çabalar Afyon’u 50 yıldır uyuduğu uykusundan uyandırmışa benziyor. İnşallah daha büyük hızla ve adımlarla devam ederler. Ancak sıkça eleştirilen Afyon halkı ticari anlamda ve sınai anlamda işbirliği yapmıyor, şirketleşmiyor, gücünü bir araya getirmiyor. Aile kurumları hakim. Bazen ailenin ileri gelenine tamamen bağlı olarak büyütülen işletmeler kurucu vefat ettiğinde dağılmalar görülebiliyor. Kurumsallaşmanın, ortaklaşmanın keşfedilmesi lazım. Güce güç böyle katılır. Yumurtacılar buna güzel bir örnek vermişler. Bir araya gelip güç birliği yapınca 3-5 milyon dolarlık ihracaat 65 milyon dolarlara çıkmış. Benzeri şeyler yapılabilir. Afyon hak ettiği yere hızla gelecektir diye ümit ediyoruz.
ALKOL UYGULAMASINDA
TAM DESTEK GÖRDÜK
B.A: Bazı uygulamalarınızdan biri olan alkol yasağı ve Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e ziyareti sırasında verdiğiniz kilim hediyesi nedeniyle yara aldınız mı? Kritik süreçleri nasıl atlattınız?
Vali Balkanlıoğlu: Alkol yasağı ile ilgili bir düzenleme yaparken, milletin özgürlük alanına, yasal haklarına müdahale amacını asla taşımadık. Bunu insanların özgürlüğünü koruma adına yaptık. Afyonkarahisar’da 700 bin insan var. Afyon’dan bir tane bile eleştiren çıkmadı, yüzde 99’u gayet memnun. Bunu eleştirenler hep dışarıdan hariçten gazel okuyanlar oldu. Hep dış medyadan eleştiriler geldi. Sorun burada canlı yaşanıyor. Biz bunu Afyon’lu’nun talebi üzerine yaptık. Burada Hıdırlık tepesi var. Siz de bir hanımsınız. Afyon’a güzellik katan buradaki piknik alanı yürüme mesafesinde. İnsanlarımız rahat ulaşıyorlar. Önceden burası araçlarını sıra sıra çekerek alkol alıp gönlünce eğlenen insanların işgali altındaydı. Yüksek volümlü müzikler dinlenip Afyon manzarası eşliğinde eğleniyorlardı. Bu onların hakkı gibi görünebilir ama Afyon’da birçok aile var. İnsan ailesi ile veya bir grup kız arkadaş oraya piknik yapmaya gidebilirler. Aileler bu nedenlerle gitmeyince o mekanlar bu insanlara terk edilmiş oluyordu. Şimdi parklarda, İmaret Camii avlusundan bize çok şikayet geldi. Ellerine birasını alanların banklara oturup rahatsızlık verdiği, bunların şehitliklerde dahi yapıldığı ifade edildi. Şişelerin kırılması, insanların taciz edilmesi vs gibi sorunlar ortaya çıktı. Adliye çevresindeki lojmanlar ve jandarmanın lojmanları bu tür insanlarca kullanılmak istendi. Metruk yerleri yıktırdık. Bunlar zaten kanunen yasak olan şeyler. Biz sadece dikkat çektik. Ete kemiğe büründürdük. Biz mevzuatı uyguluyoruz. Yeni yasak getirmedik. Otellerin hepsinde ve yeni açılan yerlerde alkol kullanımına ruhsat var. Biz onlara yasak getirmedik. İnsanları rahatsız edenlere karşı bir düzenleme getirdik. Onuda kararlılıkla kim ne derse desin uyguluyoruz. Halktan hiçbir olumsuz tepki almadık. Niye bunu böyle yaptınız diyene rastlamadık. Bundan sıkıntı duyanlar olmuştur. Ama bu sıkıntıyı duyanlar İstanbul’da, şurada burada, Hilton’da, Sheraton’da oturup kadehini yudumlayanlardır. Onların dediği gibi 4. Murat’lığa falan soyunmadık. Görevimizin gereğini yaptık. Görmezden gelmedik olayı gördük.
PATLAMA OLAYINDA
“CAMBAZA BAK”I YAŞADIK
Bölgede bütün halkımızı üzüntüye boğan cephanelik patlaması sonucu bir hadise cereyan etti. 25 Vatan evladı şehit oldu. Bu olay askeri yasak bölgede oldu. Ben de patlamadan sonra 15 dakika içerisinde toparlanıp olay yerine gittim. Bu aşamaya kadar benim bir dahlim, müdahalem yok. Çünkü olay askeri yasak bölge içerisinde gerçekleşti. Ama adeta sanki ben yapmışım gibi verildi. Burada cambaza bak durumuna düştük. Olaydan sonra 3 gün boyunca uyumadım. İlk gün orada sabaha kadar askeri yasak bölge olmasına rağmen kaldım. Durumdan vazife çıkardım buranın valisiyim, müdahale etmem gerekir diye askeri yasak bölgeye izinsiz girerek kimseye haber vermeden müdahil oldum. Yanımda Belediye Başkanı, Sağlık Müdürü, Emniyet Müdürü var. AFAD Müdürünü çağırdık. Elektrik kesilmişti, jenaratörler kurup aydınlanmayı sağladık. Yangını söndürdük, bombaların üzerine ben itfaiyeyi yürüttüm. Yangın söndürme uçaklarını çağırdık. Bakanımızı aradık, Başbakanımıza da bilgiler verdim. Ortada muhatap yoktu hep beni aradılar. Çocuklarından haber alamayan ailelere geldi. Onların insani ihtiyaçlarını karşılamak için okul açtırdım, misafirhane çadırları açtırıp, hastanede yer hazırlattım, ambulanslar beklettim. Onlarla ilgili bütün bilgilendirme faaliyetlerini ben yaptım. Ben orada üzüntümden bayılacaktım. Ailelerin talepleri karşısında. Bilgi alamıyoruz, şehit diyemiyoruz. Çünkü ortada maalesef şehit yok. DNA testi olmadan Askeriye çocuğunuz şehit oldu diyemiyor. Bize de diyemezsin diyorlar. Ama ailelerde orada ‘Ne biçim valisin bize haber ver diye.’ beni çekiştirdiler. Ben üzüntü ve çaresizlikten bayılma noktasında geldim. Biz ne halay çektik, ne de türkü söyledik. Orada ben üzüntümden kahroldum, ailelere bilgiyi bizzat ben verdim. Bilgilendirme toplantısına Müftüyü götürdüm. Hocayı götürüp okuttuk, teselli ettik. Kimse hiçbir şey diyebilecek cesareti bulamadı. Beni önerdiler ailelere ben izah ettim.
CANSİPERANE ÇALIŞTIK
Oradaki bombaları ben toplattım. Emniyet’ten gelmişlerdi, jandarma bölgesine girmek istemediler. Jandarma kendi yerini temizlesin denildi. Onlar da içeride çalıştı, hiç riya yoktu. Basınla orada hep beraberdik. Eğer şehit olunacaksa beraber şehit olacağız, bombaları orada bırakamayız dedim. Onun üzerine gidip tekrar topladılar, yoksa dönüyorlardı. Jandarma kendi bölgesini toplasın dediler. Bu işin jandarması, emniyeti yok dedim. Orada patates gibi bombaları ortada bırakamayız. Oradaki köylüleri masumları ölüme terk edemeyiz dedim. Bunların muhakkak toplanması lazım. Moralleri bozuk olduğundan toplayamayacaklarını söylediler. O zaman ben de bana gösterin ben de sizinle birlikte toplayacağım. Beni de aranıza alın buyurun gidelim dedim. O arkadaşlar gidip bombaların tamamını topladılar. Uzmanlık gerektiren bir işti. Hasarlı evleri tespit edip ödeme yaptık. Bunları duyan Genel Kurmay Başkanımız teşekküre geldi. Yani biz burada çay ikram eder gibi basit bir şeyler verdik diye bu üzülüp kahrolmadığımız, görevimizi yapmadığımız anlamına mı gelir. Farklı anlamlar yükleyip cambaza bak durumu oluşturuldu. Bombayı ben mi patlattım? Görevimi mi yapmadım, ne yapmışım ben yani? Yaptığım suç ne? Yangına körükle gidiliyor. Baro Başkanımız Turgay Şahin’in babası rahmetli oldu. Benim gibi Çorumlu olduğundan başsağlığı ziyaretine gittim. Orada Çorumlular falan da vardı yakın akrabalar cenaze için gelmişler. Kendisi söylüyor, ‘Çorum’dan insanlar gelirken bize Çorum leblebisi getirmişler. Akrabalarımız giderken de bende Afyon’dan lokum ve sucuk verdim. Bu durum benim ve gelenlerin üzülüp kahrolmadığımız anlamına işaret eder mi Sayın Valim.’ dedi. Afyon’da cenaze yemekleri var. Geçenlerde yumurtacı bir arkadaşımızın cenaze yemeğine katıldık. Beyefendiler ziyafete mi kondu demek lazım burada. Farklı bir algı oluşturdular. Ben kimin nasıl oluşturduğunu da biliyorum. Ama Allah’a havale ettik. Askeri yasak bölge giremiyorum, geçmiş olsun, başınız sağ olsun, vah vah tüh tüh diyebilirdim. Bir tek daha cephanelik patlasaydı orada bizim de parçamız kalmazdı. Yangın sürerken emniyetten zırhlı aracı oraya gönderttim. Biz layıkıyla görevimizi yaptık. Aşırı derecede anlamından saptırarak söylemediğim şeyleri söylemiş gibi yazarak yok efendim, ‘Hayat devam ediyor. Ben ilimin reklamını yaptım.’ gibi hiç söylemediklerimi abartarak yazdılar. Tamamen yalan yanlış şeylerle bire bin katarak ondan ona nakillerle günlerce işlediler. Arası soğuyunca herhalde vatandaşımız gerçeği görmüştür diye düşünüyorum.
AFYONKARAHİSARLILAR
AFYONKARAHİSARSPOR’A SAHİP ÇIKMALI
B.A: Afyonkarahisarspor’un durumu ne olacak?
Vali Balkanlıoğlu: Afyonkarahisarspor’a biz geçtiğimiz yıl çok destek olmaya gayret ettik. Malum valiyiz, her şeyle ilgilenmemiz lazım. Spor da bunların içerisinde. Ben vali olmadan önce bir örtülü ödeneğimiz vardır, ihtiyaç sahiplerine destek olabiliriz zannediyordum. Baktım ki kasalar boş, öyle bir şey yok. Biz de sonuçta maaşlı bir insanız. Elimizde sadece iki para kaynağı var. Sadece SYDV’nın kullanımında olan Fak Fuk Fon, bir de Özel İdare var. Fakirlerin hakkının dağıtılması en hassas olduğum konudur. Zaten gelir gelmez hemen vakfı denetletip, hırsızlığı ortaya çıkarıp duruma el koyduk. Aç insanlara ait olan parayı spora veremeyiz. Vebali var kanunen de veremeyiz. İl Özel İdaresi’nden de profesyonel takımlara bir kuruş yardım kanunen yapamayız. O zaman işadamlarını arayıp yardım istemem gerekir. İyi ilişkiler devreye girdi. Geçen yıl kumculardan, mermercilerden istedik. Onlarda, ‘Veririz ama bize ceza yazmayın tonajımızı görmeyin.’ dediler. Kimden ne istediysek, işadamlarından sanki bana sadaka veriyorlarmış gibi davranıldı. Yemek düzenleyelim dedim, vali olarak tek tek arayıp spor kulübümüzün yemeği var diyemem. Valimizin de katılımı ile bir yemek düzenliyoruz diyin, katılıp, konuşup teşvik edeyim dedim. Buranın sanayicileri, tüccarları, işadamları, vergi rekortmenleri var. Onların sahip çıkması lazım. Eğer spor Afyonkarahisar’a lazım ve gerekli ise sahip çıkar, değilse sahip çıkmaz. Herkesi arayıp dilenci gibi para isteyemem. Kanunen elimizdeki paraları veremiyoruz, örtülü ödenekte yok. Benden başka ne beklenebilir ne yapayım? Mesela patronunuzu arasam spor kulübüne para verir mi? Ama bende kulübün durumuna cidden üzülüyorum. Buranın ticaret odası yok mu, borsası yok mu, işadamları yok mu, işadamları dernekleri yok mu? Geçmişte yapılan hatalarda bugün gelinen neticenin ortaya çıkmasına yol açıyor. İnsanlarımız güvenerek şeffaf şekilde tam yerine kullanılmıştır bu para diyememektedirler. Biz hayır hasenat gibi sporumuza destek amacıyla bu parayı veriyoruz, dürüstlükle kullanıldığından emin değiliz gibi sözler duyuyorum. Ben kimseyi itham etmiyorum. Mevcut ve ondan önceki yönetim belki çok iyiydi. Ama geçmişin hatıraları pek olumlu değil. Bu hemen her yerde aynı. Kaymakamlığımızda da durum böyleydi.
KÜTAHYA’NIN FAZLA
TELAFFUZU DOĞAL TEPKİ YARATTI
B.A: Bölgesel Havalimanı’na yönelik yükselen eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Vali Balkanlıoğlu: Zafer Havalimanı’na biraz Kütahya havaalanı diye fazlaca lanse edildi. Bu haklı olarak biraz rahatsızlık doğurdu. Batıda bir şehrin havaalanı o şehrin yolcu potansiyeli ile çalışmıyor. Çok güzel devasa havaalanları yapmak değil onu çalışması, bir şeyler üretmek değil onu satabilmek, pazarlamak esastır. Aslında yapmak, imal etmek biraz kolay kısmı. Bursa’ya dev gibi havaalanı yapıldı kapandı. Eskişehir gibi bir milyon nüfusu olan büyükşehirde çalışmıyor. Uşak’ta vardı çalışmadı. Batıda birçok havaalanları hayvan otlayan sahalara döndü. Edirne’de yapılıyordu yürütemediler. Bir il büyük merkezlere 4 saati geçmeyecek kadar yakınsa oralarda tek başına bir havaalanı çalışmıyor. Mesela Isparta’ya yapıldı, Çardak doğru dürüst çalışmıyor. THK’na vermişler eğitim amaçlı kullanılıyor. Antalya turizm olduğundan, yurt dışı bağlantısı çok. Üç şehir hatta Eskişehir’in eklenmesiyle 4 şehirin kullanacağı bir havaalanı yapılması uygun olur. Araştırma neticesinde en uygun yer orası bulunmuş. Kütahya hudutlarında olduğu için öyle geçti. Ancak bu rahatsızlık yaratması da doğaldı. Sonradan yapılan girişimlerle Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu bunların başında gelmektedir. Bende THY Başkanını arayıp rahatsızlığı ilettim. Şimdi ismi Zafer havaalanı olarak Afyon-Uşak-Kütahya olarak her yere lanse ederek düzeltiyorlar. Maksat üzüm yemek en fazla biz istifade edeceğiz gibi görünüyor. Ben buraya ölçtüm 30 dakikada geldik.
GELECEĞE GÜVENLE BAKIYORUZ
B.A: Afyonkarahisar nasıl bir yılı geride bırakacak. Yeni yıl mesajınız nedir?
Vali Balkanlıoğlu: Tüm milletimizin yeni yılını tebrik ediyorum. Allah’tan kazasız belasız nice yıllara sağlıkla ulaşabilmeyi diliyorum. 2012 Yılının çokta fena olmadığını görüyorum. Havaalanımız açıldı, üniversitemizde yeni bölümler açıldı, eğitim kurumları açıldı. Merkezi Su Birliğini oluşturduk. AFJET’i yeniledik, eğer AFJET’i yazın yenilemeseydik bu kış ısınamayacaktık. Sistem iflas etmişti. Birçok çalışmalarımız oldu, başarısız bir yıl olarak sayamayız. Bazı tatsızlıklar yaşadık. Cephanelik patlamasında 25 vatan evladını şehit verdik. Allah gani gani rahmet eylesin. Allah ailelerine sabır versin. Memleketimizin birçok yerinde de böyle facialar duyduk. Erzincan’da, Diyarbakır’da, Hakkari’de, Uludere’de. Allah bu memlekete başka acılar göstermesin. Memleketi bölmek parçalamak isteyen insanlara da fırsat vermesin. O insanlara da akıl fikir versin. Birliğimiz beraberliğimiz bozulmasın diyoruz.

Röportaj: Burcu AYDIN

Bakmadan Geçme