'Görevimiz Vatanımıza Ve Bayrağımıza Sahip Çıkmaktır'
AKÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı, günümüzde topluma düşen görevin İstiklal Marşı ruhunu anlayarak, bağımsızlığın ve değerlerin kıymetinin bilinip, vatana ve bayrağa sahip çıkılması olduğunu söyledi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi tarafından “İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy” konulu konferans düzenlendi. Abdullah Kaptan Konferans Salonunda düzenlenen konferansa; Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nusret Koca, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.
“ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN”
Konferansın açış konuşmasını yapan Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı, İstiklal Marşı’nın sadece bir şiir olmadığını aynı zamanda bir milletin ruhunu, inancını ve bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi anlatan bir destan olduğunu belirtti. Yazıcı, “Mehmet Akif Ersoy, kaleme aldığı bu muhteşem eserinde; vatan sevgisini, imanı, fedakârlığı ve hürriyet aşkını bizlere en güçlü şekilde aktarmıştır.
O, şiir yazarken büyük bir samimiyetle ‘Benim değil milletimindir’ diyerek ödülünü bile kabul etmemiş ve bu eserini milletine armağan etmiştir” dedi. Yazıcı, “Bugün bize düşen görev; İstiklal Marşı’nda anlatılan ruhu anlamak, bağımsızlığımızın ve değerlerimizin kıymetini bilmek, vatanımıza ve bayrağımıza sahip çıkmaktır. Mehmet Akif Ersoy’unda dediği gibi, ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” ifadelerine yer verdi.
“MİLLETİN RUHUNU MİLLİ MARŞ YANSITIR”
AKÜ Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ortak, her şiirin bestelenip belli bir amaca hizmet edebileceğini fakat her şiirin milli bir marş olamayacağını kaydetti. Milli marşın tarihi bir derinliği olması ve milletin ruhunu yansıtması gerektiğini vurgulayan Ortak, “Milli marş, milletin vatan aşkını ve vatan için yapabileceklerini anlatmalıdır.
En eski çağlardan itibaren marşlar yazılmış fakat bunlar sadece belli bir dönemi kapsamış ve sürekliliği olmamıştır. Sürekliliği olan bir milli marşı ilk olarak İngilizlerde, daha sonra Fransızlarda görüyoruz. Mehter Marşı gibi besteler bir milli marş değildir. Mehter Marşı o dönem için ordunun ruhunu ve coşkusunu yansıtmış fakat bir milli marş niteliğinde olmamıştır.” diye konuştu.
“12 MART 1920’DE İSTİKLAL MARŞI KABUL EDİLDİ”
Kurtuluş Savaşı’nın başladığı dönemde toplumun tamamını kapsayan ve dönemin ruhunu anlatan bir marşın bulunmadığını kaydeden Ortak, “Milli bir marş için Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından Eylül 1920’de bir yarışma başlatılıyor. Bu yarışmaya 724 şiir geliyor. Yarışmaya gelen şiirler çok tercih edilmese de içlerinden 6 tanesi meclise sunuluyor. Ancak bunların içinde Mehmet Akif’in şiirini göremeyen Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Akif Ersoy’a özel mektup yazıyor.
Ersoy, ısrar üzerine şiirini teslim ediyor ve böylece 7 şiir meclise sunuluyor. 12 Mart 1920’de milletvekillerinin oy çokluğuyla İstiklal Marşı kabul ediliyor.” şeklinde konuştu.
“İSTİKLAL MARŞINDA MİLLİ MARŞTA OLMASI GEREKEN HERŞEY VAR”
İstiklal Marşı’nın bir marş olup olmadığı konusunda zaman zaman tartışmaların yaşandığı bilgisini kaydeden Ortak, “Bir şiirin marş olup olmadığını anlamak için içeriğine bakmamız gerekir. İstiklal Marşı’nın yazıldığı dönemde toplumun içinde bulunduğu duruma bakıldığı zaman Milli bir marşta olması gereken her şeyi İstiklal Marşı’nda görürüz. İstiklal Marşı’nı anlamak için o döneme gidip o ruhu anlayıp bu güne bakabilmek gerekiyor.” dedi. Konferans, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
