Göllerimizin altında 200 Milyar dolar yatıyor

AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferruh Aşçı, her geçen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Eber, Karamık ve Akşehir Göllerinde bulunan 'torf' isimli biyolojik gübrenin Türkiye'nin 20 yıllık gübre ihtiyacını karşılayacağını söyledi. Torf gübresinin Norveç, İsveç gibi İskandinav ülkelerinden körfez ülkeleri başta olmak üzere pek çok noktaya ihraç [&hellip]

AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferruh Aşçı, her geçen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Eber, Karamık ve Akşehir Göllerinde bulunan “torf” isimli biyolojik gübrenin Türkiye’nin 20 yıllık gübre ihtiyacını karşılayacağını söyledi. Torf gübresinin Norveç, İsveç gibi İskandinav ülkelerinden körfez ülkeleri başta olmak üzere pek çok noktaya ihraç edildiğini ifade eden Aşçı, Türkiye’deki torf gübresinin çok daha kaliteli olduğuna dikkat çekti.
“CANLILAR VE BİTKİLERDEN OLUŞUYOR”
Torf gübresinin nasıl oluştuğunu anlatan Aşçı, göl içerisinde yaşayan canlıların ölümü ve bitki parçacıklarının dip kısmına çöktüğünü söyleyerek, “Türkiye’de pek tanınmayan “torf” dediğimiz, göl tabanlarında bulunan biyolojik bir gübre. Göllerdeki birçok bitki çeşitliliği zaman içerisinde göl tabanına çöküyor. Su içerisinde yaşayan balıkların pulları ve diğer farklı parçaları dip kısma çöküyor. Yine o bölgede yaşayan omurgalı, omurgasız canlıların ölümü, bitki parçacıklarının dip kısma çökmesi ile oluşuyor bu gübre.” şeklinde konuştu.
“1 KİLOMETREKAREDE 1 MİLYON METREKÜP TORF GÜBRESİ BULUNUYOR”
3 gölün 500 kilometrekarelik bir yüzeye sahip olduğuna değinen Aşçı, konuşmasına şöyle devam etti: “Afyonkarahisar’da bulunan göller sığ göller. Yani biyolojik anlamda bol çeşitliliğe sahip fakat yaşlı olan göller. Torf gübresi noktasında 3 gölümüz var. Birincisi Eber Gölü. 150 kilometrekarelik bir alana sahip. İkincisi Karamık Gölü. 50 kilometrekarelik bir alana sahip. Üçüncüsü de Konya- Afyon sınırında bulunan Akşehir Gölü. Bu göl de 350 metrekarelik bir alana sahip. Bu üç göl için toplamda 500 kilometrekarelik bir yüzey alanı var. 1 kilometrekarede 1 milyon metreküp torf gübre bulunuyor. 10 ila 20 metre bir derinliğe inip bu gübreyi çıkarabiliriz. Yaklaşık bu gübrenin 1 metreküpü 50 dolar. Hemen hemen 200 milyar dolarlık bir rezerv bulunuyor.”
“MEVCUT GÜBRELERDEN
ÇOK DAHA UCUZ”
Piyasadaki diğer gübrelere göre bu gübrenin çok daha ucuz olduğuna dikkat çeken Aşçı, “Torf gübresinin özelliği şu, biyolojik bir gübre, erken hasat sağlayan bir gübre, steril bir gübre, sulama ihtiyacını azaltan bir gübre, bitkinin çimlenmesini, çiçeklenmesini meyveye geçişini kısaltan ve hızlandıran bir gübre. Doğal olması nedeniyle çiftçiye pazarda rekabet gücünü artıracaktır. Piyasadaki mevcut gübrelerden çok daha ucuz. Bugün itibariyle bunun Türkiye’deki 1 metreküplük fiyatı 100 lira civarında. Bir tır 40 metreküp taşıyabilir. Yani bir tıra yüklenmiş bu gübre 4 bin lira. Bu seri üretimle maliyetler çok daha uygun olabilir.” dedi.
“GÖLÜN DİBİNDEKİ
TOPRAĞI ALMAYA
DAYANIYOR”
Bu gübrenin nasıl çıkartılacağı konusunda da bilgiler veren Aşçı, şunları söyledi: “Afyon Türkiye’nin batısında ve tam merkezinde yer alan bir yer. Tüm üretim merkezlerine çok yakın. Aynı zamanda bölgede demiryolunun bulunması üreticilere, çiftçilere bu gübrenin çok daha uygun fiyata nakledilmesini sağlayabilir. Bunun çıkarılması çok teknik bir mesele değil. Kenardan iş makinaları ile belli bir noktaya kadar çıkabilir. Daha sonra yapılan duba teknikleri ile birlikte makinaları gübreyi çıkarmaya devam edecek. Çok fazla teknoloji gerektirmiyor. Gölün dibindeki toprağı almaya dayanıyor.”
“GÜBRENİN ÇIKARTILMASI
GÖLLERİ KURTARACAK”
Torf gübresinin çıkartılmasının hiçbir canlıya zarar vermeyeceğini söyleyen Aşçı, aksine gübrenin alınmasının gölleri kurtaracağını söyledi. Aşçı, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu durum canlıya zarar vermiyor. Bilakis tüm canlılar için gübrenin çıkarılması ile birlikte gölün mevcut hali korunmuş olacak. Akşehir Gölü bitmek üzere. Eber’de çok ciddi sorunlar var. Hem kirlilik var. Yani 3 gölde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu çalışma ile birlikte bu göller kurtulmuş olacak. Diğer yandan buralarda yaşayan biyolojik çeşitliliğin yaşaması sağlanmış olacak. Biyolojik çeşitlilik deyip geçmemek lazım. Bu göllerde 150’ye yakın kuş türü var. Yüzlerce çeşit böcek türü var. Bu çeşitlilik bölgede yapılan meyvecilik ve sebze üretimini olumlu etkiliyor. Kiraz, vişne gibi meyve üretimi başta olma üzere sebze üretimindeki kalitenin en önemli ayağı bu göllerdeki fauna çeşitliliği. Yani kuş ve böcek çeşitliliği. Göl giderse bu bölge çoraklaşacak. Tarımsal ve hayvansal noktada çok ciddi kayıplar olacak. Bu yüzden mutlaka göller mutlaka kurtarılmalı.”
“TÜRKİYE’NİN 20 YILLIK GÜBRE
İHTİYACINI KARŞILAYABİLECEK”
Rezerv olarak çok zengin olduğumuzu söyleyen Aşçı, “Tarım ekonomisine katkı sağlayacak. Çiftçimiz kaliteli gübre kullanmış olacak. 500 kilometrekarelik alandan elde edeceğimiz gübre Türkiye’nin 20 yıllık gübre ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde. Devasa bir rakam. Seracılıkta Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır. Kışın yaz kalitesinde domates, biber, patlıcan üretip dünya pazarlarına gireceksiniz. Organik üretimi de bu vesileyle teşvik etmiş olacaksınız. Bu gübre ucuz bir gübre. Maliyeti çok düşük. Maliyet belki sadece nakliye gideridir diyebilirim.  Bir diğer durum biyolojik çeşitlilik korunmuş olacak. Diğer bir katkısı da bölgenin göç vermesini önleyecek bilakis göç almasını sağlayacak. Bölgede bulunan köylerde, kasabalarda ve ilçelerde sanayi ve ticaret canlanacaktır.” diye konuştu.
“REKOLTEYİ ARTIRACAK ÖZELLİĞE SAHİP”
Gübrenin en önemli özelliklerinden bir tanesinin rekolteyi artıran bir özelliğe sahip olması olduğunu kaydeden Aşçı, şöyle konuştu, “Bugün Norveç, İsveç gibi İskandinav ülkeleri büyük miktarlarda ihracat yapıyorlar. Özellikle körfez ülkelerine, Arap ülkelerine gemiler dolusu torf gübresi gönderiyorlar. Bildiğim kadarıyla 1 metreküpünü 70-80 dolara veriyorlar. Bizdeki torf çok daha kaliteli. Bizim göllerimizdeki biyolojik çeşitlilik en üst noktada. Buda çiftçimizin üretim rekoltesini çok yükseltecektir.”
“TÜRKİYE BİR AN EVVEL
BU GÜBREYİ ÇIKARMALI”
Bu gübrenin bir an evvel ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirten Aşçı, “Bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman bu gübrenin mutlaka bir an evvel ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Hem özel hem kamu bu noktada harekete geçmeli. Türkiye’nin bu alandan kazanımı çok fazla olacaktır. Bunun zamanı geldi de geçiyor.” şeklinde konuştu. >> Nail AZBAY’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme