'Gezi, baskıya karşı durmanın adı oldu'

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Yalçın Görgöz, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin, hükümetin baskı politikasına karşı bir patlama noktası olduğunu söyledi

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Yalçın Görgöz, Taksim Gezi Parkı eylemlerini değerlendirdi. Görgöz, “Eylemlere katılanların büyük çoğunluğunu oluşturan gençler 20-25’li yaşlarda ya da altındadır. Bu insanların büyük bölümü Başbakan iktidara geldiğinde 9-14 yaşlarındaydı. Bugüne gelene kadar 11 yılı AKP iktidarı ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı altında geçirdiler. Yani sosyalleşme, toplumsallaşma, birey olma dönemleri boyunca 11 yıldan bu yana sürekli baskı, yaşam alanlarına müdahale, kişiliklerine biçim verilmesi yönündeki çabalara, siyasetlere, düzenlemelere tanık oldular. Taksim Gezi Parkı eylemleri işte bu baskının geldiği tahammül edilemez noktada bir infial ve patlamadır” dedi.
“BAŞBAKAN 20 YIL ÖNCESİNİ ANLATIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “gençlere söz geçirememe” durumu dolayısıyla öfkelendiğini belirten Görgöz, “Başbakan, 11 yıldan bu yana uyguladığı politikalara, çıkarttığı yasalara, medya ile baskı altına aldığı, tek yanlı toplum dizayn etme çabalarına ve projelerine karşın başarılı olamadığı, kendisine karşı çıkan, direnen çok geniş bir gençlik kitlesinin varlığını görmenin şokunda. Hatta buna inanamamaktadır. Onun için Belediye Başkanlığı döneminde yaptıklarını, yani neredeyse 20 yıl öncesini anlatarak bugünkü eylemlerin hesabını sormaktadır. Başbakan kafasındaki siyasi ve toplumsal modele uyduramadığı, şekillendiremediği, beyinlerine ve yaşam biçimlerine, siyaset yaklaşımlarına, dünyayı ve hayatı algılamalarına müdahalede başarısız olduğu somut biçimde ortaya çıkan kitlenin şaşkınlığını yaşamaktadır” ifadelerini kullandı.
GENÇLERİN TALEPLERİ NEDİR?
Gençlerin taleplerinin dikkate alınmasını isteyen Görgöz, şöyle devam etti:
“Bir anlamda üniversite gençliği içindeki AKP’li gençler olarak da nitelendirebileceğimiz Genç Siviller Hareketi’nin bu sert çıkışı ve tepkisi, Taksim eylemlerini doğru, demokratik ve haklı bulduğunu ilan etmesi önemli bir gelişmedir.Eylemlere katılanların ortak bir siyasi söylem, politik çizgi ya da belli bir örgüt çatısı altında olmadıklarını görüyoruz. Ortak payda, demokrasi ve özgürlük talebi, kişisel inanç, yaşam ve tercihlere karışılmaması, görüşlerinin dinlenmesi ve dikkate alınması, kendilerinin de varlıklarının kabulü ve ciddiye alınmaları, laik Cumhuriyetin değerlerinin, ilkelerinin, bayrağının, birliğinin korunması, çağdaşlıktan ödün verilmemesidir. Bu talepler insan haklarının önemsendiği, değer verildiği toplumlarda zaten uygulanmaktadır. Türkiye’de de yok etmek yerine yaşatmak ve geliştirmek gerekmektedir.” (Kocatepe)