• Haberler
  • Genel
  • Gerginliğin azaltılması için yetkililere görev düşüyor

Gerginliğin azaltılması için yetkililere görev düşüyor

Afyonkarahisar’da Ağustos ayı ile birlikte toplu ulaşımda adeta 'serbest fiyat' dönemine geçildi. Toplu ulaşım araçlarında 50 kuruş, 75 kuruş ve 1 liraya seyahat edebilen yolcular, durumdan memnun. Ancak ulaşımdaki taraflar arasındaki gerginlik de trafikte hissediliyor. Afyonkarahisar Belediye Meclisi ve Belediye Trafik Komisyonu Üyesi Halil İbrahim Baykara, esnaflar arasındaki gerginliğin sonlandırılması için yetkililere çağrı yaptı. Afyonkarahisar [&hellip]

Gerginliğin azaltılması için yetkililere görev düşüyor

Afyonkarahisar’da Ağustos ayı ile birlikte toplu ulaşımda adeta “serbest fiyat” dönemine geçildi.

Toplu ulaşım araçlarında 50 kuruş, 75 kuruş ve 1 liraya seyahat edebilen yolcular, durumdan memnun. Ancak ulaşımdaki taraflar arasındaki gerginlik de trafikte hissediliyor. Afyonkarahisar Belediye Meclisi ve Belediye Trafik Komisyonu Üyesi Halil İbrahim Baykara, esnaflar arasındaki gerginliğin sonlandırılması için yetkililere çağrı yaptı.

Afyonkarahisar Belediye Meclisi ve Trafik Komisyonu’nun emektar ve fikir üreten üyesi MHP’li Halil İbrahim Baykara, toplu ulaşımda gelinen noktayı değerlendirdi. Baykara, yetkililerin bir an önce tarafları buluşturarak tedbir alması gerektiğini vurgularken şehiriçi ulaşımda “silbaştan düzenleme”nin şart olduğunu belirtti.
Kocatepe: Ağustos’tan itibaren toplu ulaşımda indirim yapıldı. Bu indirim halkın yararına mı?
Halil İbrahim Baykara: Bu indirim, 3 buçuk yıldır 3’üncü kez indirimdir. Her yıl buna benzer şeyler yaşarız. Okulların kapanmasıyla müşteri azalır, bunun etkisi var. Biraz da etki-tepki meselesi. En son indirimin sebebi şu: Hatırlarsanız 2 ya da 3 ay önce Bayındırlık’ın Hastane’ye uzaması ile ilgili bir karar çıktı. Bayındırlık’ın uzamasına Uydukent tepki gösterdi. Bunun üzerine Uydukent fiyat indirimine gitti. Bu durum, Turex’in işine gelmedi. Turex, bu sorunun çözülmesini bekledi. Ancak bir netice çıkmadı. Uydukent fiyat kırdı, Turex kırdı. Turex’in fiyat kırması, Ataköy-Fakülte-Harbiş de sıkıntı çekmeye başladı. Onlar fiyat kırınca bu sefer Turex’te kartlı biniş 50 kuruş oldu. Şimdilik bu şekilde gidiyor. Fiyat kırma şu olur: Kârından verirsin. Maliyetine dokunduğun zaman kendini götürürsün, bu tehlikelidir. Dükkanı kapatırsan maliyetine verirsin. Normal çalışırken, çalışmaya niyetin varsa kârından verirsin. Halkı çok seversin, fedakârlık da edersin.
8 ay önce neden zam istenmişti peki?
Mazot fiyatları arttı. Geçen hafta yine zam geldi. Burada maksat, insanlar birbirine bir şeyler söylerler. Sözle, yazıyla, ima yoluyla bir şeyler söyler. Fiyat kırmayla taraflar birbirilerine bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Ben seni mahvedeceğim, sen beni mahvedeceksin diyorlar. Herkes birbirine mesaj vermeye çalışıyor. Bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Mazot fiyatı 1-1 buçuk liraya düşmüş olsa da fiyatları 50 kuruşa çekseler bir şey söylemem. Fakat mazotun litresi 4 lirayken sen ulaşım fiyatını 1 liraya, 50 kuruşa çekersen halka iyilik etmiş olursun. Fakat esnaf, kendini bitirir. Kendini bitiren insan da başkalarını bitirmeye çalışır. Şiddet içeren kötü şeyler olabilir. Ben bunun farkına vardım. Afyon’un huzurundan sorumlu olan yetkililerin bunu görüp tarafları bir an evvel bir araya getirip ortalığı sakinleştirmeleri gerekir. Bu böyle devam etmez.
HERKES ZARAR EDİYOR
Belediye Meclisi’nin kararlarının bir bağlayıcılığı yok mu peki?
Bizim Belediye’nin ya da hükümetin politikası şu: Fiyatı ne kadar kırarsan kır. Ama yukarı çıkma. Bu fiyatı nereden buldun demiyorlar. 50 kuruşa fiyatı çekenlerin zarar ettiğini herkes görüyor. Başkalarına zarar ettirme niyetinin olduğunu da herkes biliyor. Rekabet Kurulu deniyor, nerededir, ne işe yarar? Bilmiyorum. Hepsini aynı kefeye koyuyorum. Trafik Komisyonu üyesiyim. Birisi diğerinden kıymetli, kıymetsiz değil. Herkes zarar ediyor. Bir an evvel buna dur denilmesi lazım.
Daha önce benzer bir durum oldu mu?
2 sene önce de uygulayacaksanız zam verelim dedim. 2 sene önce de aynı şeyi söylediler, uygulayacağız dediler. Zammı Turex’e Belediye verir. Minibüslere ise dolmuşçular verir. Minibüsçüler, odasına müracaat eder. Biz Turex’le iki sene evvel Erol Çetinkaya ile birlikte görüştük. ‘Biz zam yapıyoruz, fakat sen kart fiyatlarını geri düşürüyorsun. Bu da minibüsler arasında huzursuzluğa sebep oluyor’ dedik.
ESNAF GERGİN
Taraflar arasında fiyat indirimi dolayısıyla bir gerginlik var mı?
Çok ciddi bir gerginlik var. Esnaf kesiminin hepsi gergin. Hastane’de de bir düzenleme olmazsa orada gerginlik bitmez. Afyon’da denetleme diye bir şey yok. Ulaştırma Koordinasyon Merkezi kurulması düşünülebilir. Ama orada çalışacak gönüllü ve bu işten anlayan kişiler bulunmadıkça anlamı yok. Dernek de kurarsınız, merkez de kurarsın��z, birlik de kurarsınız. Millet birbirine girecek diye kendime dert edindim.
Bu konuları Trafik Komisyonu’nda gündeme getirdiniz mi?
Gündeme getiriyorum. Beni dinlerler. Ama bir şey olmaz. Bu işler neden oluyor, bunu sormak lazım. Ben sanırdım ki Meclis üyeleri ve milletvekilleri bir şeyler üretir ve bunları da uygular bilirdim. Bu Meclis’te gördüğüm şu: Halk yöneticileri yönetiyor. Her toplantıda maddeler gelir. Bunların hemen hepsi vatandaştan gelen dilekçelerdir. Dilekçelere cevap veririz. Dilekçe yoksa o ay komisyon toplantısı da olmaz. Trafik Komisyonu’nda en son toplantıda 3 madde vardı.
PROJEYİ OKUMADAN
HÜKÜM VEREN DE OLDU
Yöneticiler trafikteki sorunları dert edinmiyorlar mı?
Görünen o ki dert edinmiyorlar. Halk yönlendiriyor, o konu üzerinde görüşüyoruz. Ben Meclis üyesi fikir üretir diye hayal ettiğim için fikir üretmeye çalışıyorum. Güzergahlarla ilgili bir çalışma yaptım. Kendimi hazırladım iki-üç ay. Her soruya cevap verecek şekilde bir proje hazırladım. Yatağın yanında kağıt kalemle uyudum. Aklıma bir şey geldiğinde yazayım diye. Komisyonda dile getirdim. Komisyon üyelerinden bir arkadaşımız, bu konunun üzerinde durması gereken insan ‘Sana ne, sen ne anlarsın bu işten. Radikal işleri uzmanının yapması gerekir’ dedi. Daha okumadan bunu söyledi. Burhanettin Çoban’a gittim. Onun önüne koydum projeyi. O’na anlatırken danışmanını da çağırdı. Çok mutlu oldu, Burhanettin Bey. Çok beğendi, danışmanı da beğendi. Bundan cesaret alarak ben komisyon üyelerini topladım. Onlar da memnun oldular. Bana ters konuşan bile ‘Ben bu kadar bilmiyordum’ dedim. Bütün gazeteleri dolaştım. Komisyon Başkanı’na rica ettim. Durak başkanlarını, minibüsçüleri de topladık. ‘Turex kabul ederse biz de kabul ediyoruz’ dediler. Turex bu projeyi kabul etti. Ben teklif olarak sundum, minibüsçülerin yarısından fazlası ‘Olmaz’ dedi.
Mevcut güzergahı silbaştan düzenledim. Bir hafta sonra bir televizyon kanalına çıktım. Aynı gün M. Emin Birliktir de projenin aleyhine konuşmak için başka bir televizyona çıktı. O’na sordum. ‘Seni destekleyeceğim’ dedin. Aynı gün neden aleyhimde programa çıktın? ‘Senin projen uygulanacak bir şey değil’ dedi. Benim projemde hiç olmayan şeyleri söylüyor. ‘Benim projemin kaç sayfasını okudun’ dedim. ‘Hiç okumadım’ dedi.
Trafik Komisyonu çalışmıyor mu?
Çalışıyoruz. Ama millet ne derse onun üzerinden gidiyoruz.
Sizin çözüm öneriniz nedir peki?
Bu şekilde problemler çözülmez. Çözmeye çalıştığınız zaman da problemler artar. Bir güzergahı biraz uzattığınız zaman, herkes benzer isteklerde bulunuyor. Bunun altından kalkılmaz. Şu anda esas olan şu: Halk, güzergah durumundan memnun mu, değil mi? Esas halkı düşünmek lazım. Kim ne kadar para kazanabilir, kim ne kadar zarar eder? Bundan ziyade halkın gidebileceği yere hızlı ve güvenli şekilde nasıl gidebilir, bunu çözmek lazım. Şu anki güzergahlarla bu işler böyle devam eder. Silbaştan ele almamız lazım. Güzergahları yenileyelim. Şu an benim elimde bir teklif daha var. Fakat vermekte tereddüt ediyorum. Ciddi olarak bakılmıyor.

TRAFİĞE HERKES MÜDAHALE EDEBİLİYOR

Bayındırlık hattının güzergahı, Yeni Hastane’ye nasıl uzatıldı?
Bayındırlık’ın uzaması Komisyon’un hür fikriyle yapılmadı. Vali Bey’in ricası olarak denildi. O zaman da söyledim bunu. Üyeler de Vali Bey’in ricasını kıramadılar. Ben reddettim. Mesele bir tane değil. Afyon’da Bakan trafiğe müdahale eder, Vali müdahale eder. il başkanları müdahale eder. Köy Garajı kararını uygulayamadık. Birisi ‘Bakan Bey’i razı edemiyorum’ dedi. Kısmen uygulandı, sonra iptal edildi. Kendi kendimize fikir üretmiyoruz. Üretenleri de dikkate almıyoruz.
Yöneticiler, bir kesimi sevmek sevmemek gibi bir lükse sahip değil. Yöneticiler hisleriyle hareket edemezler. O insanların rahatını, huzurunu sağlamak zorundasın. Ben şu kesimi sevmiyorum, haddini bildireceğim yaklaşımı da gerginliği artıyor.
“Lüzumu hâlinde can yanabilir” deniyor ama…
O da söylenebiliyor. Kimse de o sözün üzerine gitmiyor.

MURAT ARISOY

Bakmadan Geçme