Gerekenden fazla ve az ceza, suçu artırır

Afyonkarahisar Barosu’nun geleneksel hale getirdiği aylık değerlendirme ve basın toplantısı, bu ay Avukatlar Günü’ne rast geldi.

Avukatlar Günü dolayısıyla Kocatepe Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koyan Baro Başkanı Avukat Turgay Şahin, basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Şahin, idam cezası yerine affedilmeyecek ağırlaştırılmış müebbet cezasının, suçu işleyen kişi için daha etkili olacağını belirtti.
Afyonkarahisar Barosu’nun geleneksel hâle getirdiği aylık değerlendirme toplantısı, Baro Yönetim Kurulu toplantı salonunda gerçekleştirildi. Güncel siyasi ve hukuki tartışmalar hakkında görüşünü kamuoyuyla paylaşan Afyonkarahisar Barosu Başkanı Avukat Turgay Şahin’in ve basın mensuplarının gündeminde idam cezası vardı. İdam cezasının toplumların önüne tecavüz ve benzeri suçların ardından konulduğunu, ancak telafisi mümkün olmayan bir cezanın yasalaşmasından önce soğukkanlı hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, “Suç ve cezalarda orantılılık ilkesi vardır. Diğer hukuk dallarında felsefe çok fazla konuşmaz, Ceza Hukuku’nda ise felsefi değerler ön plandadır. İnsanlığın yüzyıllardır süzüp üzerinde mutabık olduğu suç ve cezalarda orantılılık ilkesi çok önemlidir. Bir suçun karşılığı gerçekten ne olmalı ise bu tespit edilip uygulanmalı. Bir suç için olması gereken cezadan az ceza vermek de o suçu teşvik ettiriyor, gerekenden fazla ceza vermek de suçun artmasına yol açıyor. Çok ağır bir ceza ile karşı karşıya kalan sanık, yakalanana kadar o suçu işleye-meye devam edebilir. O suçun engellenmesi yerine artması gündeme gelebilir. Çok hızlı adalet de geciken adalet de adalet değildir” dedi.
Tepki sürecinden sonra karar verilmeli
Hukukçuların acı olayların sıcaklığıyla hareket edemeyeceğini hatırlatan Şahin, “Hukukçuların tepki süreci geçtikten sonra karar vermeleri gerekmektedir. Acı olayların sıcaklığı geçmeden acı olaylar hakkında tedbir düşünülmesi yanlış tedbirleri gündeme getirebilir” diye konuştu.
Telafisi mümkün değil
Şahin, idam konusundaki görüşlerini şöyle açıkladı:
“İdamlar kamuoyunun önüne genelde insanların nutkunun tutulduğu noktalarda geliyor. Ama sakince düşünmeli ve verilecek cezanın orantısız olmaması için çaba sarf edilmeli. İdam cezasının en çok uygulandığı suçlar, siyasi suçlar. İdam cezası tecavüzcülere değil, siyasi muhaliflere uygulanmıştır. İdam cezası, öyle bir şey ki ‘Keşke yapmasaydık’ demenin telafisi mümkün değil. Ceza, suçlu ya da sanık ruhunda, hayatında ibret alacağı bir müeyyidedir. Ceza ile hayat sonuçlandırılıyorsa bunun etkilerinin görülüp görülmeyeceği şüphelidir. Madem idam cezasından ibret alınması isteniyor, toplumun önünde uygulanmalı. Ama o infazı gören herhangi biri, idam cezasını istemeyecektir. Ben kamuoyunun, imza toplayanların tepkilerini kabul ediyorum, anlıyorum. Bununla birlikte daha sakin düşünme-miz gerekir.”
Ağırlaştırılmış müebbet daha etkili
Terör mağduru ailelerin idamın yeniden yasalaşması yönündeki taleplerinin hatırlatılması üzerine Afyonkarahisar Barosu Başkanı Avukat Turgay Şahin, “Biz terörle mücadelenin ne anlama geldiğini biliyoruz. Bunu askerlik dönemimizde bizzat yaşadık, arkadaşlarımızın şehit olmasına şahit olduk. Terör suçlarını mağdur görmek kesinlikle mümkün değil. Lanet edilecek suçlar. Hukukta cezalar intikam aracı değildir. Her suç için o suçun mağdurlarına sorsak herkesin idam edilmesi gerekir. Kaldı ki bugün idam cezası getirilse, geçmişte yaşanan suçlara uygulanamaz. Bizim askerlik yaptığımız dönemler, terörün en şiddetli olduğu yıllardı ama idam cezası da mevcuttu. Ağırlaştırılmış müebbet cezası, idamdan daha etkili bir cezadır” dedi.
Basın suçları ile ilgili yeni düzenleme
Şahin’in gündemindeki bir diğer konu da basın yoluyla işlenen suçlarla ilgili düzenlemeydi. Şahin, “İzinsiz ve yasal olmayan dinleme kayıtları video paylaşım sitelerine düşüyor. Bu videolar internet siteleri ve yazılı-görsel medyada yayınlanıyordu. Eskiden bu tür videoları yayınlamak suçtu. Şimdi yeni düzenleme ile bu yasak kalkıyor. Siz, bir kişi hukuka aykırı bir şekilde konuşuyorsa yayınlanabilir ve servis yapılabilir. Bu tür dinlemelerin basına yansıma şekille-rine adeta hukuki bir kılıf getirilirse, özel yaşam��n mahrumiyetini uygun davranılmazsa sorunlarla karşılaşılabilir. Özel hayatların muhterem olması asla atlanmamalı” şeklinde konuştu. (Kocatepe)