Gerçeği Taklit Eden Büyük Tehlike!
Gerçek ile sahtenin ayırt edilmesini zorlaştıran 'deepfake' teknolojisiyle yapılan içeriklerinin paylaşılmasını federal suç sayacak yasa tasarısı, ABD Temsilciler Meclisi tarafından onaylandı. Bu yasa tasarısıyla tekrar gündeme gelen deepfake teknolojisi nedir?
ABD Temsilciler Meclisi, kişinin rızası olmadan sahte cinsel içerikli ‘deepfake’ görüntülerin çevrimiçi platformlarda paylaşılmasını federal suç sayan tasarıyı 409 ‘Evet’ oyuyla kabul etti. Yasa tasarısına göre, kişinin rızası olmadan sahte deepfake görüntülerin oluşturularak çevrimiçi platformlarda yayınlanması federal suç olarak kabul edilecek. Bu tasarıyla birlikte tekrar gündeme gelen deepfake teknolojisi nedir? Ne gibi tehlikeleri vardır? İşte detaylar…
DEEPFAKE NEDİR?
Dünya genelinde güvenlik, etik ve hukuk alanlarında tartışmalara yol açan deepfake içerikler, yapay zeka teknolojisinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıktı. İlk olarak 2017 yılında dikkat çeken bu teknoloji kişilerin yüz, ses ve mimiklerini dijital ortamda birebir taklit edebiliyor. Deepfake teknolojisi ile hazırlanan içerikler özellikle son yıllarda siyasi manipülasyon, dijital dolandırıcılık ve özel hayatın ihlali gibi başlıklarda gündemdeki yerini koruyor.
SAHTE İÇERİKLERİN ALTINDA YAPAY ZEKÂ VAR
Deepfake teknolojisi, derin öğrenme algoritmalarıyla çalışan yapay sinir ağları sayesinde geliştiriliyor. İki yapay zeka mekanizmasının birbiriyle yarışından oluşan bu sistemde biri sahte içerik üretimi yaparken diğeri bu içeriğin gerçek olup olmadığını kontrol ediyor. bu sayede zamanla daha gerçekçi görüntüler oluşturuluyor. Özellikle kamuoyunda tanınmış kişilerin konuşmalarını ve hareketlerini taklit eden içerikler, sosyal medya çeşitli platformalarda milyonlara ulaşan kitleye ulaşabiliyor.
KULLANIM ALANLARI GENİŞLİYOR
İlk başlarda film ve bilgisayar oyunları gibi eğlence sektörlerinde kullanılan deepfake teknolojisi, zaman içinde itibar zedelemeden dolandırıcılığa kadar birçok alanda kullanılmaya başlandı. Özellikle günümüzde siyasiler üzerinde itibar zedeleme amacıyla üretilen sahte konuşmalar, dolandırıcılıkta kullanılan ses taklitleri ve kişilerin rızası dışında hazırlanan uygunsuz içerikler bu teknolojinin kötüye kullanım alanlarına örnek gösterilebilir.
HUKUKİ BOYUT GÜNDEMDE
Deepfake içeriklerinin yayılmasını önlemek amacıyla birçok ülke yeni hukuki düzenlemelere gidiyor. ABD, Japonya ve Avrupa ülkeleri, sahte dijital içeriklerle mücadelede yasal altyapıyı güçlendiriyor. Türkiye’de de kişilik haklarını korumaya yönelik çalışmalar yürütülüyor. Fakat, teknolojinin gelişme hızı çoğu zaman yasal düzenlemelerin önüne geçerek hukuki boşlukların oluşmasına neden oluyor.
BİLGİ KİRLİLİĞİ VE GÜVEN SORUNU
Deepfake içerikleri ile bilgi kirliliğinin oluştuğunu belirten uzmanlar, bu durumun kamuoyu güvenini zedelediğini vurguladı. Özellikle kriz dönemlerinde toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen bu sahte içeriklerin gerçeğinden ayırt edilmesi giderek zorlaşıyor. Bu durum ise, medya okuryazarlığı ve doğrulama mekanizmalarının önemini arttırıyor.
TEKNOLOJİ DEVLERİNDEN ÖNLEMLER
Deepfake teknolojisi ile mücadele etmek için uluslararası teknoloji şirketleri çeşitli yazılımlar geliştiriyor. Microsoft, Meta ve Google gibi firmalar, özellikle sahte içerikleri tespit eden yapay zekâ sistemlerine yatırım yapıyor. Bazı platformlar ise, kullanıcıların gördükleri içeriklerin doğruluğunu kontrol edebileceği dijital etiketleme uygulamalarını hayata geçirdi. Ayrıca, blockchain tabanlı kimlik doğrulama sistemleri de bu mücadelede öne çıkan yöntemler arasında yer alıyor.
DİJİTAL GELECEKTE GÜVENLİK ŞART
Yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle, deepfake teknolojisinin daha da gelişeceğini öngörülürken, insanların ve kurumların güvenlik konusunda daha bilinçli olması gerekiyor. Teknolojik önlemlerin yanı sıra eğitim ve farkındalık çalışmalarının da hayati rol oynadığını belirten uzmanlar, sahte içeriklerin yayılmasını engellemenin yolu olarak sadece yazılımlardan değil, aynı zamanda toplumun bilinç düzeyinin artırılmasından geçtiğini vurguluyor.
Bakmadan Geçme
