Genel Kurul'un gündemi emek ve referandum

HABER VE FOTOĞRAFLAR: MURAT ARISOY   Şeker-İş Afyonkarahisar Şubesi'nin 13'üncü Olağan Genel Kurulu, Afyon Şeker Fabrikası'nda gerçekleştirildi. Genel Kurul'a AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hasan Altunkalem, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, CHP İl Başkanı [&hellip]

HABER VE FOTOĞRAFLAR: MURAT ARISOY

Şeker-İş Afyonkarahisar Şubesi’nin 13’üncü Olağan Genel Kurulu, Afyon Şeker Fabrikası’nda gerçekleştirildi. Genel Kurul’a AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hasan Altunkalem, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, CHP İl Başkanı Kemal Demirkırkan, MHP İl Başkanı Mehmet Karagöz, Demokrat Parti İl Başkanı Gürcan Şensoy ile çok sayıda davetli katıldı.
KALİFİYE ELEMAN SIKINTISI
Genel Kurul’un açış konuşmasını yapan Şeker-İş Afyonkarahisar Şube Başkanı Murat Karamoçu, kalifiye personel ihtiyacını hatırlattı. Karamoçu, “Şeker fabrikalarındaki kalifiye personel ihtiyacı günden güne artmaktadır. Türk Şeker’in işçi alımı dahil tüm stratejik kararlarını almakla yükümlü olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, maalesef bu talepleri gözardı etmiştir. Söz konusu sıkıntı şeker sanayinin asıl faaliyetlerinin yürütüldüğü bölümlerde üretimin sürekliliğini tehdit eder hale gelmiştir. Özeleştirme İdaresi’ni katı tutumundan dolayı ihtiyaç olduğu halde fabrikalarına yıllarını vermiş işinin ehli, uzmanlaşmamış geçici işçiler sürekli çalışma alamazken, buradaki işler, hizmet alımı yoluyla deneyimsiz taşeron işçilerle giderilmeye çalışılmıştır” dedi.
ŞEKERİN GELECEĞİ,
ÜLKENİN GELECEĞİ
Türkiye’nin geleceği ile şeker sektörünün geleceğinin aynı doğrultuda olduğunu kaydeden Karamoçu, “Şekerin geleceği, Türkiye’nin geleceğidir. Dolayısıyla endüstrinin sorunlarının aşılması için şu anda yaptığımız tüm çalışmamız, yeni bir yapılandırma ile teknolojik değişime açık sektörümüze rekabet üstünlüğü sağlayacak bir örgütlenme planını temin etmeye yöneliktir. Türkiye’nin üretim gücünü, insan unsurunu harekete geçirdiği takdirde başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Biz kendi sektörümüzde üzerimize düşen her görevi yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
İŞÇİLER FEDAKÂRCA ÇALIŞTILAR
Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök ise şeker fabrikaları çalışanlarının fedakârca çalıştıklarını söyledi. Gök, “Çalışanlar açısından zor günlerden geçiyoruz. Sadece üretim zamanında 3500 arkadaşımız hafta tatili yapmadan, hukuksuz bir biçimde çalışmaya devam etti. Biz bunu siyasi iktidara da anlattık. Maliye Bakanımız’a teşekkür ediyorum. İlk defa bir siyasinin fabrikalarla bu kadar yakından ilgilendiğini gördüm. İşçi hangi şartlarda, nasıl üretim yapıyor, bunu gördü. Buru çözemezsek önümüzdeki kampanyaları yapamayacağını ifade ediyorum. Biz çalışalım, ülke bizim. Ama ezilen olmak istemiyoruz. Hakkımızın verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
NİŞASTA LOBİSİ ÇOK GÜÇLÜ
Gök, şöyle devam etti:
“Nişasta Bazlı Şeker lobileri çok güçlü. Onlar, size bizden daha çabuk ulaşıyor. Halkımızın zehirlenmesine izin vermeyelim. Avrupa Birliği’nde Nişasta Bazlı Şeker üretilen yerlerde pancardan şeker elde edilemiyor. Bu konuda yardımınızı bekliyoruz.”
GENEL KURUL’UN BİR TALEBİ OLMALI
Türk-iş İl Temsilcisi Muharrem Uslu da, bu Genel Kurul’un bir talebinin olması gerektiğini vurguladı. Uslu, “Bu genel kurulun bir serzenişi olacaktır. Bu serzeniş bir talep olarak ortaya konulacaktır. Geçici arkadaşlarımızın kadro meselesi, 4 yıldır gündemimizde. Görüşmeler yapıldı, kadro olmasa bile 11 aylık çalışılsın diye bir anlaşmaya varıldı. Türkiye’nin gündemindeki yoğunluk, gecikmeye neden oldu. Siyasetin zemini doğru dürüst gidiyorsa, işçinin ve emekçinin de hakkı ve hukuku ona göre belirleniyor. Siyaset zemini bozuksa bundan en çok çalışanlar ve emekçiler zarar görüyor. Geçici işçilerimizin kadroya geçmeleri ile ilgili Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın da bir talimatı olduğunu biliyoruz. Büyük bir gayret sarfedildiğini belirtmek isterim” dedi.
“SİYASETE GİRMEYECEĞİM”
DEDİ AMA…
“Siyasete girmeyeceğim” diyen Uslu, daha sonra siyasete ilişkin açıklamalar yaptı. Uslu’nun konuşmasının ardından kürsüye çıkan siyasetçiler de Uslu’nun bu yolu açtığını belirterek ülke gündemindeki gelişmeleri değerlendirdi. Uslu, “Referandumun bir rejim değişikliği olduğu kanısında değilim. Muhalefet de iktidar da yasama, yürütme ve yargının olmazsa olmaz olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargıya ihtiyacı var. Siyasetçilerimizin yapacakları faaliyetler çok önemli. Sivil toplum örgütü olarak onlara yardımcı olmanın gayreti içinde olacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye Emekliler Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Ahmet Ege de “Şeker Fabrikaları ülkenin can damarıdır. Bunun böyle bilinmesi gerek” ifadelerini kullandı.

“Evet” de anlatıldı, “Hayır” da

Şeker-İş Afyonkarahisar Şubesi 13’üncü Olağan Genel Kurulu’nda, 16 Nisan referandumunda “Evet” diyenler de, “Hayır” diyenler de görüşlerini dile getirdi

Şeker-İş Afyonkarahisar Şubesi Genel Kurulu’nda siyasetçilerin yaptığı konuşmaların özeti şöyle:
ELİMİZİ UZATIRIZ
MHP İl Başkanı Mehmet Karagöz: İl Başkanı sıfatıyla çıktığım ilk mikrofon. Fabrikanın Türkiye’nin sağlığına ve ekonomisine katkılarını biliyoruz. Bu konuda katkısı olan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Siyasiler, bu milletin hizmetkârıdır. Kim ülkemizin menfaatine elini uzatırsa elini tutmaya hazırız.
EMEKÇİ ZARAR GÖRECEK
CHP İl Başkanı Kemal Demirkırkan: Büro-İş Sendikası’nın bir çalışması var. O çalışmada başkanlık sistemi ile parlamenter sistem karşılaştırılıyor. Bu çalışmada 66 tane parlamenter sistemle yönetilen, 54 tane de başkanlık sistemi ile yönetilen ülke ele alınmış. Asgari ücretten tutun, çalışma iznine, doğum iznine kadar pek çok konuda yapılan kıyaslama var. Bu kıyaslamalarda başkanlık sistemiyle yönetilen işçilerin parlamenter sistemle yönetilen işçilere göre daha az haklarının olduğunu, haklarının karşılığının tam olarak verilmediği görülüyor.DİSK’in yaptığı başka bir araştırma da yine başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasındaki sendikalılaşma, haftalık çalışma oranları gibi konular ele alınıyor. O araştırmada da başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde çalışan işçilerin, parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde çalışan işçilere göre daha zor bir durumda olduğunu gösteriyor. Biz istiyoruz ki bütün taşeron işçilerimiz kadroya geçirilsin. Sendikal haklarında hiçbir eksiklik olmasın. Başkanlık Sistemi, tek adamlığı gündeme getiren bir sistem. Araştırmalar gösteriyor ki başkanlık sisteminde hak arama ile ilgili mücadelenin önüne geçiyor. Bir başkan düşünün, kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Aynı başkan, İdare Mahkemesi’nin başkanını da dolaylı yoldan atayan başkan. Yukarıda verilen karar, aşağıda bozulamayacak.
SÖZ DE, KARAR DA MİLLETİN
AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven: Sizden şunu talep ediyorum. Açın, Anayasa değişikliğindeki talepleri okuyun. Parlamenter sistemde şu kadar yaşıyor, başkanlık sisteminde şu kadar yaşıyor gibi istatistikler verildi. İstatistiki bilgiler her ülkeye göre farklılık gösterir. Türkiye’nin şartları farklıdır, Afrika’nın şartları farklıdır, Almanya’nın şartları farklıdır. Bizim yaptığımız sistemin ismi Başkanlık değil. Türk Usulü Cumhurbaşkanlığı Sistemi’dir. Kıdem tazminatı kaldırılacak deniyor. Kimse kıdem tazminatını falan kaldıramaz. Rahat olun. Bu hükümet ne yaptı biliyor musunuz? Kıdem tazminatını garanti altına alacak fon oluşturuyor. Hakimleri Başkan atamayacak. Hakimleri, kendi grubu atayacak. Biz millet odaklı bir seçime gidiyoruz. Biz milletvekillerimizi ve Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. Onlar da hakimleri atayacak. Yeter, söz de karar da milletin, diyoruz.
FABRİKALAR BİLE KAPANABİLİR
Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal: Önerilen başkanlık sistemine karşıyız. Çünkü bu teklifle Cumhurbaşkanı, bir gün Olağanüstü Hal ilan edip ülkede ekonomik krizi gerekçe göstererek Şeker Fabrikaları’nın kapatılması ile ilgili kararname yayınlayabilir. 2013 yılında Şeker Kanunu olarak bilinen Nişasta Bazlı Şeker kullanımını öngören bir yasa tasarısı vardı. Kamuoyunda çok tepki gördüğü için Meclis’te yasalaşamadı. Bu parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi ile yönetilen bir ülke olsaydık, bu konuda fikrimiz dahi alınmayacaktı. Neden? Kararname ile Nişasta Bazlı Şeker’deki kotayı yükseltildiğini sabah uyandığınızda öğrenecektiniz. 15 yıldır tek başına iktidarda bir parti var. Cumhurbaşkanı o partiden, Meclis Başkanı o partiden. Meclis’te de çoğunluk. Bugüne kadar ne istediniz de yapamadınız? Bu teklifte işçi, emekçi, emekli, memur, esnaf yok. Bu teklifte halk yok. 18 maddenin 18’i de ülkenin anahtarını bir kişiye vermektir. Bu kontrolsüz güce neden olacaktır.
CUMHURBAŞKANI HER SUÇTAN
YARGILANABİLECEK
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya: İşçi kardeşlerimizin sorunları var. Şeker işçileri ile orman işçileri aynı sorunla karşı karşıyalar. Bu fabrikanın yaşayacağı norm kadroların, kadrosuyla birlikte olması gerekiyor. Bu işin doğrusu 100 kadro ise 100 kadronun da peşinden koşarım. Bu fabrikalarımızın makineleri aşınıyor. Bunun tadilatı, kadrolu işçilerle yapılabiliyor. Ekonomik dengeleri bozmadan bunu yapmamız gerekiyor.1984’te çıkartılmış Kanun Hükmünde Kararnameler, kanunlaştırılmamış. İçtüzük, 30 gün içinde kanunlaştırılır, diyor. Yeni önerilen sistemde 3 ay içinde kanunlaştırılmazsa hükümsüz kalır diyor. 30 yıldır uygulanan havadaki kararnameler mi, 3 ay sonra hükümsüz hale gelenkararnameler mi halkın yararına?Türkiye’de şu anda vatana ihanet suçu yok. Cumhurbaşkanı şu haliyle sadece vatana ihanetle suçlanabilir. Yeni önerilen sistemde ise Cumhurbaşkanı, gerekli çoğunluk usulüyle her suçtan yargılanabilecek. Hep muhalefette kalacaksınız, ama her şeyi siz belirleyeceksiniz. Yok böyle bir şey! Millet belirleyecek.

Bakmadan Geçme