Geleneklerimizi geleceğe taşıyarak var olabiliriz
Ensar Vakfı'nın Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin 18. gün konuşmacısı Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi'nden Uzman Abdullah Çakmak oldu. Çakmak 'Osmanlılarda Ramazan Sevinci' başlığında bilgiler verdi. Başlangıçta aynı fakülteden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım tarafından Kur'an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu.OSMANLI SAHİPLENDİ VE EKLEDİKonu başlığının 'Osmanlılarda Ramazan Sevinci' olduğunu belirten Uzman Abdullah Çakmak, sevinç kavramının Osmanlılar da eğlence [&hellip]
Ensar Vakfı’nın Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 18. gün konuşmacısı Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi’nden Uzman Abdullah Çakmak oldu. Çakmak; “Osmanlılarda Ramazan Sevinci” başlığında bilgiler verdi. Başlangıçta aynı fakülteden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu.
OSMANLI SAHİPLENDİ VE EKLEDİ
Konu başlığının “Osmanlılarda Ramazan Sevinci” olduğunu belirten Uzman Abdullah Çakmak, sevinç kavramının Osmanlılar da eğlence kültürünü akla gelmemesini, Osmanlılar da Ramazan ayında yapılan çeşitli uygulamalardan söz etti. Sözün başında Osmanlı medeniyetine yönelik bilgiler veren Çakmak; “Osmanlı devleti yaklaşık 6 asır hüküm sürmüştür. İslam tarihine günümüze kadar baktığımızda 14 asırlık zaman diliminde bunun yarıya yakın zaman diliminde hüküm sürmüş bir devlettir. Bu medeniyetin yani Osmanlı kültürü ve devletinin kurulmasının kolay olmamıştır. Osmanlı devletine bakıldığın da kendisinden önce, kendisine tevarüs etmiş milletlerin kültürü medeniyetine sahip çıktığı görülür. Bunlara yenilerini ekleyerek, yaptığı imar faaliyetleriyle dini anlamda sanatta, estetikte, edebiyatta her türlü alanda bu mirası üretkenlik ve eklemelerle zenginleştirerek kendi kültür ve medeniyetini oluşturmuştur. Peygamber Efendimiz (SAV) zamanında ki Asr-ı Saadette daha sonra Hilafet-i Raşidin’e, Emeviler, Abbasiler, Anadolu Selçukluları gibi her milletin Osmanlı’ya bıraktığı bir miras vardır” dedi.
KÜLTÜRÜN DEVAMI
TAŞIMAKLA MÜMKÜN
AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Uzman Abdullah Çakmak, Osmanlı devletinin kültür mirasına hakettiği ölçüde değer verdiğini söyledi. Osmanlı’nın kültürel mirası koruma altına aldığını dile getiren Çakmak; “Bizim geçmişe dönük Ramazan algımız genelde nostaljik rüzgarlarla dolu. Biz hep ‘Ah eski Ramazanlar’ ‘Ah çocukluğumun Ramazanları’ diye hep serzenişle nostaljik bir hava estiriyoruz. Bunu yapmamızın bazı temelleri var. Geçmişi bugün yaşayabilmemiz için bir süreklilik olması gerekir. Ancak bizim sosyal ve kültürel yaşantımızda toplum olarak bir takım kültürel kırılmalara maruz kalmışız. Bu yüzden böylesi serzenişlerde bulunmakta aslında pek yadırganacak bir durum değil. Ancak biz geçmişi bugün yaşayabilmemiz için geçmişte var olan gelenekleri bugüne en iyi şekilde taşıyabilmek önemli. Eğer bunu yapabilirsek geçmişe ‘Ah o eski Ramazanlar’ diye başlamayıp bugünde yaşayabildiğimiz ölçüde bu kültürü devam ettirebiliriz” diye konuştu.
RAMAZAN HAZIRLIĞI RECEP AYINDA BAŞLIYOR
Osmanlılarda Ramazan ayına gelmeden önce Recep, Şaban ve sonrası Ramazan olmak üzere üç aylardan söz etmek gerektiğini söyleyen Uzman Abdullah Çakmak, Recep ve Şaban aylarının Ramazan ayını müjdelediklerini hatırlattı. Osmanlılarda Ramazan konusu ile ilgili yaptığı araştırmada, Osmanlılarda Ramazan müjdecisini Şaban ayının 29. ve 30. geceleri olduğunu aktaran Çakmak; “Şaban ayının 29. ve 30. gecelerinde hilalin görülmesi ile birlikte Recep ayının 12. gününde Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da Mekke ve Medine’ye kutsal topraklara Surre Alayı göndermesi var. Recep ayının 12. gününde gerçekleştirilen merasimde aslında Ramazan ayına bir hazırlık gibidir. Çünkü büyük bir merasim gerçekleştiriliyor. Konuya baktığımızda teşrifatçılar tarafından kimin hangi elbiseyi giyeceği, kimin nerede oturacaklarına kadar hepsi teşriat defterlerine geçiriliyor. Recep ayının 12. ve aslında bunu takip eden günler aslında Ramazan ayının müjdeleyicisidir diyebiliriz. Surre Alayının gönderilmesinden sonra bi takım hazırlıklar var yine üç aylar içinde yapılan. Diğer aylarda daha az olmasına rağmen bu aylarda ürün fiyatlarının belirlenmesi, takip edilmesi. Yiyecek kalitelerinin arttırılması gibi. Konu üzerinde çalışırken arşiv belgelerini de inceledim” şeklinde konuştu. >> Burcu AYDIN’ın Haberi